AB, Rusya'yı yaptırımlarla yıpratmaya çalışıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'u da içeren binin üzerinde kişi yaptırım listesine girdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB, Rusya'yı yaptırımlarla yıpratmaya çalışıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Ukrayna'da savaşın başlamasıyla birlikte Rusya'ya yönelik ticaret, finans, enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünler ile altını da içeren geniş bir yelpazede yüzlerce yaptırım uygulamakla birlikte yaklaşık 1.300 kişi ve 170 kurumun mal varlıklarını dondurdu.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, AB ülkeleri, geçen yıl başlayan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'ya yönelik ekonominin neredeyse bütün alanlarını kapsayan 10 yaptırım paketi hazırladı.

- İlk yaptırım paketi
AB, Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin sözde yönetimlerini tanıması ve bölgeye asker göndermesi nedeniyle ilk yaptırım paketini 23 Şubat 2022'de devreye soktu.
Bu karara onay veren Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı Duma'nın 351 üyesine kısıtlayıcı tedbir yürürlüğe kondu. Söz konusu kişilerin mal varlıkları donduruldu ve bu kişilere seyahat yasağı getirildi.
Rus operasyonlarını mali olarak destekleyen veya bunlardan fayda sağlayan bankalar, iş insanları ve oligarklar ile dezenformasyon kampanyaları yürüten toplam 27 yüksek seviyedeki kişi ve kuruluş yaptırıma tabi tutuldu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın çevresindeki kişiler de yaptırım listesinde yer aldı.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Putin'in özel kalem müdürü Anton Vaino da yaptırım listesine dahil edildi.
İnternet Araştırma Ajansı, Rossiya Bank, Promsvyazbank ve Vnesheconombank (VEB.RF) gibi kurumlar da yaptırım listesinde yer aldı. Bu kurumların mal varlıkları donduruldu ve fon sağlanması yasaklandı.
Ayrılıkçı bölgelerden mallara ithalat yasağı uygulanmaya başlanırken turizm hizmetlerinin sağlanması yasaklandı, çeşitli ürün ve teknolojilere ihracat yasağı getirildi.
Rusya'ya karşı finansal kısıtlamalar da yürürlüğe konuldu. Rusya Federasyonu, hükümeti ve Merkez Bankası'na finans sağlamak yasaklandı. Rus devleti ve hükümetinin AB sermaye ve finans piyasalarına, hizmetlerine erişimi kısıtlandı.

-İkinci paket Putin ve Lavrov'u yaptırım listesine ekledi
Rusya- Ukrayna savaşının başlaması nedeniyle AB ikinci yaptırım paketini uygulamaya koydu. Yaptırım listesinin başında, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yer aldı.
Rusya Ulusal Güvenli Konseyi üyeleri ve Duma üyeleri de listelendi.
Rusya Devlet Başkanlığı, Savunma Bakanlığı gibi çeşitli kamu kurumları ile enerji, havacılık ve finans sektöründe faaliyet gösteren şirketleri içeren toplam 64 önemli Rus kurumu yaptırım kapsamına dahil edildi.
Rus demir yolları, Kalashnikov, Oboronprom, Rosoboronexport, Sukhoi, Tupolev, Progress, Almaz-Antey, Uralvagonzavod, Kamaz, Sovcomflot, Sevmash, Rustech-Azimut, United Shipbuilding söz konusu kurumlar arasında yer alırken, bunların AB finansal hizmetlerine erişimi kesildi ve teknoloji sağlanması yasaklandı.
Alfa Bank, Bank Otkritie, Bank Rossiya ve Promsvyazbank yaptırım listesine eklendi. Bu kurumlarla sermaye piyasaları işlemleri ve finansal hizmetler yasaklandı.
Rus kamu kurumlarının borçlarının yeniden finanse edilmesi engellenirken AB bankalarının, Rus vatandaşlarından 100 bin avrodan daha fazla miktarda mevduat kabul etmelerine yasak getirildi.
AB'deki tahvil takas kurumlarının Rus kurumlarına hizmet vermesi yasaklandı. Rusya'ya petrol rafinerileri için gerekli mal, hizmet ve teknoloji gönderilmesi engellendi.
Ayrıca ülkeye hem sivil hem askeri amaçlı "çift kullanımlı" ürün ve ekipman ihracatı engellendi. Havacılık ve uzay endüstrisinde kullanıma uygun mal ve teknolojiyi kapsayan ürünlere de ihracat yasağı uygulandı.
Rus hava yollarına yedek parça ve ekipman satışı yasak kapsamına alındı.

- 3'üncü paket Rusya'nın rezervlerini ve bankalarını hedefledi
AB, 2 Mart 2022'de 3'üncü yaptırım paketini uygulamaya aldı. Bu paket kapsamında AB, Rusya Merkez Bankası'nın rezerv ve varlıklarının yönetimi ile ilgili işlemleri yasaklama kararı aldı. Rusya Merkez Bankası adına veya onun talimatıyla hareket eden herhangi bir tüzel kişi, kuruluş veya organla yapılan işlemlere yasak getirildi.
Böylece, Rusya'nın 600 milyar doları bulan rezervleri hedefe alındı. Rusya rezervlerinin yaklaşık yarısı Batı ülkelerinde bulunuyordu. Rusya'nın rezervlerinin 300 milyar avroluk kısmına erişimi kesilmiş oldu.
Rus bankaları VTB, Bank Otkritie, Novikombank, Promsvyazbank, Rossiya Bank, Sovcombank ve VEB, uluslararası ödeme sistemi SWIFT'ten çıkarıldı.
Rus medya organları Sputnik ve RT'ye yönelik AB ülkelerinde yayın yasağı geldi. AB hava sahası ve havalimanları Rus taşıyıcılara kapatıldı.

- 4'üncü paket oligarklar, çelik ve enerjiye yöneldi
AB ülkeleri 15 Mart 2022 tarihinde de 4’üncü yaptırım paketini hayata geçirdi. Rusya'nın kamu işletmeleriyle herhangi bir işlem yapılması yasaklandı.
AB'deki kredi derecelendirme kuruluşlarının Rus şirketlerinin derecelendirilmesine son verildi. Rusya'ya lüks mal ihracatının yasaklanırken, Rusya'dan demir çelik ürünleri ithal edilmemesi kararlaştırıldı.
Rus enerji sektörüne yeni yatırımlar durduruldu. Bazı oligarkların mal varlıkları donduruldu.
AB yaptırım listesine İngiliz futbol takımı Chelsea FC ve çeşitli şirketlerinin sahibi Rus milyarder Roman Abramoviç ile birlikte çok sayıda Rus iş insanı eklendi.
Ayrıca Rosneft Aero, Rosoboronexporti, JSC NPO High Precision Systems, JSC Kurganmashzavod, JSC Russian Helicopters, PJSC United Aircraft Corporation, JSC United Shipbuilding Corporation, Uralvagonzavod ve Zelenodolsk Shipyard firmaları da yaptırım listesine girdi.
Söz konusu kişi ve firmaların mal varlıkları donduruldu. Listedekilere seyahat yasağı getirildi.

- 5'inci paket Rus kömürünü yasakladı
AB'nin 5'inci yaptırım paketi ise 8 Nisan 2022'de uygulanmaya başlandı.
Paket, Rusya'dan kömür satın alınmasını, ithal edilmesini veya AB'ye taşınmasını yasakladı. Kömür ambargosu geçiş sürecinin ardından 10 Ağustos 2022'den itibaren yürürlüğe girdi.
VTB, Novikombank, Sovcombank ve Otkritie Bank'a işlem yasağı getirildi. Rusya'ya kripto varlık hizmeti sunulması da yasaklandı.

-6'ncı paket petrol ithalatını yasakladı
AB'nin 6'ncı yaptırım paketi 3 Haziran 2022'de uygulamaya kondu. Bu kapsamda, Rusya'dan ham petrol ve rafine petrol ürünlerine ambargo kararı alındı. Geçiş sürecinin ardından Rusya'dan ham petrol tedariki 5 Aralık'ta, rafine petrol ürünleri tedariki de 5 Şubat’ta yürürlüğe girdi.
Rusya'nın en büyük bankası olan Sberbank ve diğer 2 banka ödeme sistemi SWIFT'ten çıkarıldı.
Rus devletine ait 3 kanala yayın yasağı getirildi. Rusya'nın danışmanlık hizmetlerine erişiminin kesildi. Rusya'ya karşı yeni ticari yasaklar başladı.

- 7'nci paket altın ithalatını bitirdi
Rusya'ya yönelik 7'nci yaptırım paketi 21 Temmuz 2022'de uygulamaya alındı. Bu paket, Rusya'dan AB ülkelerine altın ithalatını yasakladı.
Çift kullanımlı ve yüksek teknoloji ürünlere yönelik kontroller sıkılaştırıldı. Rus bayraklı gemilerin AB limanlarına girişi yasaklandı.

8’inci paket petrole tavan fiyat getirdi
AB'nin 5 Ekim 2022'de yürürlüğe giren 8'inci paketi yeni ticari kısıtlamalar ve petrole tavan fiyat uygulamasını içerdi.
Rusya'nın askeri ve teknolojik gelişimine katkıda bulunabilecek ürünlere yönelik kısıtlamalar genişletildi. AB vatandaşlarının Rus kamu şirketlerinin yönetimine girmesi yasaklandı.
Rusya'dan 3'üncü ülkelere deniz yoluyla taşınan petrole varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulanması yürürlüğe kondu. Bu tavan fiyat uygulaması 5 Aralık'ta başladı. AB ülkelerindeki şirketlerin tavan fiyatın üzerinde satış yapılması durumunda nakliye, sigorta ve aracılık gibi çeşitli hizmetleri sunması yasaklandı.
Rusya Denizcilik Siciline işlem yasağı getirildi. Rusya'ya uygulanan yaptırımların delinmesinde rol oynayanların yaptırıma tabi olmasının yolu açıldı.
Üst düzey askeri yetkililer, karar vericiler, bazı oligarklar ile propaganda yapan kişiler AB yaptırım listesine eklendi.
AB ülkeleri 5 Şubat tarihinden itibaren, Rus dizeline ve gaz yağına varil başına 100 dolar, daha ucuz sıvı yakıt ve açık renkli petrol ürünlerine de varil başına 45 dolar tavan fiyat getirdi.

- 9'uncu paket
AB, 16 Aralık 2022'de 9'uncu yaptırım paketini yürürlüğe aldı. Paket, yaklaşık 200 kişi ve kurum ile 3 Rus bankasının yaptırım listesine eklenmesini, çift kullanımlı ürünlere ihracat yasağı getirilmesini ve madencilik yatırımlarının yasaklanmasını kapsadı.
Rusya'nın askeri ve teknolojik gelişimine veya savunma ve güvenlik sektörüne katkıda bulunabilecek kısıtlamalar genişletildi.
İnsansız hava araçları (İHA) motorlarının Rusya'ya doğrudan veya 3'üncü ülkeler aracılığıyla ihracatının yasaklandı.
Rusya Bölgesel Kalkınma Bankası'nın bütün işlemlerine yasak getirildi. NTV/NTV Mir, Rossiya 1, REN TV ve Pervyi Kanal'a yayın yasağı uygulandı.
Rusya'ya reklam, pazar araştırması ve kamuoyu yoklama hizmetleri ile ürün testi ve teknik denetim hizmetleri sağlanması frenlendi. Rusya madencilik sektöründe yeni yatırımların yasak kapsamına alındı.

-10'uncu paket
Savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat tarihine kadar yürürlüğe girmesi beklenen 10'uncu yaptırım paketi ise halen üye ülkeler arasında müzakere ediliyor.
Yeni ticaret yasakları ve teknoloji ihracat kontrollerinin yanı sıra İHA gönderdiği gerekçesiyle İranlı kuruluşlara da kısıtlama söz konusu olacak paket, elektronik, özel araçlar, makine ve motor parçaları, kamyon ve jet motorları için yedek parçalar gibi hayati ürünler ile inşaat sektörünün Rusya ordusuna yönlendirilebileceği anten veya vinç gibi ürünleri içerecek.
Rusya'ya çift kullanımlı ve ileri teknoloji ürünlerin ihracatı daha da kısıtlanacak.
Propaganda faaliyetinde bulunanlar, askerler ve siyasileri içeren çok sayıda kişi paketle AB yaptırım listesine eklenecek.



AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
TT

AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)

Avrupa Birliği (AB), Gazze Savaşı'nın üzerinden 109 gün geçmesine rağmen, üyeleri arasında derinleşen anlaşmazlıklar ve kendi içinde her biri büyük ölçüde bağımsız bir çizgiyi takip eden üç bloğun oluşması nedeniyle ateşkes çağrısı yapan tek bir toplu bildiri yayınlamayı başaramadı.

Ancak Pazartesi günü geçekleştirilen Dışişleri Bakanları toplantısında Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün Dışişleri Bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri’nin yanı sıra Filistin ve İsrail ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Gazze savaşındaki gelişmeleri “ertesi gün” olarak adlandırılan gün konusunda bir paradoks görüldü. Buradaki ironi, Avrupalıların bölünmelerine rağmen AB, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap Birliği'nin düzenlediği "barışa hazırlık konferansı düzenlenmesi" çağrısına dayanan bir plan üzerinde anlaşması oldu. Filistinli ve İsrailli tarafların yokluğunda düzenlenebilecek konferansa ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de davet edildi. Amaç, “iki devletli çözümü” sahada gerçeğe dönüştürmek.

Avrupa planı, "barış için yol haritası" olarak adlandırılabilir. AB Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Sven Koopmans tarafından hazırlanan plan, Pazartesi günkü toplantıdan önce AB’nin 27 üyesine dağıtıldı. Hollanda, Danimarka ve Baltık Denizi ülkelerinin yanı sıra Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti ağırlıklı olmak üzere AB içinde İsrail'e en yakın grubun buna karşı çıkmadı.

Onayın ana sinyali, bugüne kadar sadece diplomatik ve siyasi olarak değil, özellikle Alman ordusunun sahip olduğu en son silah ve teknolojileri sağlayarak kesinlikle İsrail'in yanında olmayı taahhüt eden Almanya'dan geldi. Berlin'in yaptığı son şey, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e verdiği desteği teyit etmek ve İsrail'in Gazze'de “soykırım” yapmadığını tekrar tekrar iddia etmek oldu.

Paris'teki siyasi kaynaklar, Avrupalıların, yönelimleri ne olursa olsun, "Bugün Gazze savaşının İsrail'in sorunlarını çözmeyeceği ve bu başarılsa bile Hamas'ın ortadan kaldırılacağı kanaatine vardıklarını" ancak Hamas’ın yerini başka nesillerin alacağını ve bunun son olmayacağını söylüyor. Bu kaynaklar, Avrupalıların bugün İsrail'i kendisinden daha doğrusu onun yetkililerinden kurtarmaları gerektiğini düşündüklerini ve bunu başarmanın yolunun da İsrail'den geçtiğini aktarıyor.

srftbn
Netanyahu 18 Ocak'ta Tel Aviv'de basına konuşuyor (DPA)

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptığı açıklamada, “Böyle bir çözüm duymak istemediklerini söyleyenler başka bir alternatif de sunmadı” diyerek, barışın bölgenin tüm sakinlerini kapsamadığı sürece sağlanamayacağını ifade etti. Borrell, "Akıllarında başka hangi çözümler var? Tüm Filistinlilerin ayrılmasını sağlamak mı? Ya da hepsini öldürmek mi? Amacın, Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğunu söylemek tek taraflı. Çünkü bu, Hamas'ın ne zaman yeterince zayıf olduğuna karar vermenin İsrail'e bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu şekilde çalışmaya devam edemeyiz” dedi.

