Iraklı milletvekilleri ve insan hakları alanındaki uzmanlar, her zaman bir aşiret anlaşmazlığı veya bir ceza davasıyla örtbas edilen çeşitli nedenlerle ülkede suikastların yeniden başlaması konusunda uyarıda bulundular. Bu konuda oklar ise DEAŞ, silahlı gruplar veya organize çeteleri gösteriyor.
Geçen hafta Anbar vilayetine bağlı en büyük şehir olan Ramadi'de albay rütbesinde bir subay nedeni bilinmeden suikasta uğradı. Geçtiğimiz Salı günü Diyala kentinin en ünlü kardiyologlarından Dr. Ahmed Talal el-Medfai suikasta kurban gitti. Medfai’nin öldürülmesi şehirdeki çeşitli çevrelerde büyük öfkeye yol açtı. Medfai suikastı, el-Cibayle köyünde 12 kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan olaylarla aynı zamana denk geldi. Olayların nedenleri halen belirsizliğini koruyor.
Anbar ve Diyala'daki iki suikasttan önce Bağdat'ın güneyindeki Babil’de bir sivil aktivist öldürüldü. Bataklıklarla ilgilenen ünlü çevre aktivisti Casim el-Esedi'nin kaçırılması çeşitli çevrelerden tepki alınca serbest bırakıldı.
Ekim 2022'de Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki mevcut hükümet kurulana kadar çeşitli güçler arasındaki siyasi farklılıkların hakim olduğu son dönemde suikastlar ve adam kaçırmalar oldukça azalmıştı.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın milletvekillerini parlamentodan çekme ve hükümete katılmayı kabul etmeme kararı nedeniyle Sadr Hareketi parlamento ve hükümet dışında kalmıştı.
Son dönemdeki suikastları araştırmak üzere oluşturulan araştırma kurumlarından suikastların gerçek nedenlerini ortaya çıkaracak bir sonuç çıkması pek mümkün olmadığından spekülasyon kapısı her türlü olasılığa açık kalıyor.
Bu bağlamda Irak parlamentosunda Diyala vilayetini temsil eden Milletvekili Ahmed Mazhar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “DEAŞ ve onun diğer yasadışı gruplar arasındaki kardeşleri nedeniyle Diyala vilayetinde maalesef uzun süredir istikrar sağlanamıyor. Hemrin Dağları’nda (Diyala, Selahaddin ve Kerkük arasında) dizginsiz silahlı çeteler insanları öldürme ve terörize etmede rol alıyorlar” ifadelerini kullandı.
Mazhar, ‘eyalet seçimleri çok yakın olduğu için’ bu operasyonların arkasında siyasi bir gölge olabileceğini de göz ardı etmiyor. Bu tür olaylarla ilgili neler yapılabileceğine ilişkin bir soruya yanıt olarak Mazhar, “Her düzeyde hareket ediyoruz ve şu anda bu tür sorunların ciddi sonuçlarını tartışmak için acil bir parlamento oturumu düzenleme sürecindeyiz” dedi.
Irak Parlamentosu'na bağlı İnsan Hakları Komitesi’nin eski üyesi ve İnsan Hakları Stratejik Merkezi Başkanı Dr. Fazıl el-Garavi, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamalarda, “Bu ayki yüksek cinayet oranı Irak vatandaşları için bir tehdittir. Vatandaş için güvenlik ve asayiş hakkı, devletin halkına sağlaması ve onu maruz kalabileceği tehlikelerden koruması gereken temel haklardan biridir” dedi.
Garavi, ‘suikastların ve bunların nedenlerinin terör eylemleri, ceza davaları ve aşiretlerin kan davaları arasında değiştiğini’ açıkladı.
Garavi, bu operasyonlara nasıl karşılık verileceği ve vatandaşın bunlardan nasıl korunacağı konusundaysa ise “Herhangi bir suçun nedeni ne olursa olsun, bu her şeyden önce otoritenin sorumluluğundadır. Zira bu, güvenlik servislerinin planlarını ve çabalarını yoğunlaştırmasını ve bu tür vakalarla başa çıkmak için kullanılan planların yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Örneğin paraların tüm vilayetlerde termal kameralar kurmaya yatırılması bir adım olabilir. Yargı Konseyi, nedenleri ne olursa olsun suikastları de terör suçu saymalıdır” açıklamasında bulundu.
Irak Ulusal Projesi Genel Sekreteri Şeyh Cemal ed-Dari, ‘Diyala vilayetinin el-Ceyayle köyünde meydana gelen katliama karışan katillerin hesap vermesi gerektiğini’ belirtti. Dari, Diyala vilayetine gelişinden ve el-Ceyayle köyündeki katliamın kurbanlarının ailelerine başsağlığı diledikten sonra yaptığı açıklamada, ‘katillerin hesap vermesi ve hiçbir tarafın sivil barışı tehdit etmesine izin vermemek gerektiğini’ vurguladı.
Diyala Eczacılar Sendikası da Dr. Ahmed Talal el-Medfai'nin öldürülmesini protesto etmek için bir sonraki duyuruya kadar eczanelerdeki çalışmayı durdurma kararı aldı. Sendika yaptığı açıklamada, ‘Diyala şehrindeki tıbbi ve kalifiye personeli hedef alan suç’ olarak nitelendirdiği eylemi kınadı. “Perşembe gününden itibaren eczanelerde çalışma durdurulmasına karar verildi” açıklamasında bulunan Eczacılar Sendikası tüm eczacıları bu karara uymaya çağırdı.
Irak’ta suikastların yeniden canlanmasından endişe ediliyor

Üst düzey bir güvenlik heyeti çarşamba günü Diyala şehrinde taziye ziyaretinde bulundu (INA)
Irak’ta suikastların yeniden canlanmasından endişe ediliyor

Üst düzey bir güvenlik heyeti çarşamba günü Diyala şehrinde taziye ziyaretinde bulundu (INA)
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة