Reuters: Credit Suisse'in çöküşü İsviçre'nin servet yönetimi krallığını tehdit ediyor

Credit Suisse, geçen hafta rakibi UBS tarafından 3,25 milyar dolara satın alınmıştı (Reuters)
Credit Suisse, geçen hafta rakibi UBS tarafından 3,25 milyar dolara satın alınmıştı (Reuters)
TT

Reuters: Credit Suisse'in çöküşü İsviçre'nin servet yönetimi krallığını tehdit ediyor

Credit Suisse, geçen hafta rakibi UBS tarafından 3,25 milyar dolara satın alınmıştı (Reuters)
Credit Suisse, geçen hafta rakibi UBS tarafından 3,25 milyar dolara satın alınmıştı (Reuters)

İsviçre'nin en büyük ikinci bankası Credit Suisse'in satışının ardından finans sistemi ve İsviçre'nin bankacılık sistemi ile ilgili tartışmalar devam ediyor.
Son olarak Reuters haber ajansı konuyla ilgili olarak, "Credit Suisse'in çöküşü İsviçre'nin servet yönetimi krallığını tehdit ediyor" başlıklı bir analiz yayımladı. 
Analizde yaşananların İsviçre'nin istikrar, düzenleme ve kurumsal yönetim konusundaki itibarını sorgulanabilir bir pozisyona ittiğine dikkat çekildi.
Peş peşe gelen skandallar ve kayıpların ardından, aylar süren bir güven bunalımıyla mücadele eden Credit Suisse, nihayet geçen hafta İsviçre hükümetinin arabuluculuğunda daha büyük rakibi UBS tarafından satın alınmıştı. 
UBS'in kendisi de 2008'deki finansal kriz sırasında hükümet tarafından kurtarılmıştı.

Rakip finansal merkezler öne çıkabilir
Lozan'daki Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü'nde (IMD) finans profesörü olarak görev yapan Arturo Bris, Credit Suisse'in çöküşü ve sonrasında yaşananların "tahrip edici" olacağını söyledi ve rakip finansal merkezlerin bundan fayda sağlayabileceğini vurguladı.
2021'de Deloitte'nin yaptığı çalışmaya göre İsviçre, 2,6 trilyon dolar varlığı yönetiyor. Bu rakam ülkeyi, Britanya ve ABD'nin önünde en büyük finansal merkez haline getiriyor.
Ancak İsviçre'nin tahtı için Britanya ve ABD dışında, son yıllarda hızla büyüyen Lüksemburg ve Singapur gibi adaylar da var.
Credit Suisse'deki tahvil sahiplerinin varlıklarının silinmesi gibi kararların İsviçre'nin güvenilirliğini alt üst edeceğini belirten Bris, "Singapur'daki bankacılar şampanya şişelerini patlatacaktır" ifadelerini kullandı. Bris ayrıca Singapur'un yeni finans merkezi olmasının "sadece zaman meselesi" olduğunu söyledi.
Satın alma anlaşması kapsamında Credit Suisse'deki AT1 tahvillerine sahip kişilerin varlıkları silinmiş, tazminat konusunda genelde tahvil sahiplerinden sonra gelen hisse sahiplerine ise ödeme yapılması kararı alınmıştı.

İsviçre'de bankaların sayısı azalıyor
İsviçre Bankacılar Birliği, kriz döneminde hükümet ve merkez bankasını da yanına alarak kurtarma operasyonuna öncülük etmişti.
Eski UBS CEO'su Marcel Rohner, "İsviçre finans sektörü önemli bir kurumun yaşadığı büyük probleme yanıt verebilecek güçteydi. Bu bağlamda, finans merkezi için başarılı bir gelecek öngörüyorum. Çünkü çok iyi şekilde sermayelendirilmiş yüzlerce bankamız var ve servet yönetimi konusunda çok başarılılar" dedi.
Ancak İsviçre'deki bankaların ve bankacıların sayısı giderek azalıyor.
2002'de 356 bankası bulunan ülkede bu rakam 2021'de 239'a kadar düşmüştü. Benzer şekilde 2011'de 108 bin olan banka çalışanlarının sayısı da 91 bine kadar geriledi.
Bu gerilemede diğer ülkelerin vergi kaçırma vakalarına yönelik denetimleri sıklaştırmasının da payı olduğu tahmin ediliyor. 
Finans sektörünün İsviçre ekonomisine katkısı da son yıllarda düşüşe geçmiş durumda. 2002'de gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 9,9'u finans sektöründen geliyordu ancak bu rakam 2022'de 8,9'a kadar düştü. 
Aynı süreçte ilaç sektörü gibi bazı sektörlerin ülke için daha önemli bir konuma gelmesi de finans sektörünün gerilemesini hızlandırdı.
Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal



Piyasayı tekelleştirmekle suçlanan Google'ın parçalanması ABD tarafından değerlendirilen bir seçenek

Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
TT

Piyasayı tekelleştirmekle suçlanan Google'ın parçalanması ABD tarafından değerlendirilen bir seçenek

Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)

Bloomberg, ABD Adalet Bakanlığı'nın, bir yargıcın teknoloji devinin çevrimiçi arama pazarını yasadışı olarak tekelleştirdiğine hükmetmesinden bir hafta sonra, Alphabet'in yan kuruluşu olan Google'ı parçalamak da dahil olmak üzere çeşitli seçenekleri değerlendirdiğini bildirdi. Kaliforniya merkezli şirketin hisseleri genişletilmiş işlemlerde yüzde 1,4 düştü.

Geçtiğimiz hafta verilen kararda, Google'ın antitröst yasasını ihlal ettiğine ve dünyanın varsayılan arama motoru olmak için yasadışı tekel oluşturmak amacıyla milyarlarca dolar harcadığına hükmedildi.

Karar, büyük teknoloji şirketlerinin pazar hakimiyeti karşısında federal yetkililer için ilk büyük zafer olarak görülüyor.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere dayandırılan haberde, Adalet Bakanlığı'nın diğer seçenekleri arasında Google'ı rakipleriyle veri paylaşmaya zorlamak ve yapay zekâ ürünlerinde haksız avantaj elde etmesini önleyecek tedbirler almak olduğu belirtildi. Haberde ayrıca, Android işletim sisteminden kurtulmanın Adalet Bakanlığı avukatları tarafından en çok tartışılan çözümlerden biri olduğu ifade edildi.

Habere göre yetkililer, Google'ın arama reklamcılığı programının olası satışını ve Chrome web tarayıcısının olası elden çıkarılmasını da değerlendiriyor. Federal antitröst kurumları geçtiğimiz dört yıl içinde Meta Platforms, Amazon ve Apple'a karşı, şirketlerin tekellerini yasadışı olarak sürdürdükleri iddiasıyla davalar açtı. Microsoft, Internet Explorer web tarayıcısını Windows kullanıcılarına zorla kullandırdığı iddiaları üzerine 2004 yılında Adalet Bakanlığı ile bir uzlaşmaya varmıştı.