Kennedy’nin Fransa’da yaşadığı villa 32 milyon dolar fiyatla satışta

Tarihi 1920 yılına dayanan villa Fransız mimar Jacques Cowell tarafından tasarlandı. (Sotheby’s)
Tarihi 1920 yılına dayanan villa Fransız mimar Jacques Cowell tarafından tasarlandı. (Sotheby’s)
TT

Kennedy’nin Fransa’da yaşadığı villa 32 milyon dolar fiyatla satışta

Tarihi 1920 yılına dayanan villa Fransız mimar Jacques Cowell tarafından tasarlandı. (Sotheby’s)
Tarihi 1920 yılına dayanan villa Fransız mimar Jacques Cowell tarafından tasarlandı. (Sotheby’s)

Çok az insan Cannes kenti yakınlarındaki bu tenha villanın, ABD’li zengin Kennedy Ailesi’nin en gözde konutlarından biri olduğunu biliyor. Eski ABD Başkanı John F. Kennedy’nin çocukken yaz tatillerini orada kardeşleriyle birlikte geçirip havuzda yüzdüğü, demir parmaklıkların arkasından merakla etrafı izlediği bugün yoldan geçen turistlerin aklına gelmeyebilir. Bu bilgiler satış fiyatı 32 milyon dolar olan villayı almak isteyen müşterilerin iştahını kabartıyor.
Beaumont Malikanesi, Valbonne kasabasında, Akdeniz kıyılarına bakan bir plato üzerinde yer alıyor. Kennedy, 1930’lu yıllarda yaz mevsimlerinde bu villada denizin ve yeşil doğanın büyüleyici manzarasının tadını çıkarıyordu. O sırada Kennedy’nin babası, ABD’nin İngiltere Büyükelçisi idi. Satıştan sorumlu ajansın müdürü, buna tanıklık eden birçok arşiv fotoğrafı olduğunu belirtti. Ancak çoğu Fransa’nın güneyinde bir yazlık ev sahibi olmak isteyen müşterilerin isimlerini açıklamadı.

Eşsiz villanın bin 160 metrekare alan üzerinde yer alıyor. (Sotheby’s)
Bu eşsiz villa, bin 160 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Dokuz yatak odası ve lüks bir zevkle döşenmiş çeşitli salonlar dahil 15 odadan oluşuyor. Satış bilgilerinde, zeminin değerli ahşaplarla döşenmiş olduğu ve son kırk yıldır yenilenmediği için mobilyaların halen orijinal ihtişamını koruduğu belirtiliyor. Tarihi 1920 yılına dayanan bina halen sağlam ve rutubet dahi yok. Masmavi sahillerden New York’a uzanan dünyadaki birçok konutta iz bırakan ünlü Fransız mimar Jacques Cowell tarafından tasarlanan villada sahile bakan bir kule var. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ayrıca 20 metrelik mermer yüzme havuzu, tenis kortu ve zeytin ağaçlarından oluşan bir bahçesi de bulunuyor. Tarzı ise geleneksel Fransız kır konaklarından ve klasik İngiliz mimarisinden izler taşıyor.
Villa, sahile kadar uzanan ağaçlarla birlikte 18 hektarlık bir arazi ile çevrili ve Cannes-Antibese giden otoyolun hemen yakınında yer alıyor.



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe