YÖK bahar yarıyılı eğitim ve öğretimine ilişkin yeni soruları yanıtladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

YÖK bahar yarıyılı eğitim ve öğretimine ilişkin yeni soruları yanıtladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

YÖK'ün internet sitesinden, "özel öğrencilik", "Öğretmenlik Uygulaması II" dersi," lisansüstü programlardaki teorik dersler", "derslerin laboratuvar ve uygulama kısımları" ve "yüz yüze eğitimin kapsamı" gibi konularda 9 yeni soruya açıklık getirildi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde 2022-2023 bahar yarıyılı eğitim ve öğretimine ilişkin 9 yeni soruya açıklık getirdi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, YÖK, 2022-2023 bahar döneminin, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarınca alınacak kararlarla 20 Şubat'tan itibaren uzaktan eğitimle başlatılabileceğini, nisan ayı başı itibarıyla şartların elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneğinin değerlendirilebileceğine karar vermişti.
Bu kararlar sonrasında YÖK, yükseköğretim kurumlarında 2022-2023 bahar yarıyılı eğitim ve öğretimine ilişkin soru ve cevapları 16 başlık halinde 19 Şubat'ta paylaşmıştı.
YÖK'ün internet sitesinden, oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanan bahar yarıyılı eğitim ve öğretimine ilişkin 9 yeni soru ile cevaplar şöyle:

1- Özel öğrencilikte geçen süre, Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans ve Lisans Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal İle Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik'teki özel öğrencilik süresinden sayılır mı?
Hayır sayılmaz.

2- 10. soruda belirtilen özel öğrencilik şartlarını sağlayan öğrenciler hangi üniversitelere başvuru yapabilir?
Özel öğrencilik şartlarını sağlayan öğrenciler; birinci derece yakınlarının ikametgahının veya geçici ikametgahının (birinci derece yakınlarının deprem nedeniyle yaşamakta olduğu il) bulunduğu illerdeki üniversitelerin eş değer diploma programlarına başvuru yapabilir.
Geçici ikametgahın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 52. maddesinde öngörülen nüfus müdürlüğü veya muhtarlıklardan alınan adrese ilişkin belge ile ispat edilmiş olması şart değildir. Yurt müdürlüğünden alınan yazı, kira sözleşmesi veya yanında ikamet edilen aile tarafından ikametgahı teyit eden yazı ile de mümkündür.

3- 10. soruda belirtilen özel öğrencilik şartlarını sağlayan ve birinci derece yakınları deprem bölgesindeki illerde ikamet edip kendisi de deprem bölgesindeki üniversitelerin birinde öğrenci olanlar (uluslararası öğrenciler dahil) hangi üniversitelere özel öğrenci başvurusunda bulunabilir?
Depremden etkilenen illerdeki üniversitelerin dışındaki üniversitelerin eş değer programına özel öğrenci olarak başvuru yapabilir.

4- Depremden etkilenen illerde bulunan ve diğer üniversiteler ile eşleştirme yapılan üniversitelerin öğrencileri sadece eşleştirilen üniversitelerde mi özel öğrenci olacak?
Hayır, bu öğrenciler 18 ve 19'uncu sorulardaki açıklamalardan durumları hangisine uyuyor ise ona göre başvuru yapabilecek.

5- "Öğretmenlik Uygulaması II" dersini alacak öğrenciler bu eğitimi nerede alacak?
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemine mahsus olmak üzere; "Öğretmenlik Uygulaması II" dersinin ilk ve ortaöğretim kurumlarının açık olduğu dönemde yapılması gerektiği dikkate alınarak, yükseköğretim kurumlarımızdaki öğretmenlik programları, rehberlik ve psikolojik danışmanlık programı ile ilahiyat/islami ilimler programlarının son sınıf öğrencileri talepleri halinde bu derse halihazırda bulundukları illerdeki üniversitelerde devam edebilecek, üniversiteler öğretmenlik uygulaması II dersi için koordinasyonu sağlamak üzere sorumlu birim görevlendirecek, öğrenciler diğer derslerini kayıtlı oldukları üniversitelerden uzaktan öğretim yöntemi ile almaya devam edeceklerdir.

6- Lisansüstü programlardaki teorik dersler uzaktan öğretim yöntemi ile mi yapılacaktır?
Evet, uzaktan öğretim yöntemi ile yapılacaktır.

7- Derslerin laboratuvar ve uygulama kısımları nasıl yapılacak?
Derslerin laboratuvar ve uygulama kısmı Nisan ayından sonraya bırakılacaktır. Uzaktan öğretimin Nisan ayından sonra da devam etmesi halinde, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarının alacağı kararlar ile bu şekildeki uygulamalar yaz döneminde yapılabileceği gibi bir sonraki eğitim ve öğretim dönemine ertelenebilecek veya uygulamalı proje çalışmaları ile tamamlanabilecektir.

8- 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde lisans düzeyinde fen ve mühendislik bölümlerinde zorunlu uygulamalı eğitim gören öğrencilerden deprem bölgesinde olanlara üniversiteleri tarafından uygulamalı eğitim ücreti ödenecek mi ve ne zaman ödenecek?
Evet, güz dönemine ait uygulamalı eğitim ücretleri üniversiteleri tarafından 27 Şubat 2023 tarihinden itibaren ödenecektir.

9- Eczacılık fakültesi 5. sınıfta işyeri uygulaması yüz yüze eğitim kapsamında mıdır?
Evet, yüz yüze eğitim kapsamındadır.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.