PJD, Fas Kralı’nın yetkilerine müdahale ettiği iddialarını yalanladı

Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Genel Sekreteri ve eski Başbakan Abdulilah Benkiran. (MAP)
Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Genel Sekreteri ve eski Başbakan Abdulilah Benkiran. (MAP)
TT

PJD, Fas Kralı’nın yetkilerine müdahale ettiği iddialarını yalanladı

Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Genel Sekreteri ve eski Başbakan Abdulilah Benkiran. (MAP)
Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Genel Sekreteri ve eski Başbakan Abdulilah Benkiran. (MAP)

Fas muhalefetindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Genel Sekreterliği, Kraliyet Divanı tarafından 13 Mart'ta yayınlanan beyanı Kral 6. Muhammed’in konumu ve partinin Kral’a olan ihtiramından hareketle takdirle karşıladığını bildirdi.
Genel Sekreterlik tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Devletin başı, en yüce temsilcisi, milletin birliğinin simgesi, devletin bekasının hamisi konumu göze alındığında ve elindeki verilerden hareketle Kral 6. Muhammed’in verdiği notlar ve uyarıların kabulünden çekinmiyoruz.”
Kral 6. Muhammed'in anayasal yetkilerine ve stratejik rollerine bir müdahalede bulunmak istediği iddialarını kesin bir dille reddeden PJD, 4 Mart’ta yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Parti, Kral'ın yetkinliğine olan yüksek saygısını, ülkenin yüksek çıkarlarını savunmak, toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliği himaye etmek için ülke dahili ve haricinde gösterdiği çabalara sürekli takdir ve desteğini ifade ediyor.”
Açıklamada ‘müminlerin Emiri’ ve Kudüs Komitesi Başkanı konumundaki Kral 6. Muhammed’in Filistin meselesine ve bu meselenin Fas’ın toprak bütünlüğü düzeyinde olduğuna dair sabit ve ilkeli tutumu ile gurur duyulduğu vurgulandı.
Partinin uygulamaları, pozisyonları ve bildirilerinin anayasanın herhangi bir siyasi partiye izin verdiği ölçüde belirli olduğuna değinen PJD, partilerin anayasaya ve hukuka saygı çerçevesinde ve ifade özgürlüğü kapsamında partizan ve vatansever görevini anayasal kurumlara ve yüksek ulusal çıkarlara tam saygı içerisinde yerine getirmeyi esas alarak özgürce kurulup faaliyetlerini yürütebildiklerine dikkat çekti. Aynı zamanda son açıklamasında partinin Filistin davasından, Filistin halkını destekleme ve normalleşmeyi reddetme konusundaki kararlı duruşundan sapmadığını açıkça belirtti.
Açıklamasının partinin Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarıyla doğrudan etkileşimi bağlamında kaydedildiğine dikkat çeken PJD, zira hükümetin bir üyesi olduğunu, hükümetteki diğerleri gibi bilhassa ulusal faaliyetin çeşitli alanlarındaki hükümet eylemlerinin ana hatlarını içeren hükümet programları temelinde eleştiriye ve denetime tabi olduğunu vurguladı. 
Sosyal medyada bir grup tarafından PJD’nin açıklamalarının, Kral 6. Muhammed aleyhinde çarpıtıldığı kampanyayı şiddetle kınadığını belirten PJD, bu tarafların gazetecilik mesleği yasalarını ve etiğini açıkça ihlal ettiklerine değindi. Bu kampanya ile aslında siyasi tarihinde yüce vatansever bir duruş sergilemiş, belirleyici hususlarda çeşitli katkılarda bulunmuş bir partiyi kötülemeyi hedeflediklerini öne sürdü.
Fas Kraliyet Divanı, PJD’yi Rabat'ın Tel Aviv ile ilişkilerine karışması dolayısıyla terslemişti. Fas Kraliyet Divanı tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada şu ifadelere yer vermişti:
“Fas'ın Filistin meselesindeki tutumundan geri dönülemez. ‘Müminlerin Emiri’ ve Kudüs Komitesi Başkanı konumundaki Fas Kralı’nın Krallığın toprak bütünlüğü meselesi ile bir tuttuğu bu mesele, Krallığın dış politikası önceliklerinden biridir. Siyasi açık artırmalara veya dar seçim kampanyalarına tabi olmayan, kararlı ve ilkeli bir tutumdur.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bililere göre Fas Kraliyet Divanı, PJD Genel Sekreterliği’nin açıklamasına verdiği yanıtta, bu açıklamanın Fas Krallığı ile İsrail Devleti arasındaki ilişkilere, işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmelere ilişkin sorumsuzca yanlışlar ve ciddi yanılgılar içerdiğine dikkat çekti. Krallığın dış politikasının anayasa gereği Fas Hükümdarı’nın yetkinliğine girdiği, bunu ulusal değişmezlere, başta toprak bütünlüğü olmak üzere ülkenin yüce çıkarlarına göre yönettiğini vurgulayan Kraliyet Divanı açıklamasında “Krallığın uluslararası ilişkileri, bilhassa bu karmaşık uluslararası sahnede hiç kimsenin şantaj konusu olamaz. Bu nedenle, Krallığın dış politikasının partizan bir iç gündem için istismar edilmesi tehlikelidir, kabul edilemez bir emsal teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Fas ile İsrail arasındaki ilişkilerin yenilenmesinin; Kraliyet Divanı tarafından 10 Aralık 2020'de yayınlanan açıklamada, Fas Kralı ile Filistin Devlet Başkanı arasındaki telefon görüşmesi ardından kaydedilen beyan ve 22 Aralık 2020’de Fas Kralı huzurunda imzalanan üçlü bildiri çerçevesinde, aynı zamanda herkesçe bilinen koşullarda gerçekleştiği kaydedildi.



Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Fatıma, yarım saattir mülteci kampının tek tuvaletine girmek için uzun bir kuyrukta sıranın kendisine gelmesini beklerken bir kadın olarak aniden, “Bu uzun kuyruğu atlamam lazım, aniden regl oldum, lütfen müsaade edin!” diye bağırdı.

Fatıma'nın önünde sıraya dizilmiş yaklaşık 20 erkek ve kadının her biri tuvalete girip ihtiyaçlarını giderirken, diğerleri onları beklemek zorunda kalıyor.

Utanç ve mahremiyet

Bu şekilde bağırdığı için utanan Fatıma, “Sırayı neden atlatmam gerektiğini gerekçelendirmek zorundaydım ama bahanem bir kadın olarak mahremiyetimdi. Ne yazık ki bu savaşta insanlar arasında mahremiyet falan kalmadı.

Fatıma, savaştan önce Gazze şehrinin doğusunda yaşıyordu. Ancak bugün bu bölge tehlikeli bir savaş alanına dönmüş durumda. Fatıma, oradan kaçmak zorunda kaldı ve yaklaşık 250 kişiyle birlikte bir sığınma kampında yaşıyor. Hepsi de bütün gün dolu olan tek bir banyoyu paylaşıyor.

Fatıma, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu insanca bir hayat değil. Hiçbir şey yok, susuz, yiyeceksiz ve daha da zoru tuvaletsiz çadırlarda yaşıyoruz. Tuvaleti kullanmak için çok erken kalkıp kadınlar ve erkeklerden oluşan karma bir kuyrukta sıra beklemem gerekiyor. Kirli bir banyoyu kullanmak salgın hastalıkların yayılması için davetiye çıkarıyor.”

Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

En zorlu insani meselelerden biri

Kamptaki herkes küçük bir banyoyu kullanıyor. Burayı banyo, tuvalet ve çamaşır yıkamak için kullandığını söyleyen Fatıma, bu durumdan oldukça şikayetçi ve psikolojik olarak bu durumdan etkilenmiş görünüyor.

Gazze Şeridi’ndeki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşılaştığı en zor insani sorunlardan biri. Bu aynı zamanda sadece yerinden edilmiş insanların tek bir tuvaleti kullanmasını değil, aynı zamanda kirli tuvaletleri, susuzluğu ve cinsiyet mahremiyetinin olmadığı çok katmanlı bir sorun.

Elinde boş bir şişe taşıyan Yusuf, tuvaletten çıkarak şişeyi suyla doldurmanın bir yolunu aradı. Yusuf, tuvalet kirlendiği ve temizlemek istediği için kuyruktaki insanlardan tuvalete girmemelerini istedi, fakat bu zaman alan bir süreçti.

Çadırlardan uzağa

Kimse tuvaletin temizlenmesini beklemedi ve Yusuf şişeyi doldurmak için en yakın su kaynağını ararken teker teker içeri girdiler. Kampta iki tuvalet olmasını kabul edebileceğini fakat kabul edemediği tek şeyin tuvaletlerin temiz olmaması olduğunu söyleyen Yusuf, “Banyoda su deposu yok. Bu yüzden sürekli kirli kalıyor. Gazze'nin ciddi bir su krizi yaşaması büyük zorluk yaratıyor” ifadelerini kullandı. Yusuf, su bulunsa bile hijyen araç ve gereçlerinin eksik olduğunu ve tuvaletlerin temizlenmesi sürecini engellediğini ifade etti.

kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yaklaşık 350 kişilik olan, nispeten büyük bir kampta yaşayan Yusuf, az sayıdaki tuvaletin çadırlara uzak olduğundan ve tuvalete ulaşmak için 250 metre yürümek zorunda kaldıklarından şikayetçi.

Gazze'deki tuvalet krizi, İsrail ordusunun Gazzelilerden evlerini terk etmelerini istemesi ve onları hiçbir altyapı, kanalizasyon sistemi ve tuvaletin bulunmadığı barınaklara (okullar, kamplar ya da kamu tesisleri) tıkıştırmasıyla ortaya çıktı.

İlkel tuvaletler

Yerinden edilen insanların sayısı arttıkça ve tahliye alanları genişledikçe, mevcut barınma tesisleri sayıları karşılayamaz hale geliyor. Bu durum tuvaletler üzerinde baskıya neden olurken özellikle kadınlar için sağlık ve psikolojik açıdan felaketlere yol açıyor.

Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine inşa edildiğinden, yerinden edilmiş kişiler kendi ilkel, sağlıksız ve yetersiz tuvaletlerini/banyolarını inşa ediyorlar.

Çadırının yakınlarındaki bir köşede ailesi için yeni bir banyo ve tuvalet inşa eden Zeyd, kamp sakinlerinin tuvaleti kullanmayı istediklerini, onlara engel olmadığını söyledi. Zeyd, umumi tuvaletlerin yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğunun altını çizdi.

Ek bir sorun olarak temizlik

Zeyd, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Çok sayıda yerinden edilmiş kişinin belirli coğrafi bölgelere sıkıştırılması umumi tuvalet krizine yol açtı. Bu da sık kullanılan bu ortak tuvaletleri temizleyecek günlük kullanım suyunun ciddi şekilde yetersiz olması, su sağlayan pompaları çalıştıracak su ve elektrik kaynaklarının kesilmesi ve hijyen kitlerinin yetersizliği gibi diğer krizlerle birlikte ortaya çıktı.”

Zeyd ve onunla birlikte banyoyu kullanan komşuları banyoyu sırayla temizlemek zorunda. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Zeyd, “Kötü kokuları gidermek ve böceklerin yayılmasını mümkün olduğunca sınırlamak için atıkları kumla örtüyoruz. Su kıtlığı ve temizlik malzemelerinin yüksek fiyatlı olması nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyoruz” dedi.

Üç çocuk annesi olan Sabrin, “Banyolar çok yetersiz ve ilkeller. Boyutları da küçük ve dar.  Bu yüzden ihtiyacı karşılamıyor. Küçük çocukların kuyrukta bekleyecek sabrı yok” ifadelerini kullandı.

Umumi banyoların/tuvaletlerin farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve kadınların mahremiyetini koruyamadığını belirten Sabrin, “Bunlar feci ve insanlık dışı koşullar. Gazze'de tuvalet kullanımı psikolojik ve fiziksel olarak yorucu bir halde. Uygun donanıma sahip bir banyomuz yok” şeklinde konuştu.

Psikolojik ve sağlık üzerindeki etkileri

Umumi tuvaletler meselesinin Gazzeliler üzerinde ağır bir psikolojik ve sosyal etkisi söz konusu. Yerinden edilen insanlar her zaman insanlık onurlarının ihlal edildiğini hissediyor ve utanç verici durumlara maruz kaldıklarında öfkeleri ve üzüntüleri daha da ağır basıyor.

Dermatoloji uzmanı Dr. Enes ed-Deyk, aşırı kalabalık sorunundaki en ciddi faktörün yerinden edilen kişilerin mülteci kamplarındaki tuvaletleri paylaşmak zorunda kalmaları, bunun da ishal, solunum yolu hastalıkları ve cilt hastalıkları gibi birçok hastalığın yayılmasına neden olması olduğunu söyledi.

Dr. Deyk, şunları söyledi:

“Sağlıksız koşullar, özellikle ilaç ve tıbbi bakım eksikliği göz önünde bulundurulduğunda, cilt ve sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Aynı zamanda salgın hastalıkların yayılması riski oluşturuyor. Uygun ve güvenli banyoların eksikliği ve yaygın olarak ahşap ve plastikten yapılmış banyoların olması nedeniyle, utanç ve endişe duyan kadınlarla karşılaştım. Bu durum onların daha az su içmelerine ya da uzun saatler boyunca tuvaleti kullanmaktan kaçınmalarına yol açıyor. Bu da idrar yolu enfeksiyonları gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabiliyor.”