Alimi’den Yemen’de darbeyi sona erdirmek için ulusal mutabakatı sürdürme vurgusu

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, siyasi ortaklığı sürdürmekte kararlı olduğunu söyledi.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi. (SABA)
TT

Alimi’den Yemen’de darbeyi sona erdirmek için ulusal mutabakatı sürdürme vurgusu

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi. (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün, kendisinin ve konsey üyelerinin Husi darbesinin sona ermesine yol açacak geçiş döneminde ortaklık kuralına ve ulusal uzlaşıya yönelik taahhüdünü vurguladı. Ayrıca Husilerin kurtarılmış bölgelere ve illere yönelik saldırılarına net bir cevap verileceği sözü verdi.
Alimi, Riyad'daki ikametgahında İstişare ve Uzlaşı Komitesi’nin Aden’de gerçekleşen kapanış toplantısında konuştu. Söz konusu toplantıda çalışma yönetmeliğine ilişkin üç belgeye, kapsamlı barış sürecine yönelik siyasi vizyonun genel çerçevesine, meşru siyasi güçler ve bileşenler arasındaki uzlaşma ilkelere ilişkin karar alındı.
Alimi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Başkanlık Konseyi üyeleriyle, ortaklık ve ulusal mutabakat temelinde ilerlemek için kuzey ve güney halklarına verdiğimiz anayasal yemin ve sözleşme sabitliğini koruyor. Zorluklar ne olursa bunlardan sapmayacağız. Bugün sizinle, stratejik ittifakımızın gücüne ve geçiş dönemi için ortak hedefleri etrafında bu ittifakın birliğine artan güvenimizi teyit etmek için konuşuyoruz.”
Başkanlık Konseyi’ne desteklerini gösteren İstişare ve Uzlaşı Komitesi başkanlığı ve üyelerine teşekkürlerini dile getiren Alimi, aynı zamanda etkileşimde kaldıklarını, devleti yönetmede istenen fikir birliğine ulaşılması ve ortak hedefler çevresinde toplandıklarını söyledi.
İstişare ve Uzlaşı Komitesi toplantılarının Husi milislere atıfla yıkıcı İran projesine karşı kapsamlı ulusal koalisyonun gidişatında önemli bir değişimi temsil ettiğini belirten Alimi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Komitenin kapsamlı toplantılarının; temellerin atıldığı, ulusal mutabakatı ve halkın iradesini korumak için görev tanımının yapıldığı, dışlama olmaksızın kapsamlı katılımın sağlandığı daha tutarlı ve güven verici bir gelecek için güçlü bir mesaj oluşturacağını umuyoruz.”
Sağlam anayasal temellerden özgürlük, farklılık ve katılım hakkı ilkeleriyle ilerleneceğine söz veren Alimi, tüm illerden Husilerin projesine karşı çıkan taraflara selamlarını iletti. Ayrıca devlet kurumlarının restorasyonu, İran’ın projesi ile mücadele eden iç cephenin sağlamlaştırılması yönünde tüm kapasitenin ve enerjinin daha fazla uyumlu hale getirilmesi ve seferber edilmesi çağrısında bulundu.
Husi milislerin Marib, Taiz, ed-Dali, Lehc ve diğer illere yönelik saldırıları ve kuşatması ile ilgili de açıklamalarda bulunan Alimi, Husilerin uzlaşmazlığı devam ettiği takdirde topluca kararlı bir yanıtın verileceği tehdidinde bulundu. Ayrıca yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşmaya varılan temellere ve referanslara dayalı adil ve sürdürülebilir bir barış yönünde tüm çabaların sarf edileceğini vurguladı.
Doğru yönetim, adalet, hoşgörü ve fırsat eşitliği temelinde yetki devri ilanı, anlaşmalar ve Riyad istişarelerine uygun olarak ülkedeki koşulların iyileştirilmesi, ülke dahilinden çalışılması yönünde uygun koşulların sağlanması, kurumların yeniden inşası için çalışılacağı sözünü yineleyen Alimi, “Önümüzdeki dönemde, bu sadık Aden şehri ve kurtarılan tüm illerde hükümetin farklı düzeylerinde istişare toplantılarımız artacaktır” dedi. Barış vaadinin yerine getirilmesi ve darbenin sona erdirilmesi, ulusal kimliğe saygının yeniden tesis edilmesi, Yemen'in Arap ülkelerinin yanında yeniden yer alması ile eninde nihayetinde Sana'da buluşacağına söz verdi.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi açıklamasının devamında Başkanlık Konseyi’nin geçtiğimiz 11 ay boyunca güvenlik ve askeri durumu düzenlemeye, yargının otoritesini pekiştirmeye, finans ve bankacılık kurumlarının taahhütlerini yerine getirme ve kardeş ülkeler tarafından verilen mevduatları tahsil etme yeteneklerini geliştirmeye odaklandıklarını söyledi. Alimi’nin sözünü ettiği söz konusu kardeş ülkelerde başı Arap Koalisyonu’nda yer alan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bulunuyor.
Kurtarılan illerde şiddetin azaldığına, adalet birimlerinin varlığının arttığına, hizmet projelerinin daha iyi hale geldiğine işaret eden Alimi, bu projelerin bu yıl özellikle geçici başkent Aden'de hız kazanacağını belirtti.
Uygulanan ekonomi politikalarının ulusal para biriminin istikrarını koruduğunu, bütçe açığını güvenli sınırlarda tuttuğunu, başta memur ve güvenlik güçleri maaşları olmak üzere zorunlu yükümlülüklere yapılan harcamaların artmasına rağmen enflasyonist kaynaklardan finanse edilmesine son verildiğini kaydetti.
Yurt dışında burslu öğrencilerin, diplomatik birliklerin ve acil durum müdahalelerinin ödeneklerinin düzenli olarak ödendiğini doğrulayan Alimi, bunların ayda en az 100 milyon doları bulduğu bilgisini paylaştı.
Başkanlık Konseyi ve hükümetin Yemen davasını ve Husi milislerin terörist niteliğini dünyaya anlatma çabalarına da değinen Alimi açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Uluslararası tutum henüz eylem düzeyine gelmemiş olsa da barışın hurafeler ile insanlar üzerinde hüküm sürmekle, insan haklarını bastırmakla gerçekleşmeyeceği daha açık ve kesin hale geldi. Husi milisler sürdürülebilir bir barış için ciddi bir proje gerçekleştiremez. Terörist milislerin kaynakları daraltma ve halkı aç bırakma yönündeki çabaları, bizi insanların çıkarlarını ve hayallerini sonsuza kadar diri tutacak çözümler üretmekten caydırmayacak.”
Petrol tesislerine yönelik milis saldırılarının bu açıdan gerçek bir sınav olduğunu belirten Alimi, zira toplam kamu gelirlerinin yüzde 65'ini oluşturan petrol sektörü ihracatının askıya alındığını hatırlattı.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.