Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat’a: İran ile yapılan anlaşma, meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesidir... Anlaşma tüm meselelerin çözüldüğü anlamına gelmiyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat’a: İran ile yapılan anlaşma, meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesidir... Anlaşma tüm meselelerin çözüldüğü anlamına gelmiyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme anlaşmasının, iki tarafın meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesi olduğunu söyledi.
Suudi Bakan aynı zamanda söz konusu anlaşmanın ‘iki ülke arasındaki öne çıkan tüm ihtilafların çözüme kavuşturulması anlamına gelmediğini’ vurguladı.
Riyad ve Tahran, geçtiğimiz Cuma günü Pekin’de, 2016’dan bu yana kopan ilişkileri yeniden başlatma ve büyükelçilikleri iki ay içinde yeniden açma konusunda anlaştı.
Suudi bakan, anlaşma duyurusundan bu yana ilk röportajını ​​Şarku’l Avsat’a verdi.
Üzerinde anlaşmaya varılan hususlara dayanarak, İranlı mevkidaşı ile yakında görüşmeyi dört gözle beklediğini söyleyen Prens Faysal, “Önümüzdeki iki ay içinde iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden başlatmaya hazırlanıyoruz ve gelecekte karşılıklı ziyaretlerde bulunmamız normal” dedi.
Son zamanlarda Kiev ve Moskova’ya yaptığı ziyaretler ve Ukrayna-Rusya savaşını durdurmak için Suudi Arabistan’ın arabuluculuğundan bahseden Prens Faysal, “Suudi Arabistan, krizi sona erdiren, savaşı durduran ve hayat kurtaran siyasi bir çözüme ulaşmak için iki ülke ile iyi işler yapmaya ve birlikte çalışmaya hazır” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Prens Faysal’ın Şarku’l Avsat’a verdiği röportajın tam metni şöyle;

-Suudi Arabistan ve İran’ın en fazla iki ay içinde diplomatik ilişkileri yeniden başlatma ve büyükelçilikleri yeniden açmayı içeren bir anlaşmaya vardıklarını açıkladıktan sonra, böyle bir anlaşmada Suudi Arabistan’ın doğrudan çıkarı nedir? Anlaşma, bölgede siyasi ve ekonomik düzeyler ve bölgedeki sorunlu konularda yeni bir sayfanın açılışı anlamına mı geliyor?
Uluslararası ilişkilerde ilke, devletler arasında diplomatik ilişkilerin varlığıdır. Bu, ortak dini, kültürel, tarihi ve medeniyet bağını paylaşan Suudi Arabistan ve İran büyüklüğündeki iki komşu ülke örneğinde pekişmektedir. Bu anlaşma, Çin’in himayesi ve arabuluculuğu altında, son iki yılda hem Irak, hem de Umman’da yapılan birkaç tur görüşmeden sonra yapıldı. Suudi Arabistan, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarın geliştirilmesindeki rolü ve sorumluluğunun bilincinde olarak, sükunet ve gerilimi azaltma yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Siyasi ilişkilerin yeniden başlamasına vesile olacak bu anlaşmaya varmamız, iki ülke arasındaki tüm önemli ihtilafların çözüme kavuşturulduğu anlamına gelmiyor. Daha ziyade, barışçıl yollarla ve diplomatik araçlarla iletişim ve diyalog yoluyla çözme konusundaki ortak arzumuzun kanıtıdır.
Suudi Arabistan olarak, İran ile yeni bir sayfa açmayı, sadece ülkemizde değil, tüm bölgede güvenlik ve istikrarın sağlamlaştırılmasına, kalkınma ve refahın ilerlemesine olumlu yansıyacak işbirliği ufkunu genişletmeyi umuyoruz.

-Anlaşmayı etkinleştirmek ve büyükelçi atamalarını ayarlamak için İran dışişleri bakanıyla bir sonraki görüşmenizi ne zaman yapacaksınız? Sizi yakında Tahran’da görebilir miyiz?
Üzerinde mutabık kalınan hususlar temelinde yakında İran dışişleri bakanıyla görüşmeyi dört gözle bekliyorum. Önümüzdeki iki ay boyunca iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden başlatmaya hazırlanacağız. Gelecekte karşılıklı ziyaretlerde bulunmamız da normaldir.

-Pekin ile imzalanan üçlü bildiride, Riyad ve Tahran’ın ‘devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi ve iç işlerine karışmama’ konusunu onaylamasına rağmen, ABD İran’ın bu konudaki kararlılığını sorguladı. Anlaşma birbirinin içişlerine karışmama şartlarını içeriyor mu ve İran’ın bu maddeye saygı duyacağını düşünüyor musunuz?
İran ile yeni bir sayfa açmanın en önemli şartlarından biri, iki taraf arasında varılan anlaşmaya ve Suudi Arabistan-İran-Çin ortak açıklamasının içeriğine bağlı kalmaktır. Kuşkusuz iki ülke ve bölgemizin çıkarı, halkımız ve bölgemizin genç kuşaklarının güvenlik, istikrar ve refahın hakim olduğu daha iyi bir gelecek umutlarına ulaşılmasına yol açacak şekilde ortak iş birliği ve koordinasyon yollarını harekete geçirmek ve hegemonik kaygılar yerine kalkınma önceliklerine odaklanmaktır. İran’ın da bizimle aynı hedefleri ve özlemleri paylaşacağını umuyor ve bunu başarmak için birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.

-İran, nükleer müzakerelerin çökmesiyle başlayan ve birbiri ardına krizlere yol açan iç koşulların yanı sıra bir takım acil ekonomik ve sosyal kaygılarla biten uzun bir süreçte birden fazla krizle karşı karşıya kaldı. Ancak bazıları, özellikle Batı’da, bu yeni anlaşmanın kritik bir zamanda İran rejimi için bir can simidi olabileceğine inanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İran’ın iç meselesi olduğu için soruda ortaya atılanların çoğundan bahsetmeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim ki, İran istikrarı ve gelişimi, bölgenin istikrarı ve kalkınmasının çıkarına olan bir komşu ülkedir. Biz Suudi Arabistan’da ona iyilikten başka bir şey dilemiyoruz.
İran’ın nükleer yeteneklerini geliştirmeye devam etmesine gelince, bu şüphesiz bizi endişelendiriyor ve Körfez bölgesi ile Ortadoğu’nun kitle imha silahlarından arındırılmasına yönelik çağrımızı yineliyoruz.
İran’ı nükleer yükümlülüklerine uymaya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliğini yoğunlaştırmaya çağırıyoruz ve bunu sağlamak için müttefiklerimiz ve dostlarımızla çalışmaya devam edeceğiz.

-Çin, bölgesel krizlerin çözümüne yönelik girişimlere diplomatik ağırlığını koymaya alışkın değil. Buradaki soru şu; Neden başka bir ülke değil de özellikle Çin arabuluculuk yaptı?
Ortak açıklamada belirtildiği üzere Suudi Arabistan, dost Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ortaya koyduğu girişimi memnuniyetle karşıladı. Ben de İran tarafıyla iki yıldır devam eden müzakerelerin bir uzantısı ve devamı olarak etkileşime geçtim. Çin’in her iki tarafla da olumlu ilişkilere sahip olduğu bir sır değil, bu da bakış açılarını yakınlaştırmaya ve Suudi Arabistan’ın meşru kaygılarını vurgulamaya katkıda bulundu.
Çin’in anlaşmaya sponsorluğunun bölgemizde bir arada yaşama, ortak güvenlik ve ülkeler arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulunacağını umuyoruz. Üç ülkenin barış, güvenlik ve istikrarın hakim olduğu bir bölgesel ortamın yaratılmasında ortak çıkarları var.

-Ukrayna ihtilafını sona erdirmek için Moskova’da bir girişimde bulundunuz. Oradaki diplomatik çabalarınıza, özellikle ilgili tarafların Suudi Arabistan’ın herhangi bir rolünü ne ölçüde kabul ettiğine ve bu alanda ilerleme kaydedip kaydetmediğinize daha fazla ışık tutabilir misiniz? Bu konuda başarıya ulaşma anlamında iyimser misiniz?
Krizi sona erdiren, savaşı durduran ve hayat kurtaran siyasi bir çözüme ulaşmak için iki ülke ile iyi ilişkiler kurmaya ve çalışmaya hazırdık ve hala hazırız. Başbakan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın çabalarıyla, iki taraf arasında bir esir takası anlaşması başarıyla tamamlandı ve bu on ülke vatandaşlarının ülkelerine geri dönmesiyle sonuçlandı.
Suudi Arabistan, savaşın devam etmesi nedeniyle gerekli acil insani ihtiyaçları karşılamanın önemini vurgulamaya odaklandı ve Ukrayna’ya insani yardımımız oldu. Mevcut durum, her iki taraf ve uluslararası toplumun geri kalanının, her iki ülkeye ve Avrupa’nın güvenliğine zarar veren ve uluslararası işbirliği seviyesini zayıflatan bu tehlikeli gerginliği durdurmasını gerektiriyor.



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, bugün bakanlığın Riyad’daki genel merkezinde Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan ile görüştü.

Görüşmede, iki dost ülke arasındaki ilişkilerin her alanda desteklenme ve geliştirilmesine yönelik yollar gözden geçirildi.

Bakanlar, tüm bölgesel ve uluslararası ortak çıkar konularının yanı sıra, her iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde ikili koordinasyonu yoğunlaştırma yollarını da tartıştı.

dfeb
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

 


Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti
TT

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, bugün Kuveyt Başbakanı Şeyh Dr. Muhammed Sabah El-Salem El-Sabah'ı Cidde'deki makamında kabul etti.

Görüşmede, iki kardeş ülke arasındaki tarihi kardeşlik ilişkileri gözden geçirilerek ikili iş birliği ve bunu çeşitli alanlarda güçlendirme ve geliştirme fırsatlarının yanı sıra, ortak ilgi alanına giren birçok konu müzakere edildi.

Kuveyt Haber Ajansı'nın (KUNA) haberine göre Şeyh Dr. Muhammed Sabah El Salem El Sabah, Suudi Arabistan ziyaretinin, iki kardeş ülke arasındaki köklü tarihi ikili ilişkilerin ve güçlü kardeşlik bağlarının bir yansıması olduğunu belirtti. El Sabah, İki kardeş ülke ve halkların çıkarlarına hizmet etmek amacıyla süreklilik arz eden ikili istişare ve koordinasyon çerçevesinde gelen cömert davet için Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'a içten teşekkürlerini ifade etti.

Kuveyt Başbakanı, Kuveyt Devleti'nin, Suudi Arabistan liderliğinin izlediği dengeli politikayı, özellikle de bölgede ve dünyada güvenlik ve barışın temellerini oluşturma çabalarını takdir ettiğini ifade etti..


The Clock Towers, Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerinde sendikasyon finansmanı anlaşması imzaladı

The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
TT

The Clock Towers, Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerinde sendikasyon finansmanı anlaşması imzaladı

The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın önde gelen otelcilik ve perakende şirketler grubu The Clock Towers, yakın zamanda Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerindeki sendikasyon finansmanı anlaşmasının başarıyla tamamlandığını duyurdu. 

Bu, 2024 yılının ilk çeyreğinde Mekke’de konaklama ve perakende sektörlerinin tanık olduğu en büyük finansman anlaşması olarak kabul ediliyor.

The Clock Towers tarafından bugün yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Sendikasyon finansmanımızın başarılı bir şekilde tamamlanması, güçlü iş temellerimizin ve ülkenin 2030 yılına kadar 30 milyon hacıyı ağırlama yönündeki iddialı hedefiyle uyumlu olarak Mekke konaklama ve perakende pazarının geleceğine olan güvenimizin bir kanıtıdır.”

Söz konusu işlem kapsamında finanse edilen temel varlıklar Makkah Clock Royal Tower, A Fairmont Hotel, Raffles Makkah Palace Hotel, Makkah Swissotel, Swissotel Al Maqam, bazı alışveriş merkezi ve diğer işletme varlıklarını içeriyor.

Mekke, en yüksek sınıflandırmaya sahip uluslararası otellerin çoğuna ev sahipliği yapması nedeniyle konaklama sektöründe dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, dün Yemen Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek ile görüştü.

Görüşmede, Yemen’de güvenlik ve istikrarın sağlanması için Yemenli taraflar arasındaki siyasi süreç ve barış yolunun ilerlemesini desteklemeye yönelik mevcut çabalar tartışıldı.

Prens Halid bin Selman, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Kardeşim, Yemen Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed Avad bin Mübarek ile görüştüm. Ülkesine Suudi liderlerin selamlarını ilettim. Yemen’deki gelişmeleri, Birleşmiş Milletler himayesinde yol haritasının tamamlanıp uygulamaya konulması çalışmalarını değerlendirdik” ifadelerini kullandı.

Suudi bakan, “Ayrıca Yemen’de güvenlik ve istikrarın sağlanması için Yemenli taraflar arasındaki siyasi süreç ve barış yolunun ilerlemesini desteklemeye yönelik mevcut çabaları da tartıştık” diye yazdı.

Prens Halid görüşmede, Suudi Arabistan’ın, Yemen hükümeti ve kardeş halkının isteklerini karşılayacak ve Yemen’in kalkınmasına ve refahına katkıda bulunacak şekilde destekleme konusundaki sağlam konumunu teyit ettiğini de ekledi.


‘Arap Altılısı’ bugün Kahire’de Blinken ile ‘Gazze’deki savaşı durdurmayı ve Filistin devletine giden yolu açmayı’ öngören planlarını tartışacak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
TT

‘Arap Altılısı’ bugün Kahire’de Blinken ile ‘Gazze’deki savaşı durdurmayı ve Filistin devletine giden yolu açmayı’ öngören planlarını tartışacak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)

Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün ve Filistin (Arap Altılısı), bugün Mısır’ın başkenti Kahire’de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile kapsamlı bir bölgesel barış planına yönelik ‘Arap planını’ tartışacak.

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli bir kaynağa göre Arap Barış Girişimi’ne dayanan söz konusu plan, Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmek ve ardından İsrail ile bazı Arap ülkelerinin geniş anlamda normalleşmesi karşılığında, bir Filistin devletinin kurulmasına giden yolu açmakla başlıyor.

Kaynak, geçtiğimiz günlerde BAE, Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan’ı ziyaret eden Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Sekreteri Hüseyin Eş-Şeyh’in, Filistin'in iç düzenlemesini de ele alan planı bu ziyaretleri kapsamında görüştüğü yetkililerle tartıştığını bildirdi.

Kaynağa göre yeni bir Filistin hükümetinin kurulması, Filistin Otoritesi’nin Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da bir Filistin devleti kurma yolunda sorumluluklarını üstlenebilmesi için, savaş sona ermeden önce Filistin’in iç durumunun düzenlenmesine dayanan planın bir parçası.

Şeyh bugün, Blinken ile Kahire’de Suudi Arabistan, Katar, BAE, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanlarının da katılacağı ‘Arap Altılısı’ toplantısına katılacak.

Kaynaklar, söz konusu planın hala ABD’lilerle görüşme sürecinde olduğuna dikkat çekti.

Blinken, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasına varma çabalarının bir parçası olarak, Suudi yönetimiyle daha ileri görüşmelerde bulunmak üzere dün Cidde’ye gitti.

Son günlerde Beyaz Saray’da, Refah işgaline alternatif adımlar konusunda görüşmeler yapılıyor.

Walla haber sitesinin ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre bu alternatiflerden biri kapsamında sivilleri hedef alma riskinin çok daha az olmasını sağlamak için Refah işgalinin birkaç ay ertelenmesi, insani durumun istikrara kavuşturulması, Gazze Şeridi’nin kuzeyinin yeniden inşası ve Refah’ta yerinden edilenlerin barınması için konut inşa edilmesine odaklanılması gerekiyor.

Öte yandan, Suudi Arabistan, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) aracılığıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) ile 40 milyon dolar değerinde bir destek anlaşması imzaladı.

Bu destek, Gazze Şeridi’nde 250 binden fazla kişiye gıda ve 20 bin aileye barınak sağlayacak.


Suudi Arabistan: Pazartesi günü Ramazan ayının ilk günü 

Hutat Sudair'deki Astronomi Gözlemevi'nde geçen yıl Ramazan hilalinin görülme anı (Al Majmaah Üniversitesi)
Hutat Sudair'deki Astronomi Gözlemevi'nde geçen yıl Ramazan hilalinin görülme anı (Al Majmaah Üniversitesi)
TT

Suudi Arabistan: Pazartesi günü Ramazan ayının ilk günü 

Hutat Sudair'deki Astronomi Gözlemevi'nde geçen yıl Ramazan hilalinin görülme anı (Al Majmaah Üniversitesi)
Hutat Sudair'deki Astronomi Gözlemevi'nde geçen yıl Ramazan hilalinin görülme anı (Al Majmaah Üniversitesi)

Suudi Arabistan Kraliyet Divanı’nın açıklamasına göre, Yüksek Mahkeme’ye bağlı Ay Gözlem Komitesi, 10 Mart Pazar (bugün) günü Şaban ayının tamamlandığını ve pazartesi günü Ramazan’ın başlayacağını duyurdu.
Suudi El İhbariye kanalı, hilal ayının görüldüğünün  Hautat Sudair ve Al-Hareeq gözlemevlerinden doğrulandığını bildirdi.


Saudi Aramco küresel ekonomik zorluklara rağmen şimdiye kadarki en yüksek ikinci net geliri elde etti

Saudi Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser (AP)
Saudi Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser (AP)
TT

Saudi Aramco küresel ekonomik zorluklara rağmen şimdiye kadarki en yüksek ikinci net geliri elde etti

Saudi Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser (AP)
Saudi Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser (AP)

Suudi Arabistan ulusal petrol şirketi Saudi Aramco’nun Başkanı ve CEO’su Amin Nasser, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen, şirketin şimdiye kadarki en yüksek ikinci net geliri elde ettiğini açıkladı.

Nasser bugün yaptığı açıklamada, “2023’te şimdiye kadarki en yüksek ikinci net gelirimizi elde ettik. Dayanıklılığımız ve çevikliğimiz, ekonomik olumsuzluklara rağmen sağlıklı nakit akışlarına ve yüksek karlılık seviyelerine katkıda bulundu” dedi.

Hissedarlara 2023 yılı için ödenen toplam temettü tutarının da bir önceki yıla göre yüzde 30 artış sağladıklarını söyleyen Nasser, “Önümüzdeki yıllarda, yeni enerji çözümlerinin yanı sıra petrol ve gazın da küresel enerji karışımının önemli bir parçası olacağı bir geleceğe doğru ilerliyoruz” diye konuştu.

Nasser, Suudi hükümetinin maksimum sürdürülebilir üretim kapasitesini günde 12 milyon varil seviyesinde tutma yönündeki son direktifinin ‘daha fazla esneklik sağladığını’ açıkladı.

Aynı zamanda, güvenilirliklerini, operasyonel esnekliklerini ve mevcut pazar fırsatlarını yakalama yeteneklerini artırmaya katkıda bulunacak, ham petrolü artırmaya yönelik birçok stratejik projede ilerleme kaydetmeye devam ettiklerini belirtti.

Kızıldeniz’deki durumun kesinlikle bir sorun olduğunu vurgulayan Nasser, “Ancak Kızıldeniz’deki durumdan dolayı müşterilerimiz üzerinde herhangi bir etki hissetmiyoruz, miktarlar üzerinde de bir etki yok” dedi.

Çin ve Hindistan’dan petrol için güçlü bir talep olduğuna da dikkat çekti.

Saudi Aramco tarafından yapılan açıklamaya göre, şirketin net geliri 2022’de 604 milyar riyal (161,1 milyar dolar) iken, 2023’te 454,8 milyar riyal (121,3 milyar dolar) olarak kaydedildi.


Savaş bölgelerindeki kadınlar Dünya Kadınlar Günü’nü nasıl geçiriyor?

İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
TT

Savaş bölgelerindeki kadınlar Dünya Kadınlar Günü’nü nasıl geçiriyor?

İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi
İlk Suudi kadın astronot Rayyana Barnawi

Bugün dünya, kadınların hayattaki yolculuğu ve başarılarını hatırlayarak, bir mücadele ve meydan okumaya dayanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor.

Bu yıl, Suudi Arabistan ve Mısır öncülüğündeki farklı Arap ülkelerindeki kadınlar birçok başarı elde etti.

Suudi Arabistan’da pek çok kadın, siyaset, bilim, spor, sanat ve yapay zeka alanlarında engelleri aşarak başarılı oldu.

Ancak Dünya Kadınlar Günü’nde, Filistin’den Sudan’a ve Suriye’ye kadar Arap kadınları hala birçok zorlukla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’a konuşan, Gazze’den Nur Sverki, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta yerinden edilmiş insanlara yönelik kampta geçirdiği günleri şöyle anlattı;

Bir yardım kuruluşunun yerinden edilmiş insanlara dağıttığı bez çantayı yanıma aldım ve kızımla birlikte bazı temel ihtiyaçlarımızı çok yüksek fiyatlara satın aldık. Büyük bir hayal kırıklığı ve her şeyden vazgeçme hissi yaşıyorum. Ama benim böyle bir lüksüm yok, bu yüzden pes etmemeye çalışıyorum. Sorumluluklarıma devam etmeliyim.

Sverki, “Ben bir gazeteciyim, bir anneyim, bir eşim ve yerinden edilmiş bir insanım. Tüm bunlar, bu savaşa maruz kaldığımız son beş ayda tecrübe ettiğim roller” diye ekledi.

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmaların yaşadığı yere ulaşmasının ardından bir sivil kuruluşta çalışan Umm Muhammed ise şu ifadeleri kullandı;

Savaş nedeniyle evlerimizi, hayatlarımızı, anılarımızı ve sahip olduğumuz tüm parayı geride bırakmak zorunda kaldık. Başkentten zorunlu göç sırasında cehennemi yaşadık. Şehrimizin nasıl yıkıldığını, pazarların nasıl yandığını gördük. Yollarda yatan cesetleri görmenin acısını hiçbir zaman unutmayacağız. Bulunduğumuz yerden çıkma süreci hiç de kolay olmadı. Gerçek bir terörle karşı karşıyaydık. Askeri kontrol noktasından geçtiğimizde, üzerimize açılan ateşle sürücüler durmaya zorlandı.

Suriye’de İdlib’in kuzey kırsalından Suheyla Hac Yahya da (51), son beş yıldır yaklaşık 20 aileden oluşan bir kampın yönetiminde yer aldığını dile getirdi.

İnsanların işine verdiği tepkileri ‘şaşkınlık ve şok’ olarak tanımlayan Hac Yahya, çoğunlukla kendisini muhatap olarak kabul etmediklerini ve bir erkek yönetici istediklerini söyleyerek, şunları ekledi;

“Bana, ‘Yöneticisi neden sensin? Erkekler nerede?’ diye soruyorlar. Ben de onlara ‘Benimle muhatap olmak istemeyen gidebilir’ diyorum.”


LEAP24 fuarının ikinci gününde dijital girişimciliği destekleyen 5 girişim başlatıldı

Fuarın ikinci günü birçok sektörde küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik 828 milyon dolar tutarında finansman açıklandı (Şarku’l Avsat)
Fuarın ikinci günü birçok sektörde küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik 828 milyon dolar tutarında finansman açıklandı (Şarku’l Avsat)
TT

LEAP24 fuarının ikinci gününde dijital girişimciliği destekleyen 5 girişim başlatıldı

Fuarın ikinci günü birçok sektörde küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik 828 milyon dolar tutarında finansman açıklandı (Şarku’l Avsat)
Fuarın ikinci günü birçok sektörde küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik 828 milyon dolar tutarında finansman açıklandı (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen, dünyanın en büyük teknoloji fuarlarından olan 3. LEAP24’ün ikinci gününde Ulusal Bilgi Teknolojileri Geliştirme Programı’nın açılışına tanık olundu.

