Mısır ile Danimarka, Nahda Barajı konusunda hemfikir

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i Kahire’de kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i Kahire’de kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ile Danimarka, Nahda Barajı konusunda hemfikir

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i Kahire’de kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i Kahire’de kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Danimarka, Etiyopya Nahda Barajı krizini çözmenin yolları üzerinde anlaştı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i Kahire’de kabul etti.
Sisi ve Frederiksen görüşmenin ardından yaptıkları açıklamada, sorunu tüm tarafların hak ve çıkarlarını koruyacak şekilde çözme yönünde bağlayıcı bir yasal anlaşmaya varmanın önemini vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi, ikilinin Nahda Barajı meselesine ilişkin son gelişmelerden bahsettiğini bildirdi.
Addis Ababa'nın Nil'in ana kolu üzerine inşa ettiği Nahda Barajı, Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında yaklaşık 10 yıldır anlaşmazlığa neden oluyor. Mısır, barajın nehir suyundaki kendi payını etkileyeceğinden korkuyor.
Mısır Cumhurbaşkanı, Danimarka Başbakanı ile düzenlediği basın toplantısında, Mısır’ın Nahda Barajı’nın dolum ve işletimi hususunda bağlayıcı yasal bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumunu yeniledi. Aynı zamanda Danimarka Başbakanı'nın bu konuda kendisi ile hemfikir olduğuna değindi.
Sisi, “Arıtım, geri dönüşüm, Akdeniz ve Kızıldeniz sularının tuzunu giderilmesi hususunda çalışmalar yapan Mısır, suyun her damlasından faydalanmak için büyük bir çaba harcıyor. 10 yıldır müzakere yoluyla uygun bir çözüm bulmak için titiz bir şekilde çaba sarf ediyoruz. Her fırsatta söylediğimiz gibi, Etiyopya'nın gelişme arzusuna saygı duyuyoruz. Mısır vatandaşını hiçbir şekilde etkilemeyen konularda kendileriyle işbirliğine hazırız. Binlerce yıldır Nil üzerinde az veya çok olsun suyu etkileyen hiçbir baraj olmamıştır. Zorluklar olsa dahi Mısır'ın su üzerindeki payı sabittir” vurgusunda bulundu.
Mısır Cumhurbaşkanı ve Danimarka Başbakanı, hem ikili görüşmelerde, hem de iki ülkeni heyeti ile kapsamlı görüşmelerde bulundu. Mısır Resmi Sözcüsü’nün bildirdiğine göre, görüşmelerde ortak çıkarların olduğu uluslararası ve bölgesel dosyalar, Rusya ile Ukrayna arasındaki krizinin yansımaları, uluslararası düzeyde gıda ve enerji güvenliğini maruz bıraktığı ekonomik zorluklar ele alındı.
Bölgede ve dünyada güvenlik ve istikrar üzerindeki ciddi yansımaları sebebiyle Ukrayna krizine çözüm bulunmasının önemini vurgulayan Sisi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 27. Taraflar Konferansı’nda (COP 27) da bu krizin sona erdirilmesinin önemi hususunda tüm dünyaya çağrıda bulunduğunu hatırlattı.
Taraflar, Danimarka Başbakanı'nın Mısır'a yaptığı ilk resmi ziyaretin, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin çeşitli alanlarda pekiştirilmesine katkı sağlaması yönündeki dileklerini ifade etti. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, yaklaşık 65 yıl önce başlamıştı.
Görüşmede bilhassa ulaşım ve denizcilik, yenilenebilir ve temiz enerji gibi hayati sektörlerde Danimarka'nın Mısır'daki yatırımlarını üst düzeye çıkarmakla ilgili ikili işbirliğine değinildi. Mısır Cumhurbaşkanı Mısır’ın Danimarkalı önde gelen denizcilik şirketlerinin Mısır'daki yatırımlarını teşvik etmek ve geliştirmek için olası tesisler sağlama kararlılığını teyit etti. Gemilerin yeşil yakıt üretimi için bölgesel bir merkez kurulması planı da bu kapsama giriyor.
Resmi Sözcü’nün bildirdiğine göre, toplantıda ayrıca iklim değişikliği olgusuyla nasıl mücadele edileceği yönünde tartışmalar yürütüldü. Danimarka Başbakanı, Mısır'ın uluslararası iklim eylemindeki rolünü takdir ettiğini ifade etti. Sözcü, “Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen COP 27 zirvesi sonuçlarının takibi için ortak koordinasyonun sürdürülmesine karar verildi” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Mısır'ın yasadışı göç olgusuyla mücadele çabalarına övgüde bulunan Danimarka Başbakanı, “Mısır bu önemli dosyada Avrupa kıtasının hayati ortağıdır” vurgusunda bulundu.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.