James Cameron, Oscar alırken pantolonunun düşmek üzere olduğunu anlattı

Terzisi, yönetmeni Akademi Ödülleri gecesi ekmiş

23 Mart'ta Tapınak Oditoryumu'nda düzenlenen 70. Akademi Ödülleri'nde, Titanik'le En İyi Yönetmen ödülünü kazanan yönetmen James Cameron, Oscar'ını kaldırıyor (AFP)
23 Mart'ta Tapınak Oditoryumu'nda düzenlenen 70. Akademi Ödülleri'nde, Titanik'le En İyi Yönetmen ödülünü kazanan yönetmen James Cameron, Oscar'ını kaldırıyor (AFP)
TT

James Cameron, Oscar alırken pantolonunun düşmek üzere olduğunu anlattı

23 Mart'ta Tapınak Oditoryumu'nda düzenlenen 70. Akademi Ödülleri'nde, Titanik'le En İyi Yönetmen ödülünü kazanan yönetmen James Cameron, Oscar'ını kaldırıyor (AFP)
23 Mart'ta Tapınak Oditoryumu'nda düzenlenen 70. Akademi Ödülleri'nde, Titanik'le En İyi Yönetmen ödülünü kazanan yönetmen James Cameron, Oscar'ını kaldırıyor (AFP)

James Cameron, 1998'deki Akademi Ödülleri'nde yaşadığı, kıyafetinden kaynaklanan utanç verici problemi anlattı.
Kanadalı yönetmen 1997 yapımı destansı aşk filmi Titanik'le (Titanic) En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Film Kurgusu ödüllerini kazanmıştı.
The Independent'ın 2023 Akademi Ödülleri'yle ilgili canlı gelişmeleri paylaştığı sayfasını buradan takip edebilirsiniz.
Öte yandan The Hollywood Reporter'a konuşan Cameron, tören gecesi terzisisinin kendisini ortada bıraktığını söyledi.
Cameron, "[O dönemki eşi] Linda'nın [Hamilton] elbisesinin askısı koptuğundan askının koptuğu yeri tutmaya çalışıyordum" diye anlattı.
"Ve smokinim son saniyede bitmişti. Akademi Ödülleri törenine gitmeden önce terzinin bizimle Four Seasons'ta buluşması gerekiyordu. Terzi hiç gelmedi ve pantolonum 7-8 santim geniş geliyordu. Bir elimle pantolonumu tutarken, diğer elimle de Linda'nın elbisesini tutuyordum. Rezalet gecemiz böyle geçti."
Başarılı yönetmen En İyi Kurgu ödülünü almak üzere sahneye ilk çağrıldığında pantolonunun sorun yaratacağının fark ettiğini söyledi. Cameron, "'Ah, s*çtık' diye düşündüm. 'Yaklaşık bir milyar kişinin karşısına çıkmam gerekiyor ve pantolonumu tutuyorum.' Bunların ortasında konuşmanızı hatırlamaya çalışın" dedi.
Cameron, 2023 Akademi Ödülleri'nde, bu kez Avatar'ın devam filmi Suyun Yolu'yla (The Way of the Water) bir kez daha En İyi Film dalında aday gösterildi.
2009 tarihli ilk Avatar üç kategoride (En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Film Kurgusu) aday gösterilmiş fakat bunlardan hiçbirini kazanamamıştı.
Cameron bu yıl The Banshees of Inisherin, Elvis, Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once), Fabelmanlar (The Fabelmans), Tár, Top Gun: Maverick, Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness) ve Women Talking'e karşı yarışıyor.
The Independent'ın hazırladığı, adayların tam listesine buradan ulaşabilirsiniz.
Kısa süre önce Titanik'in tartışmalı sonu hakkında konuşan Cameron, tahta parçasının üstünde kalsaydı Jack'in "yaşayabileceğini" itiraf etmişti.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature