Lübnan'da Bkerki, Hristiyan liderlere cumhurbaşkanı aday listesi sundu

Caca, Ebu Necm ile bir araya geldi. (NNA)
Caca, Ebu Necm ile bir araya geldi. (NNA)
TT

Lübnan'da Bkerki, Hristiyan liderlere cumhurbaşkanı aday listesi sundu

Caca, Ebu Necm ile bir araya geldi. (NNA)
Caca, Ebu Necm ile bir araya geldi. (NNA)

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai tarafından görevlendirilen Antelias Maruni Piskoposu Antoine Ebu Necm, aylardır adeta kısır döngüye giren Lübnan cumhurbaşkanlığını yürütecek isimler üzerinde anlaşmaya varmak için Hıristiyan liderlerle ikinci turu başlattı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Ebu Necm, hafta sonu bir araya geldiği Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Samir Caca’ya ve Özgür Yurtsever Hareket lideri Milletvekili Cibran Basil’e, ilerleyen saatlerde Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye ve Ketaib Partisi lideri Sami Cemayel’e sunulması şartıyla aralarından bir veya iki isim seçilebilmesi için Bkerki’nin adaylıklarını desteklediği bir isimler listesi sundu. Konu hakkında bilgi sahibi olan kaynaklara göre Bkerki, bu adımla farklı güçler arasında bir kesişme noktası oluşturan isimleri belirlemeye çalışıyor. Bu isimlerden en fazla şansı olan cumhurbaşkanı adayı olarak onaylanabilecek. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Rai, ikinci turu tamamlayıp sonuçlarını değerlendirdikten sonra bir sonraki adıma ve nelerin başarıldığına dair fikir birliğini ilan etmek için patrikhane binasında liderlerin bir toplantısı olup olmayacağına karar verecek.”
Piskopos, Bkerki’de bir araya gelen Hıristiyan liderler tarafından görevlendirildikten sonra ‘Hristiyan milletvekillerini toplantıya davet ederek ve onları Müslüman milletvekilleriyle birlikte mümkün olan en kısa sürede Lübnan Cumhuriyeti’ne bir cumhurbaşkanı seçmek için inisiyatif almaya teşvik ederek’ şubat ayı başlarında hamlesini yaptı.
64 Hıristiyan milletvekilinin patrikhane binasında toplanması önerisine ise yanıt vermeyen kesimler vardı. Ayrıca 2014 yılı (Mişel Avn’ın seçilmesi öncesi) tecrübesini tekrarlamayı reddetmek üzere liderleri Bkerke’de toplama fikrinden de geri durdular. Söz konusu dönemde cumhurbaşkanının dört Hıristiyan liderden (Avn, Caca, Franciyye ve eski Cumhurbaşkanı Emin Cemayel) biri olması kararlaştırılmıştı.
Güçlü Lübnan bloğunda milletvekili Esad Dergam,  Şarku’l Avsat’aşu açıklamayı yaptı:
“Bugün mesele, partilerin aday göstermeleri meselesi olmadığı kadar Piskopos Ebu Necm’in hareketi, ülkenin kurtuluşu için diyalog yoluyla bir yol haritası üzerinde uzlaşma arayışı çerçevesine giriyor. Patrik hangi toplantıya çağırırsa biz diyalogun savunucuları olarak katılırız.” 
Lübnan Kuvvetleri’nden kaynaklar ise Piskopos Ebu Necm’in ‘iyi ve mübarek’ adımını, cumhurbaşkanlığı krizi duvarını yıkmak için ‘fikir geliştirme’ olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Lübnan Kuvvetleri liderliğinin ilgili güçlere tavırlarını açık bir şekilde bildirdiğine dikkat çekerek, “Herhangi bir Hıristiyan dörtlüsü toplantısına karşıyız. Çünkü bir Hıristiyan değil, ulusal bir kriz içindeyiz. 64 Hıristiyan milletvekilinin katıldığı herhangi bir parlamento toplantısını, bir adayı kabul ederek görüşmeyi halka açık bir sonuca götüren bir mekanizmaya bağlıyoruz.”
Gerekli olanın boşluğu herhangi bir başkanla değil, kurtarmaya gücü yetebilen bir başkanla doldurmak olduğunu belirten. Kaynaklar açıklamalarını şöyle sürdürdüler:
“Ancak kilise toplantı talebinde ısrar ederse, o zaman Caca liderliğindeki Güçlü Cumhuriyet bloğu ya katılmaya karar verecek ve zorlayıcı nedenlerini gözden geçirecek ya da nedenleriyle birlikte boykot edecek.”
Cumhurbaşkanlığı meselesi, Temsilciler Meclisi Başkanı ve Emel Hareketi lideri Nebih Berri’nin Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’nin Şii İkili’nin (Emel ve Hizbullah) adayı olduğunu açıkça beyan etmesiyle yeni bir döneme girdi. Şii İkili, ‘mevcut olmadığını’ bildirdiği bir anayasa değişikliği gerektireceği için Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn’ı aday göstermeyi reddediyor.
Bkerki’ye yakın kaynaklar, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundular:
“Patrik, cumhurbaşkanlığı topunu Hıristiyan oyun sahasında tutmaya hevesli. Ancak aynı zamanda verimli olacağından emin değilse, patrikhanede bir toplantı yapma riskine de girmeyecektir. Patrikhane gibi ülke de daha fazla başarısızlığa tahammül edemez. Ülkeyi kurtuluş yoluna sokacak bir cumhurbaşkanı seçmek için acele ederek bu girdaptan bir an önce çıkmak gerekiyor.”



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24