Mısır, Nahda Barajı konusunda uluslararası arenadan destek topluyor

Mısır Su Kaynakları Bakanı, New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 2023 Su Konferansı'na katıldı. (Mısır hükümeti)
Mısır Su Kaynakları Bakanı, New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 2023 Su Konferansı'na katıldı. (Mısır hükümeti)
TT

Mısır, Nahda Barajı konusunda uluslararası arenadan destek topluyor

Mısır Su Kaynakları Bakanı, New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 2023 Su Konferansı'na katıldı. (Mısır hükümeti)
Mısır Su Kaynakları Bakanı, New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 2023 Su Konferansı'na katıldı. (Mısır hükümeti)

Kahire yönetimi, Addis Ababa'nın Nahda Barajı’nın su dolum ve işletimi mekanizmaları üzerinde anlaşma olmadan inşasına karşı çıktığı tutumu konusunda uluslararası toplumdan destek topluyor.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Hani Suveylem perşembe günü New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 2023 Su Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Nahda Barajı’nın inşası neticesinde ülkesinin beklediği hasarlardan bahsetti.
Mısır, Etiyopya'nın 2011'den bu yana Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği barajın nehir suyundaki payını etkileyeceğinden korkuyor. Kahire ve Hartum barajın dolum ve işletimi hususunda bağlayıcı bir yasal anlaşma çağrısında bulunurken Addis Ababa ise hidroelektrik baraj inşasının, su kaynaklarının kullanımı yoluyla kalkınma planlarını desteklediğini savunuyor.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Hani Suveylem, mevkidaşlarına hitaben şu açıklamada bulundu:
“Nahda Barajı, 12 yıl önce gerekli toplumsal, ekonomik ve çevresel ön çalışmalar yapılmadan tek taraflı olarak inşa edildi. Ancak barajın dolum ve işletimi, bu yönde yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmanın ve çalışmanın yokluğunda devam ediyor. 2021'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yayınlanan başkanlık bildirisi tamamen hiçe sayılıyor. Genellikle hidroelektrik projelerinin zarar vermemesi gerektiği iddia edilse de işbirlikçi olmayan bu tür tek taraflı eylemlerin devam etmesi Mısır'a zarar verebilir. Gerçek şu ki bu tek taraflı önlemler uzun süreli bir kuraklıkla çakıştığı takdirde Mısır'ın sosyal ve ekonomik istikrarına ölçülemez bir zarar verilecek. Bu sebeple Mısır'da bir milyondan fazla kişi işsiz kalabilir ve ekili arazilerin büyük bir bölümü yok olabilir.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgile göre Suveylem, çarşamba günü konferansın ana oturumu öncesinde yaptığı açıklamada da barajın Mısır’a vereceği zararlara dikkat çekti. Suveylem, bunları milyonlarca Mısırlının hayatını tehdit eden varoluşsal bir tehdit olarak değerlendirdiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının ortak nehir ve göl havzalarından yararlandığı göz önüne alındığında, ortak su kaynakları yönetiminde etkin işbirliği vazgeçilmezdir. Su ihtiyacının karşılanmasında neredeyse tamamen Nil Nehri'ndeki ortak sulara güvenen Mısır, her zaman Nil Havzası’nın çeşitli ülkeleri arasındaki iş birliğini ve koordinasyonu geliştirmeye çalışmıştır. Uluslararası hukuka uyumu göz ardı eden bu tür eylemler istişareyi, ayrıca toplumsal, ekonomik ve çevresel ön çalışmalar yürütmeyi içeren temel iş birliği ilkesini göz ardı eder. Bu, ortak suların yönetiminde iş birliği için büyük bir zorluk teşkil ediyor.”
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Suveylem, Hindistan, Fransa, Kenya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fas’tan mevkidaşlarının yanı ıra ABD Başkanı'nın Su Kaynakları ve Biyoçeşitlilik Özel Temsilcisi ile de bir araya geldi.
Mısır tarafından yapılan açıklamaya göre görüşmeler sırasında Suveylem, Mısır'ın su güvenliği konusunda üst düzey bir yuvarlak masa toplantısının düzenlendiği COP27 İklim Zirvesi ve Kahire’de düzenlenen su haftaları gibi tüm bölgesel ve uluslararası forumlarda su konusunu ve iklim değişikliğini vurgulamak için gösterdiği çabalara ilişkin bilgi verdi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz