Ukrayna'daki savaşın ardından Bulgar silah endüstrisi altın çağını yaşıyor

Bulgaristan'ın ürettiği silahların önemli bir bölümü Romanya ve Polonya üzerinden Kiev yönetimine gönderiliyor (Bulgaristan Savunma Bakanlığı)
Bulgaristan'ın ürettiği silahların önemli bir bölümü Romanya ve Polonya üzerinden Kiev yönetimine gönderiliyor (Bulgaristan Savunma Bakanlığı)
TT

Ukrayna'daki savaşın ardından Bulgar silah endüstrisi altın çağını yaşıyor

Bulgaristan'ın ürettiği silahların önemli bir bölümü Romanya ve Polonya üzerinden Kiev yönetimine gönderiliyor (Bulgaristan Savunma Bakanlığı)
Bulgaristan'ın ürettiği silahların önemli bir bölümü Romanya ve Polonya üzerinden Kiev yönetimine gönderiliyor (Bulgaristan Savunma Bakanlığı)

Bir yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna savaşıyla birlikte, Bulgaristan'daki silah endüstrisi altın çağını yaşamaya başladı.
Geçen yıl 4,3 milyar dolar değerinde ihracat yaptığı tahmin edilen Bulgar silah endüstrisi bu rakamla birlikte önceki rekorunu da üçe katladı.
Ülkedeki en eski silah üreticisi olan Arsenal, yoğun talep nedeniyle Kazanlık'taki fabrikası için daha fazla çalışan aramaya başladı. Şirket, deneyimli ve yetenekli çalışanları cezbedebilmek için çalışanlara deniz kenarı tatil de dahil olmak üzere bazı yan haklar sunmaya başladı.
Silah endüstrisindeki hareketlenmenin, iş bulmak için başka ülkeye yerleşen Bulgarları da cezbettiği ifade edildi.
Fabrika önünde AFP'ye konuşan yeni işe alınmış bir işçi, "Bizi işe alırken, tamamını üretmesi en az 5 yıl sürecek düzeyde yeni sipariş alındığını söylediler" dedi.
İşe yeni başlayan bir başka işçi ise, "Henüz bir haftadır burdayım ama şimdiden benden sonra üç kişi daha işe başladı" diye konuştu.
Bulgaristan yönetimi Moskova ile tarihsel bağları nedeniyle Ukrayna'ya geniş çapta silah sevkiyatı yapmadı. Ancak yine de Kazanlık'ta üretilen silahların nihai varış noktası çoğu kez Ukrayna oldu.
Bulgaristan'da üretilen silahlar komşu Romanya ve Polonya tarafından satın alındıktan sonra Kiev yönetimine gönderiliyor.

Kazanlık'ın çehresi değişti
Gülsuyu üretimiyle de bilinen Kazanlık'ta silah endüstrisinin yaşadığı talep patlaması ilçenin de çehresini değiştirmiş durumda.
Yerel ticaret odasının başkan yardımcısı Yordan Ignatov konuyla ilgili olarak, "Arsenal'in geri dönüşü tüm ilçenin yararına oldu. Geçen yıl Kazanlık, Sofya'dan sonra işsizlik oranının en düşük olduğu yerdi" ifadelerini kullandı.
Arsenal, 1989'da SSCB'nin çökmesinin ardından silah satışı yaptığı pazarı kaybetmiş, Kazanlık ilçesi de bu durumdan kötü etkilenmişti. Ancak 2010'larda Ortadoğu'da yaşanan çatışmalar, Bulgaristan'ın ucuz ve dayanıklı silahlarına olan talebi de artırdı.
Bu süreçte ilçeye olan yatırımlar da hız kazandı. Gayrımenkul uzmanı Teodor Tenev, ilçede inşa edilen her şeyin hızlıca satıldığını söyledi.
Bulgaristan'da Ukrayna'ya silah tartışmaları
Moskova ile tarihsel bağları bulunan Bulgaristan'da Ukrayna'ya silah gönderilmesi aşırı hassas bir konu olarak görülüyor.
Eski komünist partinin mirasçısı olarak görülen Sosyalistler ve yükselişteki aşırı milliyetçiler silah yardımı yapılmasına katı bir şekilde karşı çıkıyor.
Gelecek ay son iki yıldaki 5. seçimini yapacak olan Bulgaristan'da parlamento ise şu ana kadar Ukrayna'da sadece bir kez hafif silah ve mühimmat sevkiyatı yapılmasına onay verdi.
İşgalin başlamasından kısa süre sonra, dönemin AB yanlısı başbakanı Kiril Petkov silah yardımı için bazı adımlar atmıştı.
Petkov, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Savaşın ilk döneminde Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu mühimmatın üçte birinin Bulgaristan'dan gittiğini hesaplıyoruz" demişti.
Gazete ayrıca Bulgaristan'ın geçen nisan ile ağustos arasında Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu dizel yakıtın yüzde 40'ını gizli şekilde tedarik ettiğini öne sürmüştü.
Independent Türkçe, France 24, Die Welt, Deutsche Welle



İsrail, Lübnan'da sivillerin tarafsızlığı politikasını ihlal ediyor

Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
TT

İsrail, Lübnan'da sivillerin tarafsızlığı politikasını ihlal ediyor

Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)
Lübnan'ın güneyindeki Şeba kasabasında vatandaşlar ve Lübnan Kızılhaçı üyeleri, İsrail'e ait insansız hava aracının (İHA) hedef aldığı bir aracın enkazını inceliyor (EPA)

İsrail'in son birkaç gündür Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılar, "sivilleri hedef almama" ilkesinin ihlal edildiğini ortaya koydu ve kara savaşının manzarasını bir kez daha yeniden şekillendirdi.

İsrail ordusu dün, Şeba Çiftlikleri bölgesini ve Baraachit kasabasını hedef alan hava saldırıları düzenledi. İsrail insansız hava araçları (İHA) ayrıca, Aitaroun ve Blida kasabaları arasında bulunan Kilo 9 bölgesindeki bir ekskavatöre üç adet bomba attı.  

İsrail hava saldırıları, yerleşim bölgelerindeki araçları hedef aldı, evleri ve sivillerin toplandığı yerleri vurdu. Uzmanlara göre bu saldırılar, "Tel Aviv'in Hizbullah'a verilen halk desteğinin maliyetini artırma girişimleriyle bağlantılı stratejik bir tercihi" yansıtıyor; bu, "sivilleri etkisiz hale getirme" ilkesinden vazgeçmek anlamına gelse bile.

Emekli Tuğgeneral Said Kazha, "İsrail'in sarsılmaz hedefinin Hizbullah'ı ve İran'dan Irak, Yemen ve Filistin'e, hatta Lübnan'a kadar uzanan direniş eksenini denetim altına almak" olduğuna inanıyor.

İsrail'in "her şeyden önce kuzeydeki yerleşimcilerin güvenliğini sağlamayı amaçladığını" belirten Mısır Dışişleri Bakanı, İsrail'in "savaşçılar, silah ve mühimmat depoları da dahil olmak üzere askeri hedefler olarak gördüğü yerlere, bunlar yerleşim yerlerinde bulunsa bile, hedefli saldırı taktiği uyguladığını" belirtti.

Bu arada Mısır, "Lübnan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik her türlü ihlali tamamen reddettiğini" teyit etti ve "Lübnan ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını korumak için gerginliğin azaltılmasının ve sükunet yolunun önceliklendirilmesinin önemini" vurguladı. Bu açıklama, dün Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam arasında, gerginliği azaltmaya yönelik devam eden çabaları ele alan bir telefon görüşmesi sırasında geldi.


