Çin, ABD'yi Güney Çin Denizi'nden nasıl attı?

Güney Çin Denizi, Çin, Tayvan ve Güney Asya ülkeleri tarafından çevrelense de Pekin yönetimi bölgenin tamamında hak iddia ediyor

Güney Çin Denizi'ndeki sığ kayalıkları yapay adalara dönüştüren Çin, daha sonra adaların üzerine askeri üsler inşa etti (AP)
Güney Çin Denizi'ndeki sığ kayalıkları yapay adalara dönüştüren Çin, daha sonra adaların üzerine askeri üsler inşa etti (AP)
TT

Çin, ABD'yi Güney Çin Denizi'nden nasıl attı?

Güney Çin Denizi'ndeki sığ kayalıkları yapay adalara dönüştüren Çin, daha sonra adaların üzerine askeri üsler inşa etti (AP)
Güney Çin Denizi'ndeki sığ kayalıkları yapay adalara dönüştüren Çin, daha sonra adaların üzerine askeri üsler inşa etti (AP)

Şubatın ilk günlerinde Filipinli sahil güvenlik teknesi Güney Çin Denizi'nde küçük bir sınır noktasına yaklaşırken yeşil lazer ışınlarıyla hedef alındı. 
Filipinli mürettebatı geçici olarak kör eden lazer ışınlarının kaynağı Çin donanmasına ait bir gemiydi. Benzer şekilde birkaç hafta önce ABD ordusu, aynı bölgede Çin'e ait bir savaş uçağının bir ABD gemisine kontrolsüz şekilde yaklaştığı suçlamasından bulunuyordu.
Geçen kasımda ise yine aynı bölgede Filipinler'e ait bir tekne Çin tarafından fırlatılan bir füzeyle vurulmuştu.
The Wall Street Journal, Pekin yönetiminin Güney Çin Denizi'den kontrolü ABD'den nasıl aldığını inceledi.

Güney Çin Denizi'ndeki dominant güç
Tartışmalı Güney Çin Denizi, Çin, Tayvan ve Güney Asya ülkeleri tarafından çevrilmiş durumda ama Pekin bölgenin tamamında hak iddia ediyor.
Pekin, geçen 10 yıl boyunca, Güney Çin Denizi'ndeki trilyonlarca dolarlık ticareti kullanarak bölgedeki dominant güç olmaya başladı.
Çin'in bir çatışmayı körükleme eşiğinin altında, kademeli olarak artan sıklıktaki hamleleri bölgedeki güç dengesini değiştiren temel faktör oldu.
İlk olarak sığ kayalıkları yapay adacıklara çeviren Pekin, daha sonra bunları ABD ordusuna sorun teşkil edecek şekilde füze ve radar sistemleriyle donatılmış askeri üslere dönüştürdü. 
Aynı süreçte geniş bir sahil güvenlik ordusu oluşturan Çin donanması, Güney Asya ülkelerinin bölgedeki petrol ve gaz operasyonlarını taciz etmeye başlarken, Çin tarafından oluşturulan kalabalık balıkçı teknesi filosu ise bölgede günler süren avlara çıktı.
Tüm bunlar olurken, Kuzey Kore ve İran gibi küresel konularda Pekin'le işbirliği arayışında olan ve Irak ile Afganistan'daki savaşlarla meşgul olan Amerika Birleşik Devletleri bölgede atılan adımlara müdahale etme fırsatını kaçırdı.

"Çin'in bölgedeki kazanımları sağlamlaştı" 
ABD ve Güney Asya ülkelerinin eski yetkilileri ve güvenlik uzmanlarına göre Pekin yönetimi, Güney Çin Denizi'ndeki kazanımlarını aradan geçen yıllarda sağlamlaştırdı.
Uzman isimlere göre bu kazanımların herhangi bir askeri çatışma olmaksızın geri çevirilmesi zor.
2015'ten 2018'e kadar ABD Pasifik Komutanlığı'nı yöneten emekli Amiral Harry Harris Jr., "Şu anda Güney Çin Denizi'nin içlerine deniz ve hava gücüyle erişimleri var. Uluslararası ticareti engelleyebilir veya müdahale edebilirler" ifadelerini kullandı.
Harris ayrıca ABD'nin bu eylemler gerçekleşirse, Çin ile savaşıp savaşmayacağına karar vermek zorunda olduğunu söyledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklama talebine yanıt vermedi ancak Pekin'in birçok konuda ABD'yi bölgedeki ilişkilere karışmakla suçluyor. 
Geçen hafta İran ile Suudi Arabistan arasındaki tarihi anlaşmaya arabuluculuk eden Pekin yönetiminin Güney Çin Denizi'nin yanı sıra denizaşırı bölgelerde de giderek artan bir etkiye sahip olduğu gözlemleniyor.

