Askeri balonların çalkantılı hikayesi

İstihbarat balonlarının ulaşabildiği yüksek irtifa nedeniyle radara yakalanması epey zor. Çin'in casusluk amaçlı kullandığı iddia edilen bu balon da üç otobüs büyüklüğündeydi (AP)
İstihbarat balonlarının ulaşabildiği yüksek irtifa nedeniyle radara yakalanması epey zor. Çin'in casusluk amaçlı kullandığı iddia edilen bu balon da üç otobüs büyüklüğündeydi (AP)
TT

Askeri balonların çalkantılı hikayesi

İstihbarat balonlarının ulaşabildiği yüksek irtifa nedeniyle radara yakalanması epey zor. Çin'in casusluk amaçlı kullandığı iddia edilen bu balon da üç otobüs büyüklüğündeydi (AP)
İstihbarat balonlarının ulaşabildiği yüksek irtifa nedeniyle radara yakalanması epey zor. Çin'in casusluk amaçlı kullandığı iddia edilen bu balon da üç otobüs büyüklüğündeydi (AP)

ABD ve Çin arasında son günlere damga vuran casus balon krizi devam ediyor.
ABD'li yetkililer ülkenin hava sahasında düşürülen gözetleme balonunun casusluk amacıyla kullanıldığında ısrarcı.
Çin tarafı ise bunun bir meteoroloji balonu olduğunu ve rüzgar nedeniyle sürüklenerek yanlışlıkla ABD hava sahasına girdiğini söylüyor.
Balon ilk olarak 1 Şubat'ta Montana üzerinde görüldü. Üç gün sonra ise ABD, balonu bir F-22 Raptor füzesiyle düşürdü.
Balonun vurulmasının üzerinden günler geçti. Ancak iki ülke arasındaki restleşmeler sürüyor.
Öte yandan bazılarına göre ABD'nin balonlara dair hassasiyeti anlaşılır nitelikte. Çünkü hem ülkenin hem de dünyanın askeri balonlarla uzun bir geçmişi var.

18. yüzyıldaki ABD balon birliği
Balonların savaşla ve casuslukla ilişkisi, uçaklardan çok önce başladı. Örneğin, 1794 gibi erken bir tarihte Fransız ordusu, Fleurus Muharebesi sırasında Avusturyalılara karşı savaşta balonları kullanmıştı.
Amerikan İç Savaşı sırasında da Başkan Abraham Lincoln, düşmanı gözetlemek için ABD Ordusu Balon Birliği'ni kurdu.
Smithsonian Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden fahri küratör Tom D. Crouch, savaştayken gözetleme yetisinin son derece önemli olduğunu belirtiyor.
Crouch, "Askeri açıdan, düşman hatlarının gerisini olabildiğince fazla görmek için yükseğe çıkabilmek her zaman iyidir" ifadelerini kullanıyor.

"Şaşkın bir balonda" sürüklenen general
Öte yandan Çin'in balonunun rüzgarda sürüklenmesi de yeni bir olgu değil. Rüzgar balonların tüm tarihi boyunca önemli bir faktör oldu.
Önceden balonlar mürettebatlıyken rüzgarın rolü de çok daha kritikti.
Örneğin 11 Nisan 1862'de Amerikan İç Savaşı sırasında Birlik Generali Fitz John Porter'ı taşıyan bir balon, Güney'e Konfederasyon tarafına sürüklenmişti.
Nişancılar generale birkaç atış yapmış ama rüzgarın yeniden değişmesiyle balon Birlik tarafına dönmüştü.
İç savaş, Lincoln'ün liderlik ettiği Birlik güçleriyle köleliğin yasaklanmasına karşı çıkarak bağımsız olmak isteyen 11 güney eyaleti (Konfederasyon) arasında yaşanmıştı.
Konfederasyon güçlerinin de bu savaşta balon kullandığı biliniyor ama Birlik tarafının balonları çok daha güçlüydü.
Yine de General Porter'ın başına gelenler, Birlik ordusunda büyük tartışma yaratmıştı. General George B. McClellan, bu olayın ardından karısına yazdığı mektupta şu ifadelere yer veriyordu:
"Beni şaşkın bir balonda yakalamayacaklar. Başka generallerin de bunlara binmesine izin vermeyeceğim!"

Thaddeus Lowe'un olağanüstü balonları
İç Savaş sırasında konuşlandırılan askeri balonlar yaklaşık 300 metre yüksekliğe ulaşabiliyordu. ABD'de bu balonlar 1850'lerde balon inşa etmesiyle tanınan bir bilim insanı ve mucit olan Thaddeus Lowe sayesinde ortaya çıktı.


Lowe'un balonlarından biri, 1865'te kalkışa hazırlanıyor (Wikimedia Commons)

Lincoln önderliğindeki Birlik güçleri Lowe'un tasarladığı balonları kullanıyordu. Konfederasyon askerleri bunları düşürmeye çalışsa da başarısız oluyordu. Hatta Lowe'un 7 askeri balonundan hiçbiri savaş sırasında imha edilemedi.
Lowe ayrıca balonların birliklere bağımlılığını azaltmak için portatif bir hidrojen gazı jeneratörü icat etmişti.

Zeplinlerin kısa ve çarpıcı hikayesi
I. Dünya Savaşı'ndan önce geliştirilen ancak bu dönemde tanıtılan zeplinlerse rüzgarda hareket eden diğer balonların aksine motorluydu.
1800 metre irtifaya çıkan zeplinler, hidrojenle dolduruluyor ve pervanelerle yönlendiriliyordu.
Bunlar iki ton bomba taşıyabilecek kapasiteye sahipti.
Özellikle Alman Savaş Bakanlığı zeplin üretimini destekliyordu. I. Dünya Savaşı sırasında Paris ve Londra zeplinlerle bombalanmıştı.
Zeplinler sadece savaşta değil, yük ve yolcu taşımacılığında da büyük rol oynadı. II. Dünya Savaşı öncesine dek toplamda 52 bin kişiyi Atlas Okyanusu'nun iki kıyısı arasında taşıdılar.
Ancak yeni yolcu uçaklarının geliştirilmesi ve Hindenburg felaketinin etkisiyle 1950'lere gelmeden üretimden kaldırıldılar.


Faciada ani dönüşün etkisiyle kopan iskelet, zeplinin havada kalmasına yarayan hidrojen tanklarından birini delmişti (Wikimedia Commons)

Hindenburg felaketi, 6 Mayıs 1937'de, New Jersey'de yaşanmıştı. Gelmiş geçmiş en büyük zeplin olan LZ 129 Hindenburg, ani dönüş yapınca hidrojen tanklarından biri delinmiş ve araç bir anda alev almıştı.
36 saniyede zeplinin içindeki yolculardan (36 yolcu ve 61 mürettebat) 36'sı ölmüştü. Öte yandan bu facia bugünkü uçakların önünü açtı ve modern havacılık tarihinin başlangıcı oldu.

Paraşütü benimseyenler de onlardı
Balonların macerası ise zeplinler kadar kısa değil. Bugün halen meteorolojide ve uzay bilimlerinde sıklıkla kullanılan balonlar, I. Dünya Savaşı'nda da düzenli olarak kullanılmaya devam etmişti.
Hidrojenle doldurulan balonlar, savaşta topçu ateşini yönlendirmeye, birliklerin hareketlerini tespit etmeye ve düşman askerlerinin depolarıyla siperlerinin yerinini belirlemeye yaradı.
Ancak taraflar, birbirlerinin balonlarını o kadar sık vuruyordu ki bir saldırının yaklaştığını gören Amerikalı balon gözlemciler, paraşütü ilk benimseyenler arasında yer aldı.
Washington'daki Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden küratör Thomas Paone, "Bir günde iki veya üç kez atlayan gözlemcilerin hikayelerini okuduk" dedi:
"Yine saldırıya uğrayacaklardı ve onlar da atladı."

Baraj balonlarının yükselişi
II. Dünya Savaşı, bir kabloyla yere bağlanan, zeplinlerden biraz daha küçük baraj balonlarının yükselişine de tanık oldu.


II. Dünya Savaşı sırasında Londra üzerinde süzülen baraj balonlarının bu görüntüsünde ortada Buckingham Sarayı ve Victoria Anıtı görülüyor (Wikimedia Commons)

Bunlar doğaları gereği hava savunması için kullanıldı. Bu yüzden sıklıkla uçaksavar balon diye de anılıyorlar.
Bu insansız balonlar genellikle düşman uçaklarının yaylım ateşine karşı koymak için kullanılıyordu.

Japonya'nın bombalı balonları
II. Dünya Savaşı'nda da Japonya, ABD üzerine tam 9 bin bombalı balon gönderdi.
Mayıs 1945'te Oregon'da bir piknik sırasında Fu-Go olarak bilinen bir Japon balon bombasıyla karşılaşan 6 kişi hayatını kaybetti.
Kurbanların 5'i çocuktu. 

Soğuk Savaş'ta balonların rolü
1950'lerin ortalarında ise ABD hükümeti çok daha iddialı bir balon gözetleme projesi başlattı.
O tarihte "mylar" gibi yeni ve hafif malzemeler ortaya çıkmıştı. Bu da balonların uzayın sınırına yaklaşmasına, stratosferin üst katmanlarına kadar çıkmasına olanak tanıdı. 
Kablosuz kameralar ve teknolojideki diğer atılımlar sayesinde gözetleme balonları da mürettebatsız hale geldi. Bu da düşman bölgesine sürüklenseler bile yalnızca maddi hasara neden olacakları anlamına geliyordu.
Ayrıca ABD'nin özellikle gözetlemek istediği bir düşmanı vardı: Sovyetler Birliği.

 
1950'lerde ABD'nin Sovyetler Birliği üzerinde yüzen yüzlerce casus balonu vardı (Hava ve Uzay Savunma Görsel Bilgi Merkezi)

Soğuk Savaş sırasında ABD, özel kameralarla donattığı balonları yüksek irtifalara saldı ve onları Sovyetler Birliği üzerinde sürüklenmeye bıraktı.
ABD'li bilim insanı Stephen Schwartz, bu balonların amacının ABD'nin en büyük korkularından biri olan nükleer silahları gözetlemek olduğunu söylüyor:
"Sovyetler Birliği'nin sürpriz bir saldırı başlatacağından çok korktuk ve gerçekten neler yapabileceklerini bilmiyorduk. Herhangi bir bilginin bile yardımı dokunurdu."

Genetrix fiyaskosu: Sovyetler Birliği, vurduğu balonlardan sergi açtı
Genetrix Projesi, bu çabaların doruk noktasıydı. 1956'nın ocak ayından itibaren ABD hükümeti, Almanya ve Türkiye'deki hava üslerinden onlarca yüksek irtifa balonu salmaya başladı.
Schwartz, "Bu aslında bir felaketti" diyor:
"Ve bir kez daha rüzgarı suçladık. Balonların nereye gittiğine dair hiçbir fikrimiz yoktu."
Buna göre ABD istihbaratı Sovyetler Birliği fark etmeden durumu idare edebileceklerini umuyordu ama böyle olmadı.
Bir ay içinde Sovyet hava savunması, balonları indirmeye başladı. Hatta vurulan balon kamera sistemlerinden halka açık büyük sergiler yapılıyordu.
ABD Hava Kuvvetleri ise Sovyetlerin vuramayacağı kadar fazla balon salarak sorunu çözebileceğini düşündü. Ancak bu da sürdürülemez bir yöntemdi ve projenin ifşa olmasına neden oldu.
Gizli diye başlayan program birkaç hafta içinde New York Times'ın en ön sayfalarındaydı.
Sonunda, dönemin ABD başkanı Dwight D. Eisenhower balon programının bu "baş ağrısına" değmeyeceğine karar verdi ve Genetrix Projesi sona erdirildi.

Balonlardan vazgeçemiyorlar
İnişli çıkışlı hikayelerine rağmen gözetleme balonlarına yönelik ilgi halen büyük. Geçen yılın temmuz ayında Politico, Pentagon'un Çin ve Rusya'yı izlemek için gözetleme balonlarını yeniden kullanmayı düşündüğünü yazmıştı.
Haberde ABD'li yetkililerin bu seçeceği araştırmak için 27 milyon dolar harcamayı planladığı belirtilmişti.
Ancak balonlar söz konusu olduğunda rüzgarın rolü halen masada.
2015'te ABD'nin Aberdeen Proving Grounds'ta test ettiği, Pentagon'a ait bir gözetleme balonu, rüzgarda sürüklenerek Pensilvanya'ya ulaşmış ve sık bir ormana inmişti.
Bu program yönetime 2 milyar dolara mal olunca geniş çapta eleştirilmişti.


2021 ve 2022'de Pentagon, balon projelerine yaklaşık 3,8 milyon dolar harcadı (AP)

Smithsonian Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi'nden Tom D. Crouch'a göre artık uyduların, uçakların, droneların ve telefon kameralarının Dünya üzerindeki hemen hemen her noktanın görüntülerini verebildiği bir çağda balonlar demode.
Crouch bu yüzden Çin'in olası bir gözetleme faaliyeti için balon kullanmasını da eleştiriyor:
"Tanrı aşkına, bir balonla ne elde edeceklerini sandılar?"
 Yararlanılan kaynaklar: Spokane Public Radio, The New York Times, Scientific American, Axios, Grid News, Politico
 



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.