Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Türkiye'de SDG'nin Şam ile yaptığı anlaşmayı yerine getirmeyeceği endişesi var

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
TT

Fidan, Şera ile görüşmek üzere Şam'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 13 Mart'ta Şam'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı kabul etti. (AFP)

Türkiye, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşmek üzere Şam'a bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurdu.

Diğer yandan Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) Suriye devletine entegrasyon anlaşmasını uygulamamakla suçladı ve Suveyda ile SDG bölgeleri arasında bir koridor oluşturulmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları bugün, Fidan'ın Şam'da Şera ile görüşeceğini, görüşmede Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarında kaydedilen ilerlemelerin değerlendirileceğini ve Suriye'nin istikrarı ve güvenliğine hizmet edecek şekilde ikili iş birliğinin güçlendirilmesinin ele alınacağını belirtti.

Kaynaklar, Fidan ile Şera'nın görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki ulusal güvenlik endişelerinin ele alınacağını da bildirdi. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin korunmasının her zamankinden daha önemli hale geldiğine dikkat çeken kaynaklar, iki ülke arasında terör örgütleriyle, özellikle de DEAŞ ve SDG’nin omurgasını oluşturan YPG ile mücadelede iş birliğinin değerlendirileceğini ifade etti.

Fidan ve Şera, İsrail'in saldırgan uygulamalarını ve Tel Aviv'in Suriye ve bölgenin istikrarı ve güvenliğine tehdit oluşturan söylemlerini de ele alacak.

Kaynaklar, Suriye'nin yeniden inşasına yönelik çabaların koordinasyonunun, Fidan ve Şera'nın görüşmesinde doğal olarak önemli bir konu olacağını belirtti.

rgtyu7
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera'nın geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul'da yaptıkları görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

22 Aralık 2024'te Suriye'yi ziyaret eden Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Şam'ı ziyaret eden ilk dışişleri bakanı oldu. Ardından 13 Mart'ta Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile birlikte Suriye'ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi.

Şera, şubat, nisan ve mayıs aylarında Türkiye'ye 3 ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyaretler sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Ziyaretlerde Suriye'deki güvenlik durumu, ülkede tam istikrarın sağlanması için gerekli adımlar ve siyasi, ekonomik ve insani konular değerlendirildi. Ayrıca Türkiye ile Suriye arasındaki ikili iş birliğinin kurumsallaştırılmasına yönelik imkanlar vurgulandı ve Türkiye'nin Suriye'ye her alanda destek vermeye hazır olduğu yinelendi.

Bunun yanı sıra, iki ülke arasında farklı düzeylerde güvenlik ve ekonomi toplantıları düzenlendi. Bu toplantılarda, Suriye'de istikrarın sağlanması ve geçiş yönetiminin desteklenmesi amacıyla savunma, güvenlik, ekonomi, yeniden inşa ve enerji alanlarında atılacak pratik adımlar üzerinde duruldu.

hyu7
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Suriye devletine katılma konusunda bir anlaşma imzaladı. Türkiye, Abdi'nin anlaşmaya bağlı kalacağından şüphe duyuyor. (AP)

Fidan'ın Şam ziyareti, Türkiye'nin SDG'yi 10 Mart'ta Şam ile imzalanan devlet kurumlarına entegrasyon anlaşmasını uygulamayı geciktirmekle suçladığı ve Suveyda ile SDG'nin kontrolündeki bölgeler arasında bir koridor oluşturma girişimlerine karşı çıkacağını vurguladığı bir dönemde gerçekleşiyor.



Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
TT

Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Kremlin’de sıcak bir şekilde karşıladı. Bu ziyaret, geçmişi geride bırakıp, iki liderin ‘köklü ilişkiler’ olarak nitelendirdiği iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden tesis edecek yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, ülkesinin Rusya ile ilişkilerini yenilemek için çaba göstereceğini vurgularken Moskova'da kendisine gösterilen ‘sıcak karşılamadan’ dolayı Rusya Devlet Başkanı Putin'e teşekkür etti.

Putin’in Moskova’nın Suriye yönetimiyle düzenli istişareler yapmayı istediğini teyit etmesiyle ilgili olarak Şara, Suriye'nin önceki tüm anlaşmalara saygı duyduğunu ve Suriye'nin durumunun bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve birliği ile bölgesel ve küresel istikrarla bağlantılı güvenlik istikrarının sağlanması gerektiğini söyledi.

Kapalı kapılar ardında yaklaşık iki buçuk saat süren toplantının ardından, özellikle Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı (Lazkiye ve Tartus'taki hava ve deniz üsleri dahil) ile ilgili olarak varılan anlaşmaların içeriği hakkında çok az bilgi verildi. Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak görüşmelerin sonunda yaptığı açıklamada, ortak hükümet komitesinin yeniden başlatılması konusunda bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Ayrıca, görüşmelerin odak noktası olduğu görünen Suriye enerji sektörüne de değindi.