Kademeli değişim politikası rakiplerini şaşırtıyor
Çin hemen her bölgede uyguladığı kademeli değişim ve reform politikası rakiplerini, Pekin'den gelen hamlelere nasıl ve hangi noktada cevap verileceği konusunda şaşırtıyor. 
Geçen yıl verdiği bir röportajda bu konuya değinen ABD Donanması 7. Filo Komutanı Koramiral Karl Thomas, "Bu sıklıkla oynadıkları uzun bir oyun. Orada bir güç inşa edecekler. Bunun için oradalar ve varlıklarını kademeli şekilde artıracaklar" ifadelerini kullanmıştı.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Martin Meiners ise Çin'in bölgedeki artan etkisine ilişkin, "Çin'in geniş çaplı toprak kazanma, karakol inşa etme ve tartışmalı bölgeleri silahlandırma kararı Güney Çin Denizi'ni derin şekilde istikrarsızlaştırıyor. Bu yaklaşım, Çin'in artan şekilde baskıya başvurma ve sahadaki gerçekleri değiştirmek için aldatmacalara girişme politikasını bizim için daha ciddi bir odak noktası haline getiriyor" diye konuştu.
Meiners ayrıca ABD'nin stratejik devriyeler ve çok uluslu askeri tatbikatlarla bölgedeki askeri varlığını sürdüreceğini söyledi.

Independent Türkçe, The Wall Street Journal, The Diplomat



ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
TT

ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)

ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’deki savaşa karşı tavrı konusunda kamuoyunun genel olarak bölünmüş olduğu bir dönemde, Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir anket, genç ABD’lilerin İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşa diğer vatandaşlardan daha eleştirel yaklaştığını gösterdi.

Savaşla ilgili gündem ve savaşın Biden’ın yeniden seçilme şansını nasıl etkileyeceğine dair Washington’daki yoğun tartışmalara rağmen, anket ayrıca birçok ABD’linin konuyu yakından takip etmediğini veya fazla önem vermediğini ortaya çıkardı.

Anket katılanların yüzde 40’ı, Biden’ın doğru dengeyi kurup kurmadığından emin olmadıklarını söyledi.

18 ila 29 yaş arasındaki ABD’liler arasında, ankete katılanların yüzde 46’sı İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği tepkinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Yüzde 21’i bunun kabul edilebilir olduğunu söylerken, geri kalanı emin olmadıklarını belirtti.

Yaşlı ABD’lilerin görüşleri gençlerden oldukça farklıydı.

65 yaş ve üzerindekilerin yüzde 53’ü İsrail’in tepkisini desteklerken, yüzde 29’u bunu kabul edilemez olarak nitelendirdi.

Kendisini İsrail’in sadık bir destekçisi olarak olarak gören Biden (81), Hamas tarafından düzenlenen saldırıya karşı İsrail’in karşılık verme hakkını güçlü bir şekilde savundu.

Biden, İsrail’e verdiği askeri ve diplomatik desteğe rağmen, İsrail liderlerini, Hamas’ın yönettiği Gazze Şeridi’nde sivilleri korumak için yeterli çaba göstermemekle de eleştirdi.

ABD seçimleri yaklaşırken, tüm dikkatler Biden’ın, Kasım ayında eski başkan Donald Trump’la yarışacağı seçimde zafer kazanması gereken Michigan eyaletine odaklanıyor.

Michigan’daki Müslümanlar ve Arap asıllı ABD’lilerin büyük bir kesimi bu rekabette belirleyici bir rol oynayabilir.

Anket, Demokratlar arasında Biden’ın Gazze’deki savaşı nasıl ele aldığına ilişkin görüşlerin karışık olduğunu da gösterdi.

Demokratların yüzde 34’ü Biden’ın İsrail’i kayırdığını, yüzde 29’u ise doğru dengeyi yakaladığını söyledi.

12 bin 693 kişinin katıldığı anket, ABD’li Müslümanların İsrail’e yönelik keskin eleştirel görüşlerini de ortaya koydu.

Müslümanların yüzde 21’i Hamas’ın 7 Ekim saldırısını kabul edilebilir buldu.

Ankete göre ABD’li Yahudilerin yüzde 62’si, İsrail’in Gazze’deki savaşı yürütme şeklinin kabul edilebilir olduğunu söyledi.

Her ne kadar Yahudi cemaati, İsrail’i Evanjelik Protestanlardan daha fazla eleştirse de, bu oran ulusal ortalamanın üzerinde.