ABD: Rusya’nın teröre destek veren ülkeler listesine alınması istenmeyen sonuçlar doğurabilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD: Rusya’nın teröre destek veren ülkeler listesine alınması istenmeyen sonuçlar doğurabilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’yı önemli yaptırım ve sınırlamaları beraberinde getiren “teröre destek veren ülkeler” listesine almanın istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini söyledi.

Blinken, Senato Tahsisatlar Komitesinin Dışişleri, Dış Operasyonlar ve İlgili Programlar Alt Komitesinde bakanlığın 2024 bütçesi üzerine bir oturumda soruları yanıtladı.

- "Karadeniz Tahıl Koridoru fark yarattı"
Dünyadaki küresel gıda krizine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Blinken, ABD’nin küresel gıda ihtiyaçları için kullanılmak üzere Dünya Gıda Programına finansal destek vermeye devam ettiğini söyledi.
Ukrayna’yı “dünyanın ekmek sepeti” olarak niteleyen Blinken, Rusya-Ukrayna savaşından dolayı bu ülkenin tahıl ihracatının sekteye uğradığını ve bu durumun küresel gıda krizini şiddetlendirdiğini ifade etti.
Blinken, “Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin çabaları ile Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'na geri dönmemizden memnuniyet duyuyorum. Ancak bu da kırılgan bir şeydir. (Tahıl Koridoru) Fark yarattı ancak kırılgan.” diye konuştu.

- UCM'nin Putin’e yönelik yakalama kararı
Bir senatörün, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) Ukrayna’da “savaş suçları işlediği” suçlamasıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yönelik yakalama kararı çıkarmasını hatırlatarak, Rus liderin ABD’ye herhangi bir vesileyle gelmesi durumunda tutuklanıp tutuklanmayacağına ilişkin sorusuna Blinken, “Yasalara bakmamız gerekir, önden bir şey diyemem. Daha da önemlisi bildiğiniz üzere UCM’ye taraf değiliz. Dolayısıyla bu farazi konuya girmek istemiyorum.” yanıtını verdi.
Putin’in ABD’ye gelme gibi bir planı olmadığını da belirten Blinken, “Mahkemeye taraf olan herkesin yükümlüğünü yerine getirmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
UCM, Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında "savaş suçu" gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.

- "Rusya’yı 'teröre destek veren devletler' listesine eklemenin istenmeyen sonuçları olabilir"
Bir senatörün Rusya’nın “teröre destek veren devletler” listesine eklenmesi konusunda çalışmalarının olup olmadığını sorması üzerine Blinken, Rusya’ya yönelik çok çeşitli yaptırımlar getirdiklerini hatırlattı.
Blinken, “Rusya’nın savaş suçları ve zulümlerine yönelik çok farklı yaptırımlarımız var. Teröre destek veren devletler listesine almanın beraberinde potansiyel istenmeyen sonuçlar getirebileceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Moskova’ya karşı makul her adımı attıklarını kaydeden ABD’li Bakan, “Teröre destek veren devletler listesine ekleme konusunu konuşmamız gerekir. Aynı sonucu alabilecek daha iyi yollar da var.” yorumunda bulundu.

- Çin ile Rusya’nın yakınlaşması
Bir senatörün Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Moskova ziyaretini hatırlatarak, “Rusya ile Çin arasındaki ilişkiyi menfaat evliliği mi yoksa stratejik bir ittifak olarak mı nitelendiriyorsunuz?” sorusunu Blinken, “İkisinin birleşimi denilebilir. Hatırlarsanız aralarında zaten bir ortaklık vardı. Rusya’nın (Ukrayna) saldırısından hemen önce görüştüler ve 'sınırları olmayan bir ortaklıktan' bahsettiler.” şeklinde cevapladı.
Çin’in Rusya’ya diplomatik, siyasi ve belirli ölçüde malzeme desteği verdiğini belirten Blinken, Pekin yönetiminin Rusya’ya silah vermesinin ağır sonuçları olacağını dile getirdi.

-İsrail-Filistin gerilimi
İsrail Meclisinin, 2005'te boşaltılan işgal altındaki Batı Şeria’daki 4 yasa dışı Yahudi yerleşim birimini yeniden açacak yasayı onaylaması da oturumda gündeme geldi.
ABD, Ürdün, Mısır, Filistin ve İsrail heyetlerinin Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde İsrail ile Filistin arasındaki gerilimi düşürmeye yönelik mutabakatından sonra İsrail Meclisinin bu kararı alması bir senatör tarafından mutabakatın ihlali olarak nitelendirildi.
Senatörün ABD’nin bu konuda ne yapacağını sorması üzerine Blinken, “Bunun (Meclis kararının) nereye varacağını veya ABD’nin ne yapacağı konusunda spekülasyonda bulunmak istemiyorum. Şunu ifade edebilirim, hem İsrail hükümeti hem de Filistin yönetimi bu sükunet sürecinin sağlanması için onlarla çalışmak üzere müdahil olmamızı istedi. Eğer taraflardan biri veya ikisi hepimizin gerekli olduğuna inandığımız şeyleri yapmazsa, bunu (arabuluculuk) yapmamız zor veya boşuna olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Blinken, tarafların üzerlerine düşeni yapması gerektiğini yineledi.



