İkinci Marakeş Moda Haftası’nın merkezinde Afrika var

Marakeş Moda Haftası tanıtım basın toplantısından bir kesit (Şarku’l Avsat)
Marakeş Moda Haftası tanıtım basın toplantısından bir kesit (Şarku’l Avsat)
TT

İkinci Marakeş Moda Haftası’nın merkezinde Afrika var

Marakeş Moda Haftası tanıtım basın toplantısından bir kesit (Şarku’l Avsat)
Marakeş Moda Haftası tanıtım basın toplantısından bir kesit (Şarku’l Avsat)

Marakeş Moda Haftası Derneği Başkanı Marie Boger, salı akşamı yaptığı açıklamada, ‘Kırmızı Şehir’ Marakeş’in ev sahipliğinde ikinci kez düzenlenecek Moda Haftası'nın (MFW) 6 gün süreceğini söyledi. Bu etkinlik kapsamında düzenlenecek programlar ve sergilenecek performansların merkezinde “Afrika” yer alıyor.
Boger, moda haftasının tanıtımını yapmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuştu ve bu etkinliğin düzenlenmesinin gündeme getirdiği sorulara yanıt verdi. Boger, Marakeş'in yakın zamanda teması, adı ve markası (MFW) bakımından benzer ikinci bir gösteriye ev sahipliği yapmasıyla ortaya çıkan soruna değindi. Ayrıca konunun mahkemeye taşındığını belirtti.
Etkinlik kapsamındaki gösteriler, Maamaniye, Menara Bahçeleri ve Akfay’ın da aralarında bulunduğu birçok bölgeye yayılmış durumda. İlk gün basın toplantısına ayrılırken, ikinci gün “çizgi/iplik sanatı” konusunda uzman sanatçı Heyam Rahmani'nin eserlerinin “Hesperias Movir Factory” alanında kişisel sergide sunulmasına ayrıldı. Üçüncü gün ise moda okullarından genç yeteneklerin defilelerine ayrıldı. Bu genç yeteneklere, yenilikler ve defileler yaratmak için iki aylık bir süre boyunca eşlik edildi. Dördüncü ve beşinci günler ise Faslı ve uluslararası tasarımcıların defilelerine ayrıldı.
Kapanış töreninde sergilenecek olan Çöl Defilesi’ nin, bu yılki versiyonda en öne çıkan etkinlik olması bekleniyor. Çöl defilesi, asil bir amacı desteklerken Faslı tasarımcıların yetenek ve bilgi birikimini vurgulayarak kutlama, paylaşma ve dayanışma için bir fırsat olacak. Bu asil amaç, Faslı aktris Esma Hamlişi’nin gözetiminde düzenlenen bir hayır kurumuyla gerçekleştiriliyor. Geceden elde edilecek gelirin bir kısmı, Fas'ta yoksul çocuklara daha iyi yaşam koşulları sağlamak için çalışan "el-Tufuleti Emel" derneğine bağışlanacak. Bu nedenle, bu yardım gecesi, konukların asil bir amacı desteklemesi ve aynı zamanda en son yenilikleri öğrenmesi ve en son Fas ve dünya modasının tadını çıkarması için bir fırsat olacak. Khamlişi, katıldığı basın toplantısında Marakeş Moda Haftası'nın Afrika kıtasına odaklanmasını takdirle karşıladı. Ayrıca, Afrika kıtasının, değeri dünya çapında kanıtlanmış yeteneklerle dolu ve desteğe, ilgiye ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Pek çok görüş ve beklenti gibi geleceğin Afrika'da olduğunu vurguladı. Ayrıca, etkinliğin dahil olduğu, çocuklar yararına düzenlenen hayırsever girişimi takdir etti.
Basınla İlişkiler ve İletişim Direktörü Celile Al-Ufeyr ise gösteri etkinlikleri için ayrılan alanlarda bekledi. Boger, bir önceki versiyon ile şimdiki versiyonu bu alanlar açısından karşılaştırırken, El Badi Sarayı, Majorelle Bahçesi ve el-Maden Golf gibi alanlarda düzenlenen bir önceki oturumun başarıya ulaştığına dikkat çekti. Öte yandan mevcut versiyonun etkinlikleri, Menara Bahçeleri gibi sembolizmi ve abartılı tarihi olan diğer alanlarda düzenleniyor. Bu bağlamda Boger, suyun bu tarihi mekanla ilgili değerine değindi. Etkinlikte yapılacak faaliyetlerin gerçekleştirileceği bu mekan seçimlerinin kızıl şehrin arkeolojik ve kültürel özelliklerini yansıtacağını vurguladı. Modeller hakkında konuşan Bogert, bunların yüzde 60'ının Faslı, geri kalanının ise yurt dışından olduğunu söyledi. Ayrıca, Moda Haftasına katılan tasarımcılara da değindi.
Organizatörler, bu etkinliğin New York, Paris, Londra ve Milano'daki moda haftalarından ilham aldığını söylüyor. Marakeş Moda Haftası, Faslı ve uluslararası tasarımcılar arasında bir buluşma alanı sağlamayı, Faslı moda tasarımcıların uzmanlığını küresel düzeyde göstermeyi ve genç Faslı yeteneklere öne çıkarmayı amaçlıyor.
Etkinlik, Ghita Chraibi, Alfadi ve Raga el Rayes gibi birçok yetenekli tasarımcıyı bir araya getiriyor. Bu etkinlikte halk, Fas kültürü ve çağdaş sanatından ilham alan orijinal koleksiyonların keyfini çıkarabilecek. Ayrıca etkinlikte, yerel kumaşlar ve geleneksel zanaat teknikleri kullanılarak özel tasarım parçalar da sunulacak.
Etkinliğin organizatörlerine göre, bu etkinlik aracılığıyla Kızıl Şehir, bir misafirperverlik ve karşılaşma ülkesi olma konusundaki asil mesajlarını sürdürmüş oldu. Ayrıca şehir, son yıllarda en büyük moda tasarımcılarına ilham kaynağı oldu. Etkinlik, ortak okullar aracılığıyla özel atölyeler sayesinde becerilerini geliştirebilen genç yetenekler için bir başlangıç ​​noktası olacak. Ayrıca bu genç yetenekler, kreasyonlarını kendileri için eşi benzeri olmayan bir gösteri ile uluslararası basın ve koleksiyonerler huzurunda sunma fırsatı bulacaklar.
Organizatörler, “modayı kutlayan” bir hafta boyunca dünyanın, Marakeş'in muhteşem mirasını keşfetmesini sağlayarak ikinci versiyonun ilkinden daha heyecanlı ve daha zengin olacağına dair söz veriyor.
Moda Haftası organizatörlerine göre, Ekim 2022'deki ilk versiyon iki binden fazla katılımcıyı bir araya getirdi ve başarılı geçti. Organizatörler, Moda Haftası'nın, amacı Fas modasını dünya çapında tanıtmak olan kar amacı gütmeyen bir proje olduğunu söylüyor.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.