Bakan Koca: Deprem felaketini yaşamış illerimizin hiçbirinde şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Bakan Koca: Deprem felaketini yaşamış illerimizin hiçbirinde şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Deprem felaketini yaşamış illerimizin hiçbirinde şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir." dedi.
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesine kurulan sahra hastanesinde açıklamalarda bulunan Koca, 6 Şubat'taki depremlerin ardından büyük bir afetin sonuçlarına karşı mücadele verdiklerini söyledi.

Bu mücadelede milletin desteğinin her yönüyle kendileriyle, devletin tüm imkanlarının burada olduğunu aktaran Koca, bütün birimlerin hizmet için seferber olduğunu anlattı.

Bakan Koca, durmadan, dinlenmeden gayret edeceklerini belirterek, "Her bir vatandaşımızın acısını günbegün hafifletebilmek için gerekenin yapıldığından emin olacağız. Aksi takdirde bu hayat, yerine getirilmemiş bir görev sebebiyle hepimiz için buruktur. Çünkü devlet, halkının sağlığından, saadetinden mesuldür." dedi.

"Mobil hizmet ziyaret sayısı ise 24 bin 500'ü geçti"
Deprem bölgesinde, koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin hakkıyla sürdürülmesi için tüm güçleriyle çalıştıklarına değinen Koca, şunları kaydetti:
"1064 aile sağlığı merkezimizi faal hale getirmiş durumdayız. Çadır, konteyner kent gibi toplu yaşam merkezlerinde 176 birinci basamak sağlık ünitesi hizmete alındı. 45 günde 4 milyon 800 bin kişiye sağlık hizmeti sunuldu. Yerleşik sağlık hizmeti imkanı bulunmayan yerlere sunulan mobil hizmet ziyaret sayısı ise 24 bin 500'ü geçti. Bu kapsamda 780 binden fazla kişinin ayağına gidildi."
Bakan Koca, afetin ilk gününden bugüne bölgede 23 bin 678 bebeğin dünyaya geldiği bilgisini vererek, bebeklerin yenidoğan taramaları ve aşılarının büyük bir ciddiyetle takip edildiğini kaydetti.
Söz konusu bebeklerde aşılama düzeyinin yüzde 98-99 seviyelerinde olduğuna işaret eden Koca, bu oranın, afet bölgesi dışındaki bölgelerden daha yüksek olduğunu vurguladı.
"Şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir"
Bakan Koca, depremler sonrasında gündeme gelme ihtimali olan konulardan birinin salgın hastalıklar olduğundan bahsederek, yeni kurulan toplu yaşam alanlarında bu riskin muhtemel ancak önlenebilecek durum olduğuna dikkati çekti.
İlk günlerden itibaren halk sağlığı konusunda önemli tedbirler aldıklarını ve almaya devam edeceklerinin altını çizen Koca, "Depremden hemen sonra çalışmalara başlayan Deprem Sonrası Halk Sağlığı Komisyonu'muz, son toplantısını iki gün önce gerçekleştirdi. Bölgeden alınan verilerin titizlikle incelendiğini, tedbirlerin merkezi olarak planlandığını ifade etmek isterim. Salgın hastalık olduğu şeklinde bir tespitin ancak ve ancak belirli kriterlerle yapılabileceği kesinlikle unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.
Bakan Koca, belirli bir yerde ve zamanda, beklenen vaka sayısından daha fazla vaka görülmesi veya daha önce ülkede görülmemiş olan bir hastalığa dair vakaların görülmesi ya da uluslararası sağlık tehdidi olarak kabul edilen hastalığa dair vaka görülmesi halinde salgından ancak bahsedilebileceğini anlattı.
Bölgedeki tüm illerden düzenli olarak numune alındığını yineleyen Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"6 Şubat 2023'ten itibaren incelenen ve farklı zamanlarda ishal şikayetiyle başvuran hastalardan alınan numunelerde nörovirus, escherichia coli, rotavirus, campylobacter ve adenovirus gibi etkenler tespit edilmiştir. Bu etkenler, salgın tanımına uyacak şekilde, belirli bir yerde, belirli bir zaman aralığında, vaka kümelenmesi şeklinde ve beklenenden fazla sayıda değildir. Bir kez daha söylüyorum, elimizde salgın tanımıyla örtüşen, ona işaret eden veri kesinlikle yoktur. Dolayısıyla açıkça ifade etmek isterim ki deprem felaketini yaşamış illerimizin hiçbirinde şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir."

"Su analizlerine düzenli olarak devam ediyoruz"
Bakan Koca, halk sağlığının korunmasına yönelik en önemli konunun, içme suyunun güvenirliği olduğunu ifade etti.
İçme sularının güvenle kullanılabilir hale gelmesinin temel önceliklerinden olduğunu vurgulayan Koca, şöyle devam etti:
"Bu bakımdan su analizlerine düzenli olarak devam ediyoruz. Adıyaman'da şebeke suyunun halen içme suyu olarak kullanılması uygun değildir. Yapılan 2 bin 176 su analizinden 481'i uygunsuz sonuç vermiştir. Hatay'da Antakya, Defne, İskenderun, Samandağ ve Kırıkhan ilçelerimizde şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılması uygun değildir. Hatay'da yapılan 3 bin 861 su analizinin 517'si uygun görülmemiştir. Şanlıurfa'da ise merkez Haliliye, Eyyübiye ve Karaköprü'de şebeke suyu içme suyu olarak kullanılmamalıdır. Yapılan 6 bin 32 analizin 120'si uygunsuz bulunmuştur. Şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılmasından lütfen kaçınalım."
Koca, şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılması için valilik ve kaymakamlıkların duyurularına uygun hareket edilmesi, risk alınmaması, insanların birbirini riske davet etmemesi gerektiğini ifade etti.

"Hastanelerimizin dayanıklılık kontrollerini yaptırmaya ve tedbirleri uygulamaya devam ediyoruz"
Yaşanılan felaketin sebep olduğu yıkımın, birtakım acil tedbirlerin uygulamaya konulmasını, önceden aldıkları kararları hayata geçirmelerinin elzem olduğunu bir kez daha gösterdiğini anlatan Koca, şunları kaydetti:
"Bu bakımdan başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bütün illerimizde, geçmişten miras aldığımız hastanelerimizin dayanıklılık kontrollerini yaptırmaya ve tedbirleri uygulamaya devam ediyoruz. Ankara'da daha önce riskli durumları gündeme gelen ve kadrosunu kısmen seyrelttiğimiz Dr. Sami Ulus Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesini tahliye ediyoruz. Sami Ulus'un yerine yapılacak 300 yataklı, Dışkapı'nın yerine yapılacak 600 yataklı yeni hastanelerle birlikte Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yanına inşa edeceğimiz 600 yataklı hastane projelerimiz tamamlandı. 28 Nisan'da, yani 1 ay sonra yapım ihaleleri gerçekleştirilecek.
İstanbul'da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa'ya bağlı Haseki Kardiyoloji Enstitüsü, Samatya'daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanemizde ayrılan mekanda hizmet vermeye devam edecektir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin sağlık hizmet faaliyetini güvence altına alacak şekilde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi kullanılacaktır. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin B ve C bloklarındaki kadın hastalıkları ve doğum ile çocuk sağlığı ve hastalıkları klinikleri tahliye edilecek, Bahçelievler Devlet Hastanesi ve İstanbul Fizik Tedavi Hastanesine taşınacaktır. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin B ve C bloklarında halihazırda yürütülmekte olan hizmetler, aynı kampüste bulunan Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Prof. Dr. Asaf Ataseven ek binası ile Sultanbeyli Devlet Hastanesinde sürdürülecektir. İstanbul Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ihtiyacını karşılamak için Gümüşsuyu ek binasında ilave kapasite oluşturulacaktır."
Bakan Koca, yarından itibaren ramazan ayının idrak edileceğine işaret ederek, "Allah'ın yardım ve merhametinin en yüksek olduğu bu güzel ayın hepimize sıhhat ve afiyet getirmesini temenni ederim. Bütün vatandaşlarımızın ramazanını tebrik ediyorum. Bu mübarek ayda bizlere düşen; daha büyük gayret ve çalışmayla afet bölgesini kederden, üzüntüden daha fazla arındırılmış bir bayram ve geleceğe hazırlamaktır." ifadelerini kullandı.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.