İsrail’deki Maruni Katolik Başpiskoposu el-Hac Lübnan’a gidiyor

Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposu Musa el-Hac ve Lübnan Maruni Patriği Rai, 22 Temmuz 2022 tarihinde görev süresi henüz dolmadan önce Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüşüyor (Şarku’l Avsat)
Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposu Musa el-Hac ve Lübnan Maruni Patriği Rai, 22 Temmuz 2022 tarihinde görev süresi henüz dolmadan önce Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüşüyor (Şarku’l Avsat)
TT

İsrail’deki Maruni Katolik Başpiskoposu el-Hac Lübnan’a gidiyor

Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposu Musa el-Hac ve Lübnan Maruni Patriği Rai, 22 Temmuz 2022 tarihinde görev süresi henüz dolmadan önce Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüşüyor (Şarku’l Avsat)
Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposu Musa el-Hac ve Lübnan Maruni Patriği Rai, 22 Temmuz 2022 tarihinde görev süresi henüz dolmadan önce Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüşüyor (Şarku’l Avsat)

Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposu Musa el-Hac, Lübnan’ın başkenti Beyrut’u ziyaret edecek.
Başpiskopos el-Hac, ‘Yarım milyon doları aşan büyük miktarda paraya ve İsrail’de yaşayan Lübnanlılardan ülkelerindeki akrabalarına taşıdığı çeşitli eşyalar’ sebebiyle Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı tarafından gözaltına alınmıştı. El-Hac geçen yaz yaşanan krizin çözümünde sarf edilen çabalardan sonra Beyrut’u ziyaret edecek.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Hac, Beyrut’ta uzun süre kalmayacak ve gelecek hafta sonunda İsrail’e geri dönecek. Arabulucuların, özellikle şu ana kadar el konulan fonların serbest bırakılmaması nedeniyle, halen devam eden adli sorunlar çözülene kadar bu kez herhangi bir meblağ veya eşya taşımamasını istedikleri öğrenildi.
Kudüs, Hayfa ve Filistin Toprakları Maruni Katolik Başpiskoposluğu kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Başta alıkonulan fonların serbest bırakılmasına uzanan adli konular olmak üzere, piskoposla ilgili krize dair askıdaki konuları çözmek için, Kamu Güvenliği Genel Müdürü General Abbas İbrahim, iki hafta önce Maruni Patriği Beşara er-Rai ile bir araya geldi ve Maruni Patrikhanesi’ni ziyareti sırasında mutabakata varıldı” dedi. Kaynaklar, “Tüm taraflarla mükemmel ilişkilere sahip olan ve piskoposun Nakura Sınır Kapısı aracılığıyla yeniden hareket etme konusuna bir çözüm formüle etme görevini üstlenen Avukat Naci el-Bustani’ye, kalan sorunları çözmek için Tümgeneral İbrahim ile koordinasyon görevi verildi” şeklinde konuştu. Kaynaklar, “Tartışılan çözüm, Genel Güvenlik’in İsrail’den para ve eşya gönderenlerin kimliğini ve bunları Lübnan’da alması gereken kişilerin kimliğini araştırmasına dayanıyor. Bunlardan herhangi birinde şüphe olmadığı görülürse, mülk sahiplerine teslim edilir. Bu görevin genellikle ordu istihbaratına emanet edildiği biliniyor” dedi.
Patrik Rai, son görüşmelerinde Tümgeneral İbrahim’e bu konudaki iş birliğinden dolayı teşekkür etmiş ve Mart ayı başında Asayiş Genel Müdürlüğü başkanlığında sona eren görev süresinin uzatılmasını güçlü bir şekilde desteklediğini belirtmişti.
Kaynaklar ise, “Piskopos Hac, son krizinden sonra Ürdün aracılığıyla Nakura üzerinden işgal altındaki bölgelere gittiğinde ve oradaki havaalanında kapsamlı bir şekilde arandığında, kendisine uygulanan davranıştan rahatsızdı. Bu nedenle Lübnan üzerinden yeniden cemaatinin yanına gitmesi için çabalar yoğunlaştı” dedi. Bustani, 2006 yılında yayınlanan ve Nakura sınır kapısından geçişi düzenleyen muhtırayı değiştirerek ve içerisinde adı geçen Başpiskopos Paul Sayyah’ın adını Hayfa ve Marunilerin Kutsal Topraklarının Başpiskoposu ile değiştirerek bu sorunu çözmeyi başardı. Bu da Piskopos Hac’ın sınır kapısından geçişine izin verdi. 
Öyle görünüyor ki özellikle kriz patlak verdiğinde piskoposu ve Maruni Patrikhanesini sert bir dille eleştiren ve suçlamalarda bulunan Hizbullah, bu konuya ilişkin tırmanışı sonlandırma eğiliminde.
Geçen ayın başlarında Hizbullah’tan bir heyet, benzer bir kopuşun yaşandığı iki yıl aradan sonra Bkerki’deki Patrikhane’yi ziyaret etti. Ziyaretin, taraflar arasındaki atmosferi yumuşatmayı amaçladığı belirtildi. Ancak Hizbullah’ın genel sekreter yardımcısı Şeyh Naim Kasım’ın Bkerki ve Hristiyanlara üstü kapalı bir mesaj göndererek, Hizbullah’ın ‘Taif anlaşmasına göre cumhurbaşkanı seçmek için’ harekete geçtiğini, ‘yani anlaşmada belirtilmeyen kuralların kimse için bağlayıcı olmadığını ve seçimleri gerçekleştirmeye yardım etmeyenlere kıyasla yorumlara bağlı olmadıklarını’ söylemesi, aralarındaki ilişkiyi gergin hale getirdi.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.