Tunuslu örgütler sendikalara katılıyor

Söz konusu adım Tunus Cumhurbaşkanı’na karşı atıldı.

Tunus Genel İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabubi, sendikalarla arabuluculuk yapıyor. (EPA)
Tunus Genel İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabubi, sendikalarla arabuluculuk yapıyor. (EPA)
TT

Tunuslu örgütler sendikalara katılıyor

Tunus Genel İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabubi, sendikalarla arabuluculuk yapıyor. (EPA)
Tunus Genel İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabubi, sendikalarla arabuluculuk yapıyor. (EPA)

Tunus'ta bir grup insan hakları dernekleri ve siyasi parti, cumhurbaşkanlığı ile arasındaki ayrışmada, sendikanın deyimiyle ‘Kays Said'in el-Avina Askeri Kışlası’ndaki sarsıcı açıklamalarına karşı’ Tunus Genel İşçi Sendikası’na destek verdi. Söz konusu taraflar dün yaptıkları ortak açıklamada, otorite tarafından sistematik olarak hedef alınması karşısında Tunus Genel İşçi Sendikası’na tam desteklerini ifade ettiler.
Söz konusu açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Tunus Genel İşçi Sendikası, yetkililerin devlet kurumları üzerindeki tam etkisini genişletmesini, Cumhurbaşkanı’nın katılımın yüzde 11’i geçmediği son seçimlerde popülaritesinin azalmasına rağmen baskıcı otokratik rejimi sağlamlaştırmayı amaçlayan projesini tamamlamasını engelleyen son dayanaktır.”
Solcu Sumud Koalisyonu, Tunus Haklar ve Özgürlükler Derneği, Moultazimoun Topluluğu, Tunus Seçiyor Derneği, Sosyalist Parti, Sosyalist Demokrat Gidişat Partisi, Tunus Projesi Hareketi Partisi, Liberal Sosyal Parti, Azimun Hareketi, Vatan Kalkanı ve Geleceği  Tunus’u Hareketi’nin açıklamaya katıldığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı’nın sarsıcı açıklamalarını reddettiklerini söyleyen dernekler ve partilerin açıklaması şöyle oldu:
“Kays Said’in açıklamaları, güvenlik kurumu ve yargıçlar üzerindeki sürekli baskılarının ve yakınlarını devletteki üst düzey pozisyonlara atamaları yoluyla yürütme aygıtının askerileştirilmesinin ışığında Tunusluları ikiye ayırıyor.”
Aynı zamanda Tunus'ta ifade özgürlüğünü bastırmak, gazeteci ve muhalifleri kanaat davaları yoluyla hedef almak olarak değerlendirilen 54 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin yayınlanması ardından yetkililerin kamusal ve bireysel özgürlükleri hedef almasına atıfta bulundu.
Gözlemciler, cumhurbaşkanlığı ile Genel İşçi Sendikası arasındaki diyalog eksikliğinin İşçi Sendikası’nı yükselişini sürdürmeye sevk ettiğine inanıyor. Nitekim Cumhurbaşkanlığı, taraflar ve yetkililerle katılım ve diyalog gerektiren hassas konulara ve müzakerelere kapı kapamaya devam ediyor.
Genel İşçi Sendikası, birkaç gün önce ulusal kurtarma girişimi başlatmıştı. Bu kapsamda Tam bir durum değerlendirmesinde bulunmak, mevcut krizden çıkış için reform projeleri önermek ve çalışma sonuçlarını Kays Said'e ve tüm Tunuslulara göstermekle görevli üç komite oluşturulmuştu. Ancak cumhurbaşkanlığı bu girişime herhangi bir tepki göstermedi.
Tunuslu eski diplomat Abdullah el-Ubeydi, bir radyo yayınına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi’nin görevinden alınması, halkın öfkesini bastırmak amacıyla kaydedilen önceki görevden almalardan farklı değil. Bunlar doğaçlama değil. Kays Said kararı bir süre önce almış, Nebil Ammar yeni Dışişleri Bakanı olarak atanmadan önce bu konuyu istişare etmiş olabilir. Son kabine değişikliğini de cumhurbaşkanlığı üzerindeki kamuoyu baskısına bağlıyorum. Ülkede son dönemde yaşanan davalar ışığında dış baskıyla içişleri ve adalet bakanlarının değiştirilmesi mümkün.”
Cumhurbaşkanı Said daha önce ise Ticaret ve İhracat Geliştirme Bakanı Fadila er-Rabihi, Eğitim Bakanı Ferhi es-Selaveti ve Tarım Bakanı Mahmud Hamza'yı birkaç gün önce görevden almıştı.
Milletvekili seçimlerine katılım oranının (yüzde 11’i geçmiyor) düşük olması, birçoğunun Kays Said’i, 25 Temmuz 2021 siyasi gidişatını desteklediği bilinen, seçime katılan bazı siyasi partilerin bu sandıkta zafer ilan etmelerine ve yeni parlamentoda en büyük bloğu oluşturma eğilimlerine engel olmadı. 25 Temmuz Hareketi, toplam 161 sandalyeden 80'ini kazandığını açıkladı. Halk Hareketi 31 sandalyeyle zaferini teyit ederken Cumhuriyetin Sesi partisi ise 20 milletvekili çıkardığını açıkladı. Halk Galip Gelsin Koalisyonu ise 42 milletvekilinden oluşan bir parlamento bloğunu teşkil ediyor.
25 Temmuz Hareketi Sözcüsü Mahmud bin Mebruk, büyük reformlarla ilgili gerekli yasaların çoğunu çıkarmak amacıyla bir sonraki parlamentoda üçte iki çoğunluk ile en büyük parlamento bloğunu oluşturmaya çalışacaklarını ifade etti. Ayrıca yeni parlamentonun eskisi gibi olmayacağını, çoğu Tunuslunun güvenini kazanacağını vurgulayan Mebruk, Kays Said’in önce gelen destekçilerinden Ahmet Şaftar’ın Zarzis seçim bölgesi için bir parlamento koltuğu kazanamamasına atıfta bulunarak Cumhurbaşkanı Said’in adından yararlanan sahte koordinasyon kuruluşlarını eleştirdi.
Yeni parlamentoda kendisini konumlandırmak amacıyla benimseyeceği strateji ve planları açıklayan Tunus Halk Hareketi Partisi Başkanı Züheyr el Mağzavi, partisine katılmaya istekli herhangi bir milletvekili ile ittifak kurarak parlamento bloğunu genişletme niyetini doğruladı. Ancak yolsuzluğa bulaşanlar, son milletvekilliği seçimlerinde oy satın alanlar ve kaçakçıları hariç tutacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Said’in feshettiği parlamentoda yaklaşık 17 sandalyeyle temsil edilen parlamento bloğunun, bir sonraki meclisin zayıf meşruiyetine rağmen Tunus'un karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik ve toplumsal sorunları çözmek için öneriler sunmaya hazır olduğunu ifade eden Mağzavi, 25 Temmuz 2021 sonrasındaki yönetimi çok fazla düzeltme ve doğru kararlar gerektirdiği gerekçesiyle eleştirdi.
Halk Hareketi adayı, Zarzis seçim bölgesinde Cumhurbaşkanı Said'in en önemli destekçilerinden olan rakibi Ahmed Şaftar’ı geride bırakarak parlamento seçimlerinin ikinci turunu kazandı. Bir önceki parlamentoda idari reform komitesine başkanlık eden Bedreddin el-Kamudi, Abdurrezzak Uveydat ve Riza ed-Delai gibi feshedilen parlamentonun bazı üyeleri de yeni sandalyeler kazandı. 
Bu seçimlerde Halk Hareketi ve Tunus Ulusal Gençlik Hareketi gibi Cumhurbaşkanı’nın talimatlarına karşı çıkan bir grup partinin isteksiz olduğu görüldü.



İsrail güçleri Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ne saldırı düzenledi

 Gazze Şeridi'nin et-Tuffah mahallesinde bombalanan binanın enkazından Filistinli bir çocuğu çıkaran arama kurtarma görevlileri (AFP)
Gazze Şeridi'nin et-Tuffah mahallesinde bombalanan binanın enkazından Filistinli bir çocuğu çıkaran arama kurtarma görevlileri (AFP)
TT

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ne saldırı düzenledi

 Gazze Şeridi'nin et-Tuffah mahallesinde bombalanan binanın enkazından Filistinli bir çocuğu çıkaran arama kurtarma görevlileri (AFP)
Gazze Şeridi'nin et-Tuffah mahallesinde bombalanan binanın enkazından Filistinli bir çocuğu çıkaran arama kurtarma görevlileri (AFP)

İsrail güçleri dün, Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde bulunan üç sağlık tesisinden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ne saldırı düzenleyerek hastanenin büyük bir bölümünü yaktı ve onlarca hasta ile yüzlerce kişinin hastaneyi terk etmesini istedi.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, haftalardır İsrail güçlerinin yoğun baskısı altında olan Beyt Lahiya'daki Kemal Advan Hastanesi personeliyle irtibatın kesildiğini açıkladı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'nın Genel Müdürü Munir el-Burş yaptığı açıklamada, “İşgal güçleri şu anda hastanenin içindeler ve hastaneyi yakıyorlar” dedi.

İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırısında hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (AFP)İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırısında hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (AFP)

İsrail ordusu dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi civarında bir askeri operasyon başlattığını duyurarak, Hamas unsurlarını hedef aldığını bildirdi. Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı ise orduyu sağlık tesisine baskın düzenlemekle suçladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre ordu dün yaptığı açıklamada, ‘sabotajcıların, terörist altyapının ve terörist faaliyetlerin varlığına ilişkin önceden alınan istihbaratın ardından geçtiğimiz saatlerde Cibaliye'deki Kemal Advan Hastanesi bölgesinde operasyona başladığını’ duyurdu.

Açıklamanın devamında, “Bölgedeki güçler, olaya karışmamış kişilere, hastalara ve sağlık personeline mümkün olduğunca zarar vermekten kaçınarak hassas bir şekilde hareket ediyor. Operasyon öncesinde ve sırasında bölge sakinlerinin, hastaların ve hastane personelinin bölgeyi düzenli bir şekilde tahliye etmelerine izin verildi” ifadeleri yer aldı.

İsrail ordusu sivillerin zarar görmesini en aza indirmek için çaba gösterdiğini ve ‘operasyon öncesinde sivillerin, hastaların ve sağlık personelinin güvenli bir şekilde tahliyesini kolaylaştırdığını’ bildirdi, ancak ayrıntı vermedi. Yapılan açıklamada “Kemal Advan Hastanesi, savaş boyunca sabotajcıların faaliyet gösterdiği, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir Hamas terör merkezidir” denildi.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakan Yardımcısı Yusuf Ebu er-Riş, İsrail güçlerinin cerrahi bölümünü, bir laboratuvarı ve bir depoyu ateşe verdiğini duyurdu.

Filistin topraklarındaki sağlık çalışanları, İsrail ordusu haftalardır Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde saldırılar düzenlerken, İsrail güçlerini Kemal Advan, Endonezya ve el-Avde hastanelerini defalarca hedef almakla suçluyor.

Yüzlerce kişiye hastaneyi boşaltma emri verildi

El-Burş, İsrail ordusunun hastanedeki 350 kişiye yerinden edilmiş ailelerin yaşadığı yakındaki bir okula gitmelerini emrettiğini söyledi. Bunların arasında 75 hasta ve refakatçileri ile 185 sağlık personeli bulunuyordu.

Perşembe günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrail hava saldırısında vurulan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (AFP)Perşembe günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrail hava saldırısında vurulan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (AFP)

Ebu er-Riş, askerlerin hastaları ve sağlık personelini, ağır hasar nedeniyle zaten faaliyeti durmuş olan ve bir gün önce İsrail güçleri tarafından tahliye edilen Endonezya Hastanesi'ne naklettiğini söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı orduyu hastaneye saldırı düzenlemekle suçladı ve hastane personeliyle iletişimin kesildiğini kaydetti.

Bakanlıktan dün yapılan açıklamada şöyle denildi: “İşgal güçlerinin bugün Kemal Advan Hastanesi'ne saldırı düzenlemesi ve hastane müdürüyle irtibatı kesmesinin ardından sağlık personeli ve hastaların akıbeti bilinmiyor. İsrail ordusu, sağlık personelini, hastaları ve refakatçileri aşırı soğukta kıyafetlerini çıkarmaya zorladı ve onları hastane dışına bilinmeyen bir yere götürdü.”

Sağlık Bakanlığı İsrail'i ‘hastaların, yaralıların ve sağlık personelinin hayatından tamamen sorumlu’ tuttu.

AFP'ye konuşan görgü tanıkları, hastanenin boşaltıldığını ve çevresinde yaşayan yüzlerce Filistinlinin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'deki el-Fahura okuluna ve ağır hasarlı Endonezya Hastanesi’ne tahliye edilmek zorunda kaldığını söyledi.

Kuzeydeki Cibaliye, Beyt Hanun ve Beyt Lahiya kasabalarının büyük bir kısmının sistematik olarak insansızlaştırılması ve tahrip edilmesi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların sona ermesinin ardından kapalı bir tampon bölge kurmayı planladığı yönündeki spekülasyonları artırdı.

İsrail bu suçlamaları reddediyor ve operasyonlarının Hamas militanlarının yeniden toparlanmasını engellemeyi amaçladığını iddia ediyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı yetkilileri perşembe günü yaptıkları açıklamada, aralarında bir çocuk doktorunun da bulunduğu 5 sağlık çalışanının Kemal Advan Hastanesi'nde İsrail ateşi sonucu öldüğünü söyledi. İsrail ordusu hastanenin bombalanması konusunda bilgisi olmadığını ve sağlık görevlilerinin ölüm raporunun inceleneceğini bildirdi.

Hamas yaptığı açıklamada, hastanedeki hasta, yaralı ve sağlık personelinin akıbetinden İsrail ve ABD'yi sorumlu tuttu.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı son 24 saat içinde 37 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı.

 İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında bekleyen Filistinli kadınlar (Reuters)İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında bekleyen Filistinli kadınlar (Reuters)

Hamas'tan yalanlama

Hamas dün, İsrail'in açıklamalarını yalanlayan bir bildiri yayınladı. Bildiride, “Hastanenin herkese, uluslararası kuruluşlara ve Birleşmiş Milletler’e (BM) açık olması nedeniyle, ister Kassam Tugayları'ndan ister başka bir gruptan olsun, hastanede herhangi bir askeri görünümün ya da direniş savaşçılarının varlığını kategorik olarak reddediyoruz. Düşmanın hastane hakkındaki yalanları, bugün işgal ordusunun imha ve zorla yerinden etme planını uygulamak üzere hastanenin tüm bölümlerini boşaltarak ve yakarak işlediği iğrenç suçu meşrulaştırmak içindir” ifadeleri yer aldı.

Hamas, BM'ye ‘Gazze Şeridi'nin kuzeyinde işlenen suçun büyüklüğünü incelemek üzere bir BM soruşturma komitesi kurması ve işgalin kuzeydeki tüm sağlık tesislerini yok etmesinin ardından Filistin halkına tıbbi hizmet sağlamak için çalışması’ çağrısında bulundu.

Diğer yandan İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Kemal Advan Hastanesi'nin ‘Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas için bir terör merkezi haline geldiğini ve sabotajcıların, savaş boyunca buradan faaliyet gösterdiğini’ belirtti.

İsrail daha önce Hamas'ı Gazze Şeridi'ndeki birçok sivil tesisi, özellikle de hastaneleri operasyon merkezi olarak kullanmakla suçlamış, Hamas ise bunu şiddetle reddetmişti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kemal Advan Hastanesi'ndeki koşulları ‘dehşet verici’ olarak nitelendirdi ve hastanenin ‘asgari’ düzeyde faaliyet gösterdiğini vurguladı.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları 45 bin 436'dan fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu. 2,3 milyonluk nüfusun çoğu yerinden edildi ve yıkım, Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerini etkiledi.

İsrail verilerine göre savaş, Hamas savaşçılarının 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyindeki kasabalara sürpriz bir saldırı düzenleyerek bin 200 kişiyi öldürmesi ve 251 kişiyi esir almasının ardından patlak verdi.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları dün, savaşçılarından birinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir İsrail kuvveti içine sızarak istişhad eylemi gerçekleştirdiğini duyurdu.

Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, “Karmaşık bir operasyonda, savaşçılarımızdan biri beş askerden oluşan bir İsrail birliğinde patlayıcı bir kemerle istişhad eylemi gerçekleştirdi; bazı işgal askerlerinin ölümünü ve bazılarının da yaralanmasını sağladı. Bölgeye gelen kurtarma ekibinden iki işgalci askeri de diğer mücahitlerimiz keskin nişancı atışlarıyla vurdu” denildi. Kassam Tugayları olayın Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki Tel ez-Zaatar bölgesinde meydana geldiğini açıkladı.