Lübnanlıların yüzde 85’i yoksulluk içinde yaşıyor

Yoksullar halkın yaklaşık yüzde 55’ini oluşturuyor... Kuzey bölgeleri, ülkedeki yoksulların yüzde 73’ünü barındırıyor

Ocak ayında Lübnanlılar yaşam koşullarını protesto ederken (Merkez Bankası)
Ocak ayında Lübnanlılar yaşam koşullarını protesto ederken (Merkez Bankası)
TT

Lübnanlıların yüzde 85’i yoksulluk içinde yaşıyor

Ocak ayında Lübnanlılar yaşam koşullarını protesto ederken (Merkez Bankası)
Ocak ayında Lübnanlılar yaşam koşullarını protesto ederken (Merkez Bankası)

Hasta annesi, eşi ve 3 çocuğundan oluşan bir ailenin reisi olan Lübnanlı Rabih “Gıda sıkıntısı bizi en çok etkileyen sorun. Bana en çok acı veren, hayattaki en küçük öncelikler bir yana, çocuklarımı besleyemeyecek durumda olmam” ifadeleri ile yaşadığı durumu anlattı.  Rabih ilaçlardan bahsederken, “Bugün en büyük sıkıntılardan biridir. Artık ilaç alsak bile zor durumlara düşerek iyileşiyoruz. Maaşlarımız hastanelere gidip tedavi almaya yetmiyor” dedi.
Aynı durumu 3 çocuk annesi Mirai de dile getirdi. Mirai “Üç yıldan bu yana durum daha da kötüleşti. Özellikle yemek konusunda hayatımız tamamen değişti. Her şeyden tasarruf ediyoruz ve sadece gerekli olanları satın alıyoruz. Çocuklarımın hayatı artık okul ve evle sınırlı, eskisi gibi geziler, restoranlar, yeni giysiler yok” ifadelerini kullandı. Sonrasında heyecanla “Hayatımızdaki her şeyi iptal ettik ama benim sadece çocuklarımı düşünüyorum, çünkü onlar da kendi kuşaklarındaki çoğu çocuk gibi hayatın ne olduğunu ve onun renklerini bilmiyorlar” dedi.
Doğumu yaklaşan İlyan ise, “Bilinmeyene doğru gidiyormuşum gibi hissediyorum” dedi. Herkes gibi yaşam koşulları değişen hamile kadın, “Endişeliyim, sadece süt, ilaç, hastane fiyatları ve çocuğun ihtiyaçları için değil, ilaçların bulunup bulamayacağından bile endişeliyim” ifadelerini kullandı. Kadın büyük bir endişeyle “Benim ve kocamın gelirinin önümüzdeki ay için yeterli olacağından emin değilim. Zira döviz kuru yükselmeye devam ediyor ve maaşlarımız hala ulusal para biriminde ödeniyor” dedi. Başka bir üzücü duruma gelince, bu yıl çocuklarını okula yazdıramayan Hasan, “Artık temel gıdayı temin edemediğim ve ilaç sağlayamadığım hasta bir çocuğum olduğu için okul bir lüks haline geldi” dedi.
Bu örnekler, yoksulluğa daha yakın olan Lübnanlı ailelerin durumunu yansıtsa da herkes bilinmezlik ve çaresizlik içinde yaşıyor. Anlattıklarına göre çocuklarına düzgün bir yaşam sağlayamıyorlar. Ayrıca Sosyal İşler Bakanlığı’nın yardım programları üzerinde çalıştığı bir dönemde, yardımlardan mevcut çöküşün acısını yaşayan tüm Lübnanlılar değil, sadece en yoksul aileler yararlanıyor.
Yardım programları hakkında bilgi sahibi olan kaynaklara göre, Sosyal İşler Bakanlığı, en yoksul ailelerin Lübnan’ın geçmekte olduğu ekonomik ve yaşamsal zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için iki program ile çalışıyor. Bu iki program, 2021’den yani krizin ortasından itibaren, en fazla sayıda aileye fayda sağlamak için daha etkili hale getirildi ve daha hızlı çalıştı. Programların ilki, 11 yıldır bakanlıkta olan En Yoksul Aileler Ulusal Programı adı altında yürütülüyor. Önceden sadece 36 bin aile bu programdan yararlanıyordu ancak koronavirüse özel çalışmalar döneminin bitmesinin hemen ardından, program daha aktif hale getirildi ve bu programdan yararlanan aile sayısı 75 bine ulaştı. Bir buçuk yıl içinde, yardım alan ailelerin sayısını artırmak amacıyla yardım toplamak için çalışmalar yapıldı. Vatandaşların temel ihtiyaçlarını satın alabilecekleri şekilde tasarlan bu programda, aileler birey sayısına göre aylık olarak ABD doları cinsinden bir miktar alıyor.
