Rusya, petrol üretimindeki kesintiyi haziran ayına kadar uzattı

Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak. (Reuters)
Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak. (Reuters)
TT

Rusya, petrol üretimindeki kesintiyi haziran ayına kadar uzattı

Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak. (Reuters)
Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak. (Reuters)

Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak, ülkesinin mevcut piyasa koşullarını dikkate alarak petrol üretimini haziran ayına kadar düşük seviyelerde tutma kararı aldığını açıkladı.
Rusya geçtiğimiz mart ayında, Batı’nın kendisine uyguladığı yaptırımlara yanıt olarak ham petrol üretimini günde 500 bin varil azaltacağını duyurmuştu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre  Novak, Rusya'nın halihazırda bu taahhüdü uygulamaya yakın olduğunu belirtti ancak herhangi bir ayrıntı vermedi.
Günlük petrol üretimi azaltma, Rusya'nın ocak ayındaki toplam ham petrol ve kondensat üretiminin yaklaşık yüzde 5'ine eşdeğer gerçekleşiyor.
Moskova, tüm dünyanın enerji güvenliği açısından büyük risk oluşturan hiçbir dış kısıtlamayı kabul etmeyeceğini vurguladı.
 



Uluslararası Enerji Ajansı: Ukrayna savaşı nedeniyle temiz enerjiye yatırım fırladı

Raporda, temiz enerjinin özellikle iklim kriziyle mücadeledeki önemine de dikkat çekildi (Reuters)
Raporda, temiz enerjinin özellikle iklim kriziyle mücadeledeki önemine de dikkat çekildi (Reuters)
TT

Uluslararası Enerji Ajansı: Ukrayna savaşı nedeniyle temiz enerjiye yatırım fırladı

Raporda, temiz enerjinin özellikle iklim kriziyle mücadeledeki önemine de dikkat çekildi (Reuters)
Raporda, temiz enerjinin özellikle iklim kriziyle mücadeledeki önemine de dikkat çekildi (Reuters)

Uluslararası Enerji Ajansı (UAE), Rusya - Ukrayna savaşı nedeniyle temiz enerjiye yatırımlarda büyük artış yaşandığını bildirdi. 

UAE'nin yayımladığı raporda, bu yıl temiz enerji sektöründeki yatırımların 1,7 trilyon dolara ulaşmasının beklendiği ifade edildi.

Kömür, doğalgaz ve petrol gibi fosil yakıtlara yapılan yatırımlarınsa 1 trilyon dolara çıkması öngörülüyor.

Fransa merkezli ajansın raporunda, değişken fosil yakıt fiyatlarının yanı sıra savaşla birlikte enerji güvenliğine dair endişelerin artmasının da temiz enerjiye yatırımlardaki yükselişte önemli rol oynadığını bildirdi. 

UAE'nin icra direktörü Fatih Birol, yatırımlarla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 

5 yıl önce küresel enerji yatırımı 2 trilyon dolardı. Bunun 1 trilyon doları temiz enerji, 1 trilyon doları da fosil yakıtlar içindi. Bugünse söz konusu rakamın 1 trilyon doları fosil yakıtlara, 1,7 trilyon dolarıysa temiz enerjiye gidiyor. Bu, enerji piyasaları ve iklim değişikliği üzerinde sonuçları olacak ciddi bir değişimdir. Bunun çok heyecanlandırıcı olduğunu düşünüyorum.

Temiz enerji sektöründe en büyük yatırımların güneş enerjisine yapıldığını söyleyen Birol, "Tarihte ilk kez güneş enerjisine giden yatırım miktarı, petrol üretimine gidenden daha fazla" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaş, enerji sektöründe de krize ve endişelere yol açmıştı.

Raporda, savaş nedeniyle yükselen petrol fiyatları sonucunda küresel çapta kömüre talebin de arttığına dikkat çekildi. 

Buna ek olarak özellikle petrol ve doğalgaz sektöründe kaynak (upstream) yatırımlarda da artış yaşandığına işaret edildi. Bu yatırımların, yıl içinde yüzde 7 artışla 2019'daki seviyesine geri yükselmesi öngörülüyor. Doğalgaz ve petrol endüstrisinde "upstream", yeraltındaki ve sualtındaki ham petrol ve doğalgaz kaynaklarının keşiflerini ve sondaj çalışmalarını içeriyor.

Independent Türkçe, CNN, Guardian

 


Rus bankası Gazprombank Türk lirasıyla transfer hizmetine başlıyor

Rusya'nın en büyük üçüncü bankası konumundaki Gazprombank'a ABD ve AB tarafından henüz bir yaptırım uygulanmadı (Reuters)
Rusya'nın en büyük üçüncü bankası konumundaki Gazprombank'a ABD ve AB tarafından henüz bir yaptırım uygulanmadı (Reuters)
TT

Rus bankası Gazprombank Türk lirasıyla transfer hizmetine başlıyor

Rusya'nın en büyük üçüncü bankası konumundaki Gazprombank'a ABD ve AB tarafından henüz bir yaptırım uygulanmadı (Reuters)
Rusya'nın en büyük üçüncü bankası konumundaki Gazprombank'a ABD ve AB tarafından henüz bir yaptırım uygulanmadı (Reuters)

Rus bankası Gazprombank, bireysel müşterilerine Türk lirasıyla para transferi seçeneği sunacağını açıkladı.
Bankanın açıklamasında Türk lirası transferinin Rusya'ya ve yurtdışına açık olacağı belirtilirken, asgari tutar uygulaması olmayacağı, bireysel müşteriler için yüzde 1,5 VIP müşteriler içinse yüzde 1'lik komisyon uygulanacağı ifade edildi.
Rusya'dan Türkiye'ye banka kullanmadan, ödeme sistemleri yardımıyla para göndermenin çeşitli yöntemleri olsa da Gazprombank'ın Türk lirasıyla transfer hizmetinin talep görmesi bekleniyor.
Rusya Bankalar Birliği Başkan Yardımcısı Aleksey Voylukov, yeni düzenlemenin Türkiye'ye tatil veya iş amaçlı seyahat eden Rus vatandaşları için kolaylık olacağını söyledi.
Gazprombank üzerinden Türk lirası transferinin iki ülke arasındaki ticari ilişkileri de artıracağını söyleyen Voylukov, "Bu düzenleme, Türk ortaklarla çalışan şirketler ve girişimciler için anlaşma yapmayı kolaylaştıracak. Türkiye'yle dış ticaret anlaşmalarının cirosu büyümeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili Kommersant'a konuşan Finansal Yenilikler Birliği Başkanı Roman Prokhorov, Türkiye'de yaşayan geniş Rus nüfusu nedeniyle yeni servisin yoğun talep göreceğini söyledi.
Prokhorov, "Teorik olarak, bu servis Rus turistlerin kartlarını yeniden doldurmak için kullanılabilir. Ancak kartları istikrarsız liraya bağlamak riskler yaratacak" diye konuştu.
Benzer kaygıları dile getiren ödeme sistemleri uzmanı Dmitri Vişniyakov ise, "Türk lirasının yıllık değer kaybı yüzde 100'e ulaştığı için bu sistem bankalar için kur riskini beraberinde getirecek. Ancak Rus girişimciler arasında böyle bir servise ve Türk lirasına yönelik talep artıyor" diye konuştu.
Haberde ayrıca 28 Nisan'da yapılan Erdoğan-Putin görüşmesinin ardından Türkiye medyasına yansıyan "rebit kart" iddialarına da yer verildi. Söz konusu haberlerde iki liderin, Rus turistlerin Türkiye'de kullanabileceği yeni bir para kart sistemi üzerinde çalışma konusunda mutabık kaldıkları belirtilmişti.
Independent Türkçe, Kommersant, EUObserver


Karadeniz gazıyla mayıs ayında hanelerin yaklaşık 5,9 milyar liralık faturası karşılanacak

AA
AA
TT

Karadeniz gazıyla mayıs ayında hanelerin yaklaşık 5,9 milyar liralık faturası karşılanacak

AA
AA

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan, AA muhabirine, yaklaşık 10 bin personelin gayretli çalışmasıyla yerli doğal gazın kısa süre içinde tüketicilerle buluşturulacağını ve Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi'nde işlenerek kullanıma hazır hale getirileceğini söyledi.
Türkiye'de son 10 yılda yapılan yatırımlarla iletim ve dağıtım şebekesinin fiili kapasitesinin maksimum doğal gaz talebini karşılayacak düzeye ulaştığına işaret eden Arslan, 2022 sonu itibarıyla Türkiye'de doğal gaz dağıtım şebeke uzunluğunun 180 bin kilometrenin üzerinde olduğunu dile getirdi.
Arslan, yerli doğal gazın sisteme verildikten sonra mevcut dağıtım şebekesi vasıtasıyla tüketicilere ulaştırılacağını belirterek, "Yerli doğal gaz en kısa sürede hanelerde kullanılmaya başlanacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ilk planlamasına göre yerli doğal gaz mayıs ayında tüketicilerle buluşacak. Bu gelişme ülkemiz enerji piyasası için bir milat niteliği taşıyor." dedi.
Doğal gazın hem ısınmada hem de sıcak su ve pişirme amaçlı kullanımda kömür, LPG gibi alternatif yakıtlara kıyasla yaklaşık 2-3 kat daha ucuz olduğunu vurgulayan Arslan, 2022 yılında bir hanenin yıllık doğal gaz giderinin 6 bin lira civarında olduğunu söyledi.
Arslan, yerli doğal gazın maliyetinin piyasa fiyatlarına kıyasla düşük olacağı öngörüsüyle bu tutarın daha aşağılara inmesinin mümkün göründüğünü belirterek, "Mayıs ayı doğal gaz tüketiminin hane başı ortalama 50 metreküp seviyesinde gerçekleşeceği ve doğal gazın ortalama konut fiyatının mayıs ayında 6,15 lira olacağını düşünüldüğünde, Karadeniz gazıyla yaklaşık 19 milyon 200 bin abonenin toplamda 5,9 milyar liralık faturası devlet tarafından karşılanabilir." diye konuştu.

