Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Taahhüt adımlarını görmeden İsveç’in NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "NATO üyeliği konusunda taahhütler var. Bizim bu adımları görmeden İsveç’in NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil." dedi.

Finlandiya, Türkiye ve İsveç bayrakları ile arka planda NATO bayrağı (Reuters)
Finlandiya, Türkiye ve İsveç bayrakları ile arka planda NATO bayrağı (Reuters)
TT

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Taahhüt adımlarını görmeden İsveç’in NATO üyeliğine evet dememiz mümkün değil

Finlandiya, Türkiye ve İsveç bayrakları ile arka planda NATO bayrağı (Reuters)
Finlandiya, Türkiye ve İsveç bayrakları ile arka planda NATO bayrağı (Reuters)

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "NATO üyeliği konusunda taahhütler var. Bizim bu adımları görmeden İsveç’in NATO üyeliğine 'evet' dememiz mümkün değil." dedi.
Çavuşoğlu, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile Bakanlık'taki görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
NATO için iki tehditten birisinin terörizm olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bunun Madrid belgelerinde ve NATO'nun tüm belgelerinde yer aldığını belirtti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin terörle ilgili endişelerinin İsveç ve Finlandiya tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenle diğer müttefiklerin katkılarıyla Madrid'de üçlü mutabakat muhtırasının imzalandığını hatırlattı.
Üçlü muhtıranın uygulanması açısından İsveç'ten tatmin edici adımlar gelmediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bazı açıklamalar, kararlılık ve yeni hükümet var. Bunları görüyoruz. Diğer taraftan anayasa ve bazı kanunlarda, özellikle terörle mücadele kanunlarında değişiklikler yaptılar. Bu değişikliğin amacı mutabakat muhtırasında açıkça yer aldığı gibi terörizmin finansmanı, terör örgütüne insan devşirme ve terör propagandası gibi hukuka aykırı eylemlerin durdurulması." diye konuştu.
Çavuşoğlu, İsveç'te tüm bu faaliyetlere devam edildiğini kaydederek, Türkiye'nin bunu yalnızca Kur'an-ı Kerim'e yönelik kabul edilemez hakaret ve Kur'an-ı Kerim'i yakma eylemine bağlamadığına dikkati çekti.
Bu eylemin nefret ve insanlık suçu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Hangi dine, hangi kutsal kitaba yönelik olursa olsun, bu tür eylemler kabul edilemez ve insanlık suçudur. Bununla uluslararası toplum olarak mücadele etmeliyiz." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin ise "NATO üyeliği konusunda taahhütler var. Bizim bu adımları görmeden İsveç’in NATO üyeliğine 'evet' dememiz mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Muhtıra kapsamında bir daimi mekanizma ve komitenin kurulduğunu anımsatan Çavuşoğlu, bunun İsveç ve Finlandiya'nın teklifi olduğunu ve faydalı gördüklerini aktardı.
Çavuşoğlu, bu mekanizmanın üç ülkenin bir araya gelerek muhtıranın unsurlarının uygulanıp uygulanmadığını gözden geçirmek için olduğuna işaret ederek, iki toplantı yapıldığını ve 3. toplantının Kur'an-ı Kerim'e yönelik kabul edilemez eylemden ve ortamın uygun olmamasından dolayı ertelendiğini söyledi.

