Irak, İran’ın nüfuzuyla ABD’nin rolünü birbirinden nasıl ayrıştırıyor?

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Irak, İran’ın nüfuzuyla ABD’nin rolünü birbirinden nasıl ayrıştırıyor?

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Irak ile ABD arasındaki ilişki sadece güvenlik kaynaklı olmadığını belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin, ekonomik, kültürel, sosyal ve eğitim alanlarına taşıyarak Washington ile Bağdat arasındaki ‘stratejik çerçeve’ anlaşmasının etkinleştirilmesi gerektiğini ifade etti. İran başından beri siyasi sürecin yanında yer aldığını vurgulayan Sudani, DEAŞ ile mücadele de bizimle birlikte hareket etti.
Röportajın ilgili kısmı:

-Irak, İran’ın nüfuzuyla ABD’nin rolünü birbirinden nasıl ayrıştırıyor?
Bu, her zaman ortaya çıkan sorunlardan biri ve bununla başa çıkmak için takip ettiğimiz bir yol var. Öncelikle İran, komşu bir ülke. Onunla dini, kültürel ve sosyal birçok ortak yönümüz bulunuyor. İran başından beri siyasi sürecin yanında yer aldı. DEAŞ ile mücadele de bizimle birlikte hareket etti. İlişkilerimizi bu çerçevede sürdürüyoruz. Elbette Irak halkının çeşitli kesimlerinden birçok siyasi gücün İran tarafıyla da olumlu ilişkileri var. Bölgedeki birçok ülkede olduğu gibi bu da olumlu bir nokta. Ama ülkenin iç işlerine ve egemen karara karışmama ya da etkilememe çerçevesinde olmak kaydıyla. İlişkilerimizde ve görüşmelerimizde bunu görüyoruz. Herkes böyle bir ilişki biçimine saygı duyar. ABD, 2003 sonrası Irak’ın değişim sürecine katkı sağladı, Irak'ın DEAŞ’ı yenmesine yardım eden Uluslararası Koalisyona öncülük yaptı. Bugün ABD’yi başka alanlarda da ilişkilerimizi geliştirmek istediğimiz bir ortak olarak görüyoruz. Evet, ABD ile İran ilişkilerinde bir gerginlik söz konusu, fakat bunun Irak’a olumsuz bir yansıması olmayacak. Irak'ın bir hesaplaşma arenası olmasını istemiyoruz. Ortak çıkarlar, karşılıklı saygı ve iç işlerine karışmama ilkelerine göre ilişkilerimizi güçlendirmeye özen gösterirken bir tarafa karşı diğer tarafın yanında da değiliz.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”