Tunus Cumhurbaşkanı, ‘devlete komplo kuranlara’ karşı ‘savaş’ açtı

Muhalefet, ‘keyfi’ olarak nitelediği tutuklamaları ‘şiddet içerdiğini ve yasal dayanağı olmadığını’ belirterek kınadı

Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından dün başkentte düzenlenen basın toplantısından bir kare (Reuters)
Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından dün başkentte düzenlenen basın toplantısından bir kare (Reuters)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı, ‘devlete komplo kuranlara’ karşı ‘savaş’ açtı

Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından dün başkentte düzenlenen basın toplantısından bir kare (Reuters)
Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından dün başkentte düzenlenen basın toplantısından bir kare (Reuters)

Tunus’ta ‘devlete karşı komplo kurdukları’ gerekçesiyle ülkenin siyaset ve medya dünyasının önde gelen bazı isimlerinin gözaltına alınmasının ardından Tunuslu yetkililere çok sayıda soru sorulurken ve başta İçişleri, Adalet ve Savunma bakanlıkları ile çeşitli üst düzey güvenlik yetkililerin sessizliğiyle birlikte Tunuslu yetkililere hem içeriden hem dışarıdan yapılan yoğun eleştiriler ve baskıların devam ederken Cumhurbaşkanı Kays Said, aralarında kendisine muhalif siyasi aktivistler, hakimler ve güvenlik görevlilerinin de bulunduğu onlarca kişinin gözaltına alınmasının arka planına ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Said, gözaltına alınanların ‘terörist olduğunu ve hesap vermeleri gerektiğini’ vurguladı.
Cumhurbaşkanı Said, salı akşamı İçişleri Bakanlığı’nda çok sayıda üst düzey güvenlik yetkilisiyle yaptığı görüşmede, “Ülkeyi, Tunus halkını kullanmak ve Tunus devletine zarar vermek isteyen bu suçlulara ve teröristlere yem etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı resmi internet sayfasında yayınlanan bir videoda Said, “Tunus hassas ve tehlikeli bir süreçten geçiyor. Suçlamalar devletin iç ve dış güvenliğine yönelik komplo ile ilgili. Biz prosedürlere ve insan haklarına saygılıyız ve konunun hak ve özgürlüklerle kesinlikle hiçbir ilgisi yok. Bugün devleti ve vatanı sadece güç ve parayı düşünenlerden, herhangi bir yabancı tarafın kucağına düşmekten çekinmeyenlerden korumak kutsal bir görevdir” şeklinde konuştu.
Tunus Cumhurbaşkanı, ‘göz altıları eleştirenlere ve yasal prosedürlerin dikkate alınmadığını iddia edenlere’ verdiği yanıtta, yetkililerin ‘devlete karşı komplo kuranlara ve Cumhurbaşkanı'na suikast düzenlemeye kalkanlara karşı prosedürlerin dikkate alınmadığı’ iddialarını yalanladı. Hiçbir ülkede böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı, bir suçüstü durumunda güvenlik güçlerinin derhal müdahale ettiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Said, prosedürlerin dikkate alınmadığı iddialarının amacının gerçeğin üzerini örtmek ve bazılarının soruşturmalardan ve yasalardan kaçmasını sağlamak olduğunu öne sürdü. Said, terör davalarında zanlılardan hesap sorulmamasının sebebini ve 6 binden fazla dava dosyasının kim tarafından saklandığını sorguladı.
