Fransa’nın stratejik çıkarları ile Afrika'daki askeri varlığı arasındaki ikilemi

Burkina Faso'nun başkenti Vagadugu’da 4 Ekim 2022'de düzenlenen Fransa karşıtı gösteriden bir kare (AP)
Burkina Faso'nun başkenti Vagadugu’da 4 Ekim 2022'de düzenlenen Fransa karşıtı gösteriden bir kare (AP)
TT

Fransa’nın stratejik çıkarları ile Afrika'daki askeri varlığı arasındaki ikilemi

Burkina Faso'nun başkenti Vagadugu’da 4 Ekim 2022'de düzenlenen Fransa karşıtı gösteriden bir kare (AP)
Burkina Faso'nun başkenti Vagadugu’da 4 Ekim 2022'de düzenlenen Fransa karşıtı gösteriden bir kare (AP)

Fransız askeri çevreleri, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un pazartesi akşamı Elysee Sarayı'nda yaptığı ve Fransa ile Afrika ilişkilerinin geleceğine ilişkin vizyonuna ayırdığı konuşmada, siyasi, askeri ve stratejik önemi nedeniyle Fransa’nın kıtadaki askeri varlığının geleceğiyle ilgili neler söyleyeceğini bekliyordu.
Aynı askeri çevreler iki ana noktaya dikkati çekiyorlardı. Bunlardan birincisi, Fransa’nın kıtadaki askeri varlığı, daha önce Fransız kolonileri olan Afrika ülkelerinde yoğunlaştırılmış olması, ikincisi ise, bu askeri varlığın, Paris ile bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından eski kolonileri arasında onlarca yıldır süregelen savunma anlaşmalarının bir sonucu olması. Dolayısıyla Fransa’nın kıtadaki bu askeri varlığı onun Afrika’daki etkisini yansıtıyor. Bu askeri varlığın asıl amacı ise Fransa’nın Afrika'daki çıkarlarını savunmaktır.
Bunların yanı sıra çoğu zaman Fransa’nın çıkarlarına uygun olan mevcut siyasi sistemlerin korunmasında bu kuralların oynadığı rolü saklamak mümkün değil.
Barkhane Operasyonu güçlerinin Mali'den, Sabre Operasyonu güçlerinin de Burkina Faso'dan çekilmesine, Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerlerin Orta Afrika Cumhuriyeti ve Sahel bölgesine (Mali ve Burkina Faso) gelmesine ve Afrika ülkelerinin başkentlerinde zaman zaman düzenlenen Paris karşıtı güçlü propagandaların ve gösterilerin başlamasına yol açan son gelişmeler, Fransız yetkilileri artık verimli olmayan önceki politikalarını yeniden gözden geçirmeye itti. Tüm bunlara bir de Rusya, Çin ve Türkiye ile rekabet ekleniyor. Öyle ki Fransa artık politikaları, pazarları ve doğal kaynakları Fransa'ya bağlı olan ülkelerde bile söz sahibi değil.
Fransa ordusu, (geçen yaz) Mali’deki ve (Şubat ayı ortalarında) Burkina Faso'daki üslerinden çekilirken Afrika Sahili ülkeleri olan, Çad ve Nijer'de halen güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
Çad, başkenti Encemine’nin Sahel bölgesindeki Fransız kuvvetlerinin komuta merkezi olması ve askeri helikopterler, nakliye uçakları ve savaş uçakları Encemine Uluslararası Havalimanı’ndaki askeri üsse konuşlandırıldığı için Fransa için büyük önem taşıyor. Sahel bölgesinde faaliyet gösteren radikal gruplara ve terör örgütlerine yönelik askeri operasyonlar buradan planlanıyor.
Fransız güçleri ayrıca Çad’ın Faya-Largeau ve Abeche şehirlerinde Çad ordusuna ait iki askeri üssü daha kullanıyor.
Barkhane Operasyonu güçlerinin büyük çoğunluğunun çekildiği Nijer’in başkentinde de Fransa tarafından kullanılan bir hava üssü bulunuyor. Burada Mirage 200 model savaş uçakları ve nakliye uçaklarının yanı sıra radikal örgütlerin liderlerini hedef alırken kullanılan Amerikan yapımı Reaper model silahlı insansız hava araçları (SİHA) konuşlu. Nijer'de konuşlu en az bin Fransız askeri bulunuyordu ve Mali’deki ve Burkina Faso'daki Fransız güçlerinin çekilmesinden sonra sayıları arttı. Sahel bölgesinde halen yaklaşık 3 bin Fransız askeri konuşlu. Fransa ordusu komuta kademesi bir yandan Gine Havzası ülkelerindeki asker sayısını azaltmaya, diğer yandan da radikal gruplara karşı mücadelelerinde bu ülkelere yardımcı olmaya çalışıyor.