Bu kapsamda, dijital girişimciliği destekleyen beş girişim başlatıldı.

Ayrıca fuarda, birden fazla sektörde 828 milyon dolar değerindeki küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik 7 finansman ilan edildi.

Suudi Arabistan Yatırım Şirketi, teknoloji girişimlerine başlangıç ​​aşamalarında yatırım yapan risk sermayesi fonlarını desteklemek için bir girişim başlattı.

Sosyal Kalkınma Bankası ise, gelişmekte olan şirketlere işlerini büyütmelerini sağlamak için mali destek sağlamak amacıyla ‘FundSWIFT’ girişiminin başlatıldığını duyurdu.

İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı da, bulut bilişimi geliştirmeye teşvik etmek amacıyla ‘Transform+’ girişimini başlattı.

Fuar kapsamında ayrıca, teknolojide dış kaynak kullanan şirketlere teknoloji hizmetlerini genişletmeleri için mali destek sağlamaya yönelik ‘SourceTech’ girişimi başlatıldı.

İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SDAIA) ile işbirliği içerisinde, yapay zekada inovasyonu teşvik edecek, araştırma ve geliştirme için altyapı sağlayacak ve bu alanda gelişmekte olan şirketler inşa edecek bir platform oluşturmak üzere bir girişim başlattı.

Oasis, teknoloji şirketlerini başlangıç ​​aşamasında finanse etmek için yaklaşık 100 milyon dolarlık fon tahsis edildiğini duyurdu.

Dünyanın en büyük inovasyon platformu olan Plug and Play şirketi, Ortadoğu’da programlama ve teknoloji sektöründe gelişmekte olan şirketlere yatırım yapmak üzere 50 milyon dolar değerindeki ilk finansmanını açıkladı.

X by Unifonic şirketi, Ortadoğu, Pakistan ve Türkiye’deki küçük işletmelerin finansmanına odaklanan 15 milyon dolarlık bir finansman açıkladı.

Suudi Girişim Sermayesi Şirketi (SVC) de, küçük ve orta ölçekli şirketler için 500 milyon dolar değerinde finansman duyurdu.

Suudi Arabistan, 2023 yılında toplam 1,4 milyar dolar ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki (MENA) en yüksek risk sermayesi yatırımlarına imza attı.


Uluslararası 630 şirketin bölge ofislerinin merkezi olarak Suudi Arabistan’ı seçme nedeni nedir?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın havadan görünümü (AFP)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın havadan görünümü (AFP)
TT

Uluslararası 630 şirketin bölge ofislerinin merkezi olarak Suudi Arabistan’ı seçme nedeni nedir?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın havadan görünümü (AFP)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın havadan görünümü (AFP)

Suudi Arabistan son dönemde 180 uluslararası şirkete ülkede bölgesel merkez kurma lisansı verirken, 450 kadar şirket de bölgesel merkezlerini Suudi Arabistan’da kurmak için hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat, uzmanlara bu şirketlerin, bölgesel merkez yeri olarak Suudi Arabistan’ı seçme nedenlerini sordu.

Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih dün (Perşembe), İnsan Kapasitesi Girişimi Konferansı’nda yaptığı konuşmada, çoğu başkent Riyad olmak üzere, ülkede bölgesel merkezlerini kurmaları için kendilerine lisans verilmesi amacıyla 450 yabancı yatırımcıyla anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Mega projeler

Uzmanlar, Suudi Arabistan’ın şu anda uluslararası şirketler için cazip olan dev yatırım fırsatlarına ve projelere sahip olduğunu ve şirketlerin bu avantajla işlerini hedeflerine göre genişletmeye çalıştığını bildirdi.

Şirketlerin, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın üç kıtayı birbirine bağlayan stratejik konumundan ve hızla büyüyen 40 pazara uçakla dört saatte ulaşabilme yeteneğinden yararlandığına da dikkat çektiler.

Suudi Arabistan’ın çok uluslu şirketlerin bölgesel merkezlerini kurmaları için ideal bir yer olduğuna vurgu yapan uzmanlara göre ülke ekonomik dönüşümlere tanık oluyor.

Suudi Arabistan ayrıca, hükümetin yabancı şirketlerin Suudi pazarına girişini kolaylaştıran düzenleyici ve yasal reformlar üzerinde çalışması nedeniyle cazip bir yatırım ortamına sahip.

Coğrafi konum

Şarku’l Avsat’a konuşan Suudi Yönetim Merkezi Başkanı Nasser es-Sahli, ülkenin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük ekonomisi olduğunu ve dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 18. sırada yer aldığını vurguladı.

Sahli, tüm bunların yanı sıra seçkin coğrafi konumu nedeniyle, Suudi Arabistan’ın bölge ofislerinin merkezi olarak büyük uluslararası şirketlerin ilgi odağı haline geldiğini söyledi.

Suudi Arabistan’ın halihazırda çok sayıda dev proje üzerinde çalıştığını, özel sektörü cezbeden tüm yetenek ve teşviklere sahip olduğunu ve bunun karşılığında birçok yabancı şirketin işlerini büyüterek bu projelere girmek için fırsat kolladığını dile getiren Sahli, sözlerine şöyle devam etti;

“Hükümet yasal ve düzenleyici reformlar gerçekleştirdi ve yabancı şirketlerin Suudi pazarına girişini kolaylaştırmak için birçok teşvik sağladı. Riyad, başkentte periyodik olarak düzenlenen dev ekonomik sergi ve konferansların yanı sıra tanık olduğu kültürel, sportif ve sanatsal etkinlikler nedeniyle günümüzün iş merkezi konumundadır.”

Uluslararası göstergeler

Şarku’l Avsat’a konuşan bir diğer uzman olan ekonomist Ahmed eş-Şehri ise konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı;

“Uluslararası şirketler, ülkenin ekonomik refahını ve tüm uluslararası göstergelerde somut ilerlemesini göz önünde bulundurarak, bölge ofislerinin merkezi olarak Suudi Arabistan'ı seçiyor. Bu durum, yabancı şirketlerin önemli hedefi olan mega projelerdeki yatırım fırsatlarının yanı sıra, ülkeyi özel sektör için de her alanda cazip bir lokasyon haline getiriyor.”

Şehri, Suudi Arabistan’ın üç kıtayı birbirine bağlayan coğrafi konumu nedeniyle şu anda cazip bir yatırım merkezi olduğunun altını çizerek, şu ifadelerle devam etti;

“Bu da ülkeyi çok uluslu şirketlerin bölgesel merkezlerini kurmaları için ideal bir yer haline getiriyor. Aynı zamanda dev projelerde mevcut olan fırsatlar ülkeyi, belirledikleri hedeflere ulaşmak için işlerini büyütmek isteyen şirketler için önemli bir destinasyon konumuna getirdi.”

Suudi Arabistan Şubat 2021’de yaptığı açıklamada, kamu bütçesinden harcama yapan kurumların, bölgesel yönetim merkezi Suudi Arabistan’da olmayan yabancı şirketler ve ticari kuruluşlarla olan sözleşmelerinin 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren durdurulmasına karar verildiğini duyurdu.

Açıklamada bu kararın, 2030 Vizyonu hedefleri doğrultusunda istihdam sağlama, ekonomik kaybı azaltma ve çeşitli devlet kurumları tarafından satın alınan ürün ve hizmetlerin ülkede uygun yerel içerikle  yapılmasını sağlama stratejisi çerçevesinde olduğu da ifade edildi.