İsrail-Filistin uzlaşısına Huvara gölgesi

Huvara, Şarm eş-Şeyh’teki güvenlik toplantısını ‘bir kez daha’ karıştırdı

İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria’nın Huvara mahallesinde olay mahallinde (AP)
İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria’nın Huvara mahallesinde olay mahallinde (AP)
TT

İsrail-Filistin uzlaşısına Huvara gölgesi

İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria’nın Huvara mahallesinde olay mahallinde (AP)
İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria’nın Huvara mahallesinde olay mahallinde (AP)

Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus yakınlarındaki Huvara’da bir Filistinlinin İsraillilere yönelik yeni bir saldırı yapması, Ramazan öncesinde iki taraf arasındaki şiddet döngüsünü kırmayı amaçlayan Şarm eş-Şeyh Toplantısı’nı gölgede bıraktı.
Bir Filistinli, bir İsraillinin aracına silahlı saldırı düzenleyerek sürücüyü bir kurşun yağmuru ile hedef aldı. Sürücünün eşi ise paniğe kapılırken, ağır şekilde yaralandı. Şarm eş-Şeyh’te bölgedeki tırmanışı azaltma konusu ele alınırken, Huvara’da ise yaralı İsraillinin ateş açtığı Filistinli saldırgan, İsrail ordusu tarafından yakalandı.
Ordu sözcüsü, Huvara’daki Einabus kavşağında bir kişinin bir İsrail arabasına ateş açtığını açıklarken, daha sonra bölgede yapılan araştırmaların ardından işgal ordusu askerlerinin yaralı eylemciyi yakaladığını ve tutukladığını söyledi.
Saldırıdan üç hafta önce Akabe güvenlik toplantısının ilk kez yapıldığı 26 Şubat’ta, Huvara’da Filistinli bir silahlının aracına yönelik düzenlediği silahlı saldırıda 2 İsrailli kardeş ölmüştü. O sıralarda da İsrailli, Filistinli, Amerikalı, Ürdünlü ve Mısırlı yetkililer Akabe’de bölgede sükûnetin teşvik edilmesini görüşüyordu. Saldırının ardından yerleşimcilerin kasabaya saldırması, evleri ve araçları ateşe vermesi ve bir Filistinliyi öldürmesi, o dönemde Akabe toplantısını başarısızlığa uğratan yeni bir gerginliği ateşledi.
Pazar günkü saldırı, önceki silahlı saldırının 100 metre yakınında ve Ramazan ayı öncesinde Şarm eş-Şeyh’te benzer bir toplantının yapıldığı sırada gerçekleşti.
İsrail medyası, İsraillilerin Batı Şeria’nın kuzeyindeki ve merkezindeki yerleşim yerlerine ulaşmak için düzenli olarak seyahat ettikleri tek Filistin kasabası olan Huvara’nın uzun süredir Batı Şeria’da bir parlama noktası olduğunu belirtti.
Yerleşim Bölgeleri Konseyi Başkanı Yossi Dagan, durumu hemen tersine çevirme çağrısında bulunurken, “Terörist Filistin Yönetimine karşı bir operasyon başlatma sırası İsrail ordusuna geldi. Bu hükümet bunun için seçildi” dedi.
Yerleşim Bakanı Orit Stroke Orit Strook ise “Filistinlilerin Huvara yolundaki hareketlerini sınırlamak, yol boyunca teröristler için koruma olarak kullanılan dükkanları kaldırmak, silahları kontrol etmek ve yerleşim yerlerini yenilemek gerekiyor” dedi.
Operasyonun ardından İsrail basını, İsrail heyetinin Huvara saldırısını protesto etmek için toplantıdan çekildiğini bildirdi. Ancak bir süre sonra Filistin Yönetimi’nden üst düzey bir yetkili, Şarm eş-Şeyh’teki görüşmelerin planlandığı gibi devam ettiğini duyurdu. İsrail medyasında, İsrail heyetinin Huvara’daki saldırıyı protesto etmek için mekânı terk etmeye karar verdiği yönündeki iddialar da yalanlandı.
Öte yandan Filistinli yetkililer, İsrail’in Batı Şeria’da devam eden tırmanışı ortasında ‘büyük bir sıfır’ beklediklerini söylediler.
İsrailli yetkililer, Ramazan’da sükunete ve çatışmasızlığa değil, gerginliğe hazırlandıklarını söyledi.
Ramazan arifesinde Batı Şeria’da yoğunlaşması beklenen bir dizi İsrail saldırısına misilleme olarak, beşli Şarm eş-Şeyh toplantıları, ilk olarak İsrail’de Filistinlilerin Ramazan ayında saldırılar düzenleme niyetinde olduklarını belirten uyarılar nedeniyle başlatıldı.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Güvenlik teşkilatı ramazan öncesi alarmda” açıklamasında bulundu.
İsrail yayın kurumu KAN TV kanalı, Ramazan’a bir haftadan az bir süre kala İsrail hedeflerine yönelik operasyonlarla ilgili onlarca uyarı alındığını bildirdi. Ramazan ayında operasyonların artacağı uyarıları ortasında İsrailli güvenlik yetkilileri de Batı Şeria ve İsrail içinde yakın zamanda bir operasyon dalgası uyarısı yaptı. Ramazan ayı, her yıl İsrail’de güvenlik açısından en gergin dönemlerden biri olarak kabul ediliyor. İsrail medyası, yaklaşan Ramazan ayıyla birlikte Filistinli örgütlerin tehditlerinin arttığını ve İsrail polisinin de planlanan saldırılarla ilgili çok sayıda uyarı aldığını söyledi.
Huvara’daki operasyon, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki kuvvetlerine kapsamlı düzenli takviye sağlama kararını hızlandırdı. Ancak asıl olarak İsrail ordusu, şu anda Huvara’daki yerleşimciler tarafından yapılabilecek saldırıları önlemeye çalışıyor.



Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Fatıma, yarım saattir mülteci kampının tek tuvaletine girmek için uzun bir kuyrukta sıranın kendisine gelmesini beklerken bir kadın olarak aniden, “Bu uzun kuyruğu atlamam lazım, aniden regl oldum, lütfen müsaade edin!” diye bağırdı.

Fatıma'nın önünde sıraya dizilmiş yaklaşık 20 erkek ve kadının her biri tuvalete girip ihtiyaçlarını giderirken, diğerleri onları beklemek zorunda kalıyor.

Utanç ve mahremiyet

Bu şekilde bağırdığı için utanan Fatıma, “Sırayı neden atlatmam gerektiğini gerekçelendirmek zorundaydım ama bahanem bir kadın olarak mahremiyetimdi. Ne yazık ki bu savaşta insanlar arasında mahremiyet falan kalmadı.

Fatıma, savaştan önce Gazze şehrinin doğusunda yaşıyordu. Ancak bugün bu bölge tehlikeli bir savaş alanına dönmüş durumda. Fatıma, oradan kaçmak zorunda kaldı ve yaklaşık 250 kişiyle birlikte bir sığınma kampında yaşıyor. Hepsi de bütün gün dolu olan tek bir banyoyu paylaşıyor.

Fatıma, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu insanca bir hayat değil. Hiçbir şey yok, susuz, yiyeceksiz ve daha da zoru tuvaletsiz çadırlarda yaşıyoruz. Tuvaleti kullanmak için çok erken kalkıp kadınlar ve erkeklerden oluşan karma bir kuyrukta sıra beklemem gerekiyor. Kirli bir banyoyu kullanmak salgın hastalıkların yayılması için davetiye çıkarıyor.”

Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

En zorlu insani meselelerden biri

Kamptaki herkes küçük bir banyoyu kullanıyor. Burayı banyo, tuvalet ve çamaşır yıkamak için kullandığını söyleyen Fatıma, bu durumdan oldukça şikayetçi ve psikolojik olarak bu durumdan etkilenmiş görünüyor.

Gazze Şeridi’ndeki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşılaştığı en zor insani sorunlardan biri. Bu aynı zamanda sadece yerinden edilmiş insanların tek bir tuvaleti kullanmasını değil, aynı zamanda kirli tuvaletleri, susuzluğu ve cinsiyet mahremiyetinin olmadığı çok katmanlı bir sorun.

Elinde boş bir şişe taşıyan Yusuf, tuvaletten çıkarak şişeyi suyla doldurmanın bir yolunu aradı. Yusuf, tuvalet kirlendiği ve temizlemek istediği için kuyruktaki insanlardan tuvalete girmemelerini istedi, fakat bu zaman alan bir süreçti.

Çadırlardan uzağa

Kimse tuvaletin temizlenmesini beklemedi ve Yusuf şişeyi doldurmak için en yakın su kaynağını ararken teker teker içeri girdiler. Kampta iki tuvalet olmasını kabul edebileceğini fakat kabul edemediği tek şeyin tuvaletlerin temiz olmaması olduğunu söyleyen Yusuf, “Banyoda su deposu yok. Bu yüzden sürekli kirli kalıyor. Gazze'nin ciddi bir su krizi yaşaması büyük zorluk yaratıyor” ifadelerini kullandı. Yusuf, su bulunsa bile hijyen araç ve gereçlerinin eksik olduğunu ve tuvaletlerin temizlenmesi sürecini engellediğini ifade etti.

kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yaklaşık 350 kişilik olan, nispeten büyük bir kampta yaşayan Yusuf, az sayıdaki tuvaletin çadırlara uzak olduğundan ve tuvalete ulaşmak için 250 metre yürümek zorunda kaldıklarından şikayetçi.

Gazze'deki tuvalet krizi, İsrail ordusunun Gazzelilerden evlerini terk etmelerini istemesi ve onları hiçbir altyapı, kanalizasyon sistemi ve tuvaletin bulunmadığı barınaklara (okullar, kamplar ya da kamu tesisleri) tıkıştırmasıyla ortaya çıktı.

İlkel tuvaletler

Yerinden edilen insanların sayısı arttıkça ve tahliye alanları genişledikçe, mevcut barınma tesisleri sayıları karşılayamaz hale geliyor. Bu durum tuvaletler üzerinde baskıya neden olurken özellikle kadınlar için sağlık ve psikolojik açıdan felaketlere yol açıyor.

Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine inşa edildiğinden, yerinden edilmiş kişiler kendi ilkel, sağlıksız ve yetersiz tuvaletlerini/banyolarını inşa ediyorlar.

Çadırının yakınlarındaki bir köşede ailesi için yeni bir banyo ve tuvalet inşa eden Zeyd, kamp sakinlerinin tuvaleti kullanmayı istediklerini, onlara engel olmadığını söyledi. Zeyd, umumi tuvaletlerin yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğunun altını çizdi.

Ek bir sorun olarak temizlik

Zeyd, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Çok sayıda yerinden edilmiş kişinin belirli coğrafi bölgelere sıkıştırılması umumi tuvalet krizine yol açtı. Bu da sık kullanılan bu ortak tuvaletleri temizleyecek günlük kullanım suyunun ciddi şekilde yetersiz olması, su sağlayan pompaları çalıştıracak su ve elektrik kaynaklarının kesilmesi ve hijyen kitlerinin yetersizliği gibi diğer krizlerle birlikte ortaya çıktı.”

Zeyd ve onunla birlikte banyoyu kullanan komşuları banyoyu sırayla temizlemek zorunda. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Zeyd, “Kötü kokuları gidermek ve böceklerin yayılmasını mümkün olduğunca sınırlamak için atıkları kumla örtüyoruz. Su kıtlığı ve temizlik malzemelerinin yüksek fiyatlı olması nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyoruz” dedi.

Üç çocuk annesi olan Sabrin, “Banyolar çok yetersiz ve ilkeller. Boyutları da küçük ve dar.  Bu yüzden ihtiyacı karşılamıyor. Küçük çocukların kuyrukta bekleyecek sabrı yok” ifadelerini kullandı.

Umumi banyoların/tuvaletlerin farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve kadınların mahremiyetini koruyamadığını belirten Sabrin, “Bunlar feci ve insanlık dışı koşullar. Gazze'de tuvalet kullanımı psikolojik ve fiziksel olarak yorucu bir halde. Uygun donanıma sahip bir banyomuz yok” şeklinde konuştu.

Psikolojik ve sağlık üzerindeki etkileri

Umumi tuvaletler meselesinin Gazzeliler üzerinde ağır bir psikolojik ve sosyal etkisi söz konusu. Yerinden edilen insanlar her zaman insanlık onurlarının ihlal edildiğini hissediyor ve utanç verici durumlara maruz kaldıklarında öfkeleri ve üzüntüleri daha da ağır basıyor.

Dermatoloji uzmanı Dr. Enes ed-Deyk, aşırı kalabalık sorunundaki en ciddi faktörün yerinden edilen kişilerin mülteci kamplarındaki tuvaletleri paylaşmak zorunda kalmaları, bunun da ishal, solunum yolu hastalıkları ve cilt hastalıkları gibi birçok hastalığın yayılmasına neden olması olduğunu söyledi.

Dr. Deyk, şunları söyledi:

“Sağlıksız koşullar, özellikle ilaç ve tıbbi bakım eksikliği göz önünde bulundurulduğunda, cilt ve sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Aynı zamanda salgın hastalıkların yayılması riski oluşturuyor. Uygun ve güvenli banyoların eksikliği ve yaygın olarak ahşap ve plastikten yapılmış banyoların olması nedeniyle, utanç ve endişe duyan kadınlarla karşılaştım. Bu durum onların daha az su içmelerine ya da uzun saatler boyunca tuvaleti kullanmaktan kaçınmalarına yol açıyor. Bu da idrar yolu enfeksiyonları gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabiliyor.”