Üçüncü toplantı 9 Mart'ta olacak
Üçüncü toplantının Brüksel'de olmasında fayda bulunduğunun altını çizen Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve diğer müttefiklerin "İsveç'te kanun değişti, İsveç açıklama yaptı, dolayısıyla üye olsunlar." diye söylemlerde bulunduklarını belirtti.
Çavuşoğlu, üçüncü toplantıya ilişkin, "(3. Daimi Ortak Mekanizma Toplantısı) 9 Mart'ta düzenlenecek. Açıkça herkes, İsveç'in özellikle yükümlülüklerini yerine getirmediğini görsün. O nedenle Brüksel'de yapılmasına biz 'evet' dedik." şeklinde konuştu.
Bu mekanizmanın bir müzakere olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, bunun iki ülkenin üyeliği için müzakere amacıyla kurulmadığını, mekanizmanın bu muhtıranın uygulanıp uygulanmadığını görmek ve anlamak için kurulduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, iki toplantıda da Türkiye'nin açıkça bunu ortaya koyduğuna dikkati çekerek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıkça söyledi. Peter'a (Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto), Blinken'a (ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken) ve NATO Genel Sekreteri'ne (Jens Stoltenberg) söyledik. 'İsveç ve Finlandiya'nın üyelik sürecini ayırabiliriz.' dedik. Finlandiya'nın üyeliğine İsveç'e göre daha olumlu baktığımızı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan da söyledi." ifadelerini kullandı.
Sorunlu ve az sorunlu olanı ayırdıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, objektif değerlendirdiklerini, iki ülkeye yönelik ikili ilişkilerde bunun dışında bir problem olmadığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, bu ülkelerle ilişkilerin kötü olmadığını, düşman olmadıklarını kaydederek, "Ama bu ciddi bir problem. NATO için bir problem. İsveç, bu yükümlülükleri yerine getirmeden İsveç'in üyeliğine onay vermemiz mümkün değil." şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile Macaristan arasındaki ilişkileri de geliştirilmiş stratejik ortaklık seviyesine çıkarmak için gerekli belge üzerindeki çalışmaların sürdüğünü ve en kısa zamanda hazırlanan bir belgeyi imzalayarak iki ülke arasındaki ilişkileri daha üst seviyeye çıkaracaklarını söyledi.
Macaristan'ın her zaman olduğu gibi bu zor günlerinde de Türkiye'ye destek verdiğini belirten Çavuşoğlu, mevkidaşı Szijjarto'un da depremin ardından kendisini arayarak neye ihtiyaç varsa gerekli desteği vereceklerini söylediğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, Macaristan'ın 167 personelden oluşan arama kurtarma ekiplerini Türkiye'ye gönderdiğini, ilk ekibin 22 saatte bölgeye ulaştığını ve Kahramanmaraş ve Hatay'da 35 kişiyi enkazdan sağ çıkardıklarını ifade etti.
Macaristan arama kurtarma ekiplerinin 1999'daki depremde de Türkiye'nin yanında olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, Macaristan Hükümet Sözcüsü Zoltan Kovacs'ın kızı Ilka Kovacs'ın da köpeğiyle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye'ye gelen Macar arama kurtarma ekiplerinin arasında yer aldığını kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, Macar hükümetinin depremin ardından acil barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılması için Türkiye'ye askeri çadır ulaştırdığını, bunun yanı sıra ayni yardımların da gönderildiğini söyledi.
Macaristan'ın tıbbi malzeme, yatak, battaniye ve uyku tulumundan oluşan yeni ayni yardımının bugün Türkiye'ye getirildiğini aktaran Çavuşoğlu, basın toplantısı öncesi yaptıkları görüşmede de Szijjarto'nun ülkesinin elindeki yardım malzemelerinin listesini kendisiyle paylaştığını ve bu listede yer alan tıbbi malzeme, ilaç, vesaire neye ihtiyaç duyulursa göndermeye hazır olduklarını söylediğini anlattı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçiliği'nin başlattığı kampanyaya çok sayıda Macar dostunun güçlü destek verdiğini dile getirerek, verdikleri destek ve gösterdikleri dayanışma için Macar hükümetine ve halkına teşekkür etti.

"İlişkilerimizi daha üst seviyeye çıkaracağız"
Türkiye ile Macaristan arasında tarihi güçlü bağlar olduğunu, iki ülke arasında özel ilişkiler bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Dostum Peter'in daveti üzerinde deprem felaketinden hemen önce Macaristan'ı ziyaret etmiştim. Burada (Budapeşte) ilişkilerimizi geliştirilmiş stratejik ortaklık seviyesine çıkaracağımızı duyurmuştuk. Arkadaşlarımız metin üzerinde çalışıyorlar. En kısa sürede hazırladığımız bir belgeyi imzalayarak inşallah ilişkilerimizi daha üst seviyeye çıkaracağız." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, basın toplantısında Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri'nin Türkiye'ye yapacağı ziyarete de değindi.
Depremin ilk gününden itibaren tüm uluslararası toplumun Türkiye'ye yardım etmek için seferber olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu süreçte başbakan, cumhurbaşkanı, devlet başkanı ve dışişleri bakanı seviyelerinde olmak üzere çok sayıda ülkeden yetkilinin de dayanışma göstermek amacıyla Türkiye'ye geldiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Mısır'ın da ilk günden itibaren Türkiye'ye destek gönderen ülkeler arasında yer aldığını, daha önce insani yardım taşıyan ilk geminin geldiğini, ikincisinin de bugün Mersin'e ulaşacağını dile getirdi.
Mısırlı Bakan'ın da depremin ardından bölgeyi ziyaret etmek için geldiğini belirten Çavuşoğlu, Adana'da mevkidaşı Şukri'yi karşılayacağını ve deprem bölgesini ziyaret edeceklerini sözlerine ekledi.



Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.


Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor
TT

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Konuya yakın Türk yetkililere göre, İsrail'in muhalefetine rağmen Türkiye, Gazze Şeridi'ndeki çoğunluğu Müslüman, ABD destekli bir güce binlerce asker göndermeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığı habere göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD, Ankara'nın geçen ay Mısır ve Katar ile birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapmasının ardından, ABD tarafından önerilen çok aşamalı bir planın parçası olan uluslararası istikrar gücüne Türkiye'nin katılımını genel olarak desteklediğini belirtti.

Konuşlanmada muharebe ve istihkam birliklerinin yer alması beklenirken, Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne girmesinin ardından Washington'un İsrail'in askeri güç kullanımını sınırlamasını istiyor.

dcfr
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'de yıkımın ortasında bir sebze tezgahı (AP)

Türkiye'nin, Trump'ın ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlama planının önemli bir bileşeni olan uluslararası istikrar gücüne İsrail'in onayı olmadan nasıl katılabileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Türk hükümeti, ABD'nin baskı yapması halinde İsrail'in sonunda geri adım atabileceğine inanıyor, ancak şu ana kadar İsrail hükümetinin geri adım atacağına dair bir işaret yok.