El Salvador'da çeteler için ‘korkunç hapishane’ kuruldu

Tecoluca hapishanesine vardıklarında mahkûmlara güvenlik görevlileri eşlik ediyor. (Fransız Haber Ajansı- AFP)
Tecoluca hapishanesine vardıklarında mahkûmlara güvenlik görevlileri eşlik ediyor. (Fransız Haber Ajansı- AFP)
TT

El Salvador'da çeteler için ‘korkunç hapishane’ kuruldu

Tecoluca hapishanesine vardıklarında mahkûmlara güvenlik görevlileri eşlik ediyor. (Fransız Haber Ajansı- AFP)
Tecoluca hapishanesine vardıklarında mahkûmlara güvenlik görevlileri eşlik ediyor. (Fransız Haber Ajansı- AFP)

El Salvador, geçtiğimiz günlerde, Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin terör çeteleriyle mücadele planının bir parçası olarak, tutukluluk koşullarının en ağır suçlular için bile son derece sert olacağı bir hapishaneyi hizmete açtı.
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre El Salvadorlu yetkililer, ülkede terör, uyuşturucu kaçakçılığı ve gaspçılık ile bağlantısı bulunan çeteler için ayrılan ve 40 bin kapasiteli dev Tecoluca’nın "Amerika kıtasının en büyük" hapishanesi olduğunu söyledi.
AFP muhabirlerinin de aralarında bulunduğu gazeteciler, hapishanenin açılışı sırasında ulusal televizyonda yayınlanan görüntülerin tüm gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerken, bir insan hakları örgütü de buradaki tutukluluk koşullarının çok ağır olacağını bildirdi.
Salvador İnsan Hakları Komisyonu müdürü Miguel Montenegro, beyan edilen kapasitede görüldüğü üzere "şüphesiz aşırı kalabalık olacak" bir hapishanede bulunabilecek "şiddet riskine" işaret etti.
Bu cezaevini "ülkenin yüzkarası" olarak nitelendiren Montenegro, tutuklu sayısının 40 bini geçeceğini düşünürken, mahkeme kararı olmadan tutuklanmasına izin verildiği tarihten itibaren 10 ay içinde tutuklanan çete şüphelisi sayısı 63 bine ulaştı.
Tecoluca hapishanesi (başkentin 74 kilometre güneydoğusunda), yaklaşık on ay önce çetelere veya "Maras"a karşı acımasız bir "savaş" ilan eden devlet başkanının emriyle inşa edildi. Hapishane, altı bin metrekare alana sahip sekiz binadan oluşuyor ve duvarları betonarme.
Bayındırlık ve İskan Bakanı Romeo Rodriguez'in açıklamasına göre, her binada 100'den fazla tutukluyu tutacak yaklaşık 100 metrekarelik 32 hücre bulunuyor.
Her hücrede sadece iki lavabo ve iki tuvalet olacak.
Mahkumlar, adli duruşmalar için video konferans odasına veya penceresi ya da ışığı olmayan hücre hapsine gitmek dışında hücrelerinden asla çıkamayacaklar. Mahkumlar için sadece 80 metal yatak bulunacak.
Kimliğinin tanınmaması için yüzüne maske takan cezaevi müdürü gazetecilere yaptığı açıklamada, "Tutuklularla ilgili alınan karara göre hücrelerde yatak bulunmayacak" dedi.
Bu hücrelerin kapıları, özellikle düzinelerce kameradan oluşan geniş bir ağ aracılığıyla, gardiyanların onları sürekli olarak izlemesini mümkün kılıyor.
Hapishanede ayrıca gardiyanların özel kullanımı için yemek odaları, dinlenme odaları, spor salonları ve masa tenisi masaları bulunuyor.
Resmi olarak "Terör Muhafaza Merkezi" olarak bilinen bu yer, 166 hektarlık bir arazi üzerine kurulmuş olup, bunun 23 hektarı iki kilometre uzunluğunda, 11 metre yüksekliğinde bir duvar ve yedi gözetleme kulesi ve elektrikli çitle çevrili.



Birleşmiş Milletler: 138 milyon çocuk zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışıyor

 İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
TT

Birleşmiş Milletler: 138 milyon çocuk zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışıyor

 İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)

Birleşmiş Milletler dün yaptığı açıklamada, 2024 yılında dünya çapında yaklaşık 138 milyon çocuğun tarlalarda ve fabrikalarda çalıştığını açıkladı ve mevcut yavaş ilerlemeyle çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasının yüzlerce yıl sürebileceği uyarısında bulundu.

