Çin'de 1 yaşındaki bebeğin beyninden hiç doğmamış ikizi çıkarıldı

Bebeğin kafatasının beklenenden geniş olduğu ve hastaneye motor becerilerindeki sorunlar nedeniyle getirildiği bildirildi

Bazı durumlarda ikizler anne rahminde birleşebiliyor ve bir fetüs diğerinin içinde gelişmeye devam edebiliyor (Pixabay)
Bazı durumlarda ikizler anne rahminde birleşebiliyor ve bir fetüs diğerinin içinde gelişmeye devam edebiliyor (Pixabay)
TT

Çin'de 1 yaşındaki bebeğin beyninden hiç doğmamış ikizi çıkarıldı

Bazı durumlarda ikizler anne rahminde birleşebiliyor ve bir fetüs diğerinin içinde gelişmeye devam edebiliyor (Pixabay)
Bazı durumlarda ikizler anne rahminde birleşebiliyor ve bir fetüs diğerinin içinde gelişmeye devam edebiliyor (Pixabay)

Çin'de bir yaşındaki kız bebeğin kafatasının içinden doğmamış ikizi çıkarıldı.
Bebeğin beyin ameliyatı Şanghay'daki Fudan Üniversitesi'ndeki doktorlar tarafından gerçekleştirildi.
Bu vakaya tıp literatüründe ilk kez rastlanmasa da doktorlar son derece nadir bir durum olduğunu söylüyor.
Bebeğin kafatasının beklenenden geniş olduğu ve hastaneye motor becerilerindeki sorunlar nedeniyle getirildiği bildirildi. Motor beceriler; emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, yuvarlanma, zıplama ve denge kurma gibi hareketlerin gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Bebeğin kafatasını çeşitli görüntüleme yöntemleriyle inceleyen araştırmacılar, beyninin sıkıştığını ve sıvı birikimi oluştuğunu tespit etti.
İleri incelemeler, bebeğin aslında anne karnındayken bir ikiz kardeşi olduğunu ama ikinci bebeğin yeterince gelişemeyerek kardeşinin kafatasının içine sıkıştığını ortaya çıkardı.
Doğmamış ikiz kardeşin, doktorların deyimiyle "fetiform kitlenin" üst uzuvları ve hatta parmak benzeri çıkıntıları bile gelişmiş gibi görünüyordu.
Ancak fetüsün gövdesi ve diğer kısımları yeterince gelişememişti.
Sonuçta yeterince gelişemeyen bu embriyo diğeri tarafından içerilmişti. Böylece gelişmemiş olan bebek, diğerinin kafatasına sıkışmıştı.
Hazırlanan vaka raporu son derece kısa olduğu için bir yaşındaki kız çocuğunun durumunun ameliyattan sonra nasıl seyrettiği belli değil.
Ancak benzer durumlarla ameliyat edilen başka çocukların iyileştiği daha önce görülmüştü.
1982'de Londra Hastanesi'ndeki bilim insanları, kafatası genişlemesi şikayetiyle getirilen 6 haftalık bir bebeğin beyninde de 14 santimetre uzunluğunda fetüs bulmuştu.
Ameliyattan sonra bebeğin hızla iyileştiği gözlemlenmişti.
 
Independent Türkçe, IFL Science, Daily Mail



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology