Ukrayna-Rusya savaşında bilgi silah olarak nasıl kullanılıyor?

Ukrayna savaşından bir yıl sonra, çatışma muhtemelen daha fazla deformasyona yol açacak (Reuters)
Ukrayna savaşından bir yıl sonra, çatışma muhtemelen daha fazla deformasyona yol açacak (Reuters)
TT

Ukrayna-Rusya savaşında bilgi silah olarak nasıl kullanılıyor?

Ukrayna savaşından bir yıl sonra, çatışma muhtemelen daha fazla deformasyona yol açacak (Reuters)
Ukrayna savaşından bir yıl sonra, çatışma muhtemelen daha fazla deformasyona yol açacak (Reuters)

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa'da yaşanan en kanlı çatışma olarak kabul edilirken, bu aynı zamanda savaş uçakları ve tankların yanı sıra sosyal medya ve TikTok videolarının varlığına da tanık olunan ilk savaş oldu.
Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı analize göre, Rusya işgalini haklı çıkarmak, iç muhalefeti susturmak ve hasımları arasında nifak tohumları ekmek için dezenformasyon, propaganda ve komplo teorilerini kullanırken, çatışma anları dünyanın her yerinde bilgisayar ekranları ve akıllı telefonlarda yer aldı.
Savaşın ikinci yılına girmesiyle Rusya Ukrayna ve müttefiklerinin iradesini kırmaya çalışırken, savaş muhtemelen daha fazla dezenformasyona yol açacak.

Doğal olarak akıllara gelen soru şu: Şimdi sırada ne var?
Siber güvenlik şirketi Recorded Future’da tehdit istihbaratı analisti olan Samantha Lewis, “Rusya’nın uzun süreli bir çatışmaya hazırlandığını biliyoruz. Ukrayna’nın morali, neredeyse kesinlikle Rus psikolojik operasyonlarının ana hedefi. Bu arada uluslararası kayıtsızlık riski var” dedi.
Çatışmanın başlamasından bu yana Rusya’nın yaptığı dezenformasyon savaşı şöyle özetlenebilir;
Böl ve yönet stratejisi
Rusya’nın enformasyon operasyonlarını izleyen Ukraynalı dezenformasyon uzmanı Ksenia Iliuk’a göre Kremlin’in Ukrayna’ya karşı propaganda çabaları yıllar önce başladı ve işgalden hemen önceki aylarda keskin bir şekilde arttı.
Rusya, mesajlarını dünyadaki belirli kitleler için farklı olarak uyarladı.
Moskova, Doğu Avrupa’da Ukraynalı mültecilerin suç işlediği veya yerel işlere girdiğine dair asılsız söylentiler yaydı.
Batı Avrupa’da verilen mesaj ise yozlaşmış Ukraynalı liderlere güvenilemeyeceği, uzun bir savaşın kızışabileceği veya gıda ve petrol fiyatlarının daha yükselmesine yol açabileceği idi.
Rusya’nın Latin Amerika’daki büyükelçilikleri, Ukrayna işgalinin Batı emperyalizmine karşı bir mücadele olduğunu öne süren İspanyolca iddialar yaydı.
ABD’yi ikiyüzlülük ve düşmanlıkla suçlayan benzer mesajlar, sömürgecilik geçmişi olan Asya, Afrika ve dünyanın diğer bölgelerinde yayıldı.
Rus haber ajansları Ukrayna’yı propaganda yağmuruna tuttu, ordusunu zayıf, liderlerini etkisiz ve yozlaşmış olarak nitelendirdi. 
Iliuk konuya ilişkin şu yorumu yaptı;
“Mesaj, işgalcilere karşı direnişi azaltmayı amaçlasa da Ukrayna’nın meydan okuması karşısında geri tepti. Ukrayna’da Rus propagandası başarısız oluyor. Rus propagandası ve dezenformasyon gerçekten bir tehdit ve çok karmaşık olabilir, ancak her zaman işe yaramıyor. Her zaman bir izleyici bulamıyor.”