Ocak 2021’de başlayan ikinci program ise, uygulamaya konulmayan finansman kartı programı ile ilişkilendirilen ‘Aman’ programına dayanıyor. Finansman kartı programı, Dünya Bankası’nın daha fazla sayıda vatandaşı, yani sadece en fakirleri değil, satın alma gücü olmayan herkesi hedef alacak olan finansman kartı için bir kredi sağlayacağı vaatlerinin ardından herhangi bir fon sağlanmaması sonucunda başlatılamadı. Dünya Bankası bu durumu gerçekleşmeyen reformlara bağladı. Şu anda 150 bin Lübnanlı aile, birey sayısına göre değişen aylık havale (her aile bireyi için 20 dolar, 6 kişi altı tüm aileler için 25 dolar) alıyor. İleride, 225 bin aileye ve ortalama 906 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor.
Kaynaklar, şu anda yardıma ihtiyaç duyanların daha fazla olduğunu ortaya koyuyor ve bakanlığa ulaşan günlük şikayetler de bunu kanıtlıyor. Yardım almayan vatandaşlar bakanlığa “Ben de yardıma ihtiyaç duyuyorum ve fakirleştim” gibi ifadelerle birçok şikayette bulunuyor.
Sosyal İşler Bakanlığı’nın yoksulluk oranıyla ilgili hassas istatistikleri bulunmuyor ve en son istatistikler 2016’ya yani krizden öncesine dayanıyor.
Mart 2022'de Lübnan hükümeti, eğitim, sağlık, finansal refah, temel altyapı ve yaşam standartları olmak üzere 5 alanda, 19 göstergeye ilişkin 2018-2019 aile yaşamı anketi verilerine istinaden ilk çok boyutlu yoksulluk endeksini yayınladı. Değerlendirme, 2019’da (yani krizden önce) nüfusun yüzde 53,1’inin çok boyutlu yoksulluk içinde yaşadığını ortaya çıkardı.
Öte yandan, Information International’da araştırmacı olan Muhammed Şemseddin, 2022'nin sonunda hesaplanan istatistiklerde, Lübnan’da varlıklı sınıfın yüzde 5 olarak kaydedildiğini, orta sınıfın ise yüzde 70’e ulaştıktan sonra yüzde 40 olarak kaydedildiğini belirtti. Araştırmacı ayrıca istatistiklere göre, yoksulluk sınırının üzerindeki sınıfın yüzde 30, yoksulluk sınırının altındaki sınıfın oranın ise yüzde 25 olduğunu da vurguladı.
Şemseddin “Buradan yola çıkarak, Lübnan’daki sosyal sınıfların bileşiminin değiştiği açıkça görülüyor. Yoksul kişi oranı yüzde 25’ten yüzde 55’e çıktı. Mevcut durumun devam etmesi durumunda, gümrük dolarındaki yükseliş ve liranın dolar karşısındaki yükselişinin devam etmesi ile bu oranın 2023 yılında önemli ölçüde artması bekleniyor” ifadelerini kullandı. Şemseddin Şarku’l Avsat’a yoksulluğun iki kavramı olduğunu, bunlardan birinin olağan yoksulluk yani bir vatandaşın temel gıda ihtiyacını karşılayamaması durumu olduğunu ve bunun Lübnan’da yüzde 55 oranında kaydedildiğini bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA) ve Dünya Bankası tarafından benimsenen çok boyutlu yoksulluk kavramını olduğunu belirtti. Bu kavrama göre Lübnan’da yoksulluk oranı yüzde 85’e ulaşıyor zira çok boyutlu yoksulluğa göre hiç birikimi olmayan her vatandaş yoksul kabul ediliyor. Lübnan geleneksel anlamda sadece yüzde 55 olan yoksulluk olduğu kabul ediliyor. Bu tanım, vatandaşların gelirlerinin yeterli, sağlıklı ve sağlıklı gıda sağlamaya yetmediği durumlara dayanıyor ve ülkede 1,1 milyon insan yaklaşık 275 bin aile bu sınıfta yer alıyor.
Şemseddin, çalışmaların 6 ayda bir yapılması ve son nüfus sayımının da 2022 yılının sonunda yapılması nedeniyle yeni bir istatistik olmadığını belirtti. Ayrıca “Bugün sıkıntılar daha büyük, yoksulluk artıyor. Devlet çözüm bulamazsa 2023’te yoksulluk oranı çok artacak” ifadelerini kullandı. Araştırmacı ayrıca, yoksullar Lübnan şehirleri arasında dağılmış olsa da, çoğunluğunun (yüzde 73) kuzeyde ve kuzey Bekaa’da, yüzde 43’ünün Akkar’da, yüzde 30’unun Bekaa’da, yüzde 15’inin Lübnan Dağı’nda, yüzde 10’unun güneyde ve yüzde 2’sinin Beyrut’ta olduğunu belirtti.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.