ABD’li üst düzey iki danışman: Gazze'de uluslararası bir güç oluşturma planı için çalışmalar devam ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (Reuters)
TT

ABD’li üst düzey iki danışman: Gazze'de uluslararası bir güç oluşturma planı için çalışmalar devam ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (Reuters)

ABD’li üst düzey iki danışman dün yaptıkları açıklamada, Filistin topraklarında güvenliği sağlamak için Gazze'ye uluslararası bir güç gönderme planı için çalışmaların başladığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik planın temel şartlarından biri, Gazze’de ABD destekli bir istikrar gücü oluşturulmasıydı. Washington, bu gücü desteklemek için 200 kadar asker göndermeyi kabul etti, ancak bu askerlerin Gazze'ye konuşlandırılmayacağını belirtti. ABD’li üst düzey iki danışman, gazetecilere yaptıkları açıklamada İsrail ordusu ile Gazze Şeridi'ndeki İslam Direniş Hareketi Hamas arasında gerilimin halen yüksek olduğunu belirtti.

ABD’li danışmanlar, operasyona hazırlık için bölgede 24 kadar Amerikan askerinin bulunduğunu ve bu askerlerin ‘koordinasyon ve denetim’ rolü üstleneceklerini söylerken danışmanlardan biri, amacın, ‘yardım etmek ve katılmak isteyen tüm yerel ortakları kullanmak’ olduğunu açıkladı.

Öte yandan Hamas, Gazze şehrinde İsrail ile iş birliği yaptığını iddia ettiği yedi kişiyi öldürdükten sonra, danışmanlar bu tür olayları önlemek için siviller için güvenli bölgeler oluşturulması konusunda tartışmalar yapıldığını söylediler. İkinci danışman, hiç kimsenin Gazze sakinlerini bu felaket bölgesini terk etmeye zorlamayacağını söyledi. Yetkililer, Hamas üyelerinin temizlendiği bölgeleri yeniden inşa etmeyi düşünüyorlar.

Trump, Gazze Şeridi’nin yeniden yapılandırılmasını istediğini ve çeşitli uluslararası ortaklardan yatırım taahhütleri aldığını, ancak bunun zaman alacağını söyledi. Danışmanlar, İsrailli rehinelerin kalıntılarını kurtarmak için sabırlı olunması gerektiğini belirterek, kalıntıların enkaz ve patlamamış mühimmat altında gömülü olduğu için bunun beklenenden daha uzun süreceğini söylediler. Kalıntıların kurtarılmasına yol açacak bilgiler için ödül verilmesi konusunda tartışmalar olduğunu da eklediler.


"Cesetler krizi" sonrası gözler Refah sınır kapısına çevrildi

İnsani yardım yüklü kamyonlar, Gazze Şeridi'ne geçmek için Refah sınır kapısının Mısır tarafında bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü kamyonlar, Gazze Şeridi'ne geçmek için Refah sınır kapısının Mısır tarafında bekliyor (AFP)
TT

"Cesetler krizi" sonrası gözler Refah sınır kapısına çevrildi

İnsani yardım yüklü kamyonlar, Gazze Şeridi'ne geçmek için Refah sınır kapısının Mısır tarafında bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü kamyonlar, Gazze Şeridi'ne geçmek için Refah sınır kapısının Mısır tarafında bekliyor (AFP)

Tüm gözler, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde öldürülen İsrailli rehinelerin cenazelerini teslim etmesiyle ilgili krizin çözülmesinin ardından bugün yeniden açılması beklenen Refah sınır kapısına çevrildi.

Reuters, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Refah sınır kapısının, Avrupa Birliği'ne bağlı bir gözlem heyetinin sınır kapısına dönmesiyle birlikte, bugün yeniden açılarak insanların geçişine izin verilmesinin beklendiğini belirtti.

Bu gelişme, Hamas'ın İsraillilere daha fazla cenaze teslim etmesi ve savaşta öldürülen 45 Filistinlinin cenazelerini teslim aldığını duyurmasıyla eş zamanlı olarak geldi.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre, Başkan Donald Trump'ın dün gece Hamas'ın hızla çözüleceğini ve hareketin ateşkes anlaşmasına uymaması halinde, İsrail güçlerinin yeniden çatışmaya girmesine izin vermeyi düşündüğünü söyledi. Hareketin silahsızlanmayı reddetmesi durumunda ne olacağı sorulduğunda ise Trump şu yanıtı verdi: "İsrail, benim sözümle sokaklara geri dönecek. İsrail Gazze'ye girip onları yok edebilseydi, bunu yapardı."

Bu durum, ABD'nin Gazze Şeridi'ndeki iç çatışmalara müdahil olması ve Merkez Kuvvetler Komutanı Brad Cooper'ın Hamas'a "Gazze'de hem kendi kontrolü altındaki bölgelerde hem de İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde masum Filistinli sivillere yönelik şiddet ve silahlı saldırıları derhal durdurması" çağrısıyla gerçekleşti. Cooper, "Bu, barış için tarihi bir fırsat ve Hamas bunu değerlendirmeli... ve gecikmeden silahlarını bırakmalı" ifadelerini kullandı.

Filistin Cumhurbaşkanlığı ise Hamas'ı sert bir dille eleştirdi ve Gazze'de "adil yargılama olmaksızın yargısız infazlar" olarak nitelendirdiği uygulamaları kınadı.