NASA'nın yeni uzay kıyafetleri neden beyaz değil?

Kıyafetin bedene tam anlamıyla uygun olması, aşırı yorgunluğu ve fiziksel yaralanma riskini azaltıyor (AP)
Kıyafetin bedene tam anlamıyla uygun olması, aşırı yorgunluğu ve fiziksel yaralanma riskini azaltıyor (AP)
TT

NASA'nın yeni uzay kıyafetleri neden beyaz değil?

Kıyafetin bedene tam anlamıyla uygun olması, aşırı yorgunluğu ve fiziksel yaralanma riskini azaltıyor (AP)
Kıyafetin bedene tam anlamıyla uygun olması, aşırı yorgunluğu ve fiziksel yaralanma riskini azaltıyor (AP)

NASA'nın 2026'da Artemis görevi kapsamında Ay'a göndermeyi planladığı astronotlar için hazırlanan uzay kıyafetleri dikkat çekici bir tasarıma sahip.
Uzay firması Axiom Space'in NASA'yla imza attığı 228 milyon dolarlık kontrat sonucunda hazırladığı prototip kıyafet, önceki hafta görücüye çıkarılmıştı.
"AxEMY Yeni Nesil" diye adlandırılan uzay giysisi, 1972'de sona eren Apollo Ay görevlerinden sonra gök cismine ilk kez adım atacak astronotların hareket etmesini kolaylaştıracak pek çok yenilik içeriyor.
Hazırlanması 6 ay süren kıyafet sayesinde astronotlar Ay'da zıplamak zorunda kalmayacak. Zira astronotların rahat adım atmasını sağlayacak özel botlar da giysiye dahil.
Öte yandan 15 Mart'ta düzenlenen etkinlikte tanıtılan yeni kıyafette üzerinde durulmayan "karanlık" bir nokta var.
Siyah taban üzerine turuncu ve mavi desenlerle bezenmiş uzay kıyafeti, son derece fütüristik bir görünüme sahip olsa da aslında biraz da yanıltıcı.
Zira astronotların Ay yüzeyindeyken tıpkı Apollo görevlerinde olduğu gibi beyaz kıyafet giymesi gerekiyor.

Siyah giysi tehlike yaratır
Uzmanlara göre astronotlar Ay'da siyah bir giysiyle dolaşırsa hayatları tehlikeye girebilir.
Bu yüzden Ay yüzeyine adım attıklarında üzerlerindeki Axiom tasarımı giysiler aslında beyaz olacak.
Ay'da insanları Güneş'in radyasyonundan koruyacak bir atmosfer yok. Bu da sıcaklığı iyi ayarlamanın hayatta kalmanın bir numaralı kuralı olduğu anlamına geliyor. 
Astronotları Güneş'in filtrelenmemiş ışığında serin tutmak için uzay giysileri yansıtıcı ve iyi yalıtımlı olmalı. Bu yansıtıcılığı sağlamak için en iyi rengin de beyaz olduğu biliniyor.
Axiom Space'ten yapılan basın açıklamasında, yeni prototipte aslında "tescilli tasarımın gizlendiği" ifade edildi.
Şirket sözcüsü Meridyth Moore, "Beyaz versiyon doğrudan NASA'ya verilecek. Bu yaz sonunda NASA'ya teslim edilecek bir eğitim giysisi koleksiyonu hazırlıyoruz" dedi.
Moore, gerçek beyaz giysinin halka ne zaman sunulacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
"Güncel bir tarihimiz yok. NASA'yla birlikte karar vereceğiz."
Independent Türkçe, Business Insider, Science Alert



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy