Ünlü sörf fotoğrafçısı, kalp krizinden ölmeden önce sudaki son anlarını kaydetti

Larry Haynes, sörf fotoğrafçısı ve sinemacı olarak yaptığı çalışmalarla tanınıyordu

KHON2
KHON2
TT

Ünlü sörf fotoğrafçısı, kalp krizinden ölmeden önce sudaki son anlarını kaydetti

KHON2
KHON2

Ünlü sörfçü ve sörf filmlerinde çalışan sinemacı Larry Haynes, geçen hafta ABD'nin Hawaii eyaletinde ölümcül bir kalp krizi geçirmeden önce sudaki son anlarını kaydetti.
Sörf üzerine yayın yapan Stab'in, Hawaii'nin Oahu adasının Kuzey Kıyısı'nda bulunan camiasının temel direği diye andığı Haynes 61 yaşındaydı.
Geçen perşembe günü Laniakea Plajı'nda ayakta kürek sörfünün tadını çıkaran fotoğrafçı, daha sonra arabasını bıraktığı otoparka döndüğünde kalp krizi geçirdi. Kısa süre sonra arkadaşları, Haynes'in son sörf deneyimini kaydettiği görüntüleri buldu.
The Independent'ın haberine göre, Brian Bielmann, KHON2'ye yaptığı açıklamada, kendisinin ve Haynes'e yakın bir grup kişinin videoyu ertesi gün birlikte izlediğini söyledi.
Bielmann, "Bu sabah gidip videoyu aldım ve hemen eve götürüp bilgisayarın başına geçtim" dedi.

"İçinde 40 dosya falan vardı ve hepsine baktık. Karşısına, bir sürü tam yükselmeyen türden dalgalar çıkıp duruyor ve sonunda bu güzel dalgayı yakalayıp uzun süre sörf yapıyor. Ve biz de videonun sonunda tezahürat yapıyor, bağırıyor ve ağlıyorduk."

"Suyla çalışan en büyük görüntü yönetmenlerinden ve suyun içindeki ve dışındaki efsanelerden biri sonsuza dek aramızdan ayrıldı. Huzur içinde yat Larry Haynes."

 

Geçen haftanın sonunda sörf camiasının dört bir yanından Haynes'i öven mesajlar yağarken, meslektaşları ve arkadaşları merhum fotoğrafçıyı yeteneği, cesareti ve neşesiyle andı.
Haynes, fotoğrafçı ve sinemacı olarak yaptığı çalışmalarla hatırı sayılır bir şöhrete ulaşmıştı. En çok 1994'te başlayan sörf filmi serisi Fluid Combustion'ı çekmesiyle tanınan Haynes, 2019'da HBO'nun Real Sports with Bryant Gumbel programında diğer iki macera fotoğrafçısı ve görüntü yönetmeniyle birlikte yer aldı.
Bu program kısmen macera fotoğrafçıları ve görüntü yönetmenlerinin, işlerinde kabul etmek zorunda olduğu önemli risklere odaklanıyordu. Kendisi de kariyeri boyunca çok kez yaralanan Haynes, 2005'te Malik Joyeux ve 2015'te Kirk Passmore olmak üzere iki sörfçünün ölümünü de filme almıştı.
Ünlü fotoğrafçının, nispeten olaysız geçen bir sörf gezisinin ardından bir otoparkta ani bir kalp krizi sonucu ölmesi şok etkisi yarattı.
Haynes'in arkadaşlarından David Elecciri Jr., Instagram'da "Bugün Laniakea Plajı'nda sörf yaptıktan sonra arabasında kalp krizi geçirdiğini öğrendim" diye yazdı.
Sadece birkaç saat önce beni öğle yemeği yemek ve Lani'de sörf yapmak için aramıştı.

"Haynes'in arkasında kızı Lily kaldı."



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature