Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, terör bitene kadar sınır dışındaki operasyonlarına devam edecek

Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, terör bitene kadar sınır dışındaki operasyonlarına devam edecek

Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye, başta Suriye'nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) en büyük bileşeni YPG olmak üzere sınırlarına ve halkının güvenliğine yönelik terör tehditlerini ortadan kaldırmak amacıyla sınır dışında yürüttüğü askeri operasyonlara olan bağlılığını yineledi.
Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirme çabaları çerçevesinde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Türk güçlerinin Suriye’nin kuzeyinden tamamen çekilmesi talebine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan örtülü bir yanıt verdi. Erdoğan açıklamasında, halka yönelik tüm terör tehditleri ortadan kaldırılıncaya kadar sınır içinde ve dışında askeri operasyonların devam edeceğini söyledi.
Erdoğan 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'taki depremzede ailelerle yaptığı iftarın ardından açıklamalarda bulunarak, “Son terörist de ülkemiz ve milletimiz için tehdit unsuru olmaktan çıkarılana dek operasyonlarımız, sınırlarımızın içinde ve dışında devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı açıklamasında, “Terörü yenmekle kalmayacağız. Bu alçaklara destek verenlerin, sırtlarını sıvazlayanların, onları silah ve mühimmatla boğanların, kirli hesaplarını da bozacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye, NATO müttefiki ABD’yi terör örgütü DEAŞ’a karşı savaşta yakın müttefik olarak gördüğü YPG’ye destek sağlamakla suçluyor. Ankara, YPG’yi PKK’nın Suriye'nin kuzeyindeki bir uzantısının yanı sıra sınırlarına ve halkının güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Bu konu Washington ve Ankara arasındaki ilişkileri karmaşık hale getiren en tartışmalı dosyalardan biri.
Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında Erdoğan, Türkiye'nin ‘terörist koridoru’ olarak adlandırdığı şeyi ortadan kaldırmak amacıyla Menbiç, Tel Rıfat ve Ayn el-Arab'daki (Kobani) SDG güçlerinin sınırdaki mevzilerini hedef alan yeni bir askeri operasyon başlatma sinyali vermişti. Erdoğan o dönemde yaptığı açıklamada, “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinlikte güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kısmıyla ilgili adımları atmaya başlıyoruz” dedi.
Erdoğan'ın ima ettiği süreç, ABD ve Avrupa'nın yanı sıra Rusya ve İran tarafından geniş çapta reddedildi. Ankara, Washington ve Moskova’nın, Ekim 2019'da imzaladıkları iki mutabakat kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylüyor. Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG mevzilerini hedef alan ‘Barış Pınarı’ askeri operasyonu ise, ABD ve Rusya'nın Kürt güçlerini Türkiye sınırının 30 kilometre güneyine çekme sözü vermesi karşılığında durduruldu. Türkiye, Suriyeli sığınmacıları barındırmak için sınırlarında güvenli bölge oluşturmayı ve sınırlarındaki YPG tehdidini ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Türkiye'nin askeri harekat açıklamaları, Ankara'nın Moskova himayesinde Esed rejimi ile ilişkileri normalleştirme müzakerelerinin yanı sıra bunun çeşitli taraflarca reddedilmesi, ABD'nin bunun kendi kuvvetleri için bir tehdit oluşturacağını düşünmesi ve uluslararası koalisyonun DEAŞ’a karşı mücadele çabaları nedeniyle azaldı. Rusya'nın başkenti, güvenlik ve istihbarat teşkilatları düzeyinde yıllarca süren, gizli veya alenen bir dizi önceki toplantının ardından, Türkiye, Suriye ve Rusya'daki savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının üçlü toplantısına ev sahipliği yaptı.
Türkiye'nin askeri operasyon açıklaması, Esed'in geçtiğimiz Çarşamba günü Moskova'da kaldığı süre boyunca yaptığı açıklamaların ardından geri geldi. Esed, Erdoğan ile görüşmesinin Türk kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesini kabul etmeden gerçekleşemeyeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Ankara ile Şam arasındaki normalleşme süreci müzakerelerine katılan Türkiye, Rusya, Suriye ve İran'ın dışişleri bakan yardımcıları arasında Moskova'da dörtlü zirve yapılacağını söyledi.
Ankara'nın daha önce açıkladığı bilgiye göre, Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki ilişkileri normalleştirme yolunun görüşüleceği toplantının 15-16 Mart tarihlerinde Moskova'da yapılması planlanıyordu. Ancak Esed'in Moskova'ya yaptığı ziyaretle toplantının ‘teknik nedenlerle’ ertelendiği kaydedildi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar önceki gün Rus mevkidaşı Sergey Soygu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye’nin, bölge barışının sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması konusunda üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini söyledi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin liderliğinde başlayan görüşmelerin, bölgede ve Suriye'de barışa ve istikrara giden yolda ciddi katkılar sağlayacağı ve devamının büyük önem taşıdığı’ dile getirildi.
Akar, birkaç gün önce yaptığı açıklamada ise, Suriye'deki Türk askeri varlığının yalnızca ‘terörle mücadele bağlamında olduğunu ve Türkiye'nin sınırlarını ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumayı’ amaçladığını ve bir işgal teşkil etmediğini ifade etti. Ayrıca, PYD konusunda Şam'ın ülkesinin endişesini anlamasını beklediğini söyledi.
Diğer yandan Türkiye'nin yeni Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sedat Önal, "Türkiye, Suriye'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığını sürdürürken, PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin ayrılıkçı gündemlerini akamete uğratma konusunda kararlığını sürdürecek" dedi.
Suriye'de çatışmanın 13. yılına girdiğine dikkati çeken Önal, Suriye halkının savaş ve yerinden edilmenin yarattığı tahribatın acısını çekmeye devam ettiğini dile getirdi. Önal, depremler öncesinde de ülkedeki insani durumun çok kötü olduğuna işaret ederek, "Depremler halihazırda çok kırılgan olan durumu kötüleştirerek, insani ihtiyaçları kritik hale getirdi. Bu durum BM sınır ötesi yardımının sürdürülmesini daha da önemli kılmıştır” şeklinde konuştu.
Açıklamasında Suriye'de süregelen krize kayıtsız kalınamayacağını vurgulayan Önal, depremlerin, krize çözüm bulma çabalarını ertelemenin maliyetinin ne kadar yüksek olabileceğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.
Büyükelçi, “Siyasi süreç tekrar canlandırılmalı. BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 nolu kararı, uygulanabilir siyasi çözüm için temel ilkeleri içeriyor. Bu süreçte sahada sükûnetin muhafaza edilmesi, insani yardımların engelsiz sürdürülmesi ve siyasi sürecin ilerletilmesi için önem taşıyor” dedi.
Sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için uygun koşulların yaratılmasının krize kalıcı çözüm bulma çabalarının bir parçası olması gerektiğine atıfta bulunan Önal, “Bu tüm uluslararası toplumun ortak sorumluluğu” vurguladı.
Önal, Suriye halkının durumunun iyileştirilmesi için çok taraflı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin bu konuda tüm uluslararası girişimlerde yer almaya devam edeceğini söyledi.



Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.


Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor
TT

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Konuya yakın Türk yetkililere göre, İsrail'in muhalefetine rağmen Türkiye, Gazze Şeridi'ndeki çoğunluğu Müslüman, ABD destekli bir güce binlerce asker göndermeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığı habere göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD, Ankara'nın geçen ay Mısır ve Katar ile birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapmasının ardından, ABD tarafından önerilen çok aşamalı bir planın parçası olan uluslararası istikrar gücüne Türkiye'nin katılımını genel olarak desteklediğini belirtti.

Konuşlanmada muharebe ve istihkam birliklerinin yer alması beklenirken, Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne girmesinin ardından Washington'un İsrail'in askeri güç kullanımını sınırlamasını istiyor.

dcfr
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'de yıkımın ortasında bir sebze tezgahı (AP)

Türkiye'nin, Trump'ın ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlama planının önemli bir bileşeni olan uluslararası istikrar gücüne İsrail'in onayı olmadan nasıl katılabileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Türk hükümeti, ABD'nin baskı yapması halinde İsrail'in sonunda geri adım atabileceğine inanıyor, ancak şu ana kadar İsrail hükümetinin geri adım atacağına dair bir işaret yok.