Sahel bölgesi son on yılda terör örgütlerinin bölgedeki varlığının artması nedeniyle dikkatleri üzerine çekse de Fransa’nın buradaki askeri varlığı bu nedenden daha büyük siyasi ve stratejik endişelere dayanıyor. Eski bir Fransız kolonisi olan Cibuti'de Fransa ordusu tarafından kullanılan askeri üs, hava, deniz ve kara güçleri bakımından Fransa ordusu için olağanüstü bir öneme sahip ve Fransa’nın burada bin 500 askeri bulunuyor. Cibuti’nin, Kızıldeniz girişi ile tüm Doğu Afrika bölgesi ve Arap Yarımadası için askeri ve stratejik öneminin yanı sıra Hint ve Pasifik okyanuslarındaki Fransız askeri varlığı için de büyük önem taşıyor.
Nasıl ki Cibuti'deki üs, Paris'in anahtarıysa aynı şey 900 kişilik bir Fransız gücünün konuşlandığı, Atlantik Okyanusu'na bakan en büyük üssü olan Fildişi Sahili'nin Abidjan şehrindeki hava ve deniz üssü için de geçerli. Cibuti gibi, Fildişi Sahili de Fransa'nın Batı Afrika'daki güvenilir bir müttefikidir. Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, Abidjan'a yaptığı son ziyarette burayı ‘istikrarın bir direği ve bölgesel bir denge gücü’ olarak nitelendirdi.
Savunma Bakanlığı'na yakınlığıyla bilinen Info-Militaire.fr internet sitesine göre Abidjan Hava ve Deniz Üssü’nün Fransa’ya ‘Afrika'nın batı kanadında önemli bir stratejik, lojistik ve operasyonel platform sağladığını’ vurguladı. Abidjan Hava ve Deniz Üssü, on yıl boyunca, Sahel bölgesinde konuşlu Fransız güçlerine havayolu dışında askeri ve lojistik malzemelerin ulaştırıldığı ana liman oldu. Burada tablonun tamamlanması için askeri üsden daha bahsedilmeli. Bunlardan birincisi Senegal'in başkenti Dakar’da, diğeri ise Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un bugün başladığı Afrika turunun ilk durağı olan Gabon’un başkenti Librevil’de yer alıyor.
Fransa, her iki askeri üsde de 350 askeri personel konuşlandırdı. Sahel bölgesi dışında konuşlu Fransız askeri sayısı 3 bin 500’dür. Macron'un Afrika turunda Gabon'un yanı sıra ziyaret edeceği ülkeler arasında Angola, Kongo ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti bulunuyor.
Fransa Cumhurbaşkanı’nın askeri planının üç ana başlığı ise şöyle:
1 - Afrika'da konuşlandırılan Fransız güçlerinin sayısının ‘önemli’ ölçüde azaltılması. Ancak Macron, askerlerin sayıları ya da konuşlandırıldıkları bölgelerle ilgili ayrıntılara değinmedi.
2 – Askeri üs kavramının terkedilmesi ve eğitim, öğretim ve kalifikasyon süreçlerini Afrika ülkeleriyle ortak akademilere dönüştürülmesi. Bu da askeri üslerin terk edilmeyeceği, yeniden organize edileceği ve görevlerinin tanımlanacağı anlamına geliyor.
3 – Mevcut yaklaşımı değiştirerek, Paris'in ilgili ülkelerin istekleri doğrultusunda ve güçlerine eşlik etmek ve desteklemek için askeri destek sağlamaya hazır olması, onların yerine geçmemesi ve ön saflarda yer almaması.
Macron, Barkhane Operasyonu güçlerinin Mali’de sekiz yıl boyunca izlediği eski yaklaşımı ima ediyordu. Barkhane Operasyonu, radikal gruplarla mücadelede bir dereceye kadar başarı elde ettiyse de siyasi sonucu bir felaketti. Kanıtlar, Barkhane Operasyonu güçlerinin Malili yetkililerin, özellikle askeri darbelerle iktidara gelen cunta rejimlerinin talebi üzerine ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını gösteriyor.
Fransa Genelkurmay Başkanı Thierry Burkhard, geçtiğimiz sonbaharda Fransa Senatosu'nda yaptığı bir konuşmada, Fransa’nın Afrikalıların gönlünü kazanmasının yolunun tüm bakanlıkların koordineli çalışmasından geçtiğini, ancak aynı zamanda ‘daha az öne çıkarak’ bunu yapması gerektiğini söyledi. Macron’un konuşması Burkhard’ın sözlerini teyit eder nitelikteydi.
Araştırmacılar Laurent Bansept ve Elie Tenenbaum imzalı bir makalede iki öneride bulunuldu. Bunlardan ilki, Fransa'nın Afrika'da güvenlik açısından yaptıklarına Avrupa Birliği'nin (AB) de dahil edilmesi, ikincisi ise sivil topluma açılım ve Fransa’nın askeri varlığının Afrika topraklarında kabul görmesini kolaylaştırmayı sağlayacak adımlara odaklanılmasıydı.



Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)