Cumhurbaşkanı Sad'in açıklamaları, birçok insan hakları örgütü tarafından ifade edildiği gibi içeriden yapılan baskılara yanıt niteliğindeydi. İçeriden gelen baskıların yanı sıra dışardan da baskı söz konusu. Özellikle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri Volker Türk'ün Tunus'ta aralarında siyasetçilerin, yargıçların ve önde gelen bir iş insanın da olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasının ardından ‘baskının artacağı’ konusundaki açıklamaları buna işaret etti.
Ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi dün, devam eden krizler nedeniyle bitkin düşen bir ülkede siyasetin ve medyanın önde gelen isimlerine yönelik ‘keyfi’ olarak nitelediği ‘göz altıların ardından ortaya çıkan çürümüş siyasi durumu’ kınadı.
Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Yargılamalar şiddet içeriyor ve yasal bir dayanağı yok. Bu kafa karışıklığı ve şiddet, durumu daha da kötüleştirecektir.”
Tüm bunların Cumhurbaşkanı’nın muhaliflerine karşı bir ‘intikam’ ve ‘baskı’ olduğunu öne süren Şabi, yaşananların, 25 Temmuz 2021'den bu yana iktidarı tekelleştiren Cumhurbaşkanı Said’in politikasının ‘ne kadar karmaşık olduğunu’ kanıtladığını söyledi.
Ülkenin bir krizden geçtiğimi ve hükümetin yalnızca muhaliflerinden kurtulmaya odaklandığını söyleyen Şabi, ülkeyi bu durumdan çıkarmak için tüm siyasi partileri birlik olmaya çağırdı.
Birkaç gün önce Osman Cerandi’nin yerine atanan Tunus Dışişleri, Göçmenlik ve Yurtdışındaki Tunuslular Bakanı Nebil Ammar, ülkedeki son gelişmelere ilişkin bazı ülkelerin yetkilileri tarafından yapılan açıklamaların ‘aceleci, yanlış ve gerçek dışı’ olduğunu ve Tunus yargısının bağımsızlığını etkilediğini söyledi. Göz altıların Tunus devletinin ulusal güvenliğiyle ilgili ciddi sorunlar nedeniyle yapıldığını ve bu kişilerin siyaset, insan hakları ve medya alanlarındaki faaliyetleriyle hiçbir ilgisi olmadığını açıklayan Ammar, bu alanlarda faaliyet gösterenlerin tüm haklarından yararlanan sıradan vatandaşlar olmaya devam ettiklerini, ancak bunun yanında herhangi bir ayrım gözetmeksizin yasal hesap verebilirliğe tabi olduklarını vurguladı.
Öte yandan Nahda Hareketi’nin eski önde gelen isimlerinden Nureddin Buhayri’nin avukatı Samir Dilo, Buhayri’nin sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine cezaevi doktorunun izniyle yoğun bakıma kaldırıldığını açıkladı.
Dilo, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin ortak basın toplantısında, Tunus Asliye Mahkemesi'nin  ‘devletin yapısını değiştirmeye yönelik komplo kurma ve mevcut rejime karşı gösteri ve protesto çağrısında bulunma’ suçlamasıyla Buhayri hakkında tutuklama kararı çıkardığını duyurdu.
Tunus siyasetinin önde gelen isimlerinden Hayyam et-Türki, Kemal Latif, Abdulhamid el-Celasi, Lazhar el-Ekremi, Nureddin el-Buhayri, Beşir el-Ekremi, Tayyib Raşid ve Velid Cellad hakkında ‘devlete karşı komplo kurma’ suçlamasıyla tutuklama kararı çıkarılması dikkati çekti.
Diğer taraftan Tunus yargısı, başlangıçta 9 şüphelinin yargılandığı davada, ‘yolsuzluk, dolandırıcılık ve yasa dışı mali transferlerle’ suçlanan iki güvenlik yetkilisine hapis cezası verdi. İçişleri Bakanlığı çalışanlarının maaşlarından yapılan kesintilerle ilgili Bakanlık tarafından yürütülen soruşturmalar sonucunda ortaya çıkarılan olayda, şüphelilerin partiler ve bazı tanınmış ünlülerle organizasyonlar düzenledikleri ortaya çıkmıştı.



