Böcek beyninin en ayrıntılı haritası çıkarıldı

Çalışmada 3 binden fazla sinir hücresi tespit edildi

Latince adı Drosophila melanogaster olan meyve sinekleri, insanlarla birçok biyolojik benzerliği paylaşmaları nedeniyle bilim dünyasında popüler bir inceleme konusu (John Hopkins Üniversitesi)
Latince adı Drosophila melanogaster olan meyve sinekleri, insanlarla birçok biyolojik benzerliği paylaşmaları nedeniyle bilim dünyasında popüler bir inceleme konusu (John Hopkins Üniversitesi)
TT

Böcek beyninin en ayrıntılı haritası çıkarıldı

Latince adı Drosophila melanogaster olan meyve sinekleri, insanlarla birçok biyolojik benzerliği paylaşmaları nedeniyle bilim dünyasında popüler bir inceleme konusu (John Hopkins Üniversitesi)
Latince adı Drosophila melanogaster olan meyve sinekleri, insanlarla birçok biyolojik benzerliği paylaşmaları nedeniyle bilim dünyasında popüler bir inceleme konusu (John Hopkins Üniversitesi)

Bilim insanları, meyve sineği larvasının beynindeki her bir nöronu ve bunların nasıl birbirine bağlandığını gösteren ilk haritayı oluşturdu.
Birleşik Krallık, ABD ve Almanya'dan büyük bir araştırma ekibi, yavru bir meyve sineğinin beynini yüksek çözünürlüklü bir elektron mikroskobuyla taradı.
Hakemli bilimsel dergi Science'ta yayımlanan çalışma, bir böceğin bugüne kadarki en büyük ve en karmaşık beyin haritası niteliğinde.
Haritalandırılan böcek beyni, toplam 3 bin 16 nöronu içeriyor.
Sinir hücreleri diye de adlandırılan bu nöronlar arasında 548 bin kayda değer bağlantı tespit edildi.
Larva beyninin, 100 milyar sinir hücresi barındıran insan beyni kadar karmaşık olması mümkün değil. Ancak bilim insanları ona yine de kaydadeğer bir gelişkinlik atfediyor.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden biyomedikal mühendisi Joshua T. Vogelstein, "Kim olduğumuzu ve nasıl düşündüğümüzü anlamak istiyorsak, düşünce mekanizmamızı anlamamız gerekir" diye konuştu:
"Bunun anahtarı da nöronların birbirleriyle nasıl bağlantı kurduğunu bilmek."
Araştırma meyve sineğinin beynini bin dilime ayırdı. Hepsini tek tek inceleyen ekip, ortaya çıkan haritaya "konnektom " adını verdi.
Ekip ayrıca, üç boyutlu haritayı hızlandırılmış bir videoya dönüştürdü.

Son zamanlarda araştırmacılar, insan beyninin haritasını çıkarmada ve farelerdeki nöral aktiviteyi takip etmede de önemli ilerlemeler kaydetti.
Ancak bu tür çalışmalar, belirli bölgeler üzerine odaklanıyor. Zira teknoloji, insanlar gibi büyük hayvanların beyninin konnektomunu çıkarabilecek kadar gelişkin değil.
Cambridge Üniversitesi'nden sinirbilimci Marta Zlatic, "Beynin yapılanma şekli, yapabileceği hesaplamaları etkiler" ifadelerini kullandı.
Zlatic, şimdiye dek kurtçukların ve iribaşların beyin yapısını ayrıntılı inceledi. Ancak bunların hepsi yalnızca birkaç yüz nörona sahip.
Yine de Zlatic, "Tüm beyinler benzerdir, hepsi birbirine bağlı nöron ağlarıdır. Tüm türlerin beyinleri birçok karmaşık davranış sergilemek zorundadır" diyor:
"Hepsinin duyusal bilgileri işlemesi, öğrenmesi, eylemleri seçmesi, çevrede gezinmesi, benzerlerini tanıması, yırtıcılardan kaçması ve yiyecek bulması gerekir."
 
Independent Türkçe, EurekAlert, Science Alert



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news