Tahran'ın gelecek ay "suyun bitmesi" öncesindeki son umudu yağmur

İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
TT

Tahran'ın gelecek ay "suyun bitmesi" öncesindeki son umudu yağmur

İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)
İranlılar, Tahran'daki bir sokak çeşmesinden su içiyor (AFP)

İranlı yetkililer dün, 10 milyonluk nüfusa sahip başkent Tahran'da "eşi benzeri görülmemiş" kuraklık kriziyle mücadele etmek amacıyla su kesintisi yapmayı planladıklarını duyurdu.

Yerel basın, geceleri evlere su verileceğini bildirirken, Enerji Bakanı Abbas Ali Abadi dün devlet televizyonunda vatandaşları "israfı durdurmak" için "zor olsa bile" su kesintisine katlanmaya çağırdı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da "yıl sonundan önce yağmur yağmazsa" Tahran'ın su sıkıntısı nedeniyle boşaltılması gerekebileceği konusunda uyardı.

Devlet televizyonu, Pezeşkiyan'ın perşembe günü yaptığı açıklamada, "Suyu karneye bağlasak ve aralık ayı başında yağmur yağmazsa suyumuz bitecek ve Tahran'ı boşaltmak zorunda kalacağız" dediğini ancak sakinlerin nasıl tahliye edileceğine dair bir açıklama yapmadığını belirtti.

Tahran Su Şirketi Başkanı Muhsin Ardakani'ye göre, başkente su sağlayan rezervuarlardaki su seviyeleri son yılların en düşük seviyesine düştü. Bölgesel Su Şirketi Başkanı Behzad Parsa da Tahran'a su sağlayan ana rezervuardaki suyun "sadece iki hafta yetecek kadar" olduğunu vurguladı.


Fransa'da terör saldırısı planlama şüphesiyle üç kadın tutuklandı

Fransız polisi (AFP- Arşiv)
Fransız polisi (AFP- Arşiv)
TT

Fransa'da terör saldırısı planlama şüphesiyle üç kadın tutuklandı

Fransız polisi (AFP- Arşiv)
Fransız polisi (AFP- Arşiv)

Fransa terörle mücadele savcısı, terör saldırısı planlama şüphesiyle tutuklanan üç kadın hakkında soruşturma başlattı.

Dün France Info ve Le Parisien gazetesi, tutuklulardan birinin avukatına dayandırarak yayınladığı habere göre, üç kadın Paris'te bir konser salonu veya barda saldırı planlıyorlardı.

Avukat, 18 yaşındaki müvekkilinin "önemli ailevi ve akademik zorluklar" ile izolasyon, depresyon ve intihar düşünceleri yaşadığını söyledi.

sdfgt
Fransız polisi (Reuters)

RTL'nin aktardığı diğer ayrıntılara göre, 21 yaşındaki şüphelinin fiziksel bir engeli var ve tekerlekli sandalye kullanıyor. Birkaç yılını bakımevlerinde geçirmişti.

Raporlar, telefon dinlemelerinde Kalaşnikof saldırı tüfeği satın alma ve intihar kemeri yapımıyla ilgili konuşmaların ortaya çıktığını gösteriyor. Arama sırasında ayrıca cihatçı bir saldırı için hazırlıkları ayrıntılarıyla anlatan bir not da bulundu.

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Genel Müdürlüğü'nden alınan izleme raporlarına göre, üç kız çocuğu zamanlarının çoğunu evde Snapchat, TikTok ve Telegram platformlarında cihatçı propaganda videoları izleyerek geçiriyor ve evden sadece yüzlerini tamamen kapatan bir peçeyle çıkıyorlar.

Kadınlar, ekim ayı başlarında Lyon, Villeurbanne ve Vierzon şehirlerinde tutuklandı. France Info, adli soruşturmaların 10 Ekim'de başladığını bildirdi.

Bu soruşturmalar, Fransa'nın 130 kişinin öldüğü ve yüzlerce kişinin yaralandığı 2015 Bataclan saldırılarını andığı bir zamanda açıklandı.