"Yıllık doğal gaz ithalat faturası bugünün fiyatlarıyla 8-9 milyar dolar azalabilir"
Keşfedilen 710 milyar metreküp doğal gazın piyasa değerinin 500 milyar doların üzerinde olduğuna dikkati çeken Arslan, doğal gaz fiyatlarının uluslararası piyasalarda oldukça değişken olması sebebiyle keşfedilen gazın ekonomik değerinin de değişmekle birlikte her halükarda Türkiye'nin uzun yıllar ithalat faturasına olumlu olarak yansıyacağını vurguladı.
Arslan, küresel piyasalardaki doğal gaz fiyat hareketleri incelendiğinde Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF fiyatının 19 Nisan'da 1000 metreküp başına ortalama 500 dolar civarında olduğunu ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Açık kaynak verilerine göre Türkiye'nin ithalat maliyetinin geçtiğimiz yılın ikinci yarısında 1000 metreküp başına 1000 ila 1200 dolar iken 2023 yılının ilk iki ayında ortalama 500 ila 600 dolar aralığında olduğu görülmektedir. Önümüzdeki dönemde Karadeniz doğal gazının üretim kapasitesinin artmasıyla Türkiye'nin yıllık doğal gaz ithalat faturasının bugünün fiyatlarıyla 8-9 milyar dolar civarında azalacağı öngörülmektedir. Üretim maliyeti açısından yerli doğal gazın çıkarıldığı kaynakların jeolojik özellikleri, saha altyapısı, sondaj ve üretim teknolojileri gibi birçok faktör maliyetleri etkilediği için maliyet hesabını yapmak oldukça güç. Şu an için kesin veriler paylaşmak mümkün değil, ancak genel olarak yerli doğal gazın üretim maliyeti, mevcut şartlarda ithal doğal gaza kıyasla daha düşük olacaktır. Keşfedilen doğal gazın miktarının yüksek olması ve maliyetinin ithal edilen doğal gaza göre düşük olması enerji stratejisi anlamında ülkemizi güçlü hale getirmektedir."

"Doğal gaz ticaret merkezi olma hedefine büyük katkı sağlayacak"
Doğal gaz piyasası paydaşlarının Türkiye'de bir ticaret merkezi kurulması amacıyla altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Arslan, "Sakarya Doğal Gaz Sahası rezerv büyüklüğü ve öngörülen üretim kapasitesiyle Türkiye'nin doğal gaz ticaret merkezi olma hedefine büyük katkı sağlayacaktır." ifadesini kullandı.
Arslan, ilk fazda 2023 yılında sondajı tamamlanan 10 kuyuyla günde 10 milyon metreküp, sonraki süreçte plato değerde 2026-2027 yıllarında 40 kuyuda sondajın tamamlanmasıyla günlük 40 milyon metreküp doğal gaz üretilmesinin öngörüldüğünü dile getirerek şunları kaydetti:
"Talebin en yoğun olduğu günlerde 300 milyon metreküp civarı doğal gaz tüketimi gerçekleştiği düşünüldüğünde, üretim gazının kullanılmasıyla birlikte günlük doğal gaz ihtiyacının kısa vadede yüzde 5'inin, orta-uzun vadede ise yüzde 10 ila 15'inin yerli doğal gazdan karşılanabileceği görülmektedir. Üretim miktarının 40 milyon metreküpe ulaşacağı plato dönemde Türkiye'nin yıllık doğal gaz talebinin yaklaşık yüzde 30'u, konut abonesinin yıllık ısınma, sıcak su ve pişirme ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanması mümkün olacaktır."

"Dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltacak"
Geçen yıl Türkiye'de 53,3 milyar metreküp doğal gaz tüketildiğini, ilerleyen yıllarda bu rakamın 50-60 milyar metreküp civarında olmasının beklendiğini belirten Arslan, şöyle dedi:
"Ülkemiz 100 milyar metreküp kadar doğal gazı işleyip sisteme verebilecek altyapıya ve imkana sahiptir. Doğru bir planlama ve verimli bir kullanımla ilerleyen yıllarda komşu ülkelere doğal gaz ihracatı yapabilecek konuma gelebiliriz. Bu durum gelecek hedeflerimiz arasında yer alan doğal gaz ticaret merkezi olma hedefimize ulaşmamız için de ülkemize oldukça faydalı olacaktır. Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfi 710 milyar metreküp seviyesinde. 35 yıl süreyle tüm konutların doğal gazını karşılayacak, sanayiyi de dahil ettiğimizde 15-20 yıl boyunca toplam doğal gaz ihtiyacını karşılayacak miktarda bir keşif söz konusu. Sonuç olarak, Sakarya Doğal Gaz Sahası Geliştirme Projesi gibi büyük ölçekli doğal gaz yatırımları, Türkiye'nin dışa bağımlılığını büyük ölçüde azaltacaktır."


Saudi Aramco hisselerinin yüzde 4’ünü Sanabel Investment’a devretti

Suudi Arabistan, Kamu Yatırım Fonu'nun varlıklarını en üst düzeye çıkarmak ve ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için hamlelerini yoğunlaştırıyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan, Kamu Yatırım Fonu'nun varlıklarını en üst düzeye çıkarmak ve ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için hamlelerini yoğunlaştırıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Saudi Aramco hisselerinin yüzde 4’ünü Sanabel Investment’a devretti

Suudi Arabistan, Kamu Yatırım Fonu'nun varlıklarını en üst düzeye çıkarmak ve ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için hamlelerini yoğunlaştırıyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan, Kamu Yatırım Fonu'nun varlıklarını en üst düzeye çıkarmak ve ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için hamlelerini yoğunlaştırıyor (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Saudi Aramco’nun devlete ait hisselerinin yüzde 4’ünün Kamu Yatırım Fonu’na (PIF) ait olan Saudi Arabian Investment Company’ye (Sanabel Investments) devrinin tamamlandığını duyurdu.
Aynı zamanda Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi Başkanı ve PIF Yönetim Kurulu Başkanı olan Muhammed bin Selman, bu devir işleminin, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu doğrultusunda ulusal ekonomiyi canlandırmak, çeşitlendirmek ve yatırım fırsatlarını genişletmek için uzun vadeli girişimlerinin bir devamı olduğunu belirtti.
Veliaht Prens, bu adımın aynı zamanda PIF’in güçlü mali konumu ve kredi notunu sağlamlaştırmaya yardımcı olacağını da vurgulayarak, devletin şirket hisselerinin yüzde 90,18’ine sahip olarak, Suudi Aramco’nun en büyük hissedarı olmaya devam edeceğini söyledi.
Veliaht Prens dün yaptığı açıklamasında, “PIF, yeni girişimler başlatma, yeni stratejik ortaklıklar kurma, teknolojileri ve bilgiyi yerelleştirme ve yerel pazarda doğrudan ve dolaylı iş fırsatları yaratma çabalarını sürdürüyor” ifadelerini de kullandı.
Diğer yandan Saudi Aramco, hisselerinin yüzde 4’ünü Sanabel Investmens’e devrettikten sonra devletin Saudi Aramco'da yüzde 90,18 ile en büyük hissedar olarak kalmaya devam ettiğini açıkladı.
Suudi Arabistan'ın Suudi Menkul Kıymetler Borsası'nın (Tadawul) internet sitesinde yer alan açıklamada, devir işleminin ihraç eden şirketin toplam hisse sayısını etkilemeyeceği, devredilen hisselerin şirketin diğer hisse senetlerine benzer adi hisseler olduğu belirtildi. Açıklamada, devir işleminin şirketin iş, strateji, temettü politikası veya yönetim çerçevesi üzerinde herhangi bir etkisinin olmayacağı vurgusu yapıldı.
Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar ise, PIF’ın varlıklarını maksimize etmeye yönelik adımın önemine atıfta bulunarak, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu duyurusundan bu yana tanık olduğu değişimle birlikte, büyük kalkınma ve sürdürülebilir yatırım projeleri yoluyla ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için sağlam bir ekonomik temel haline geldiğini bildirdi.
Cidde Üniversite’sinde ekonomi profesörü olan Dr. Salim Bacaca Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Saudi Aramco'nun toplam hisselerinin yüzde 4'ünün Sanabel Investment'a devri, Kamu Yatırım Fonu'nun varlıklarını küresel olarak ileri pozisyonlara geçmesini arttırdığını söyledi.
Bacaca, atılan bu adımın Suudi ekonomisinin büyümesinin sağlanmasında, yaşam kalitesinin yükseltilmesinde, çeşitli geleneksel ve modern sektörlerde kapsamlı ve sürdürülebilir kalkınma kavramına ulaşılmasında önemli bir ayağı temsil eden PIF’ın stratejisiyle uyumlu olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan ticaret hukuku profesörü Dr. Usame el Ubeydi ise, Aramco hisselerinin yüzde 4'ünün Sanabel Investment'a devredilmesinin, Sanabel Investment'ın işinin büyümesinin yanı sıra Suudi Arabistan’ın  stratejik hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmaya yardımcı olan yatırım felsefesiyle daha cazip getiriler elde etme hedefine yaklaştırdığını  aktardı.
Prosedürün PIF’ın petrol dışı GSYİH’ya katkısını 1,2 trilyon riyal (320 milyar dolar) değerle hızlandırdığına dikkati çeken Ubeydi, varlıklarının büyüklüğünün 2025 yılı sonuna kadar doğrudan ve dolaylı olarak 4 trilyon riyali (1,06 trilyon dolar) aşarak, 1,8 milyon istihdam yaratabileceğini vurguladı.
Sanabil Investment, özellikle risk sermayesi sınıflarına, büyüme stratejilerine ve küçük satın alma anlaşmalarına yatırım yaparak iş yaşam döngüsünün yanı sıra büyüme ve başarıya giden yolculuğunda gelecek vaat eden fırsatları bulmaya ve onları desteklemeye odaklanıyor.
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings son, Suudi Arabistan milli petrol şirketi Saudi Aramco'nun notunu A’ya yükselterek, şirket ile hükümet arasındaki yakın bağlar göz önüne alındığında, not yükseltmesinin Suudi Arabistan'ın notunun yakın zamanda yükseltilmesinden sonra geldiğini belirtti.
Fitch Rating, Saudi Aramco’nun  kapsamlı üretim operasyonlarına ek olarak, temettü dağıtımı öncesi güçlü serbest nakit akışları, muhafazakar mali ve net nakit politikaları ile desteklenen mali durumunun gücüne dikkat çekti. Aramco, daha düşük bir üretim maliyeti ve mansap ve petrokimya projelerindeki yatırım genişlemesi karşılığında büyük rezervlere sahip.
Diğer yandan dün yüzde 1 yükselen Suudi Aramco hisseleri, Suudi ana pazar endeksini yükselterek önemli bir atılım kaydetti. Aramco, yüzde 0,6 yükselişle 68 puan kazanarak 11.033 puanla günü kapattı. Toplam ticaret değeri yaklaşık 4,8 milyar riyal (1,2 milyar dolar) olan şirket, Kasım 2022’den bu yana en yüksek kapanışı kaydediyor.
Ana borsa ise geçtiğimiz Mart ayından bu yana başlattığı yükseliş dalgasını dünkü işlemlerde de tamamlamayı başardı ve yüzde 10'luk büyüme oranıyla bin puanın üzerine çıktı.


OPEC, küresel petrol talebindeki artış öngörüsünü günlük 2 milyon 320 bin varilde sabit tuttu

AA
AA
TT

OPEC, küresel petrol talebindeki artış öngörüsünü günlük 2 milyon 320 bin varilde sabit tuttu

AA
AA

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), bu yıl için küresel petrol talebine yönelik artış öngörüsünü sabit tuttu.
OPEC'in aylık petrol piyasası raporuna göre, küresel petrol talebi büyüme öngörüsü değişmedi. Buna göre, küresel petrol talebinin bu yıl geçen yıla kıyasla günlük 2 milyon 320 varil artarak 101 milyon 900 bin varile ulaşması bekleniyor.
Talebin OECD ülkelerinde geçen yıla göre günlük 140 bin varil artarak 46 milyon 100 bin varil, OECD dışı ülkelerde ise günlük 2 milyon 180 bin varil artarak 55 milyon 800 bin varil olacağı hesaplanıyor.
Raporda, küresel ekonomik büyümenin yılın ilk çeyreğinde OECD ekonomilerindeki istikrarlı ekonomik aktivite, Çin'in ekonomisindeki toparlanmanın olumlu etkileri ve Hindistan dahil diğer Asya ülkelerindeki güçlü ekonomik büyüme verileriyle desteklendiği belirtildi. Son dönemde ABD bankacılık sektörünün yaşadığı türbülansın ekonomik etkisinin ise sınırlı kaldığı ifade edildi.
Ancak küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin, özellikle gelişmiş ekonomilerdeki sıkı para politikaları dikkate alındığında, ekonomik büyüme için aşağı yönlü riskler oluşturmaya devam ettiği uyarısında bulunulan raporda, buna bağlı olarak, yüksek faiz oranları ve yüksek enflasyonun, özellikle hizmet sektöründe petrol tüketimini yavaşlatabileceği belirtildi.
Raporda, yılın üçüncü çeyreğinde, ABD'deki seyahat döneminde akaryakıt tüketiminin artması ve ülkedeki hava trafiğinin Kovid-19 salgını sonrası seviyelere ulaşmasının küresel talebi destekleyen unsur olarak öne çıktığı kaydedildi.

Küresel petrol arzı martta azaldı
Rapora göre, küresel petrol arzı martta bir önceki aya göre günlük 200 bin varil azalışla yaklaşık 101 milyon 900 bin varile geriledi. Buna rağmen küresel arz, geçen yılki seviyenin 1 milyon 900 bin varil üzerinde gerçekleşti.
Grubun günlük ham petrol üretimi ise martta bir önceki aya kıyasla 86 bin varil azalarak yaklaşık 28 milyon 800 bin varil oldu. Böylece, OPEC'in küresel petrol üretimindeki payı yüzde 28,8 olarak kayıtlara geçti.
Bu dönemde, OPEC içinde ham petrol üretimi en çok Suudi Arabistan'da arttı. Angola ise ham petrol üretiminin en fazla gerilediği ülke oldu. Günlük üretim, martta önceki aya göre Suudi Arabistan'da 44 bin varil artarken, Angola'da 64 bin varil geriledi.
Aynı dönemde, OPEC dışı ülkelerde günlük petrol üretimi ise 1 milyon 480 bin varil artarak yaklaşık 72 milyon 630 bin varil oldu.


Elektriğin yüzde 12’si güneş ve rüzgardan üretiliyor

Fransız şehri Saint-Nazaire kıyılarındaki rüzgar türbinleri. (Şarku’l Avsat)
Fransız şehri Saint-Nazaire kıyılarındaki rüzgar türbinleri. (Şarku’l Avsat)
TT

Elektriğin yüzde 12’si güneş ve rüzgardan üretiliyor

Fransız şehri Saint-Nazaire kıyılarındaki rüzgar türbinleri. (Şarku’l Avsat)
Fransız şehri Saint-Nazaire kıyılarındaki rüzgar türbinleri. (Şarku’l Avsat)

Küresel çapta rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi geçen yıl, 2021’deki yüzde 10’dan yüzde 12’ye yükseldi.
İklim ve enerji konusunda çalışmalar yürüten bağımsız araştırma kurumu Ember tarafından hazırlanan raporda, geçen yıl dünyanın en büyük sera gazı karbondioksit emisyonu kaynağı olan sektörlerde bu alanda zirvenin görülmüş olabileceği belirtildi.
Ember, kürsel çapta elektrikle ilgili yıllık raporunda 78 ülkeden elektrik sektörünün verilerini inceleyerek küresel elektrik talebinin yüzde 93’ünü oluşturduğunu bildirdi..
Raporda, geçen yıl küresel elektrik üretiminin yüzde 39’unu yenilebilir ve nükleer enerji kaynaklarının oluşturduğu, bir önceki yıla göre güneş enerjisinin yüzde 24 ve rüzgar enerjisinin yüzde 17 arttığı sonucu yer aldı.
Güneş ve rüzgar enerjisi üretimindeki büyüme, 2022’de küresel elektrik talebindeki artışın yüzde 80’ini karşılayacak. Kömürle çalışan santrallerden elektrik üretimi yüzde 1,1 artarken, gazla çalışan santrallerden elektrik üretimi, yüksek akaryakıt fiyatları nedeniyle yüzde 0,2 azaldı.
Elektrik sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının geçen yıl yüzde 1,3 oranında artmasına rağmen, rüzgar ve güneş enerjisine olan bağımlılığın artması yükselişin yavaşlamasına katkıda bulundu. Raporda, rüzgar ve güneş enerjisinden üretilen elektriğin fosil yakıt santrallerinden gelmesi durumunda, elektrik sektörünün emisyonlarının 2022’de yüzde 20 daha yüksek olacağı belirtildi.
Rapora göre, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri rüzgar enerjisi üretiminin genişlemesinde geride kaldı. AB’de geçen yıl rüzgar enerjisi üretimi yıllık bazda yüzde 9 büyüyerek, yüzde 17 olan küresel ortalamanın altında kaldı. Rusya geçen yıl AB’ye doğalgaz arzını önemli ölçüde azalttığından beri Brüksel ve başkentler kapasiteyi daha hızlı artırmak ve yenilenebilir enerji üretimi için onay prosedürlerini hızlandırma sözü verdi.
Ember, Almanya’nın karadaki rüzgar enerjisinin konuşlandırılmasında dünya lideri olduğunu, ancak 2017-2021 yılları arasında, bundan önceki dört yıldaki kapasitenin ortalama üçte birini kurduğunu belirtti.
Raporda, 2022 yılında AB’de güneşten enerji üretiminin küresel ortalamaya göre yüzde 24 büyüdüğü vurgulandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD’de rüzgar enerjisi üretimi 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 15, güneş enerjisi üretimi de yüzde 25 oranında arttı.
Yavaş büyümeye rağmen AB ülkeleri halen enerji talebinin daha büyük bir kısmını yenilenebilir enerji ile karşılıyor. Rüzgar ve güneş, geçen yıl AB’de enerjinin yüzde 22’sini üretirken bu oran ABD’de yüzde 15, küresel olarak da yüzde 12 olarak gerçekleşti.


Rusya, İran’a demiryolu ile akaryakıt ihracatına başladı

Rusya, İran’a akaryakıt ihracatını demiryolları ile taşımaya başladı (Reuters)
Rusya, İran’a akaryakıt ihracatını demiryolları ile taşımaya başladı (Reuters)
TT

Rusya, İran’a demiryolu ile akaryakıt ihracatına başladı

Rusya, İran’a akaryakıt ihracatını demiryolları ile taşımaya başladı (Reuters)
Rusya, İran’a akaryakıt ihracatını demiryolları ile taşımaya başladı (Reuters)

Üç endüstri kaynağına ve ihracat verilerine göre Rusya, geleneksel alıcıların Moskova ile ticaret yapmaktan kaçınmasının ardından bu yıl ilk kez İran’a demiryolu ile akaryakıt ihracatına başladı.
Rusya ve İran, ekonomilerini desteklemenin yanı sıra ‘haksız buldukları’ Batı yaptırımlarını baltalamak için daha yakın ilişkiler kuruyor.


AB ve ABD enerji piyasalarında istikrar sağlamaya çalışacak

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
TT

AB ve ABD enerji piyasalarında istikrar sağlamaya çalışacak

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)

Brüksel'de düzenlenen AB-ABD Enerji Konseyi toplantısına, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, ABD Enerji Bakan Yardımcısı Davis Turk ve AB Dönem Başkanı İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström katıldı.
Toplantı bitiminde yayımlanan ortak açıklamada, Atlantik ötesi enerji işbirliğinin küresel enerji piyasalarının istikrarına ve şeffaflığına katkıda bulunmaya devam ettiği kaydedildi.
Açıklamada, enerjiyi silah olarak kullanma girişimlerine karşı enerji dönüşümünü hızlandırma, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma, enerji tüketimini düşürme ve enerji güvenliğini güçlendirilmenin önemine işaret edildi.
AB ve ABD'nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünü sürdüren stratejik ortaklar olduğuna dikkat çekilen açıklamada, iklim dostu geçişin adil ve kapsayıcı bir enerji dönüşümüyle olacağı ifade edildi.
Açıklamada, savaşın hızlı fiyat artışları ve piyasalarda dalgalanmalara neden olan bir enerji güvenlik krizi ortaya koyduğu belirtilerek, Avrupa'nın iklim dostu dönüşümü için rekabetçi ve şeffaf küresel enerji piyasaları ile güvenilir, sürdürülebilir, uygun fiyatlı ve güvenli enerji arzına ihtiyaç duyduğu bildirildi.
AB ve ABD'nin küresel enerji piyasalarını istikrarlı tutmak ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gereken enerji dönüşümünü desteklemek için birlikte çalışmayı sürdüreceği ve bu kapsamda gerekli önlemler alınacağı ifade edildi.
Açıklamada, AB ve ABD'nin nükleer ürünler ve yakıtlarda Rusya'ya bağımlılığı azaltmak için işbirliğini yoğunlaştırma niyetinde olduğu, bu durumdan etkilenen AB ülkelerine nükleer yakıt tedarikini uygun şekilde sağlamaya yönelik çabaların destekleneceği kaydedildi.
Enerji sistemlerinin karbondan arınmasında nükleer enerjinin rolünün önemine işaret edilen açıklamada, "AB ve ABD, bu yıl içinde bir üst düzey küçük modüler reaktörler (SMR) forumunu birlikte düzenlemeye karar verdi." ifadesi kullanıldı.
ABD, savaşın başlaması ve Rusya'dan Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatının düşmesiyle geçen yıl AB'nin ana LNG tedarikçisi oldu.
2021'de 22 milyar metreküp olan ABD'nin AB'ye LNG ihracatı, 2022'de 56 milyar metreküpü buldu.
Ayrıca, Rusya'nın AB gaz ithalatındaki payı 2022 mart ayında yüzde 37 seviyesindeyken, bu oran yıl sonunda yüzde 16'ya geriledi.
Öte yandan, AB ülkeleri Rusya'dan doğal gaz ve nükleer yakıtlara bir yaptırım uygulamadı.
Rusya, AB ülkelerindeki nükleer santrallerinin ana yakıtı olan uranyumların önemli bir kısmını sağlıyor.


