Bağdat'ı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Austin, stratejik ortaklığın derinleştirilmesi vurgusu yaptı

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, dün ABD Savunma Bakanı ile Erbil'de bir araya geldi (Reuters)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, dün ABD Savunma Bakanı ile Erbil'de bir araya geldi (Reuters)
TT

Bağdat'ı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Austin, stratejik ortaklığın derinleştirilmesi vurgusu yaptı

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, dün ABD Savunma Bakanı ile Erbil'de bir araya geldi (Reuters)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, dün ABD Savunma Bakanı ile Erbil'de bir araya geldi (Reuters)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, sürpriz bir ziyarette Irak'ın başkenti Bağdat'a gelmeden hemen önce yaptığı açıklamada, Irak ile stratejik ortaklığı teyit etmek amacıyla ziyarette bulunduğunu, ancak siyasi güçler arasında devam eden anlaşmazlıkların ziyaretini gölgede bıraktığını ifade etti.
Uçağı Bağdat Uluslararası Havaalanı’na inmeden hemen önce açıklamada bulunan Austin, “Bağdat'a indik. Daha güvenli, istikrarlı ve egemen bir Irak yolunda ilerlerken ABD ile Irak arasındaki stratejik ortaklığı yeniden teyit etmek için buradayım” vurgusunda bulundu.
Daha önce Irak’ta askeri komutan olarak görev yapmış olan Austin’in Savunma Bakanı görevine başlamadan önce Irak'ın batısındaki el-Anbar’da Iraklılara özel bir halay türü olan cubi halayı çektiği biliniyor.
Havaalanında basın toplantısı düzenleyen Austin, geldiği ana kadar duyurulmayan ziyaretinin Irak hükümetinin daveti üzerine gerçekleştirdiğini vurguladı. Aynı zamanda, “Bağdat ziyaretimizin, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ve Irak Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi ile görüşmemizin odak noktası, DEAŞ terör örgütünün kalıntılarının ortadan kaldırılması yönündeki görevleri görüşmektir” ifadelerinde bulundu.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ise Austin ile gerçekleştirdiği görüşmede hükümetinin sabitlerini teyit etti. Sudani’nin medya ofisi tarafından yapılan açıklamada, ikili arasındaki görüşmede Irak ve ABD arasındaki ortak işbirliğinin, Irak güvenlik güçlerinin terörle mücadele ve DEAŞ’a bağlı terörist çeteleri takip etme performansının gözden geçirildiğine dikkat çekildi.
Irak hükümetin ABD ile çeşitli düzeylerde ilişkileri pekiştirme arzusunu dile getiren Sudani, hükümetin bölgesel ve uluslararası düzeyde ortak çıkarlara ve egemenliğe saygı çerçevesinde dengeli ilişkiler sürdürme yaklaşımının altını çizdi. Aynı zamanda Irak'ın istikrarının bölgenin güvenlik ve istikrarının anahtarı sayıldığını, Irak'ın bölgedeki bakış açılarını birbirine yakınlaştırma ve gerilimi azaltmada rol oynadığını vurguladı. Ülkesinin Irak'ın istikrarını destekleme taahhüdünü teyit eden Bakan Austin ise iki ülke arasındaki ilişkileri pekiştirmeyi ve çeşitli alanlarda ortaklıkları geliştirmeyi dört gözle beklediğine dikkat çekti.

