Çin ve Rusya'dan stratejik işbirliğini küresel ölçekte genişletme vurgusu

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Rusya'yı ziyaretinde imzalanan stratejik ortaklık belgesinde, Ukrayna'dan Kuzey Kore'ye, Güneydoğu Asya'dan Orta Doğu'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar geniş coğrafyadaki sorunlar hakkında değerlendirmelere yer verildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Çin ve Rusya'dan stratejik işbirliğini küresel ölçekte genişletme vurgusu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Rusya'yı ziyaretinde, iki ülke liderleri "kapsamlı stratejik ortaklık koordinasyonunu" küresel ölçekte derinleştirme taahhüdünde bulundu.
Çin lideri Şi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in dünkü görüşmelerinin ardından, iki ülke arasında stratejik işbirliği alanında ortak bildiri yayımlandı.
Bildiride, Uzak Doğu'dan Avrupa'ya, Güneydoğu Asya'dan Orta Doğu'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar geniş bir coğrafyada, Ukrayna'daki krizden Kuzey Kore'nin nükleer programına, Suriye'deki iç savaştan Libya'daki ve Filistin'deki duruma kadar farklı sorun alanlarına ilişkin görüşlere yer verildi.
Bildirinin Kremlin'in paylaştığı halinde tüm sorun alanlarına değinilirken, Çin Dışişleri Bakanlığının paylaştığı halinde Ukrayna krizinin çözümü dışındaki kısımların yer almaması dikkati çekti.
Küresel ölçekte stratejik işbirliği vurgusu, iki ülkenin artan büyük güç rekabetinde ABD ve Batılı müttefikleri karşısında küresel çıkarlarını savunmak üzere ortak hareket etme niyetini ortaya koyarken, Çin'in bildiriyi duyurma tarzı, Rusya'nın "küresel ortağı" olarak algılanma konusundaki çekincesini gözler önüne serdi.
Kremlin'in açıklamasına göre, liderler, dünyanın hızlı bir değişimden geçtiğine, uluslararası düzenin mimarisinin dönüştüğüne işaret ederek, gelişmekte olan piyasalar ile ülkelerin yükselişi ve bölgesel güçlerin sayısının artmasıyla dünyanın çok kutuplu bir yapıya evrildiğini vurguladı.
Dünyada aynı zamanda hegemonya girişimlerinin, tek taraflılığın ve korumacılığın da yayıldığına dikkat çeken taraflar, evrensel kabul gören uluslararası hukuk normları ve ilkeleri yerine "kurallara dayalı düzen" adı altındaki tek taraflı dayatmaların kabul edilemeyeceği görüşüne yer verdi.

- Ukrayna krizi
Taraflar, Ukrayna krizinin BM Şartı'nın amaçları ve ilkelerine bağlı kalarak, diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini altını çizerek, gerginliği artıracak, çatışmayı uzatarak krizin kontrolden çıkmasına yol açacak adımlardan kaçınılması çağrısında bulundu.
Rus tarafının barış görüşmelerine en kısa zamanda dönülmesi taahhüdüne bağlılığını vurguladığı, Çin'in Ukrayna krizinin siyasi ve diplomatik çözümü için yapıcı rol oynamaya yönelik iradesini ve bu konudaki önerilerini takdirle karşıladığı belirtildi.
Liderler, ABD ve Batılı ülkelerin krizdeki tavrını üstü kapalı eleştirerek, "Herhangi bir ülke veya ülkeler grubunun, başka ülkelerin meşru güvenlik çıkarlarına zarar vererek askeri, siyasi ve diğer alanlarda avantaj elde etmesine karşıyız." ifadesini kullandı.
Krizinin çözümü için "tüm tarafların meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi", "bloklar arası cepheleşmeden ve yangına körükle gitme yaklaşımından kaçınılmasının" önemini vurgulayan liderler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin onay vermediği her türden tek taraflı yaptırıma karşı olduklarının altını çizdi.

- NATO ve Asya-Pasifik
Taraflar, NATO'nun bölgesel nitelikteki savunma yükümlülüklerine bağlı kalmasını, diğer devletlerin egemenliğine, güvenliğine, çıkarlarına, tarih, uygarlık ve kültür çeşitliliğine saygı göstermesi, ülkelerin barışçı kalkınmasını nesnel ve önyargısız değerlendirmesini talep etti.
NATO'nun güvenlik ve askeri alanda Asya-Pasifik bölgesi ile bağlarını güçlendirmesine yönelik endişelerini dile getiren liderler, bölgede dışlayıcı blokların oluşturulmasına ve bloklar arası kamplaşmaya karşı olduklarını vurguladı.
Liderler, ABD'nin Hint-Pasifik stratejisinin bölgede barış ve istikrara olumsuz etki ettiğine değinerek, Soğuk Savaş mantığını yansıttığını ileri sürdükleri bu tutuma karşılık Rusya ve Çin'in bölgede üçüncü tarafları hedef almayan, açık, eşit ve kapsayıcı bir güvenlik sisteminden yana olduğunu aktardı.
Bölgede Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) çerçevesinde işbirliğini geliştirerek sürdüreceklerini vurgulayan taraflar, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleri ile eşgüdümü ve işbirliğini derinleştireceklerini, ASEAN'ın bölgesel entegrasyon mimarisinin ana unsuru olarak işlevinin güçlendirilmesinden yana olduklarını kaydetti.

- Kuzey Kore
Kore Yarımadası'ndaki durumdan kaygı duyduklarını ifade eden liderler, tüm taraflara sakin ve itidalli davranmalarını, gerginliği azaltacak çabalara destek vermeleri çağrısı yaptı.
Liderler, ABD tarafının nükleer silahlanma konusunda Kuzey Kore'nin meşru güvenlik kaygılarına yanıt vermesi ve diyaloğun sürdürülmesi için uygun koşulları yaratması gerektiğini kaydetti.
Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılması için barış ve istikrarı sağlamaya yönelik ortak girişimlerin gereğine işaret eden taraflar, Koreler arasındaki anlaşmazlığın siyasi çözümü için eş zamanlı ve aşamalı "paralel müzakerelere" ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, Rusya ve Çin'in bu süreçte yapıcı rol oynayabileceğini belirtti.

- Orta Doğu
Çin ve Rusya liderleri, ortak bildiride, Orta Doğu'da barış ve istikrarın korunmasını, bölge ülkelerinin "stratejik bağımsızlığını" ve kronik sorunlarını diyalog ve müzakere ile çözmesini desteklediklerini dile getirdi.
Taraflar, İran ve Suudi Arabistan'ın Çin'in arabuluculuğunda diplomatik ilişkilerini normalleştirme konusunda vardıkları anlaşmayı takdirle karşıladıklarını belirtti.
Suriye'nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklerini ifade eden liderler, bizzat Suriyelilerce örgütlenecek ve yürütülecek kapsamlı siyasi çözüm sürecinden yana olduklarını vurguladı.
Libya'daki siyasi çözüme de Libyalıların öncülük etmesi gerektiğini vurgulayan taraflar, Körfez Bölgesi'nde kolektif güvenlik mimarisinin inşasına destek için tüm taraflarla temas halinde olacaklarını kaydetti.
Liderler Filistin sorununun iki devlet ilkesi temelinde kapsamlı ve adil şekilde çözülmesi çağrısını yineledi.

- Orta Asya, Afrika, Latin Amerika, Arktika
Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütünün (KGAÖ) bölgesel güvenliğe olumlu katkı sağladığına işaret eden taraflar, bölgede barış ve istikrarın sağlanması amacıyla Çin ve KGAÖ arasında işbirliğinin geliştirilmesi potansiyeli olduğunu vurguladı.
Taraflar, Orta Asya ülkelerinin egemenliğini ve ulusal kalkınmasını desteklemek için karşılıklı eşgüdümü güçlendireceklerini, bölgede dış müdahaleleri ve "renkli devrim" girişimlerini kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Afrika'da uluslararası işbirliği için elverişli koşulların sağlanmasının öneminin altını çizen liderler, kıta ülkelerinin sorunlarını bağımsız şekilde çözmesi girişimlerine, barış ve kalkınma çabalarına destek verdiklerini dile getirdi.
Çin ve Rusya liderleri, Latin Amerika ve Karayip ülkeleri ile karşılıklı temasları ve diyaloğu güçlendireceklerini, bölgede istikrara ve barışa katkı sağlayacaklarını ifade etti.
Taraflar, Kuzey Kutup Dairesi (Arktika) bölgesinin barış, istikrar ve yapıcı işbirliği bölgesi olmasından yana olduklarını aktardı.

- "Dünya değişiyor ve buna biz yön veriyoruz"
Şi'nin üç günlük ziyareti bugün sona ererken Çin liderinin dün gece basın toplantısının yapıldığı binadan ayrılırken kameralara yansıyan diyalog, ziyaretin havasını özetler nitelikteydi.
Şi, Putin'e, "Şu anda dünya yüzyılda bir görülecek bir değişimden geçiyor ve bu değişime biz yön veriyoruz." derken Putin de Çinli mevkidaşına, "Katılıyorum. Kendine iyi bak sevgili dostum." diyerek veda etti.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.