OPEC kararı sonrası petrol fiyatları yükselmeye devam ediyor

Petrol platformu (Reuters)
Petrol platformu (Reuters)
TT

OPEC kararı sonrası petrol fiyatları yükselmeye devam ediyor

Petrol platformu (Reuters)
Petrol platformu (Reuters)

Brent petrolün varili uluslararası piyasalarda 85,42 dolardan işlem görüyor.
Dün 86,04 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 84,93 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 09.46 itibarıyla kapanışa göre yüzde 0,58 artışla 85,42 dolar oldu. Aynı dakikalarda Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 80,91 dolardan alıcı buldu.
Fiyatlardaki yükselişte, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu üyesi ülkelerin aldığı yeni üretim kesintisi kararı etkili olmaya devam ediyor.
Pazar günü Suudi Arabistan ve Rusya başta olmak üzere 9 ülke gönüllü olarak petrol üretimini mayıs itibarıyla günlük yaklaşık 1,6 milyon varil azaltma kararı aldı.
Dün çevrim içi düzenledikleri 48'inci Ortak Bakanlar İzleme Komitesi (JMMC) Toplantısı'nda bir araya gelen grup, söz konusu kararın petrol piyasasında istikrarı desteklemeyi amaçlayan bir ihtiyati tedbir olduğunu kaydetti.
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak da dün Rus devlet kanalı Rossiya-24'e yaptığı açıklamada, OPEC+ grubunda 23 ülkenin bulunduğuna işaret ederek, diğer ülkelerin de gerek görmesi halinde petrol üretimlerini gönüllü olarak düşürme kararı alabileceğini belirtti.
Uzmanlar, Kovid-19 tedbirlerinin kaldırıldığı Çin'de beklenen talep toparlanması dikkate alındığında arz daralması endişelerinin giderek arttığını ifade ediyor.
Öte yandan, üretim kesintisi kararının ardından artan petrol fiyatları, piyasalarda enflasyonla mücadelenin sekteye uğrayabileceği endişesinin tekrar güç kazanmasına neden oldu.
Dün St. Louis Fed Başkanı James Bullard, özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonu düşürme işini şimdilik daha da zor bir hale getirdiğini belirterek, bu durumun uzun süreli etkisinin olup olmayacağının henüz bilinemeyeceğini ifade etti.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da OPEC+ grubunun üretim kesintisi kararını "çok yapıcı olmayan bir hareket" olarak nitelendirdi ve küresel büyüme için olumlu olmadığını belirtti.
OPEC+ grubunun hamlesinin enflasyonu düşürmeye yardımcı olmayacağına dikkati çeken Yellen, enflasyonun halihazırda yüksek olduğu bir dönemde belirsizliği ve tüketici üzerindeki yükü artırdığını ifade etti.
Uzmanlar, petrol fiyatlarındaki artışın halihazırda faiz artışları ve bankacılık sektöründeki son sıkıntılarla mücadele eden küresel ekonomi için yeni bir tehdit oluşturduğuna dikkati çekiyor.
ABD ve Avrupa'da açıklanan makroekonomik verilerde ise ekonomik aktivitenin yavaşladığına ilişkin işaretler güçlenmeye devam etti.
Brent petrolde teknik olarak 85,58 ile 86,22 dolar aralığının direnç, 84,94 ile 84,30 dolar aralığının ise destek bölgesi olarak izlenebileceği belirtiliyor.


OPEC+: Petrol üretiminde günlük yaklaşık 1,66 milyon varil gönüllü kesinti olacak

OPEC logosu (Reuters)
OPEC logosu (Reuters)
TT

OPEC+: Petrol üretiminde günlük yaklaşık 1,66 milyon varil gönüllü kesinti olacak

OPEC logosu (Reuters)
OPEC logosu (Reuters)

OPEC+ delegeleri grubunun Ortak Bakanlar İzleme Komitesi (JMMC) bugün yaptığı açıklamada, mayıs itibarıyla günlük yaklaşık 1,66 milyon varil gönüllü kesinti yapılacağını duyurdu.
Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri dün, ciddi bankacılık ve mali krizlerden mustarip küresel ekonominin verimliliğine ilişkin artan belirsizliğin ortasında, petrol üretimini günde bir milyon varilden fazla gönüllü olarak kesinti olacağını bildirdi.
Bugün yükselen petrol fiyatları yaklaşık bir yılın en büyük günlük artışını kaydetti. Brent petrolün fiyatı yüzde 5,4 artışla  (4,33 dolar) varil başına 84,2 dolar oldu. Dün ise son bir ayın en yüksek seviyesi olan 86,44 dolara kadar yükseldi.
Kremlin bugün, petrol fiyatlarının ve petrol ürünlerinin desteklenmesinin küresel enerji sektörünün çıkarına olduğunu açıkladı. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, “Küresel petrol fiyatlarının iyi seviyelerde kalması küresel enerji piyasalarının çıkarına. Bu noktada odaklanmamız gereken şey diğer ülkelerin memnun olup olmaması değildir. Bu kendilerini ilgilendirir” ifadelerini kullandı.