Yemen, Suudi Arabistan ve İran anlaşmasının Tahran'ın müdahalesini durdurmasını umut ediyor

Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Alimi, Riyad’da ABD Büyükelçisi Fagin ile görüştü. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Alimi, Riyad’da ABD Büyükelçisi Fagin ile görüştü. (SABA)
TT

Yemen, Suudi Arabistan ve İran anlaşmasının Tahran'ın müdahalesini durdurmasını umut ediyor

Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Alimi, Riyad’da ABD Büyükelçisi Fagin ile görüştü. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Alimi, Riyad’da ABD Büyükelçisi Fagin ile görüştü. (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Abdullah el-Alimi, Suudi Arabistan ve İran arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, anlaşmanın Tahran’ın Yemen’deki ‘kötü’ müdahalesine son vermesinin umut edildiğini vurguladı.
Yemen’in bu tutumu, Alimi’nin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da ABD'nin Sana Büyükelçisi Steven Fagin ile bir araya geldiği sırada bildirildi. Alimi görüşme sırasında, Başkanlık Konseyi ve hükümetin temel referanslara uygun olarak kalıcı ve kapsamlı bir barış tesis etme konusundaki kararlılığını teyit etti.
Yemen resmi kaynaklarına göre Alimi, siyasi, ekonomik ve güvenlik durumundaki gelişmelere ve Başkanlık Konseyi'nin tüm dosyaları ele alma ve Husi milislerinin neden olduğu insani acıyı hafifletme çabalarına değindi.
Başkanlık Konseyi üyesi, gelirleri artırmaya ve harcamaları rasyonelleştirme amacıyla ekonomik reformları gerçekleştirmeye yönelik bir dizi önlem ve kararla Konsey'in direktiflerini hükümete iletti.
SABA haber ajansına göre, Alimi görüşme sırasında Washington'ın Cenevre'deki bağış konferansında 444 milyon dolarlık yardım taahhüdü de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda Yemen'e sağlanan Amerikan desteğinin yanı sıra kaçakçılıkla mücadele ve İran'ın Yemen'e silah sevkiyatını durdurmadaki rolü hakkında konuştu.
Alimi, Yemen Başkanlık Konseyi’nin Husi milislere barış yolundan sapmaları ve savaşı bitirmeleri için daha fazla destek ve baskı yapma arzusunu dile getirerek, milislerin BM'yi ve uluslararası ateşkesi yenileme ve genişletme çabalarını reddettiklerini kaydetti.
Alimi, Suudi Arabistan-İran anlaşmasının, Yemen'deki İran müdahalesinin durdurulması için bir başlangıç​​, savaşı durdurmak, darbeyi sona erdirmek ve devleti yeniden kurmak temelinde kalıcı ve kapsamlı bir barış anlaşmasına varmak için bir motivasyon olmasını umduğunu söyledi.
Yetkili, Konsey ve hükümetinin yanı sıra Yemen halkının Suudi Arabistan’a olan güvenini teyit ederek, anlaşmanın Yemen’in çıkarına olacağını vurguladı.
Yemen hükümeti, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmek için Çin'in sponsorluğunda duyurulan Suudi-İran anlaşmasını memnuniyetle karşıladı. Ancak İran rejimi içişlerine karışmayarak davranışını değiştirene kadar İran rejimiyle ihtiyatlı bir şekilde ilgilenmeye devam edeceğini bildirdi.
Yapılan resmi açıklamada, ‘diyaloga ve farklılıkların diplomatik ve barışçıl yollarla çözülmesine olan samimi inanç’ vurgulanırken ‘diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesinin’ altı çizilerek her türlü ciddi ve samimi yaklaşımın desteklendiği kaydedildi.  
Açıklamada Yemen’in tutumlarının ‘sözlere ve iddialara değil, eylemlere ve uygulamalara dayandığı’ ve ‘İran rejiminin, Yemen ve İran'daki davranışlarında ve yıkıcı politikalarında gerçek bir değişiklik görene kadar ihtiyatlı davranmaya devam edeceği’  ifade edildi.
Yemen hükümeti İran'ı Husi darbesinin arkasında durmak, ülkeyi silah zoruyla kontrol etmek için milisleri para ve silahla desteklemek, Yemenlilerle askeri, ekonomik ve kültürel olarak savaşmayı sürdürmek, uluslararası denizciliği ve küresel ekonomiyi kendi çıkarları doğrultusunda tehdit etmekle suçluyor.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.