Suudi Arabistan Bayrak Günü’nü kutluyor

Suudi Arabistan Eğitim Bakanı kız ve erkek öğrenciler ile birlikte Bayrak Günü’nü kutladı

Suudiler Ulusal Bayrak Günü'nü kutluyor (Fotoğraf: Beşir Salih)
Suudiler Ulusal Bayrak Günü'nü kutluyor (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Suudi Arabistan Bayrak Günü’nü kutluyor

Suudiler Ulusal Bayrak Günü'nü kutluyor (Fotoğraf: Beşir Salih)
Suudiler Ulusal Bayrak Günü'nü kutluyor (Fotoğraf: Beşir Salih)

Suudi Arabistan, Bayrak Günü’nü tüm bölgelerinde kutladı. Kral Selman bin Abdulaziz tarafından ulusal günün, her yıl 11 Mart’ta kutlanmasına karar verilmişti. Karar, bu ayın başında 11 Mart tarihini, bayrak için özel bir gün yapmak üzere yayınlanan Kraliyet kararnamesinde yer aldı.
Kraliyet kararnamesinde, “Miladi 11 Mart 1937'ye denk gelen hicri 27 Zilhicce 1355 tarihi, Kral Abdülaziz’in, bugün dalgalandığını gördüğümüz formu ile Suudi Arabistan bayrağını onayladığı tarih. Ulusal bayrağımız, Tevhid’e, adalete, egemenliğe, ekonomik büyümeye ve refaha işaret ediyor. Kararımıza göre; her yılın 11 Mart’ı ‘Bayrak Günü’ adı altında bayrak için özel bir gün olacak ve emrimiz onaylanmak ve uygulanmak üzere yetkili mercilere iletilecek” ifadeleri yer aldı.
Öte yandan Suudi Arabistan yönetimini bu vesileyle tebrik eden Suudi Arabistan Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Ferhan şunları söyledi: “Bayrağımız, 1727'den günümüze, şan, inşa ve zafer hikayesinin bir simgesi ve büyük liderlerin büyük yürüyüşünün tanığı olarak bugüne geldi. Bu yürüyüş Diriye'den İmam Muhammed bin Suud -Allah ona rahmet etsin- tarafından başlatıldı ve bu ülkenin hükümdarları da onun izinden gitti.” Bakan, “her yıl 11 Mart'ın bayrak için özel bir gün olması yönündeki kraliyet emrinin çıkarılmasının, Suudi Arabistan Kralı ve Veliahtı’nın aziz ülkelerinin kültür ve mirasını geliştirecek her türlü şeye verdikleri desteği yansıttığına” işaret etti. Bedr bin Abdullah, “kültürel ve tarihi sembolizmiyle ulusal bayrağın Suudilerin kalbinde birlik ve beraberliğin sembolü olarak var olduğunu ve ilk Suudi devletinde yolculuğun başlangıcından itibaren atalarının parlak bir tarih yazmak için kahramanlıklar ve fedakârlıklar içinde mücadele ettiklerini vurguladı.”


Riyad'da Suudi Arabistan bayrağı

Şarku’l Avsat muhabirinin bildirdiğine göre Suudi Arabistan Eğitim Bakanı Yusuf el Binyan eğitim yetkilileriyle birlikte Bayrak Günü kutlamalarına katıldı. Bakan, Suudi Arabistan milli marşı eşliğinde, Eğitim Bakanlığı binası önünde kendisi için ayrılan direğe kadın ve erkek genel eğitim öğrencilerinden oluşan bir izci grubunun katılımıyla Suudi Arabistan bayrağını göndere çekti. Bu etkinlik, bayrağın değerini, sembolizmini ve Suudi devletinin tarihi boyunca uzanan çağrışımlarını ifade eden ulusal olay için Bakanlığın düzenlediği kutlama çerçevesinde ülkenin kız ve erkek evlatlarının içinde vatandaşlık ve aidiyet değerlerini yüceltmek üzere gerçekleştirildi.
Suudi devletinin kuruluşundan bu yana tüm evrelerinde 300 yıldır dalgalanan Suudi bayrağı, birlik, adalet, güç, kalkınma ve refahın göstergesi olarak devletin tarihinden kaynaklanan sembol ve değere işaret ediyor. Ayrıca bayrak, gücün, egemenliğin ve milli birliğin de en önemli tecellisi.
Bayrak, temel biçimi değişmeyecek şekilde birkaç aşamada gelişti. Başlangıçta, bir tarafı beyaz olan yeşil bayrağın ortasında kelime-i tevhid yer alıyordu. Daha sonra buna çapraz iki kılıç eklendi. Bundan sonra önce tevhit kelimesinin üstünde, bir kılıç yer aldı ve sonra bu kılıç alt tarafa getirildi.
Bayrak Günü, aziz ülkenin kuruluşundan vizyonunu gerçekleştirmesine kadar elde ettiği başarıları ve göklere ulaşan yerleşik değerlerini hatırlatıyor.
Ummul Kura Üniversitesi Mekke-i Mükerreme Tarihi Araştırmaları Kral Selman Kürsüsü Prof. Dr. Abdullah Hüseyin eş-Şerif konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Kral Selman tarafından kararlaştırılan Bayrak Günü kutlaması, Kral Selman'ın toplumun bütünlüğünü güçlendirmek ve ulusal kimliği korumak için tarihin ve ulusal sembollerin kullanılmasının önemini kavradığının bir göstergesi.”
Abdullah Hüseyin eş-Şerif, “bayrak veya sancağın, Arap ve İslam kültürünün bir parçası olduğuna ve Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun, Resulullah'ın fetihler esnasında bunu benimsediğine ve sonraki İslam devletlerinin de bu sancağı kullandığına” dikkat çekti. Bunun yanında, “kültürü, tarihin derinliklerindeki siyasi, Arap ve İslami köklerinden gelen Suudi devletinin de bunu takip ettiğini” belirtti.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”