NASA'nın Mars'taki uzay aracı Perseverance'tan çarpıcı görüntü

Mars bulutlarının önemli bir kısmı su buzundan oluşuyor

Dünya'yla Mars arasındaki ortalama mesafe yaklaşık 225 milyon kilometre (NASA)
Dünya'yla Mars arasındaki ortalama mesafe yaklaşık 225 milyon kilometre (NASA)
TT

NASA'nın Mars'taki uzay aracı Perseverance'tan çarpıcı görüntü

Dünya'yla Mars arasındaki ortalama mesafe yaklaşık 225 milyon kilometre (NASA)
Dünya'yla Mars arasındaki ortalama mesafe yaklaşık 225 milyon kilometre (NASA)

NASA'nın Mars'ta çalışmalarına devam eden uzay aracı Perseverance, gezegende gökyüzünün fotoğrafını çekti. Jet İtki Laboratuvarı'nın dün yayımladığı görüntü, 18 Mart'ta yakalandı. 
Görüntüde gün doğmadan hemen önce Kızıl Gezegen'in tepesinde sürüklenen bulutlar yer alıyor. NASA, hem Perseverance ekibinin hem de Mars'taki diğer uzay aracı Curiosity'yle ilgilenen uzmanların gezegendeki bulut oluşma sürecini incelediğini bildirdi. Ancak tam olarak hangi konunun çalışıldığı açıklanmadı.
 Mars
Mars bulutlarının önemli bir kısmı su buzundan oluşuyor ve bunlara genellikle 60 kilometreden yukarıda rastlanmıyor. 
NASA'nın geçen sene başlattığı yurttaş bilimi projesiyle Mars bulutlarının araştırılmasını istemişti. Yetkililer o dönem bu sayede Kızıl Gezegen'in atmosferinde 50-80 kilometre yüksekliğe bir ışık tutulabileceğini söylemişti.
Perseverance, beraberindeki minik helikopter Ingenuity'yle birlikte, 18 Şubat 2021'de Jezero Krateri'ne inmişti.
Jezero krateri özellikle önem verilen bir bölge. Zira yaklaşık 45 kilometre çapındaki bölgenin milyonlarca yıl önce bir nehir yatağı olduğu düşünülüyor.
NASA, Perseverance aracılığıyla bu bölgeyi araştırarak Mars'ın yüzeyinde su olduğu dönemlere dair daha fazla bilgi edinmeyi amaçlıyor.
 
Independent Türkçe, NASA, Space.com



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news