Pakistan, 10 Mayıs'ı "zafer günü" ilan etti

Pakistan yönetimindeki Keşmir'de yer alan Neelum Vadisi'nin Jura bölgesindeki insanlar 10 Mayıs 2025'te, Hindistan bombardımanı nedeniyle hasar gören evlerinin enkazını kaldırıyor (AFP)
Pakistan yönetimindeki Keşmir'de yer alan Neelum Vadisi'nin Jura bölgesindeki insanlar 10 Mayıs 2025'te, Hindistan bombardımanı nedeniyle hasar gören evlerinin enkazını kaldırıyor (AFP)
TT

Pakistan, 10 Mayıs'ı "zafer günü" ilan etti

Pakistan yönetimindeki Keşmir'de yer alan Neelum Vadisi'nin Jura bölgesindeki insanlar 10 Mayıs 2025'te, Hindistan bombardımanı nedeniyle hasar gören evlerinin enkazını kaldırıyor (AFP)
Pakistan yönetimindeki Keşmir'de yer alan Neelum Vadisi'nin Jura bölgesindeki insanlar 10 Mayıs 2025'te, Hindistan bombardımanı nedeniyle hasar gören evlerinin enkazını kaldırıyor (AFP)

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, ülkenin Hindistan'a karşı yürüttüğü son askeri operasyonun "başarısının" her yıl 10 Mayıs'ta kutlanacağını açıkladı.

Yerel medyanın aktardığına göre Şerif, Youm-e-Marka-e-Hak ya da Hakikat Savaşı Günü'nün ülke genelinde "ulusal dayanışma coşkusu ve tutkusuyla" kutlanacağını söyledi.

Cuma günü Pakistan'ın, "savunma cephesinde muhteşem başarılar elde eden" silahlı kuvvetlere saygılarını sunacağını ve "Allah'ın önünde şükranla eğileceğini" söyleyen başbakan, ülkenin ilerlemesi için o gün özel dualar edileceğini de ekledi.

Hindistan ve Pakistan geçen hafta 4 gün boyunca, onlarca yıldır yaşanan en yoğun çatışmalara girmiş ve hafta sonu ateşkes sağlanmadan önce en az 70 kişi hayatını kaybetmişti.

Çatışma, Hindistan'ın geçen çarşamba günü Pakistan'daki militanlara ait olduğu iddia edilen 9 sığınağı bir gecede vurmasının ardından başlamıştı. "Sindoor Operasyonu" diye adlandırılan hava saldırıları, 22 Nisan'da Keşmir'de düzenlenen bir terör saldırısında çoğu Hindu turistler olmak üzere 26 kişinin öldürülmesine misilleme amacıyla gerçekleştirilmişti.

Yeni Delhi, Pakistan'ı katliamı gerçekleştiren silahlı kişileri desteklemekle suçlamıştı. İslamabad ise suçlamaları reddederek bağımsız bir soruşturma istemişti.

Saldırının ardından iki ülke birbirlerinin diplomatlarını sınır dışı etmiş, vizeleri askıya almış ve hava sahalarıyla kara sınırlarını kapatmıştı. Hindistan ayrıca nehir sularının paylaşımına ilişkin kritik bir anlaşmayı da askıya almıştı.

Hindistan'ın saldırıları gerilimi askeri bir çatışmaya dönüştürürken, iki taraf da huzursuz Keşmir bölgesindeki fiili sınır boyunca karşılıklı yoğun ateş açmış ve askeri tesislere füze ve drone saldırıları düzenlemişti.

Hindistan ordusu gece gerçekleştirdiği saldırılarda 100'e yakın militanı ve fiili sınır boyunca devam eden operasyonlarda da Pakistan silahlı kuvvetlerinden 35-40 personeli öldürdüğünü iddia etmişti.

Pakistan ordusu salı günü yaptığı açıklamada Hindistan'la yaşanan çatışmada 11 asker ve 40 sivilin öldüğünü duyurdu. Pakistanlı bir bakan geçen hafta, silahlı kuvvetlerinin 40-50 Hint askerini öldürdüğünü öne sürmüştü.

Görsel kaldırıldı.
Keşmir'in Kotmaira köyündeki bir köylü, Pakistan topçu ateşi nedeniyle hasar gören bir evin önünde duruyor (AFP)

Hem Hindistan hem de Pakistan, 125'ten fazla uçağın katıldığı ve II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük hava muharebesi olduğu bildirilen it dalaşında birbirlerinin savaş uçaklarını düşürdüklerini iddia etmişti.

Ayrıca iki ülke de ABD Başkanı Donald Trump'ın cumartesi öğleden sonra ateşkes ilan etmesinin ardından durdurulan çatışmalarda zafer kazandığını savunmuştu.

Pakistan ordusu pazar günü yaptığı açıklamada Hindistan'ın iddia ettiği gibi ateşkes talebinde bulunmadıklarını ve ateşkes isteyen tarafın Hindistan olduğunu dile getirmişti.

Pakistan, Hindistan'ın sınır ötesine drone'lar göndererek ateşkesi ihlal ettiği suçlamasını da reddetmişti. İslamabad pazartesi günü yaptığı açıklamada Hindistan'ın Keşmir sınırında "kışkırtılmadan" bombardımana başvurarak ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini ve bir sivili öldürdüğünü söylemişti.

Independent Türkçe