Trump, Rusya-Ukrayna savaşını çözmesinin bir günden fazla sürmeyeceğini iddia etti

Fotoğraf: Celal Güneş/AA
Fotoğraf: Celal Güneş/AA
TT

Trump, Rusya-Ukrayna savaşını çözmesinin bir günden fazla sürmeyeceğini iddia etti

Fotoğraf: Celal Güneş/AA
Fotoğraf: Celal Güneş/AA

Eski ABD Başkanı, 2024 başkanlık seçimlerine resmen aday olan Donald Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı çözmesinin bir günden bile fazla sürmeyeceğini öne sürdü.
Amerikan Muhafazakar Birliğinin geleneksel yıllık Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı (CPAC 2023) bu yıl Maryland eyaletinde Gaylord National Resort ve Convention Center'da gerçekleştirildi.
Trump, burada yaptığı yaklaşık 1 saat 45 dakika süren konuşmasında, Joe Biden idaresinin politikalarına ve Washington'daki statükoya yüklendi. Sınır sorunları, seçim güvenilirliği ve medyayı eleştiren Trump, "Joe Biden'ı Beyaz Saray'dan çıkaracağız." dedi.
Kendi dönemindeki icraatlarını anlatan Trump, başkan olduğu sürede yeni bir savaşın başlamadığını kaydetti. Savaşları durduracağını söyleyen Trump, Rusya ve Çin'e karşı caydırıcı politikalar uyguladığını belirtti. Trump, Çin'den mal ithalatını aşamalı olarak sonlandıracağını ve "Çin virüsünü" dünyaya saldıkları için ekonomik yaptırımlar uygulayacağını söyledi.
Trump, 3. dünya savaşının çıkacağını ancak bunu önleyebilecek tek liderin de kendisi olduğunu öne sürdü. Trump, "derin devleti" bitireceklerini söyleyerek kendi döneminde Rusya ve Çin'e karşı uyguladıkları politikaları övdü.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı da bitirebileceğini söyleyen Trump, "Oval Ofis'e girmeden bile önce Rusya ile Ukrayna arasındaki yıkıcı savaşı çözeceğim. Problemi hızlı bir şekilde çözeceğim ve bunu yapmak bir günden fazla sürmeyecek." şeklinde konuştu.
ABD'nin Afganistan'dan utanç verici bir şekilde ayrıldığını söyleyen Trump, ABD'nin Afganistan'da bıraktığı silahları Taliban'ın başka ülkelere sattığını ifade etti.

- İç siyaset gündemi
Kendi partisi Cumhuriyetçi Partinin eskiden küreselci, açık sınır politikasını savunanlarla dolu olduğunu söyleyen Trump, "Asla Paul Ryan, Karl Rove ve Jeb Bush'un partisine geri dönmeyeceğiz." ifadesini kullandı.
Trump, ABD'nin şu an özgür bir ülke olmadığını, özgür basına sahip olmadığı görüşünü savunarak "Ben sizin sesinizim, savaşçınızım, adaletinizim. Zulme uğrayan ve ihanete uğrayanlar, sizin intikamınızım." ifadesini kullandı.
Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarı olayına da değinen Trump, "Hunter Biden bir suçlu ve ona bir şey olmadı, hiçbir şey olmadı. Joe Biden bir suçlu ve ona hiçbir şey olmamış gibi görünüyor." diye konuştu. Trump, kendisi hakkında haksız yere davalar açıldığını ve önde gelen basın kuruluşları tarafından yalan haberler yapıldığını ileri sürdü.
Biden yönetiminin sınır ve göç politikalarını da eleştiren Trump, başkan olursa Meksika sınırında inşa edilen duvarı genişleteceğini belirtti. Başkan olduğunda ABD'yi Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) yine ayıracağını söyleyen Trump, ABD'nin DSÖ'ye fazla para aktardığını savundu.
Trump, diğer taraftan "Demokratları kendi oyunlarında yenmeleri" gerektiğini belirterek seçimlerde posta yoluyla oy kullanma konusunda Cumhuriyetçilerin düşüncelerini değiştirmesi gerektiğini söyledi.
Diğer taraftan Trump, konuşmasından önce sorularını yanıtladığı gazetecilere, hakkındaki soruşturmalarda suçlansa dahi başkanlık kampanyasına devam edeceğini vurguladı.



ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
TT

ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)

ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’deki savaşa karşı tavrı konusunda kamuoyunun genel olarak bölünmüş olduğu bir dönemde, Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir anket, genç ABD’lilerin İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşa diğer vatandaşlardan daha eleştirel yaklaştığını gösterdi.

Savaşla ilgili gündem ve savaşın Biden’ın yeniden seçilme şansını nasıl etkileyeceğine dair Washington’daki yoğun tartışmalara rağmen, anket ayrıca birçok ABD’linin konuyu yakından takip etmediğini veya fazla önem vermediğini ortaya çıkardı.

Anket katılanların yüzde 40’ı, Biden’ın doğru dengeyi kurup kurmadığından emin olmadıklarını söyledi.

18 ila 29 yaş arasındaki ABD’liler arasında, ankete katılanların yüzde 46’sı İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği tepkinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Yüzde 21’i bunun kabul edilebilir olduğunu söylerken, geri kalanı emin olmadıklarını belirtti.

Yaşlı ABD’lilerin görüşleri gençlerden oldukça farklıydı.

65 yaş ve üzerindekilerin yüzde 53’ü İsrail’in tepkisini desteklerken, yüzde 29’u bunu kabul edilemez olarak nitelendirdi.

Kendisini İsrail’in sadık bir destekçisi olarak olarak gören Biden (81), Hamas tarafından düzenlenen saldırıya karşı İsrail’in karşılık verme hakkını güçlü bir şekilde savundu.

Biden, İsrail’e verdiği askeri ve diplomatik desteğe rağmen, İsrail liderlerini, Hamas’ın yönettiği Gazze Şeridi’nde sivilleri korumak için yeterli çaba göstermemekle de eleştirdi.

ABD seçimleri yaklaşırken, tüm dikkatler Biden’ın, Kasım ayında eski başkan Donald Trump’la yarışacağı seçimde zafer kazanması gereken Michigan eyaletine odaklanıyor.

Michigan’daki Müslümanlar ve Arap asıllı ABD’lilerin büyük bir kesimi bu rekabette belirleyici bir rol oynayabilir.

Anket, Demokratlar arasında Biden’ın Gazze’deki savaşı nasıl ele aldığına ilişkin görüşlerin karışık olduğunu da gösterdi.

Demokratların yüzde 34’ü Biden’ın İsrail’i kayırdığını, yüzde 29’u ise doğru dengeyi yakaladığını söyledi.

12 bin 693 kişinin katıldığı anket, ABD’li Müslümanların İsrail’e yönelik keskin eleştirel görüşlerini de ortaya koydu.

Müslümanların yüzde 21’i Hamas’ın 7 Ekim saldırısını kabul edilebilir buldu.

Ankete göre ABD’li Yahudilerin yüzde 62’si, İsrail’in Gazze’deki savaşı yürütme şeklinin kabul edilebilir olduğunu söyledi.

Her ne kadar Yahudi cemaati, İsrail’i Evanjelik Protestanlardan daha fazla eleştirse de, bu oran ulusal ortalamanın üzerinde.