TikTok CEO'su, uygulamanın satışının ABD'nin endişelerini gidermeyeceğini savundu

AA
AA
TT

TikTok CEO'su, uygulamanın satışının ABD'nin endişelerini gidermeyeceğini savundu

AA
AA

Çinli sosyal medya platformu TikTok'un CEO'su Shou Zi Chew, uygulamanın ana şirketi ByteDance'ı TikTok'u satmaya zorlamanın ABD ve diğer ülkelerin ulusal güvenlik endişelerini gidermeyeceğini iddia etti.
The Wall Street Journal'a konuşan Chew'in yorumları, İngiltere ve Yeni Zelanda'nın güvenlik endişeleri nedeniyle kamuya ait telefon ve diğer elektronik cihazlarda TikTok kullanımının yasaklama kararına denk geldi.
Chew, Joe Biden yönetiminin, ByteDance'in, uygulamanın ABD sürümündeki hissesini satmaması halinde TikTok'u ABD'de yasaklayacağı yönündeki tartışmalara dair böyle bir yolla çözüm sağlamayacağına işaret etti.
Endişelere dair çözüm odaklı olduklarına değinen Chew, TikTok'un ana şirketi ByteDance'ı uygulamayı satmaya zorlamanın ABD ve diğer ülkelerin ulusal güvenlik endişelerini gidermeyeceğini savundu.
Ancak Chew, ByteDance'in kurucularının hisselerin satışa açık olup olmadığını söylemeyi reddetti.

TikTok, güvenlik ve mahremiyet kaygıları nedeniyle gündemde
TikTok, güvenlik ve mahremiyet kaygıları nedeniyle Çin yanlısı görüşlerin yayılmasında kullanılabileceği ve kullanıcı bilgilerine erişilebileceği endişesiyle ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor.
Avrupa Birliği (AB) yürütme organı AB Komisyonu, 23 Şubat'ta güvenlik endişeleri nedeniyle çalışanlarına TikTok yasağı getirmişti.
AB kurumlarından Avrupa Parlamentosu da AB Komisyonu ve Konseyinin ardından çalışanlarına güvenlik endişeleri gerekçesiyle Çinli sosyal medya platformu TikTok'u yasaklamıştı.
Norveç'te Adalet Bakanı Emilie Enger Mehl, devletin tahsis ettiği telefona TikTok uygulaması yüklediğini bildirmemesi nedeniyle özür dilemek zorunda kalmıştı.
Danimarka Savunma Bakanlığı, siber güvenlik tedbirleri kapsamında çalışanlarının resmi hizmette kullanılan cihazlarda Çinli sosyal medya platformu TikTok'u kullanmasına yasak getirmişti.

TikTok yasağı genişliyor
ABD'de de Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı dahil birçok devlet kurumu, Kongre'de Aralık 2022'de yapılan oylamayı beklemeden TikTok'u yasaklamıştı.
ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022'de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti.
Maryland, Nebraska, South Carolina, South Dakota, Indiana ve Texas da dahil birçok eyalette de TikTok kullanımını yasaklayan benzer yasalar çıkarılmıştı.
Son olarak İngiltere ve Yeni Zelanda da yasak kararları aldı.
İngiltere'de güvenlik endişeleri nedeniyle bakanlar ve devlet memurlarının kullandığı telefon ve diğer elektronik cihazlarda, Çinli sosyal medya platformu TikTok'a yasak getirildi.
Yeni Zelanda'da ise milletvekilleri ve parlamentodaki diğer çalışanlarına güvenlik endişeleri nedeniyle kamuya ait telefonlarda, TikTok uygulamasının kullanılmasına yasak getirecek.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.