Viyana Başpiskoposu Kardinal Christoph Schönborn, Şarku’l Avsat'a konuştu: İfade özgürlüğü, peygambere hakaret etmek ve Kur’an-ı Kerim’i yakmak değildir

Kardinal Christoph Schönborn, Şarku’l Avsat'a Mekke Belgesi’nin kültürel ve dini çatışma açısından önemli olduğunu vurguladı.

Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn. (Abdulaziz el-Arifi)
Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn. (Abdulaziz el-Arifi)
TT

Viyana Başpiskoposu Kardinal Christoph Schönborn, Şarku’l Avsat'a konuştu: İfade özgürlüğü, peygambere hakaret etmek ve Kur’an-ı Kerim’i yakmak değildir

Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn. (Abdulaziz el-Arifi)
Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn. (Abdulaziz el-Arifi)

Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn, nefret ve aşırılık yanlısı fikirlere karşı koymak, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünü yaymak için Mekke Belgesi'nin önemine vurgu yaparken, semavî dinlerin değerlerini yüceltmek için ortak bir fikir ortaya koyma sözü verdi. İsveç'te bir Kur’an-ı Kerim nüshasının yakılmasını kınayarak bu fiili ifade özgürlüğü olarak tanımlamaya karşı çıktı. Christoph Schönborn ayrıca Hz. Muhammed’e ve Müslümanlara yönelik herhangi bir hakaretin kabul edilemeyeceğini vurguladı.
139 ülkeden İslam hukuku alimlerinin bir araya gelerek oluşturduğu, 27 mezhebi temsilen bin 200'den fazla müftü ve alim tarafından imzalanan Mekke Belgesi, ötekinin varlığına saygı duymanın ve onun onurunu tüm haklarıyla korumanın gerekliliğini vurgulayarak birlikte yaşama, ortaklık ve kardeşçe iş birliğine odaklanıyor.

Açılım
Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Şeyh Muhammed el-İsa'nın davetlisi olarak Suudi Arabistan'a gelen Viyana Başpiskoposu Kardinal Dr. Christoph Schönborn ziyaretine ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Suudi Arabistan topraklarına ilk kez ayak basıyorum. Bunun en önemli sonuçlardan biri, anavatanım Avusturya'ya yanımda götüreceğim karşılıklı saygı duygusu olacak. Bu ziyaretten dolayı şeref duydum. Her zaman Müslümanları ve onların her gün ibadetlerinde Mekke’ye nasıl yöneldiklerini düşünüyorum. Çünkü burası dünyadaki tüm Müslümanlar için kutsal bir toprak. Dolayısıyla ziyaretim, bu toprakları kutsal sayan ve onun izinden giden bu halklara bir takdir ve saygı ifadesidir. Bu, ziyaretin olumlu yanlarından biridir. Vatanımda toplumun neredeyse yarısı Kilise ve Katolik cemaatine bağlı. Yüzde 7'si de Müslüman. Bu nedenle Avusturya'da yaşayan bu büyük grup için İki Kutsal Camii (Haremeyn-i Şerifeyn) arazisinin kutsal bir bölge olduğu hissine kapılıyorum. Ancak birbirimize saygı duyarsak ve değer verirsek birlikte yaşarız. Aramızda barışı ve sevgiyi aşılarız.”
Viyana Başpiskoposu din ve inancın kişisel bir mesele olduğunu vurguladı. Kardinal Schönborn, başka bir inanca sahip olanlara saygı duymanın önemli olduğuna inanıyor. Ona göre bu, “Avusturya'ya dönüş yolculuğumda yanımda taşıyacağım” dediği çok önemli noktalardan biri.

Suudi Arabistan'ın İslam dininin imajına verdiği önem
Kardinal Schönborn, Dr. Şeyh Muhammed el-İsa ile gerçekleştirdiği görüşmede, İslam'ın yanlış konumlandırıldığı terörizm ve tecrit potasından çıkarmaya tam ve eksiksiz bir ilgi duyduğunu açıkça hissettiğini belirtti. Dünya İslam Birliği'nden İslam dininin gerçek düşüncesini açıklığa kavuşturmak için açık bir ilgi olduğunu ve incelediği Mekke Belgesi’nin hoşgörünün kaynağı olan İslam dinini temel ilkelerine yerleştirdiği için oldukça harika olduğunu vurguladı. Schönborn sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması hadisesinde olduğu gibi dinimize isnat edilmeye çalışılan olumsuz eylemleri reddetmek için Hristiyanlar olarak çok çalışıyoruz. Bu tarz eylemleri reddediyor ve bunların Hıristiyanlığa ve Hıristiyanlara mal edilmemesi için oldukça gayret gösteriyoruz. Bu nedenle bu tür eylemlerin ne İslam'a ne de Hıristiyanlığa ait olmadığını kanıtlamak için birlikte çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.”
“Tanrı hepimizi insan olarak eşit yarattı” düşüncesine dönmenin gerekli olduğuna inanan Kardinal Schönborn bu fikir genelleştirilerek insanların kardeş olarak nitelendirmesi ve bunun esas alınması gerektiğini vurguladı. Bunun karşılıklı saygının, yardımlaşmanın, insanlar arasında sevgi ve şefkat alışverişinin temel kuralı olduğunu söyledi.

Ortak adım
Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında ortak bir adım atılması gerektiğini vurgulayan Schönborn “Hristiyanların İslam'ı, Kur’an-ı Kerim’i, Hz. Muhammed’i ister saldırgan görsellerle ister yakarak rencide ettikleri her şeye karşı koyma fikri üzerinde çalışmak ve bunun Hristiyanlıkla alakalı olmadığını söylemek iki tarafın da görevidir.”
Diğer yandan Müslüman olduklarını iddia eden bazı kişilerin Hıristiyanlara yönelik eylemlerine karşı çıkmak ve bu eylemlerin İslam'a ait olmadığını söylemek için Müslümanların da aynısını yapmaları gerektiğini vurguladı. “Çünkü fikir işin ortak olmasıdır. Birlikte çalışmamız, birbirimize saygı duymamız ve değerlerimizi savunmamız zorunludur. Ancak o zaman gerçekler ortaya çıkar” dedi.

Suç, ifade özgürlüğü değildir
Kardinal Schönborn Hz. Muhammed'e yönelik hakaret içeren karikatürlerin çizilmesinin ve Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmediğini ve bu eylemlerin reddedildiğini vurguladı.
Kişisel özgürlüğün karşısındakine saygı duymaktan ve onu hiçbir şekilde kırmamaktan, başka kişi veya grupların duygu, his ve inançlarını incitme pahasına olmayacak şekilde fikrini beyan eden herkese saygı duymaktan geçtiğine inandığını söyleyen Schönborn, “Her gün Kudüs ve Kudüs'teki tüm insanlar adına barış için dua ediyorum. Çünkü Kudüs tüm dinlerin merkezidir” ifadesini kullandı.
Kardinal Schönborn sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doksanlı yıllarda İsa Mesih'in çarpıtılmış bir karikatürünün olduğu koca bir kitap yayınlandı. Ben bu davranışa itiraz ettim ve şiddetle karşı çıktım. Ancak bazı gazeteciler itirazıma şaşırdılar ve iddia ettikleri şeye (düşünce özgürlüğüne) nasıl itiraz edebildiğimi sordular. Onlara cevabım, hiç kimsenin herhangi bir insanın annesini ve aynı şekilde Hz. Meryem’i çarpıtmasına izin verilmeyeceğiydi. Buna karşılık, Hz. Muhammed, dünyanın doğusundaki ve batısındaki tüm Müslümanlar için anlamlıdır. Müslümanların kalpleri ona karşı sevgi ve saygı doludur. Dünyada iki milyar Müslüman olduğu düşünülürse hiç kimsenin onu gücendirmesi, onunla alay etmesi veya ona saygı duyan ve iman eden birini alaya alması mümkün değildir.”

Bir rüya fikri mümkündür
Kardinal Schönborn sözlerinin devamında ortak eylemlerde bulunulacağını söyledi:
 “Avusturya'ya dönerken ilgilimi çeken birden fazla düşünce olduğunu söyleyebilirim. Tek bir düşünce değil. Benim için bunun yolu emek ve çabadan geçiyor.  Aslında bu ziyaretten ve Suudi Arabistan'da olumlu yönde gelişen olaylardan çok etkilendim. Dünya İslam Birliği ile aramda var olan ilişkiden çok memnun kaldım ve bu ilişkinin devam etmesiyle daha da mutlu olacağım. Dünya İslam Birliği ile aramızda ortak eylemler olacak. Benim bir hayalim var: Suudi gençleri Avusturyalı gençlerle tanıştırmak, onların birbirleriyle konuşmalarını ve tartışmalarını sağlamak. Çünkü onlar bizim geleceğimiz. Şu an barışı ve hoşgörüyü teşvik etmek için birlikte çalışmak üzere küçük bir proje yürütüyorum. Muhammed el-İsa'dan ödünç aldığım ‘sabır ve cesarete ihtiyacımız var’ ifadesini yüceltmemiz gerekiyor.”

Medeniyetler çatışması
Kardinal Schönborn, medeniyetler çatışmasını önleme konusunun, ‘bizim medeniyetimizi ve ötekinin medeniyetini’ tanıma merkezli çok önemli bir ilk adımı gerektirdiğine inanıyor. Schönborn, ‘bugün yaşadığımız büyük sorunun, kendi medeniyetini bilmeyen ve bu nedenle diğerinin medeniyeti hakkında bilgi sahibi olmayan birçok insan olduğuna ve bunun da eğitimin güçlendirilmesi ihtiyacını gerektirdiğine’ dikkat çekti.
Kardinal Schönborn sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okullardaki gençlerin ve çocukların kendi medeniyetleri, dinleri ve diğerlerinin medeniyetleri ve dinleri hakkında çok şey öğrenmeleri önemlidir. Ne yazık ki ülkemde çok azımız İslam'ı biliyor. Bu nedenle onlara İslam hakkında olumlu ve doğru bilgiler vermek çok önemli. Suudi Arabistan’da da çocuklara ve gençlere diğer dinleri tanıtmak için bir eğitim programı başlattıklarını duydum. Bence ötekinin imajının onlar için netleşmesi için çok önemli. Avusturya'da uzun süredir ders kitaplarının müfredatında farklılıkları ortadan kaldırmaya ve Müslümanlara ötekini tanıtmaya yönelik bir ilgi var. Çünkü ötekini tanıtmak ve imajını netleştirmek için okullarla yakından ilgilenen, başta Avusturya olmak üzere Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında pek çok olay yaşandı.”



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.