Dışardan destek ve içerideki gerilim arasında Irak

Irak Başbakanı Sudani ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 1 Mart’ta Bağdat'ta düzenledikleri ortak basın toplantısından bir kare (AFP)
Irak Başbakanı Sudani ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 1 Mart’ta Bağdat'ta düzenledikleri ortak basın toplantısından bir kare (AFP)
TT

Dışardan destek ve içerideki gerilim arasında Irak

Irak Başbakanı Sudani ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 1 Mart’ta Bağdat'ta düzenledikleri ortak basın toplantısından bir kare (AFP)
Irak Başbakanı Sudani ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 1 Mart’ta Bağdat'ta düzenledikleri ortak basın toplantısından bir kare (AFP)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Mısır ziyaretinden döndükten bir gün sonra, hükümetinin reform açısından desteklenmesi amacıyla Dünya Bankası'ndan bir heyet ile görüştü. Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi'nin de katılımıyla gerçekleştirilen görüşmeden sonra yapılan açıklamaya göre görüşmede Irak ile Dünya Bankası arasındaki iş birliğinin çeşitli yönleri, Irak ekonomisindeki büyümeyi destekleme yolları ve hükümetin bu konudaki çabaları ele alınırken hükümet tarafından kabul edilen bankacılık reformu alanındaki iş birliğine ve hizmet önceliklerini ele almada ilerlemeyi artırma alanlarına ve hükümet programı tarafından izlenen reforma vurgu yapıldı.
Başbakan Sudani, Mısır'a yaptığı son ziyarette Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile iki ülke arasında tüm alanlarda iş birliği yollarını görüştü. Görüşmede, Irak, Mısır ve Ürdün arasında daha önce yapılan anlaşmaların önemi bir kez daha vurgulandı. Bu da Sudani'nin iç sorunlar ve anlaşmazlıklar çıkmazından tek çıkış yolu olarak Irak'ın dış ilişkilerini derinleştirmek istediği anlamına geliyor. Irak, siyasi güçleri arasında devam eden çekişmeler nedeniyle son yirmi yıldır kalkınma ve yatırım alanlarında atılıma tanık olamadı. Bunun yanında büyük petrol ülkesi Irak, ayda yaklaşık 7 milyar dolar olan petrol ithalatından da yararlanamadı.
Bu gelirin yaklaşık yüzde 70'i, yatırımlara değil, sayıları 6 milyon civarı olan çalışanların maaşlarına ve faaliyetlere harcanıyor. Ancak ekonomistler, bu gelirlerin kalan yüzde 30'luk kısmının yabancı sermayeye ihtiyaç duymadan özel sektöre ayrılarak yatırım düzeyinde büyük bir ivme yakalayabileceğini düşünüyorlar. Uzmanlar, sorunun öncelikle devlet bünyesini etkisi altına alan ve onu büyük ölçüde felç eden mali ve idari yolsuzlukta, ikinci olarak ise devletin kimliği ve kamu sektörüne mi yoksa piyasa ekonomisine mi dayandığı konusunda netliğin olmamasında yattığını ekliyorlar.

Dış ilişkilerin güçlendirilmesi
Başbakan Sudani, hükümetinin iddialı programı kapsamında ülkesinin dış ilişkilerini, yeni bir terim olan ‘üretken diplomasi’ kullanarak, kendisini Arap ülkeleri ya da diğer ülkelerle olan ortak çıkarlar ilkesi çerçevesinde güçlendirmeye odaklandı. Sudani, bir yandan özellikle yatırım, kalkınma ve enerji sektörleri açısından dışarıdaki adımlarının içeriye yansımasını isterken diğer yandan tarım ve sanayi sektörlerinde de bir geçiş sağlıyor. Ancak Sudani’nin karşılaştığı sorun, kendisini destekleyen (Şii siyasi güçlerin yer aldığı) Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu ve (Şii, Kürt ve Sünni siyasi güçlerin yer aldı) Devlet Yönetimi Koalisyonu dahil olmak üzere siyasi sınıf ile arasındaki öncelikler arasındaki fark.
Hükümetinin hedeflerinden biri erken seçimlerin düzenlenmesi olan Başbakan Sudani, erken seçimler için belirli bir takvim belirlemedi. Sadr Hareketi’nin ve bazı sivil güçlerin taleplerinin aksine Hükümeti destekleyen siyasi güçlerin de aralarında bulunduğu Temsilciler Meclisi’ndeki büyük geleneksel güçlerin köklü değişiklikler yaptığı kanunla ilgili sorunlar da söz konusu. Başbakan Sudani, Irak'a dışarıdan destek getirerek, içeride çalışarak hizmet projeleri başlatarak, hükümetinin attığı adımlara toplumdan destek bulmaya çalışıyor.
Devlet Yönetimi Koalisyonu ve Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu güçleri, hükümetin adımlarını desteklediklerini açıklasalar da milletvekilliği seçimleri yasasıyla birleştirilmesi planlanan il seçim yasasının önündeki engeller de ortaya çıkmaya başladı. Gerginliğin belirtileri, halen dar bir çerçevede devam eden protesto gösterileri, sokağın öfkesiyle ilgili uyarılar ve sessizliğini sürdüren Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr’ı kazanmaya yönelik girişimlerle görülmeye başladı. Başbakan Sudani, resmi borsa ile kara borsadaki dolar kurları arasındaki büyük marj aralığı devam ederken gerek ülkenin mali sistemi için çalışarak gerekse vatandaşların ilgisini çekecek hizmet projeleri başlatarak, hükümetin programında belirlediği yapısal reform adımlarıyla ilerlemeye çalışıyor.

Seçim tabanının korunması
Ancak, her siyasi partinin, ne şekilde olursa olsun seçmen tabanını koruma isteğine dayanan önceliklerinin farklı olması, tüm tarafları dış ilişkilerde elde edilebilecekleri feda etmeye hazır hale getiriyor. Irak’ın tüm düzeylerde desteklenmesi konusunda bir mutabakat olduğu biliniyor. Ayrıca siyasi güçler açısından reform adımları hatta hizmetler, artık Dava Partisi'nin bir üyesi olmayan ve şu an Temsilciler Meclisi’nde iki sandalyesi bulunan ‘el-Fırateyn Akımı’ adlı bir siyasi oluşumunun lideri olan Başbakanı Sudani’nin çıkarına olduğu kadar, partili eski yoldaşlarının çıkarına olmayacaktır. Koordinasyon Çerçevesi güçlerinden destekçileri de dahil olmak üzere diğerleri Sudani'nin yaklaşan herhangi bir seçimde başbakan olmasından yararlanacağına inanıyorlar.
Iraklı siyasi güçlerin, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen, devletin çıkarları ve siyasi sisteminin kimliği için değil, halen kendi çıkarları için çalışıyor olması, bu bağlamda belki de dikkate alınması gereken en önemli çelişki.
Ulusal Koalisyon lideri ve eski Başbakan İyad Allavi, bu durumu, Sudani'ye ‘partizan iktidar ile kimliğini henüz tanımlayamamış devlet arasındaki mevcut ilişki sorunu’ olarak özetlediği açık bir mektup gönderdi.
Allavi, dün Başbakan Sudani'ye yazdığı açık mektupta, şunları yazdı:
“Diktatörlük rejimini devirmek ve adil bir siyasi sistem kurmak için gösterdiğimiz yorulmak bilmez çabanın ardından, demokrasi, adalet ilkeleri ve eşitlik temelinde vatandaşlık haklarının kutsal kabul edildiği, güvenli ve istikrarlı bir Irak'ta yaşamayı arzuladık. Ancak bugün ne yazık ki iyi yönetilen bir devlet inşa edeceği, engellerin aşılacağı, vatandaşlar için eşitlik ve ulus için prestij sağlayacağı, hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını destekleyeceği düşünülen siyasi sürecin devam etmesinin önündeki birçok engel nedeniyle neredeyse çıkmaza girmiş durumdayız. Önceki bakanlıklarınız sırasında dürüstlüğünüz ve verimli yönetiminizle tanındığınızı biliyor, sizi destekliyor ve zorlu koşullar içerisinde olduğunuzu takdir ediyoruz.”
Allavi’nin mektubu her ne kadar Sudani’yi destekleyen ifadeler içerse de devlet-iktidar ayrımı yapmadığı için, Irak'ın bölgede önemli bir ülke olarak büyük destek gören statüsüyle Irak siyasi sınıfının yaşadığı ikilemler arasındaki bağlantı açısından bir çözüm üretemedi.



Yahya Sinvar'ın öldürülmesine övgü konusunda Batı'da fikir birliği

Hamas hareketinin lideri Yahya Sinvar (Arşiv- EPA)
Hamas hareketinin lideri Yahya Sinvar (Arşiv- EPA)
TT

Yahya Sinvar'ın öldürülmesine övgü konusunda Batı'da fikir birliği

Hamas hareketinin lideri Yahya Sinvar (Arşiv- EPA)
Hamas hareketinin lideri Yahya Sinvar (Arşiv- EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, dün yaptığı açıklamada, Gazze'deki savaşı ateşleyen 7 Ekim 2023 saldırısının beyni Hamas lideri Yahya Sinvar'ın öldürüldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat Sinvar'ın ölümüyle ilgili küresel tepkileri derledi:

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris

Harris, Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'ın İsrail eliyle öldürülmesinin, Hamas'ın İsrail'e yönelik oluşturduğu tehdidin ortadan kaldırılması açısından ileri bir adım olduğunu söyledi.

