Akademik makaleleri ChatGPT'ye yazdırarak hile yapmayı konu alan akademik makaleyi ChatGPT'nin yazdığı ortaya çıktı

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

Akademik makaleleri ChatGPT'ye yazdırarak hile yapmayı konu alan akademik makaleyi ChatGPT'nin yazdığı ortaya çıktı

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

Birleşik Krallık'taki Plymouth Marjon Üniversitesi'nden bir grup profesör, ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının akademik sahtecilik için kullanılmasını konu alan bir makale yayımladı.
"Sohbet ve Hile: ChatGPT Çağında Akademik Dürüstlüğün Sağlanması" başlıklı makale hakem onayından geçerek akademik eğitim dergisi Education and Teaching International'da yayımlandı.
Öte yandan makalenin arkasındaki ekip, bunun aslında bir çeşit deney olduğunu açıkladı.
Hakemlerin bilmeden onay verdiği bu makale de tamamen ChatGPT tarafından yazılmıştı.
Makalenin baş yazarı gibi davranan, Plymouth Marjon Üniversitesi'nde akademik uygulama direktörü Prof. Debby Cotton, "ChatGPT'nin çok yüksek düzeyde yazabildiğini göstermek istedik" dedi.
The Guardian'a konuşan Cotton, sözlerini "Bu bir silahlanma yarışı" diye dürdürdü:
"Teknoloji çok hızlı gelişiyor ve üniversitelerin onu geçmesi zor olacak."
Araştırma ekibi, makalenin onay almasından hemen sonra derginin editörlerini bilgilendirdi.
Toplamda 4 hakem editörün makaleyi incelediği ve hiçbirinin yapay zekadan şüphelenmediği aktarıldı. Yani editörler bahsi geçen makalenin üç akademisyen tarafından yazıldığına ikna olmuştu.
Son yılların en ses getiren yapay zeka araçlarından biri olan ChatGPT'nin ilk sürümü 2022'de yayımlanmıştı. Bu sohbet botunun arkasında ABD'li OpenAI firmasının geliştirdiği dil modeli GPT-3,5 vardı.
OpenAI kısa süre önce bir üst model olan GPT-4'ü duyurdu ve sohbet botuna entegre etti.
Dünyanın dört bir yanında öğrenciler, halihazırda ödevlerinde gizlice ChatGPT'yi kullanıyordu. Bu yüzden GPT-4'ün duyurulması akademi dünyasını daha da panikletti.
Birleşik Krallık'ın prestijli kurumlarından Imperial College London'da bilgisayar bilimcisi Thomas Lancaster, birçok üniversitenin "panik içinde" olduğunu söylüyor:
"Önümüzdeki tek şey yazılı bir belgeyse, bunun bir makine tarafından yazıldığını kanıtlamak inanılmaz derecede zor."
Akademisyenler bu yüzden performans ölçümü için daha farklı yöntemler geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Lancaster, "Yapay zekanın yazım standartları genellikle iyi" ifadelerini kullanıyor:
"İngilizce kullanımı ve gramer kalitesi de genellikle bir öğrenciden daha iyi."
Independent Türkçe, Futurism, The Guardian



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy