DSP Genel Başkanı Aksakal'dan seçim açıklaması: Cumhur İttifakı'ndan veya Millet İttifakı'ndan herhangi bir görüşme talebi gelmedi

AA
AA
TT

DSP Genel Başkanı Aksakal'dan seçim açıklaması: Cumhur İttifakı'ndan veya Millet İttifakı'ndan herhangi bir görüşme talebi gelmedi

AA
AA

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere parti olarak katılma kararı aldıklarını açıkladı.
DSP Genel Merkezi'nde düzenlenen Parti Meclisi toplantısının ardından konuşan Aksakal, Başkanlık Kurulunun Genel Başkan olarak kendisine tam yetki verdiğini söyledi.
Toplantıda, yetki ve değerlendirmeler yapıldığını ifade eden Aksakal, "Siyasi Partiler Yasası, seçim yasaları gereği seçimlere katılıp katılmama kararının Parti Meclisi tarafından alınması ve milletvekilleri adaylarımızı hangi yöntemle belirleyeceğimizin kararının alınması gerekiyordu. Bugün Parti Meclisimizde 14 Mayıs 2023'teki seçimlere katılma kararı aldık." dedi.
Milletvekili adaylarının merkez yoklaması ile belirleneceğini aktaran Aksakal, Parti Meclisi toplantısında tüm gelişmelerin değerlendirildiğini kaydetti. Aksakal, DSP olarak bugüne kadar herhangi bir ittifak ile görüşmediklerini ifade ederek "Cumhur İttifakı'ndan veya Millet İttifakı'ndan herhangi bir görüşme talebi gelmedi." dedi.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) seçimlere katılacak partileri ilan edeceğini anımsatan Aksakal, DSP'nin de seçimlere katılacak yeterliliğinin olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçim kararının açıklanmasına ilişkin Aksakal şunları söyledi:
"Seçim kararının ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Deprem felaketini yaşadığımız bu dönemde aynı zamanda seçim çalışmalarının da yapılacak olması bir zorunluluk olsa da yaşamını yitiren ve yaralı yurttaşlarımızı aklımızdan, gönlümüzden çıkardığımız anlamına gelmemelidir. Kendi mecrası içerisinde bu çalışmayı yürüteceğiz."
Ayrıca Aksakal, "Bundan sonraki süreçte olası bir görüşme talebinde, Genel Başkan olarak dün başkanlık kurulumuzun vermiş olduğu yetkiyi parti meclisimizde oy birliğiyle onaylayarak artık seçimlerin sath-ı mailine girmiş oluyoruz." diye konuştu.



Türkiye 'gerektiğinde' Suriye'de ‘tansiyonu düşürmek’ için İsrail ile teknik görüşmeler yapıyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Türkiye 'gerektiğinde' Suriye'de ‘tansiyonu düşürmek’ için İsrail ile teknik görüşmeler yapıyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı ve Reuters tarafından aktarılan açıklamasında Türkiye'nin gerektiğinde Suriye'de tansiyonu düşürmek için İsrail ile teknik görüşmeler yaptığını söyledi.

Fidan, Türkiye’nin İsrail de dahil olmak üzere Suriye'deki hiçbir ülkeyle çatışmaya girme niyeti olmadığını vurguladı.

Dışişleri Bakanı, İsrail ile Suriye konusunda gerilimin arttığı bir dönemde CNN Türk’e konula ilgili açıklamalarda bulundu.

Basında yer alan haberlere göre İsrail'in geçtiğimiz hafta Suriye’de bombaladığı hava üsleri, Türkiye'nin Suriye ile yapmayı planladığı ortak savunma anlaşmasının bir parçası olarak asker konuşlandırmayı planladığı yerlerdi.

Dışişleri Bakanı Fidan, açıklamasında şunları söyledi:

“Suriye'de güvenlik iş birliği olacak ve biz Suriye için istikrar ve refah istiyoruz. Ama Suriye'nin tekrar Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, bir operasyona, bir provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Ona da sadece bakmakla yetinmeyiz.”

İsrail, Beşşar Esed rejimin geçtiğimiz aralık ayında düşmesinin ardından Suriye toprakları içinde kalan bir tampon bölge de dahil olmak üzere Suriye'nin güneybatısındaki bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirdi, Suriye ordusuna ait silahları ve askeri üsleri hedef alan bombardımanlar düzenledi.

İsrail, geçtiğimiz hafta Hama ve Humus'taki hava üslerinin yanı sıra Şam'daki askeri altyapıyı da bombaladığını duyurdu.

Dışişleri Bakanı Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Amerika’nın (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'ya tabiri caizse bir ayar vermesi gerekiyor.”

Türkiye, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını ‘ülkedeki istikrar çabalarını engellemek’ olarak değerlendirirken İsrail, ‘kendi güvenlik çıkarlarını korumak için hareket ettiğini’ öne sürüyor.