Anayasayı değiştirmeyi reddeden Hamaney protestolar nedeniyle Batı'yı suçladı

Yeni yıl münasebetiyle yaptığı konuşmasında ‘enflasyonun düşürülmesi’ çağrısında bulunan Hamaney, Asya ülkeleriyle ilişkilerde kaydedilen ilerlemeye övgüde bulundu ve Ukrayna savaşına müdahale ettikleri yönündeki iddiaları yalanladı.

Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
TT

Anayasayı değiştirmeyi reddeden Hamaney protestolar nedeniyle Batı'yı suçladı

Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare

İran Dini Lideri Ali Hamaney yıllık konuşmasında, ABD'yi ve Avrupalı ​​müttefiklerini ülkeyi aylardır sarsan halk protestolarının arkasında olmakla suçladı. Aynı zamanda, ekonominin ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorun olduğunu vurgulayarak, ülke içindeki değişim çağrılarına kilit vurdu. Tahran'ın Ukrayna savaşında taraf olduğu iddialarını reddeden Dini Lider, Asya'da diplomatik ilişkilerin gelişmesini memnuniyetle karşıladı. Hamaney ayrıca, ABD politikasını ‘körü körüne takip etmekten’ kaçınmaları şartıyla, Avrupalılarla ilişkilere açık kapı bıraktı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesinden üç yıl sonra, bu, Hamaney'in Nevruz Bayramı münasebetiyle Tahran'daki karargahının dışına çıkarak ülkenin kuzeybatısındaki Horasan eyaletinin yönetim merkezi Meşhed kentindeki Şii’lerin sekizinci imamının türbesinde destekçilerinden oluşan bir kalabalığa yaptığı ilk konuşmaydı. Meşhed, Hamaney'in yanı sıra İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın da memleketi olarak biliniyor.
Hamaney, geçtiğimiz Eylül ayında Mahsa Amini adlı Kürt asıllı bir genç kızın ölümünün ardından ülkeyi kasıp kavuran protestolara ilişkin kendi anlatısını savundu. Hamaney, ABD'yi protesto hareketini kışkırtmakla suçlayarak eleştirdi.
Hamaney “Halk, ülkenin temel meselelerinin farkında olmalı ve bunların ele alınmasına katılmalı” ifadelerini kullanarak ‘kamuoyunun bir fikri hoş karşılamadığı durumlarda, pratikte bu fikrin uygulanmayacağını’ vurguladı.
Ülkede son sözü söyleyen Hamaney, İran devlet televizyonunda yayınlanan konuşmasında, “Düşmanların istediği gelişme ve geçiş, bizim inandığımız noktanın tam tersidir” dedi. Bu kişileri ‘yapısal değişim ve devrimden bahsederken İran’ın İslami kimliğini’ değiştirmeye çalışmakla suçladı. “Amaçları, insanlara kimliklerini hatırlatan her şeyi silmek” diyen Hamaney, bu kişilerin ‘ilk Dini Lider’in (Humeyni) hatırasına ve velayet-i fakihe karşı çıktıklarını’ sözlerine ekledi.
İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığına göre Hamaney “Düşmanın amacı, dini halk egemenliğine dayalı hükümeti, görünüşe göre sahte bir Batı demokrasisi biçiminde kendilerine sadık bir hükümete dönüştürmektir” dedi. Hamaney ‘içeride anayasa değişikliğinden bahsedenlerin düşmanların söylediklerini tekrarladığını’ kaydetti.
Hamaney bu sözleri ile üstü kapalı olarak, reformist lider Mir Hüseyin Musevi ve İran'ın en önde gelen Sünni din adamı Zahidan Cuma İmamı Abdulhamid İsmailzehi tarafından yapılan referandum çağrılarına işaret ediyordu.
Hamaney uyarıcı bir ses tonuyla “Gözümüzü açmazsak, değişim adına güçlü yönlerimize zarar verebiliriz” dedi. Suçu kendi deyimiyle ‘rejimi koruyan ve devrimi sevenlere’ atarak “Bazen olumlu bir adım için dikkatli olmuyorlar ve böylece güçlü yönlere zarar veriyorlar” dedi.

Uluslararası bir komplo
Tüm bunlara ek olarak Hamaney ‘düşmanları’ hibrit bir savaş başlatmak ve bir iç savaş çıkartma peşinde olmakla suçladı. ‘Düşmanların karmaşık planları’ olduğundan söz ederek “İran halkı darbeye, yaptırımlara, medya savaşına ve güvenlik komplolarına göğüs gerdi” dedi. Ayrıca ‘İran’a karşı başlattıkları savaş ve korku uyandırma hamlesinin eşi benzeri görülmediğini’ belirtti. ‘Son isyanlarda herkesin sahneye girdiğini ve ABD gibi bir ülkenin başkanının da sahnede olduğunu’ vurgulayarak “İslam Cumhuriyeti zayıf değil, güçlü olduğunu kanıtladı. Bu tür isyanlarda ve küresel komplolarda üstün geldi ve dünyaya güçlü olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan küçük anlaşmazlıklar nedeniyle tartışmalardan kaçınılmasını tavsiye eden Hamaney “Bazen hoşgörü ve tolerans göstermek gerek. İki kişinin siyasi bir konuda fikir ayrılığına düşmesi mümkündür. Bu, toplumda farklılıklara ve dualiteye yol açar” dedi. Yetkilileri ve önemli pozisyonlarda yer alanları iyimserlik oluşturmaya çağırarak “Düşmanlar gençleri umutsuzluğa düşürmeye çalışıyorlar. İyimserlik gerektiren konular az değil. Herkes iyimserlik oluşturmalı (...) İyimserlik oluşturmak, kendimizi kandırmak anlamına gelmez” dedi.
Hamaney “Bölgede ezeli düşmanımız ABD tarafından gördüğümüz farklı durumlarla mücadele ediyoruz. Bizim politikamız netken ABD’liler ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar” dedi. Ayrıca “ABD’liler, İran üzerinde benzeri görülmemiş bir ekonomik baskı uyguladıklarını söylüyorlardı. Bütün yalanlarına rağmen burada söyledikleri doğru” ifadelerini kullandı.
İran’ın dış politikasındaki son gelişmelere değinen Hamaney, ‘Avrupalıların ve ABD’lilerin İran’ı yalnızlaştırmak ve ilişkilerinin kesilmesi için baskı yaptığını ancak arzularının tam tersinin olduğunu’ söyleyerek İran ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerin gerilediğini kabul etmekle birlikte ‘Asya ülkelerinin önemli bir bölümü ile ilişkilerinin yüzde 100 arttığını ve bu yoldan devam edeceklerini’ vurguladı.
Bu konuda Hamaney, "Yalnız kalmadık, aksine masadayız" dedi. Hamaney 'Afrika ve Latin Amerika ile güçlü ilişkiler kurmanın planları arasında yer aldığını ve bu konunun takipçisi olacaklarını' kaydetti. Bununla birlikte "Avrupa ülkelerine küsmüş değiliz. ABD'nin politikalarını körü körüne takip etmekten kaçınan her ülkeyle ilişki kurmaya hazırız" diye ekledi.
Hamaney, ülkesinin Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaşa müdahil olduğu yönündeki iddiaları yalanlayarak “Direniş cephesini desteklediğimizi açıkça beyan ediyoruz. Ancak Ukrayna'daki savaşa katıldığımızı asla kabul etmiyoruz” dedi. Hamaney “Silahlar ABD yapımı. Şu ana kadar savaştan tek yararlanan taraf ABD oldu” diyerek ‘ABD merkezli silah fabrikalarının durumdan çıkar sağlarken Ukrayna halkının sıkıntıda olduğunu’ vurguladı.

Ekonomi en önemli mesele
Hamaney konuşmasında ülkedeki ekonomik duruma değinerek, İran ekonomisinin ABD doları ile bağlantısının ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olduğunu ve hükümetin ihracat ve ithalatta yerel para birimini kullanması gerektiğini söyledi.
Hamaney “Mevcut hükümet dikkatle izleyip ekonomi yönetimini halka bırakmalıdır. Devlet şirketleri özel sektörle rekabet etmemelidir” şeklinde öneride bulundu.
Hamaney “Ham petrol ihracatına bağımlı olmamız eksikliktir. Petrol dışı ihracatı artırma yönünde bir eğilim var” dedi.
Dün erken saatlerde İran devlet televizyonu, Hamaney'in İran'da yeni yılın ilk günü olarak kutlanan Nevruz Bayramı münasebetiyle kaydedilmiş konuşmasını yayınlamıştı.
Ekonomik kriz, Hamaney'in konuşmasında öne çıktı. Hamaney, yeni yılda hükümet başta olmak üzere devlet kurumları için genel bir çerçeve oluşturmak amacıyla, son yıllarda izlediği politika bağlamında bir kez daha halka ekonomi sloganı attı.
ABD yaptırımları sonucunda petrol satışlarında düşüş kaydedilmesiyle, önceki yılların sloganları ekonomik durumu iyileştirmede başarılı olamadı. 2015 nükleer anlaşmasına varılmadan önce bile İran'a ABD ekonomik yaptırımları uygulandığından beri, Hamaney'in tüm Nevruz konuşmalarına ekonomik sloganlar hakim oldu.
Hamaney, ‘ülkedeki en önemli konunun ekonomi’ olduğunu söyleyerek ekonomik duruma ilişkin olumlu ve olumsuz konulara değindi. Olumsuzluk yönünde Hamaney, enflasyona ve hayat pahalılığına, özellikle de gıda ve temel ihtiyaçların fiyatlarındaki artışa dikkati çekti. Hamaney “Gerçekten acı bir durum. Gıda ve temel ihtiyaçların fiyatları yükseldiğinde, en ağır yük toplumun en yoksul sınıflarının omuzlarına biniyor” dedi.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.