Fransız Haber Ajansı'nın (AFP) haberine göre 10 yıl önce, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin kabul edilmesiyle, dünya ülkeleri 2025 yılına kadar çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak gibi iddialı bir hedef benimsemişti.

UNICEF ve Uluslararası Çalışma Örgütü ortak raporunda, “Süre doldu... ama çocuk işçiliği sona ermedi” ifadesini kullandı.

Geçen yıl, 5 ila 17 yaşları arasındaki 137,6 milyon çocuk çalışıyordu; bu, her 4 yılda bir yayınlanan verilere göre bu yaş grubundaki toplam çocukların yaklaşık yüzde 7,8'ine tekabül ediyor.

Bu rakamın büyüklüğüne rağmen, 2000 yılında 246 milyon çocuğun, çoğu yoksul ailelerine yardım etmek için çalışmak zorunda kaldığı düşünülürse, yine de bir azalma olduğu söylenebilir.

2016 ile 2020 yılları arasında endişe verici artışın ardından, bu eğilim tersine dönerek 2024 yılında çalışan çocukların sayısı önceki dört yıla kıyasla 20 milyon azaldı.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, zorla çalıştırılan çocukların sayısında “önemli ilerleme” kaydedildiğini, ancak “hala çok sayıda çocuğun madenlerde, fabrikalarda ve tarlalarda çalışmak zorunda olduğunu ve çoğu zaman hayatta kalmak için tehlikeli işler yaptığını” ifade etti.

Rapora göre, 2024 yılında çalışan yaklaşık 138 milyon çocuğun yüzde 40'ı, “sağlıklarını, güvenliklerini veya gelişimlerini tehlikeye atabilecek” çok tehlikeli işlerde çalışıyordu.

Bazı umut verici işaretlere rağmen, Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Direktörü Gilbert Houngbo, “Çocuk işçiliğini ortadan kaldırma hedefimize ulaşmak için önümüzde hala uzun bir yol olduğunu unutmamalıyız” dedi.

Yüzde 61'i tarımda

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre UNICEF uzmanı Claudia Caba yaptığı açıklamada, çocuk işçiliğinin mevcut azalma hızıyla ortadan kaldırılmasının “yüzlerce yıl” süreceğini belirtti. Caba, ülkelerin 2000 yılından bu yana kaydedilen ilerlemeyi dört katına çıkarsa bile, “2060 yılına kadar” hedefe ulaşılamayacağını ifade etti.

Raporda, en küçük yaş grubundaki çocuklarda ilerlemenin çok yavaş olduğu sonucuna varıldı. Geçen yıl, 5 ila 11 yaşları arasındaki yaklaşık 80 milyon çocuk çalışıyordu; bu, bu yaş grubundaki çocukların yaklaşık %8,2'sine tekabül ediyor.

Bununla birlikte, Caba, çocuk işçiliğini azaltan toplumsal faktörlerin iyi bilindiğini ve bunların başında ücretsiz ve zorunlu eğitimin geldiğini, bunların sadece çocukları çocuk işçiliğinden kurtarmakla kalmayıp, “büyüdüklerinde tehlikeli veya uygun olmayan çalışma koşullarından da koruduğunu” söylüyor.

Başka bir faktör ise “sosyal korumanın yaygınlaştırılması”nın, yoksul aileler ve topluluklar için bir telafi veya yük hafifletme aracı olmasıdır.

Ancak UNICEF Genel Müdürü Catherine Russell, uluslararası örgütlere sağlanan fon kesintilerinin "zorlukla elde edilen kazanımları geriye götürme tehlikesi taşıdığını" söyledi.

Raporda, tarım sektörünün çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu sektör olduğu (toplam vakaların %61'i), bunu ev işleri ve diğer hizmetler (%27) ve sanayi (yüzde 13, madencilik ve imalat dahil) izlediği belirtilmekte.

“Sahra Altı Afrika” bölgesi, yaklaşık 87 milyon çocuk işçiyle en çok etkilenen bölge olmaya devam etmektedir.

Asya ve Pasifik bölgesi ise en büyük ilerlemeyi kaydederek, çalışan çocukların sayısı 2000 yılında 49 milyondan 2024 yılında 28 milyona düşmüştür.