Irak’a vardığı sırada Austin (Reuters)
ABD Savunma Bakanı'nın ziyaretinin Irak hükümetinin bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğini doğrulayan Başbakanlık Sözcüsü Basim el-Avadi, “Ziyaret, terörle mücadelede iki ülke arasındaki ortak işbirliğini ve bu önemli dosyadaki işbirliği olasılıklarını vurgulamayı, aynı zamanda kuvvetler için eğitim programlarının tartışılmasını amaçlıyor. Zirâ bu dosya, askeri liderlerin Irak'a yaptığı ziyaretlerin çoğunda öncelik teşkil ediyor. Sudani, ABD ile çeşitli düzeylerdeki ilişkilerin pekiştirilmesine vurguda bulundu. Hükümet, bölgesel ve uluslararası çevre ile ortak çıkarlara ve Irak'ın egemenliğine dayalı dengeli ilişkiler izleme yönünde bir yaklaşım izliyor.
(Şii) Koordinasyon Çerçevesi taraflarından Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Austin'in ABD güçlerinin Irak'ta hayatta kalmasına ilişkin açıklamalarını reddederek hükümeti Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı aracılığıyla bu açıklamalara sert bir yanıt vermeye, ABD Büyükelçisi’ni bir protesto notası sunmaya çağırmaya çağırdı. Fetih Koalisyonu’nu temsil eden Milletvekili Ali Turki, Austin'in ABD askeri güçlerinin Irak'taki varlığını pekiştirmeye yönelik açıklamalarının kesinlikle kabul edilemez olduğunu, zirâ Irak iç işlerine açık müdahaleyi temsil ettiğini vurguladı. Aynı zamanda, “ABD yönetimi, hala çeşitli açıklamalar ya da ABD'nin Bağdat Büyükelçisi'nin müdahaleleri yoluyla Irak'ın içişlerine müdahale etmekte ısrar ediyor. Bu yönde diplomatik misyonları haricinde çeşitli yöneticiler ve siyasi figürlerle toplantılar düzenliyor” ifadelerini kullandı.
Güvenlik uzmanı Fadıl Ebu Ragif, konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu ifadelere başvurdu:
“Bu bir ABD savunma bakanının Irak'a ilk ziyareti değil. Zirâ ABD, 2003'ten bu yana Irak'ta en fazla sayıda uluslararası koalisyon gücüne sahip ülke. Dolayısıyla kuvvetleri inceleme kapsamında gerçekleşmiş doğal bir ziyaret. Ziyaretin Irak kuvvetlerinin teçhizat, silahlanma, gelişim ve eğitim bakımından muharebe seviyesinin yükseltilmesi konusunda Iraklı yetkililerle ortaklıklar kurulması, güvenlik birimlerinin DEAŞ ile mücadelede hangi silahlara ihtiyaç duyduğunun incelenmesi gibi hedefleri de var. DEAŞ ile savaş, bir istihbarat ve güvenlik savaşıdır. Bu, istisnai bir ziyaret değil. Stratejik iş birliği bağlamında geldiğini vurgulamak önemlidir. Karada yabancı piyade kuvvetleri, muharebe veya taktik kuvvetler olmadığını, sadece tavsiye veren kuvvetler olduğunu bilmemiz gerekir.”
Medya profesörü ve siyasi araştırmacı Dr. Galib ed-Dami ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “ABD'nin Irak Büyükelçisi aracılığıyla attığı güçlü adım, üst düzey Iraklı yetkilileri sık sık ziyaretleri, açık ifadeleri, Washington'un Irak'ı yeniden kendi eksenine oturtmak ve politikalarını etkilemek için güçlü bir şekilde çabaladığını gösteriyor. ABD’nin bu ziyaretleri, Avrupa Birliği (AB) ziyaretlerinin yanı sıra Sudani’nin bilhassa Avrupa'ya yaptığı dış ziyaretlerle paralellik gösteriyor. Tüm bunlar, AB ve ABD'nin Irak'ı İran etkisinden çekmek için çalıştığını doğruluyor. Ancak Irak iki eksenden birinin parçası olmamalı, hiçbirinin etkisinde kalmadan hepsiyle dengeli bir politika izlemelidir” vurgusunda bulundu.
7 Mart’ta aynı zamanda Erbil’e gelen Austin, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ve Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile bir araya geldi. Rudaw’ın aktardığına göre Neçirvan Barzani, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözülmesinin bölge istikrarı açısından önemi konusunda her iki tarafın da görüşlerinin olduğunu vurguladı. Kürdistan bölgesinin her zaman bölge için istikrar unsuru olacağını da ekledi.
İki taraf arasında 10 yılı aşkın süredir yürütülen ortak çalışmalara değinen Austin, “Uluslararası Koalisyon ile iş birliği içerisinde geniş bir alanı DEAŞ’tan kurtardık” vurgusunda bulundu. Peşmerge ile ABD arasındaki mutabakat zaptına ülkesinin desteğini teyit eden Austin, İran'ın devam eden saldırılarını kınadığını ifade ederek Bağdat ve Erbil'i birlikte çalışmaya çağırdı.



Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
TT

Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)

Filistin asıllı Amerikalı arabulucu Bishara Bahbah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının önümüzdeki ocak ayında hayata geçirileceğini söyledi. Bahbah, bu aşamanın ayın birinci ya da ikinci haftasında başlamasının beklendiğini belirterek, “Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin isimleri hazır. Büyük olasılıkla komitenin başkanlığını Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan üstlenecek” dedi.

fergt
Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze yönetim komitesinin başına aday gösterildi. (WAFA)

Gazze konusunda Beyaz Saray kulislerine yakınlığını sürdüren Bahbah, dün Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Washington, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlama konusunda en yetkin güç olarak gördüğü için uluslararası istikrar gücü içinde Türk askerlerinin yer almasını destekliyor” dedi. Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmenin ikinci aşama açısından belirleyici olacağını belirterek, “ABD bu görüşmede, sürecin önümüzdeki ay başlatılması ve istikrar gücünde Türkiye’nin rolünün netleştirilmesi için baskı yapacak” ifadesini kullandı.

Görev tanımlama toplantısı

Bahbah, salı günü Katar’ın başkenti Doha’da Gazze Şeridi’nde uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasına ilişkin yapılan toplantının ayrıntılarını da paylaştı. Toplantının hedeflerinden birinin, Washington’un katılıma hazır ülkeleri açık ve net biçimde belirlemesi olduğunu söyleyen Bahbah, her ülkenin katkı türünün de netleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu katkıların asker gönderilmesi, eğitim sağlanması ya da uluslararası güce teknik ve lojistik destek verilmesi gibi başlıkları kapsadığını belirtti.

as
Amerikalı ve İsrailli askerler geçtiğimiz kasım ayında İsrail'in güneyinde bulunan ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. (Reuters)

Bahbah, toplantının ikinci hedefinin bu güçler arasındaki işleyiş mekanizmasının ve komuta zincirinin netleştirilmesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede, uluslararası gücün komutasının bir ABD’li general tarafından üstlenilmesine yönelik bir önerinin gündeme geldiğini bildirdi.

Bahbah’a göre görüşmelerde, söz konusu güçlerin konuşlanacağı bölgeler de ele alındı. Bu kapsamda, güçlerin İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran sarı hattın dışında mı, içinde mi yoksa hâlihazırda yoğun nüfuslu bölgelerde mi konuşlanacağı ile bu güçlerin finansmanının hangi taraflarca sağlanacağı konuları tartışıldı.

İsrail'in yaklaşımının reddi

Bahbah, olası konuşlanma planının ayrıntılarına ilişkin olarak konunun hâlen tartışıldığını, ancak ‘İsrail’in istediği şekilde bir konuşlanmanın, katılımcı güçlerin temsilcilerinin çok büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini’ söyledi.

Görevlerin niteliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Beşara Bahbah, katılımcı ülkelerin çoğunluğunun “silahsızlandırma” gibi bir rol üstlenmek istemediğini vurguladı. Bu ülkelerin, sivilleri korumak amacıyla İsrail güçleri ile yerleşim alanları arasında tampon bir güç olmayı hedeflediğini ifade eden Bahbah, söz konusu güçlerin varlığının nihai amacının “İsrail’in Gazze Şeridi’nden kademeli olarak çekilmesi” olduğunu kaydetti.

sy65
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Bahbah, “Bu güçler özellikle silahsızlandırma meselesinde İsrail adına ya da onun yerine bir rol üstlenmeyecek. Nitekim Hamas içindeki bazı liderler bu konuda müzakereye açık olduklarını bana iletti. Ancak güç kullanımı işe yaramaz; zira İsrail iki yıl boyunca hareketi zorla silahsızlandırmayı başaramadı ve hiçbir uluslararası taraf da bunu güç kullanarak başaramaz” dedi.

Türkiye'nin katılımı çok önemli ve Trump da bunun kabul edilmesi için baskı yapıyor

Bahbah, Türkiye’nin olası katılımına ilişkin olarak Ankara’nın rolünü ‘kilit’ olarak niteledi. Türkiye’nin Hamas’a en yakın ülke olduğunu ve silah dosyası konusunda onunla en sağlıklı şekilde uzlaşabilecek aktör konumunda bulunduğunu söyleyen Bahbah, bunun birçok ülke için zor olduğunu vurguladı. Bahbah, “Türk güçlerinin Gazze’de bulunması temel öneme sahip olacak, daha iyi bir istikrar sağlayacak. Washington da bu yönde fikir beyan ediyor” ifadelerini kullandı.

Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ay sonunda ABD’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması beklenen görüşmede, Türk güçlerinin kabul edilmesi için Netanyahu’ya baskı uygulamasını beklediğini dile getirdi.

Ancak Bahbah, İsrail’in bazı şartlar öne sürmeye çalışabileceğini, olası uzlaşının Türk güçlerinin niteliği üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bu rolün silahlı değil daha çok teknik bir çerçevede tanımlanmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bahbah, “ABD yönetiminin baskısı belirleyici unsur olacak” dedi.

İkinci aşama taahhütleri

Barış Konseyi’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahbah, Trump’ın birçok dünya liderinin bu yapıya katılma isteğinden söz ettiğini aktardı. Ancak Bahbah, bu üyeliğin ‘ücretsiz olmadığını’, konseye katılan ülkelerin finansman sağlama, güvenlik gücü tahsis etme ya da başka yükümlülükler üstlenmek zorunda kalacağını ifade etti.

Konseyde yer alması öngörülen isimlere değinen Bahbah, adaylar arasında ABD’li özel temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın yanı sıra Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair’in de bulunduğunu söyledi. Ayrıca eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell ile eski Bulgar diplomat Nikolay Mladenov’un da aday isimler arasında yer aldığını kaydetti.

Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak Bahbah, Hamas, El Fetih ve Mısır arasında üzerinde uzlaşılan ve teknokratlardan oluşan komiteye üyelik için 42 ismin yer aldığı bir listenin bulunduğunu doğruladı. Bahbah, Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan’ın bu komitenin başkanlığını üstlenmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

İkinci aşamaya geçişte yaşanan aksamalara dair değerlendirmelere rağmen ABD’li arabulucu Bahbah, ikinci aşamanın önümüzdeki ocak ayının birinci ya da ikinci haftasında başlatılmasını beklediğini söyledi. Bahbah, bu sürecin, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak zirvenin ardından, askıda kalan dosyaların karara bağlanmasıyla netleşeceğini belirtti. Bahbah, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu zirveye katılımına yönelik herhangi bir düzenlemeden haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.

cdfrg
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz ekim ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen barış zirvesi sırasında gerçekleşen görüşmeden (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Bahbah, Trump’ın anlaşmanın başarısız olmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Bu yüzde 100” dedi. Ayrıca, Hamas’ın İsrail’in sürekli ihlallerine rağmen ateşkese bağlı olduğunu belirtti. Bahbah, Hamas’ın, İsrail’in Gazze’deki operasyonları sürdürmek için her türlü bahaneyi aradığını bildiğini ve bu nedenle fırsatı kaçırmamak için daha sabırlı bir tutum sergilediğini ifade etti.


Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.