Kurbanı suçla
Rusya birçok dezenformasyonu ile, işgali haklı çıkarmaya veya güçleri tarafından gerçekleştirilen zulümler için başkalarını suçlamaya çalışıyor.
Geçtiğimiz yıl Rus askerleri Buça’da sivillere işkence edip infaz ettikten sonra, yanmış cesetler ve yakın mesafeden vurulan insanların görüntüleri dünyayı dehşete düşürdü.
Rus devlet televizyonu, cesetlerin gerçek olmadığını ve yıkımın sahte olduğunu iddia etti.
Ancak AP muhabirleri cesetleri kendileri gördü ve gerçek olduklarını bildirdi.
Rusya başlangıçta, sivil kayıp raporları ortaya çıkana kadar Ukrayna’nın Kramatorsk kasabasındaki bir tren istasyonuna yapılan füze saldırısını kutladı. 
Sivil kayıpların açıklanmasıyla birlikte Rus haber kaynakları füzenin kendilerine ait olmadığı konusunda ısrar etmeye başladı.
Atlantic Council’in Rus dezenformasyonunun izini süren Dijital Adli Tıp Araştırma Laboratuvarı’nda araştırma görevlisi Roman Osadchuk şunları söyledi;
“Sivillerin öldürüldüğü ve yaralandığını fark ettiklerinde, bunun bir Ukrayna füzesi olduğu fikrini yaymaya çalışarak mesajları değiştirdiler.”
Rusya, savaşla ilgili en popüler komplo teorilerinden birinin yayılmasına da yardımcı oldu.
ABD’nin, Ukrayna’da bir dizi gizli biylojik savaş laboratuvarı işlettiği, laboratuvarların Rusya’nın işgalini haklı çıkaracak kadar tehlikeli faaliyetler yaptığı iddia edildi.
Birçok komplo teorisi gibi, bu iddia da bazı gerçeklere dayanıyor.
ABD, Ukrayna’daki biyolojik araştırmaları finanse etti, ancak varlığı bir sır olmayan laboratuvarlar ABD’ye ait değil.
Bu çalışma, ister doğal, ister insan yapımı olsun, ölümcül hastalık salgınları olasılığını azaltmayı amaçlayan Biyolojik Tehdit Azaltma Programı adı verilen bir girişimin parçası. 
ABD’nin eski Sovyetler Birliği’nin kitle imha silahları programını ortadan kaldırma çabaları 1990’lara kadar uzanıyor.

Medya ağı
Avrupa hükümetleri ve ABD merkezli teknoloji şirketleri Kremlin’in propagandalarını durdurmanın yollarını ararken, Rusya mesajını iletmenin yeni yollarını buldu.
Savaşın başlarında Rusya, Rusya yanlısı konuşmaların yanı sıra çatışmayla ilgili yanlış iddiaları yaymak için RT ve Sputnik gibi devlet medya kuruluşlarına büyük ölçüde güvendi.
Facebook ve Twitter gibi platformlar, Rus devlet medyası ve hükümet yetkililerinin hesaplarına ‘devlete bağlı medya kuruluşları ve büyük ölçüde jeopolitik ve diplomasi ile uğraşan resmi hesaplar’ gibi etiketler ekleyerek yanıt verdi. 
Avrupa Birliği (AB), Rus devlet medyasının yasaklanması çağrısında bulunduğunda, YouTube, RT ve Sputnik kanallarını bloke ederek buna yanıt verdi. 
Singapur merkezli Çin şirketinin sahibi olduğu TikTok da aynısını yaptı.
Ardından Rusya, Twitter ve Facebook hesaplarını savaş ve Rus zulmü hakkında yanlış açıklamalar yaymak için kullanan diplomatlarından yararlanmaya başladı.
Birçok platform, diplomatik hesapları sansürleme veya askıya alma konusunda isteksiz ve bu da büyükelçilere ek bir koruma katmanı sağlıyor.
Rusya, devlet medyası susturulduktan sonra sahte sosyal medya hesaplarından oluşan ağların kullanımını genişletti.
Ayrıca, yeniden yayınlamadan önce videolardan RT logosu gibi tanımlayıcı özellikleri kaldırarak, hesaplarındaki yasaklardan da kurtuldu.

İddiaların önüne geçmek
Ukrayna ve müttefikleri, Rusya’nın bir sonraki adımlarını tahmin edip, bunları kamuoyuna açıklayarak bilgi savaşında erken zaferler elde etti.
ABD’li istihbarat yetkilileri, savaştan haftalar önce Rusya’nın işgal için bahane olarak Ukrayna’yı suçlayacağı bir saldırı planladığını öğrendi.
Hükümet, bilgileri saklamak yerine Rusya’nın planlarını bozmak amacıyla bunu yayınladı.
ABD ve müttefikleri, Rusya’nın iddialarını ‘önceden engelleyerek’ dezenformasyonun etkisini hafifletmeye çalıştı.
Bunun ardından Beyaz Saray, Rusya’nın Ukrayna’yı kimyasal veya biyolojik bir saldırıdan sorumlu tutabileceğine dair şüphelerini açıklayarak aynı şeyi yaptı.
Savaş, teknoloji şirketlerini de yeni stratejiler denemeye sevk etti. YouTube’un sahibi Google, Doğu Avrupa’da internet kullanıcılarının savaştan kaçan mülteciler hakkındaki yanlış bilgileri tespit etmesine ve yanlış bilgilendirmeden kaçınmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir pilot program başlattı.
Girişim kapsamında, yanlış bilgiyle insanların nasıl kandırabileceğini öğreten kısa videolar yayınlandı.
Proje o kadar başarılı oldu ki, Google şimdi benzer bir kampanyayı Almanya’da başlatmayı planlıyor.
Ukraynalı dezenformasyon araştırmacısı Iliuk, işgalden bir yıl sonra Rus dezenformasyonunun yarattığı tehlikeler konusunda daha fazla farkındalık olduğuna ve bunun kontrol edilebileceğine dair artan bir iyimserliğe inandığını söyledi.
Iliuk konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Özellikle pencerenizin dışında bomba sesleri duyduğunuzda çok zor. Rusların bu dezenformasyonunun bir tehdit olduğuna dair büyük bir algı oluştu. Bu, kelimenin tam anlamıyla bizi öldürebilecek bir şey” dedi.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.