Gerçek şu ki, Avrupalıların ortaya attığı şey yeni bir şey değil, çünkü “barışın belirleyicileri” yıllardır biliniyor ve iki devletli çözüm, John Kirby'nin başarısız olduğu 2014'ten bu yana tartışılmıyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın danışmanı olan Kirby, İsraillileri Batı Şeria'daki yerleşim hızını azaltmaya ikna edemedi. Ancak bugün yeni olan şey, AB’nin farklılıklarını ve bölünmelerini bir kenara bırakmayı başarması.

AB’nin 7 Ekim'den bu yana sağladığı sınırsız desteğe rağmen AB’nin yayınladığı her açıklamaya İsrail’de büyük şüpheyle bakılıyor. Bunun son kanıtı, Fransız gazetesi Le Monde'un, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın Avrupa Birliği dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantıda aktardığı haber. Haberde Katz, İsrail’in tek müttefiki olduğunu bunun da ABD olduğunu ifade etti. Bu da Tel Aviv’in Brüksel’in değil yalnızca Washington’un planını kabul edeceği anlamına geliyor. Katz planı tartışmayı reddetti ve bunun yerine iki video kaset yayınladı. Birincisi İsrail'in Gazze Şeridi'ne liman olarak istediği yapay adayı, diğeri ise İsrail'i Hindistan'a bağlayan tren hattının güzergahını gösteriyor.

sdcevr
ABD Başkanı Joe Biden, 19 Ocak'ta ABD belediye başkanlarının toplantısı vesilesiyle Beyaz Saray’da konuşuyor (Reuters)

Avrupa Birliği'nin aradığı çözümün, İsrail'i tüm uluslararası forumlarda savunan, ona silah, teçhizat ve her türlü desteği sağlayan ABD tarafından benimsenmeden gün ışığına çıkamayacağına dair köklü bir kanaat var. Dolayısıyla onları etkileyebilecek ve bu tür bir çözümü kabul etmeye itebilecek olan taraf da AB. Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen son telefon görüşmesi, Netanyahu'nun reddettiği iki devletli çözüm konusunda aralarındaki derin anlaşmazlığı kamuoyuna ortaya çıkardı.

Pek çok analist, Netanyahu'nun cesaretini ve Biden'ı kızdırma isteğini iki devletli çözümü reddetmesini iki ana faktörle tekrarlayarak açıklıyor: Bunlardan biri, aşırı sağla olan siyasi ittifaka esir olması, iki devletli çözüme açılması durumunda bu ittifakın sürekli çökmesi ve Knesset'te sahip olduğu küçük çoğunluğu kaybetmesi tehdidi, ikinci ise Biden, başkanlık mücadelesinde İsrail'i desteklemek için Yahudi seslerine ve ABD'de İsrail adına çalışan dernek ve kuruluşların etkisine yöneldi. Ayrıca, Biden  İsrail Avrupalıların, Arapların ve dünya ülkeleri ve halklarının ezici çoğunluğunun istediği barışçıl çözümü kabul etmesi için İsrail'e ciddi baskı uygulayabilecek bir konumda.

Netanyahu iki devletli çözüme her zaman karşı çıktı ve bunu yalnızca bir kez ve gönülsüzce kabul etti. Burada, Avrupa'nın Washington'un tutumunun değişeceği yönündeki iddiası muhtemelen kaybedilecek ve eski Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki Kasım ayında başkanlığı kazanması durumunda boşa çıkacak.

Soru şu, Avrupalıların elinde ne var? İsrail'in planlarına uymayı reddederek onlarla yüzleşmesi durumunda ellerindeki baskı araçlarına başvurmaya hazırlar mı? Bu soruları cevaplamak zor. Ancak bunun tersine, Tel Aviv'in geleneksel olarak Brüksel'de sahip olduğu siyasi ilişkiler ve diplomatik desteğe paralel olarak İsrail'in Birlik ile yakın ekonomik, ticari, bilimsel ve yatırım ilişkilerinin olduğu ve bu nedenle Avrupalıların İsrail üzerinde ciddi baskı kartlarının olduğu doğrulanabilir. Ancak İsrail'le daha önceki birleşme deneyimlerinden yararlanmak cesaret verici değil ve dolayısıyla buna güvenmek de garanti değil.