Venedik’i sular altında kalmaktan kurtarmak için zamana karşı yarış sürüyor

Araştırmalar, sular altında kalacak ilk yerin San Marco Meydanı olduğunu ortaya koydu. (AFP)
Araştırmalar, sular altında kalacak ilk yerin San Marco Meydanı olduğunu ortaya koydu. (AFP)
TT

Venedik’i sular altında kalmaktan kurtarmak için zamana karşı yarış sürüyor

Araştırmalar, sular altında kalacak ilk yerin San Marco Meydanı olduğunu ortaya koydu. (AFP)
Araştırmalar, sular altında kalacak ilk yerin San Marco Meydanı olduğunu ortaya koydu. (AFP)

Venedik 2100 yılına kadar sular altında kalacak mı? Bilim insanları, iklim değişikliğinin tehdit ettiği bölgedeki kırılgan ekosistemi korumak için genç nesilleri eğiterek bu felaketi önlemeye çalışıyor.
Aqua Alta olarak bilinen yüksek gelgit dalgası, turistlerin merakını uyandıran, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Kentinin antik saraylarının temellerini tehdit eden Venedik’teki ünlü San Marco Meydanı’nı sık sık sular altında bırakıyor.
UNESCO, 2021’de Venedik’i tehlike altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alma sözü verirken şehir büyük yolcu gemilerinin lagüne girmesini yasaklayarak önlem aldı.
UNESCO, Venedik’in korunmasına katkıda bulunmak için Prada grubu ile iş birliği içinde salı günü 3 ila 6 yaş arası öğrencilere Venedik lagününün sırlarını öğretmeyi amaçlayan bir girişim başlattı.
Gölün kuzeyinde yer alan Torcello Adası, kıyıları motorlu teknelerin neden olduğu dalgalarla aşınan tuz bataklıkları ile ‘Gölün Çocuk Bahçesi’ adı verilen bu eğitim programının ilk açık hava dersine sahne oldu. Böylelikle çocukların bölgeyi daha yakından tanımaları, sevmeleri ve daha iyi korumaları sağlandı.
Venedik’teki Deniz Bilimleri Enstitüsü araştırma direktörü Jorg Omgeser’e göre bu eğitim programı oldukça faydalı. Zira deniz seviyesinin yükseldiğini gösteren basit grafikler tek başına yeterli olmuyor.
AFP’ye konuşan Jorg şunları söyledi:
“Venedik’teki toprak çökmesi ve su seviyesindeki yükselişin sonucunda, son 150 yılda deniz seviyesi 30 santimetre arttı. Bu yüzyılın sonunda 50 santimetre daha yükselmesi bekleniyor.”
40 yıldır Venedik’te yaşayan Alman okyanus bilimciye göre şehrin alt kısmında bulunan San Marco Meydanı sular altında kalan ilk yer olacak. Venedik de 2100 yılında su altında kalabilir.



Superman'de en çok parayı kimin kazandığı belli oldu

Nicholas Hoult, Rachel Brosnahan ve David Corenswet, Superman'in Los Angeles'taki galasında (Reuters)
Nicholas Hoult, Rachel Brosnahan ve David Corenswet, Superman'in Los Angeles'taki galasında (Reuters)
TT

Superman'de en çok parayı kimin kazandığı belli oldu

Nicholas Hoult, Rachel Brosnahan ve David Corenswet, Superman'in Los Angeles'taki galasında (Reuters)
Nicholas Hoult, Rachel Brosnahan ve David Corenswet, Superman'in Los Angeles'taki galasında (Reuters)

Superman kadrosunun en çok kazanan üyesi belli oldu ve bu kişi Çelik Adam değil.

DC Sinematik Evreni'ni yeniden başlatan ve merakla beklenen çizgi roman uyarlaması film, geçen hafta vizyona girdiğinden bu yana gişede etkileyici bir performans sergiliyor. ABD'de 155 milyon, dünya çapındaysa buna ek olarak 250 milyon dolar kazandı.

Variety'nin hazırladığı yeni analizde filmin mali boyutu incelendi. Analize göre filmin yapımı 225 milyon dolara, dünya çapında pazarlanmasıysa 125 milyon dolara mal oldu.

Kaynaklar ayrıca üst düzey oyunculara ve ekibe ödenen maaşları da açıkladı. Gişe canavarı bir film için alışılmadık bir şekilde, en çok kazanan kişinin filmin yazar-yönetmeni James Gunn olduğu ve kendisine 15 milyon dolar ödendiği bildirildi. Bu rakam, Gunn'ın DC Studios'un eş CEO'luk görevinden aldığı 7 haneli maaşın üzerine ekleniyor.

Oyuncuların maaşlarının bu ölçekte bir film için nispeten mütevazı olduğu bildirildi. Superman'i canlandıran David Corenswet ve Lois Lane'i canlandıran Rachel Brosnahan'a 750 bin dolar ödendi.

En yüksek ücreti alan oyuncuysa kötü adam Lex Luthor'u canlandıran ve 2 milyon dolar kazanan Nicholas Hoult oldu.

The Independent'tan Clarisse Loughrey'nin 4 yıldız verdiği film, eleştirmenler tarafından büyük övgüyle karşılandı.

Loughrey, "Superman bir serinin manifestosu" diye yazdı.

Öyle olmaktan başka çaresi yoktu. Bu noktada beklentinin ağırlığı o kadar büyük ki, seyirciler bile yerlerine otururken omuzlarında biraz gerginlik hissedebilir.

Superman'in çizgi roman türünü kendisinden kurtarması gerekiyor; gişe fiyaskosunun ardına gelen başka bir gişe fiyaskosundan. Superman'in popüler kültürün en büyük kahramanlarından birinin hakkını vermesi gerekiyor. Superman'in, James Gunn'ın (Galaksinin Koruyucuları [Guardians of the Galaxy] üçlemesi ve 2021 yapımı The Suicide Squad: İntihar Timi'nin [The Suicide Squad] yönetmeni) eş başkanlığını yaptığı yeni bir evrende DC'ye taze bir başlangıç sunması gerekiyor. Superman'in, karakterin önceki koruyucusu Zack Snyder'ın kötü niyetli komplocular tarafından ihanete uğradığına ve bunun sadece sektörün gelgitlerinden kaynaklanmadığına inanan internet güruhunu yatıştırması gerekiyor. Tanrım, bunu düşünmek bile çok yorucu. Ama burada dönen her tabak (ki bu ağır ve yoğun bir film) Amerika'nın en sevdiği pelerinli izci çocuğun parmakları üzerinde dikkatle dengeleniyor, matine yıldızlarını andıran bir gülümseme ve mavi bir balina kadar büyük kalbiyle. Her şeyden önce, Gunn'ın Superman'i bu karakterin ve bu dünyanın bize nasıl hissettirmesi gerektiğini, empatiyi sürekli öldüren bir gezegende ne kadar safça olursa olsun, umudun her zaman gurur verici olduğunu çok iyi anlıyor.

Independent Türkçe