İsrail: Gazze'de ‘cehennemin kapıları’ açıldı

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail: Gazze'de ‘cehennemin kapıları’ açıldı

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, ordunun Gazze şehrindeki bir binayı vurmadan önce tahliye edilmesi için ilk uyarıyı yaptığını söyledi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'de ‘cehennemin kapılarının’ açıldığını ve Hamas'ın savaşı sona erdirmek için İsrail'in koşullarını kabul edene kadar İsrail ordusunun saldırılarını yoğunlaştıracağını belirtti.

İsrail ordusu bugün, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın mali yetkilisi Nureddin Debabeş'in, bu hafta başında ordu ve Şin-Bet güvenlik servisi tarafından yürütülen ortak bir operasyonda öldürüldüğünü duyurdu.

İsrail Ordu Sözcüsü, savaş sırasında Debabeş'in ‘on milyonlarca dolar topladığını ve bunları Gazze Şeridi'ndeki Hamas’ın askeri kanadına aktardığını’ bildirdi.

Sözcü, ‘bu fonların askeri kapasiteyi güçlendirmek ve savaş faaliyetlerini finanse etmek için kullanıldığını, bu sayede hareketin savaşmaya devam etmesini ve Gazze Şeridi'ndeki varlığını sürdürmesini sağladığını’ ifade etti.

İsrail ordusu dün, şu anda Gazze şehrinin yüzde 40'ını operasyonel kontrolü altında tuttuğunu açıkladı.

Ordu ayrıca, Hamas'ın, kesin bir yenilgiye uğrayana kadar Gazze şehrinde tüm gücüyle orduya karşı koyacağını kaydetti.

fgthyu
Gazze'deki bir patlamanın ardından yükselen dumanlar, 4 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail ordusu bugün, Gazze şehrini kontrol altına almak için saldırısını yoğunlaştırmaya hazırlanırken, Hamas'ın kullandığını iddia ettiği Gazze şehrindeki bir binayı vurduğunu duyurdu. Ordu tarafından yapılan açıklamada, ‘kısa süre önce Gazze şehri bölgesinde Hamas tarafından kullanılan bir binanın vurulduğu’ belirtildi; Hamas, ‘bölgedeki İsrail güçlerine karşı saldırılar düzenlemekle’ suçlandı. Daha önceki bir açıklamada ordu, ‘önümüzdeki günlerde Gazze şehrindeki binaları hedef alan bir dizi saldırı başlatacağını’ duyurmuş ve bu binaların Hamas tarafından kullanıldığını belirtmişti.


Şara: Suriye yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde bulunuyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
TT

Şara: Suriye yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde bulunuyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde olduğunu ve yeni bir tarihin yazıldığını söyledi.

Şam Kalesi'nde düzenlenen Suriye Kalkınma Fonu'nun lansman töreninde konuşan eş-Şara, “Bugün yeni bir aşamanın eşiğindeyiz, kendi ellerimizle, kendi paramızla ve kendi çabalarımızla Suriye'nin yeni tarihini yazacağımız bir inşaat ve yeniden inşa aşaması” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye haber ajansı SANA'dan aktardığına göre eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski rejim ekonomimizi mahvetti, paramızı yağmaladı, evlerimizi yıktı ve halkımızı kamplara ve sığınma yerlerine dağıttı. Bugün burada, sevgili Suriye'mizin yaralarını sarmak, halkının elleriyle yeniden inşa etmek ve yerinden edilmiş, sürgüne gönderilmiş insanları topraklarına geri döndürmek için bir araya geldik.”

“Bugün, Suriye Kalkınma Fonu'nun kurulduğunu duyurmak için bir araya geldik. Bu fon aracılığıyla, eski rejimin tahrip ettiklerini yeniden inşa etmek için cömert bağışlarınızı bekliyoruz.” dedi. “Fon son derece şeffaf olacak ve stratejik projeler için harcanan tüm fonlar kamuoyuyla paylaşılacak” diye vurguladı.


İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

TT

İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin dün yaptığı açıklamada, ordunun Gazze şehrinin yaklaşık yüzde 40'ını kontrol ettiğini ve şehri tamamen ele geçirme planlarını sürdürdüğünü duyurdu. Defrin, ordunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan şehrin yarısını ele geçirmek üzere olduğunu belirtti.

Defrin bir video açıklamasında şunları söyledi: “Bugün Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol ediyoruz. Operasyon önümüzdeki günlerde genişlemeye ve yoğunlaşmaya devam edecek. Hamas yenilene kadar baskıları artıracağız.”

İsrail geçen hafta Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre, İsrail ordusu Filistinlilere ‘yoğun çatışma beklentisiyle’ tahliye emri verdiğinden, şehrin bazı kısımları zaten ‘kırmızı bölge’ olarak kabul ediliyordu.

Defrin, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in Gazze'yi kontrol altına alma operasyonuna karşı çıktığı yönündeki haberleri yalanladı. Zamir'in Gazze şehrini kontrol altına alma planını ‘tamamen desteklediğini’ söyleyen Defrin, Genelkurmay Başkanı’nın, ‘savaşın ertesi günü’ için alternatif bir çerçeve ortaya çıkmazsa, İsrail'in Gazze Şeridi'nde askeri bir hükümet kuracağını açıkça belirttiğini bildirdi.

Bu hamle, İsrail ordusunun, Gazze şehrinde yaşayan bir milyon kişinin yaklaşık 200 bininin, şehri işgal etmek için planlanan askeri operasyon yaklaşırken tahliyeyi reddedeceği tahminleri üzerine geldi.

Dün yayınlanan haberlere göre, şu ana kadar 70 bin ila 80 bin Filistinli şehirden ayrıldı; bunların çoğu son 72 saat içinde gitti. Times of Israel'e göre bu sayı, Gazze şehrinin toplam sivil nüfusunun halen çok altında.

yu7ı8
Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren İsrail askeri buldozeri (AP)

İsrail ordusunun Filistinlilere eylül ayı ortasında beklenen saldırıdan önce güneye gitmeleri konusunda defalarca uyarıda bulunmasına rağmen, Gazze sakinleri Gazze Şeridi’nde güvenli bir yer olmadığını ve gidecek hiçbir yerleri kalmadığını söylüyor.

Birçoğu, önceki çatışmalarda birden fazla kez yerinden edilmenin yorgunluğuna ve özellikle yaşlılar, hastalar ve yetersiz beslenenler için yer değiştirmenin zorluklarına ve maliyetlerine dikkat çekti.

Tahliye için topçu bombardımanı kullanımı

İsrail medyası, İsrail ordusunun Gazze şehrini ele geçirme operasyonundan önce sivilleri kaçmaya zorlamak için Gazze şehri yakınlarındaki ıssız bölgelere topçu bombardımanı yaptığını bildirdi.

İsrail ordusu bu suçlamalar hakkında yorum yapmayı reddetti.

Geçtiğimiz ayın sonunda İsrail ordusu, Gazze şehri sakinlerinin yerinden edilmesinin ‘kaçınılmaz’ olduğunu doğrulayarak, şehri ‘tehlikeli bir savaş bölgesi’ ilan etti.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), şehir sakinlerinin tahliyesini ‘imkânsız’ ve bu konudaki planları ‘uygulanamaz’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) geçen hafta başında, ‘bölge sakinlerini korumak için onları güneye taşıma’ hazırlıklarını duyurdu. Bu hazırlıklar arasında Mısır'dan el-Mevasi'ye su taşımak için yeni bir boru hattının inşası, İsrail'den gelen su borularının bakım çalışmaları ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir tuzdan arındırma tesisinin elektrik şebekesine bağlanması yer alıyor.

COGAT ayrıca, İsrail'in Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Sinvar'ı öldürdüğünü söylediği bir operasyonun ardından haftalarca kapalı kalan Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nin yeniden açılması için çalışmaların başladığını da belirtti.