43 yıllık sır ifşa oldu: Reagan'ın ekibi seçimi kazanmak için İran'a "ABD'li rehineleri bırakmayın" demiş

1979'daki rehine krizi sırasında Amerikan siyasetinde yaşananlar eski bir siyasetçinin kamuoyuna açıkladığı tanıklıklarıyla yeniden gündeme geldi

ABD Kongresi Reagan yönetimiyle İran arasında gizli bir anlaşma olup olmadığını ortaya çıkarmak için 1992 ve 1993'de iki ayrı soruşturma yürütmüştü (AFP)
ABD Kongresi Reagan yönetimiyle İran arasında gizli bir anlaşma olup olmadığını ortaya çıkarmak için 1992 ve 1993'de iki ayrı soruşturma yürütmüştü (AFP)
TT

43 yıllık sır ifşa oldu: Reagan'ın ekibi seçimi kazanmak için İran'a "ABD'li rehineleri bırakmayın" demiş

ABD Kongresi Reagan yönetimiyle İran arasında gizli bir anlaşma olup olmadığını ortaya çıkarmak için 1992 ve 1993'de iki ayrı soruşturma yürütmüştü (AFP)
ABD Kongresi Reagan yönetimiyle İran arasında gizli bir anlaşma olup olmadığını ortaya çıkarmak için 1992 ve 1993'de iki ayrı soruşturma yürütmüştü (AFP)

Eski Teksas Vali Yardımcısı Ben Barnes, 1979 İran İslam Devrimi sonrasında Tahran'da 52 ABD'linin 444 gün boyunca alıkonulduğu rehine kriziyle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı.
Barnes, o dönem ABD başkanlığı için aday olan Ronald Reagan'ın ekibinden üst düzey bir kişinin, 1980 seçimlerinde Jimmy Carter'ın yeniden seçilmesini engellemek için İran'la pazarlık yaptığını ve rehinelerin salınmasını ertelemek istediğini söyledi.
Barnes'ın röportajı The New York Times'ta "40 yıllık sır" başlığıyla yayımlandı.
Barnes verdiği röportajda, Reagan'ın seçim ekibini yöneten ekipte yer alan eski Teksas Valisi John Connally Jr.'ın kendisini bir Ortadoğu turuna götürdüğünü söyledi. Eski siyasetçi, bu gizli diplomatik seyahatin İran'ı Amerikan rehineleri seçim sonrasına kadar serbest bırakmamaya ikna etmek için yapıldığını öne sürdü.
Birkaç Ortadoğu başkenti ve lobi grubunu ziyaret ettiklerini belirten Barnes, rehineler seçime kadar serbest bırakılmazsa Cumhuriyetçi aday Reagan'ın  daha iyi bir teklifle geleceği konusunda Tahran'ı ikna etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter'ın ciddi sağlık sorunları nedeniyle bakımevine kaldırılmasının ardından konuyu açıklamaya karar verdiğini belirten Barnes, "Yaşananlar tarihe geçmeli" dedi.
Barnes, ilk olarak bazı Ortadoğu liderleriyle görüşen Connally'nin onları şu sözlerle ikna etmeye çalıştığını söyledi:
"Bakın, Ronald Reagan seçilmiş başkan olacak ve İran, Carter'la yaptığından daha iyi bir anlaşmayı Reagan'la yapabilecek. İranlılara bu seçim bitene kadar beklemelerini söylemek sizin için çok akıllıca olur"
Barnes, daha sonra seçimi kazanan Reagan'ın ziyaretlerden haberi olup olmadığını bilmediğini ancak seyahat sonrasında Connally'nin konuyla ilgili seçim kampanyası müdürünü bilgilendirdiğini söyledi.
Röportajla bağlantılı olarak başkanlık kütüphanesi kayıtlarını inceleyen New York Times, Connally ve Barnes'ın 18 Temmuz 1980'de Ürdün, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail'i kapsayan bir tura çıktıklarını ve 2 Ağustos'ta ABD'ye döndüklerini tespit etti.

1979 rehine krizi 
1979 İran İslam Devrimi'nin takip eden günlerde, devrimi destekleyen bir grup İranlı öğrenci Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'ni basarak 52 diplomat ve Amerikan vatandaşını rehin almıştı.
Beyaz Saray'ın diplomatik çabalarına rağmen, 52 kişi tam 444 gün boyunca rehin olarak tutulmuş ve yaşanan kriz Demokrat başkan Jimmy Carter'ın yeniden seçilme şansına ciddi darbe vurmuştu.
Cumhuriyetçilerin adayı Ronald Reagan, 1980 seçimlerini ağır bir farkla kazanmış, Reagan'ın yemin ederek göreve başlamasından dakikalar sonra ise rehineler serbest bırakılmıştı.
ABD Kongresi 1992 ve 1993'te iki ayrı soruşturma başlatarak, Reagan'ın ekibiyle İran arasında gizli bir anlaşma olup olmadığını incelemiş ve iddiayla ilgili delilleri yetersiz bulmuştu. 
Reagan yönetimi o dönem İran'daki yeni rejimi silah desteğiyle ödüllendirmek ve Amerikan bankalarındaki İran varlıklarını kullanıma açmakla suçlanmıştı.

Independent Türkçe, The New York Times, Telegraph



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.