Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi: Bin 300 mahkum tahliye edildi ve yakında daha fazla mahkum tahliye edilecek

Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi tahliye edilenleri topluma kazandırma konusundaki çalışmalarının devam ettiğini belirtti

Mısır’da daha önce serbest bırakılan tutuklulardan bazıları (Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi)
Mısır’da daha önce serbest bırakılan tutuklulardan bazıları (Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi)
TT

Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi: Bin 300 mahkum tahliye edildi ve yakında daha fazla mahkum tahliye edilecek

Mısır’da daha önce serbest bırakılan tutuklulardan bazıları (Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi)
Mısır’da daha önce serbest bırakılan tutuklulardan bazıları (Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi)

Mısır Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, 26 Nisan’da yeniden yapılandırma kararının çıkarılmasından bu yana bin 300 mahkumun tahliye işlemlerinin tamamlandığını duyurdu. Komite, yakında yeni mahkum gruplarının da tahliye edileceği sözünü verdi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Nisan ayında, çeşitli siyasi, ekonomik ve toplumsal konularda bir ulusal diyalog başlatma çağrısına eş zamanlı olarak, Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’ni yeniden kurmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi üyesi Avukat Tarık el-Avadi “Komite’nin çabaları şimdiye kadar yaklaşık bin 300 kişinin tahliye edilmesine katkıda bulundu” dedi ve “Ramazan ayına kadar, bu sayının artması bekleniyor” ifadelerini kullandı. Avadi, çarşamba akşamı televizyonda yaptığı açıklamada, ‘Komite’nin affa hak kazanmak için bir dizi kriter belirlediğini, bunlar arasında ceza alınan suçun şiddet veya cinayet ile ilişkilendirilmemesinin de yer aldığını’ belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi ‘tehdit oluşturan herhangi bir mahkumu serbest bırakmayı reddettiğini’ vurguladı. Mısır Temsilciler Meclisi üyesi ve Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi üyesi Tarık el-Huli, Komite hakkında “Mısırlıların hayatlarına tehdit oluşturan veya zarar veren hiç kimsenin tahliye olmasına neden olmayacak” dedi. Huli daha önceki açıklamalarda ‘Komite’nin iki kriterinin bulunduğunu, bunların serbest bırakılma talebinde bulunan kişinin terör örgütüne mensup olmaması ve şiddet içeren eylemlere karışmamış olması’ olduğunu söyledi. Ayrıca Komite’nin her vaka üzerinde çok titiz bir şekilde çalıştığını açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, siyasi aktivistlerin ve diğer tutukluların ailelerinin yanı sıra partilerden ve topluluklardan bazı isimlerin serbest bırakılması yönünde talepler alıyor.  Komite, zaman zaman Cumhuriyet Başsavcılığı kararları ile, hapis cezası alanlar veya çeşitli davalar devam ederken tutuklu bulunanlara yönelik af listeleri açıklıyor. Bunlardan sonuncusu çarşamba günü, 33 tutuklunun tahliye edilmesi ile oldu.
Şarku’l Avsat’ın Mısır haber ajansı MENA’dan aktardığı habere göre Avadi, Komite’nin çalışmalarının, son mahkum serbest bırakılıncaya kadar, günün her saati devam ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’nin serbest bırakılanların topluma entegrasyonunu sağlandığını belirten Huli, serbest bırakılanların yeniden topluma kazandırılmasından bahsederken “Çok önemli bir cumhurbaşkanlığı görevini teşkil ediyor. Zira tahliye edilenlerin serbest bırakıldıktan sonra toplumsal şartlara kurban bırakılmaması önemli bir konu. Bu konuda tahliye edilenlerle iletişime ve her bir kişinin karşılaştığı zorlukları belirlemeye odaklanıyoruz” açıklamasında bulundu. Huli ayrıca “Tahliye edilenler için ortak zorluk, iş fırsatları bulamama veya cezaevinde kaldıkları süre boyunca uzak kaldıkları işlerine geri dönememelerine dayanıyor. Bu nedenle, önceden devlet kurumlarında çalışıyorlarsa, çeşitli bakanlıklar ve kurumlarla iletişime geçerek onları işlerine geri döndürüyoruz. Eğer daha önce özel sektörde çalışıyorlarsa da, sivil toplumla ve özel sektörle iletişim kurup onlara iş imkanı sağlamaya çalışıyoruz” diye açıkladı.



Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
TT

Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Mısır, Sudan ve Libya arasındaki ‘sınır üçgeni’ bölgesinin kontrolünü ele geçirdiğini açıklaması, Kahire'nin Sudan savaşında sahadaki gelişmelere ilişkin tutumu konusunda soru işaretleri yarattı.

Mısırlı uzmanlar, ‘Mısır'ın Sudan'daki askeri gelişmeleri yakından takip ettiğini ve ulusal güvenliğinin doğrudan etkilenmesi halinde karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu’ belirterek, HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin ‘başkent Hartum'daki son kayıplarını telafi etmek için manevi bir kazanç’ olduğunu kaydetti.

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir kenti yakınlarında bulunan sınır üçgeni bölgesi, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşın ana cephelerinden birini oluşturuyor.

Nisan 2023 ortalarında başlayan Sudan savaşı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında devam eden çatışmalarla üçüncü yılının ikinci ayına girdi. Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre savaş, ülke içinde ve dışında yaklaşık 14 milyon insanın yerinden edilmesine neden oldu.

HDK dün yaptığı açıklamada, Sudan, Libya ve Mısır arasındaki sınır üçgeni bölgesini kontrol altına aldığını duyurdu. ‘Sudan, Libya ve Mısır arasında önemli bir buluşma noktası olan stratejik bölgeyi niteliksel bir adımla özgürleştirmeyi başardığını’ belirten HDK tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sudan ordusuna asker ve teçhizat açısından ağır kayıplar verdirdik… Onlarca savaş aracını ele geçirdik.”

Bunun öncesinde Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı, ‘saldırganlığı püskürtmek için savunma düzenlemeleri olarak tanımladığı adımın bir parçası olarak sınır üçgeni bölgesini boşalttığını’ duyurdu. Sudan ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “Bu hareket, sınır bölgesindeki saha gelişmeleri ışığında ulusal egemenliği korumak ve stratejik konumları güvence altına almak için operasyonel planların bir parçası olarak yapıldı” ifadesi yer aldı.

Gelişmeler, Sudan ordusunun salı günü yaptığı açıklamada, HDK ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e bağlı Libya güçlerini ‘bölgeyi ele geçirmek amacıyla Mısır, Sudan ve Libya arasında bulunan sınır üçgenindeki sınır noktalarına saldırmakla’ suçlayarak, bunu ‘Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı bariz bir saldırganlık’ olarak nitelendirmesinin ardından geldi.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Tümgeneral Muhammed Salah Ebu Hemile, “Kahire, Mısır'ın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğu için Sudan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor” dedi. Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin güvenlik üzerindeki etkisini küçümseyen Ebu Hemile, bunun ‘özellikle başkent Hartum'daki son saha kayıplarını örtbas etme girişimi’ olduğunu söyledi ve Kahire'nin ‘Sudan'daki ulusal kurumları desteklemeye istekli olduğunu, ancak bir tarafı diğerinin aleyhine desteklemekle meşgul olmadığını’ belirtti.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, HDK'nin sınır üçgeninde kontrolü sağladığını duyurmasının ‘savaşın saha gerçekliği üzerinde hiçbir ağırlığı olmayan manevi bir kazanım’ olduğunu ifade etti. Ferec, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “HDK, başkent Hartum'u kaybettikten sonra herhangi bir saha başarısını duyurmaya çalışıyor… Mısır, güney sınırlarındaki güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğu için Sudan savaşındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyor. Mısır'ın Sudan'daki savaşa müdahale etmeme konusunda bir isteği var” ifadelerini kullandı.

Hamideti defalarca, ‘Mısır'ın Sudan ordusuna savaş uçakları da dahil olmak üzere askeri destek sağladığını’ iddia etti. Ancak geçen yıl Mısır Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanlamış ve o dönemde yaptığı bir açıklamada ‘uluslararası toplumu HDK Komutanı’nın söylediklerinin doğruluğunu kanıtlayan delilleri bulmaya’ çağırmıştı. Söz konusu suçlamalar, Kahire'nin savaşı durdurmak ve sivilleri korumak için yoğun çaba sarf ettiği bir dönemde geldi.

Mısır'ın Sudan'daki meşruiyeti ‘askeri değil siyasi olarak’ desteklediğini belirten Ebu Hemile, “Kahire, Sudan'ın devam eden iç savaş ışığında kurumlarını restore etmesini istiyor ve kısa süre önce sivil bir başbakanın atanmasını memnuniyetle karşıladı” dedi.

Diğer yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli salı günü Sudanlı mevkidaşı Kâmil et-Tayyib İdris'i arayarak, ‘Kahire ile Hartum arasındaki ikili ilişkilerin iki ülke arasında daha fazla koordinasyona katkıda bulunacak şekilde çeşitli düzeylerde güçlendirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini’ bildirdi.

Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Salah Halime, HDK'nin sınır üçgenini kontrol etmesini Sudan ordusunun LUO’nun bu güçlere askeri destek verdiği yönündeki suçlamalarıyla ilişkilendirerek, “Sınırdaki gelişmeler Sudan'daki savaşın henüz bitmediğini ve sahada niteliksel bir gelişme olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Halime, ‘Mısır'ın güney sınırlarında herhangi bir doğrudan ihlal olması halinde harekete geçeceğini’ belirterek, “Mısır'ın olup bitenleri yakından takip etmesinin temelinde toprakları üzerindeki tam egemenliğini korumak yatıyor” dedi. Halime ayrıca, askeri gelişmeleri Sudan'daki iç siyasi durumla ilişkilendirerek, “HDK'nin hamleleri, önümüzdeki dönemde kontrolü altındaki bölgelerde paralel bir hükümet kurulacağını duyurma hazırlığından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

Hamideti, merkezi Port Sudan'da bulunan Sudan hükümetine paralel bir hükümet olarak Barış ve Birlik Hükümeti’nin kurulduğunu duyurmuştu.