Milwaukee, Wisconsin'de gazetecilere yaptığı açıklamada: “Adalet yerini buldu... Sinvar, 7 Ekim kurbanları ve Gazze'de öldürülen rehineler de dahil olmak üzere binlerce masum insanın öldürülmesinden sorumluydu” ifadelerini kullandı.

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron

“7 Ekim'de meydana gelen terör saldırılarının ve barbarca eylemlerin asıl sorumlusu Yahya Sinvar'dır. Bugün aralarında 48 yurttaşımızın da bulunduğu mağdurları ve onların yakınlarını üzüntüyle düşünüyorum. Fransa, Hamas'ın elinde bulunan tüm rehinelerin serbest bırakılmasını talep ediyor."

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock

“Sinvar, İsrail'i ve halkını yok etmek isteyen acımasız bir katil ve teröristti. 7 Ekim terörünün planlayıcısı olarak binlerce insana ölüm, bütün bir bölgeye tarifsiz acılar yaşattı. Hamas artık tüm rehineleri serbest bırakmalı, silahlarını bırakmalı ve Gazze'deki halkın acıları nihayet sona ermeli.”

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani

“Görünüşe göre Hamas'ın askeri lideri öldürüldü ve bu anlamda İsrail'in Hamas teröristlerine karşı meşru müdafaasını gerçekleştirmiş olabileceğini düşünüyorum... Hamas liderinin ortadan kaybolmasının Gazze'de bir ateşkese yol açacağını umuyorum.”

İngiltere Savunma Bakanı John Healey

“Ben şahsen 7 Ekim'deki terör saldırısından sorumlu olan Sinvar gibi bir terörist liderin yasını tutmayacağım ve Birleşik Krallık hükümeti gibi ben de bunun sadece Yahudi halkı için İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kanlı güne değil, aynı zamanda bir yıldan fazla süren çatışmalara ve tahammül edilemez düzeyde Filistinli sivil kayıplara neden olduğunu kabul ediyorum.”

ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer

“Sinvar'ın inançları ve eylemleri İsrail ve Filistin halkına büyük acılar yaşattı, onun sahneden çekilmesinin tüm rehinelerin hızlı bir şekilde geri dönmesine ve İsrail halkının güvenliğini sağlayacak, tam bir insani yardım sağlayacak ve Gazze halkının geleceği için yeni bir yol açacak düşmanlıkların sona erdirilmesine yönelik müzakerelerin önünü açması için dua ediyorum.

ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi lider Mike Johnson

"Hamas ve Hizbullah'ın kana susamış liderlerinin gitmesiyle Biden-Harris yönetimi, yılanın başı İran'a karşı maksimum baskı kampanyasını uygulamak için artık İsrail ile omuz omuza çalışmalı. Biden-Harris yönetiminin stratejilerini kınamasına rağmen, Başbakan (Binyamin) Netanyahu İsrail adına, bizi Ortadoğu'da yeni bir güvenlik ve özgürlük gününün eşiğine getiren çok sayıda ve kesin zaferler elde etti. Bu anın boşa gitmesine izin veremeyiz."

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot

“Yahudi aleyhtarı katliam yapan, çok sayıda terör saldırısı gerçekleştiren Hamas terör örgütüne ölümcül bir darbe vuruldu... Savaşa dair çevrilmesi gereken bir sayfa, çevrilmesi gereken bir sayfa. Gazze'de... bölgenin barışa giden yolunda açılması gereken bir sayfa.”

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan

Hamas lideri Yahya Sinvar'ın öldürülmesinin "gerçekten de Hamas'a hepimizin görmek istediği uzun vadeli darbeyi vurmasını" sağlamak için harekete geçilmesi gerekiyor.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Mark Rutte

"Şahsen ben onu dünyadaki herhangi bir akıllı insan gibi özlemeyeceğim."

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen

"Yahya Sinwar'ın öldürülmesi Hamas hareketini büyük ölçüde zayıflattı."

İngiltere Başbakanı Keir Starmer

"İngiltere, Sinwar'ın öldürülmesi üzerine ağlamayacak ve 7 Ekim saldırısı kurbanlarının ailelerini düşünecek."